• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.5. Engel Türleri ve Engel Sınıflandırmaları

2.5.1. İşitme Engelliler

“İşitme engelli, işitme sürecinde herhangi bir aşamada işitme algısının gerçekleşmemesi durumudur. İnsanın işitme sınırları (16-20.000 desibel titreşim arası) içindeki sesler aşağıdaki çeşitli işitme kayıplarından dolayı duyulmamaktadır. 0-20db Normal, 21-35db Hafif, 36-55db Orta, 56-70db Orta-İleri, 91db üzeri Çok

İleri olarak sınıflanmaktadır.

İşitme Kaybı: Kişinin işitmesi, gelişim süreçlerinde iletişimdeki görevlerini

21

İşitme Engeli: Bir bireyin işitme eşik düzeyinin, herhangi bir frekansta

odyogram üzerindeki sıfır eşiğinden belirli derecede sapması bir işitme kaybının olduğunu gösterir.

Sağırlık: Tüm tedavi ve düzeltmelere rağmen işitmenin, anadilini konuşmayı

normal süreçte öğrenmeye mani olma durumudur.

Ağır İşitme: Tüm düzeltmeler yapıldıktan sonra, iyi işiten kulağındaki işitme

kayıpları normal süreçte anadilini öğrenmesine mani olma durumudur.

Merkezi İşitme Özrü: Bütün işitme sistemi düzenli ve sağlıklıdır fakat

beyinde merkezi işitme sisteminde sorun vardır.

Psikojenik İşitme Özrü: Histeri olarak adlandırılan bir rahatsızlıktan dolayı

meydana gelmektedir. İyileşme süreci vardır fakat bazen uzun sürebilir.

Fonksiyonel İşitme Özrü: Seslerin beyinde yorumlanamamasından dolayı

oluşan işitme engelidir”(Tüfekçioğlu, 1991, s.87, ).

2.5.2. Görme Engelliler

Görme duyusu, doğum ile birlikte ışığı karanlıktan ayrıt edebilme yeteneği ile başlamaktadır. Fakat gelişebilmesi için gerekli uyaranların olması gerekmektedir. Göz doğumda hipermetroptur. Yapılan araştırmalarda, yenidoğanlann % 80’inin hipermetrop (uzak görüş), % 5’inin miyop (yakın görüş) ve % 15 inin ise emetrop (retina bozukğu) olduğu saptanmıştır (Aysun, 1995, s.2). Gözde diğer organlar gibi zaman içerisinde çeşitli nedenlerle deforme olarak kısmi ya da sürekli görme kaybına sebep olmaktadır.

“Görme engelinin nedeni, görme duygusunda görevli herhangi bir merkezin fonksiyon kaybıdır. Yasal tanıma göre körlük, tüm düzeltmelerle birlikte olağan görme gücünün 1/10'ine yani 20/200'lik görme keskinliğine ya da daha azına sahip olan ya da görme alanı yirmi derecelik açıyı aşmayan kişilere denir. 20/200'nin anlamı, normal görme gücüne sahip bir kişinin 200 ayaklık (1 ayak: 0,3048 cm) uzaklıktan görebildiği bir şeyi, görme engelli kişinin ancak 20 ayaklık uzaklıktan ya da daha yakından görmesidir. Diğer bir deyişle, normal gören kişinin 6,1 m. den görebildiği büyüklükteki bir şeyi yaklaşık 60 cm. den ya da daha kısa bir uzaklıktan

22 gören ya da hiç bir uzaklıktan göremeyen kişi, yasal tanıma göre kördür. Tüm düzeltmelerle birlikte görme keskinliği 20/70 ve 20/200 arasına düşen kişilere az gören denir. Bunun anlamı normal gören bireyin 21 m den gördüğünü az görenin 6 m den görmesidir” (Özyürek ve Koçak, 1995, s.105).

“B1: Işık algısına sahip olabilirler ama herhangi bir mesafeden el şeklini

tanıyamazlar. Tamamen görmezler.

B2: El şeklini algılayabilirler ancak görme keskinliği 20/600’den daha iyi

değildir. Görme açıları görsel alanda 5 dereceden azdır.

B3: Diğer guruplara göre daha keskin görme yeteneğine sahiptir. Görme

açıları 5-20 derece arasındadır. 20/600-60 görme gücüne sahip değildir” (Atalay Güzel ve Kafa, 2015, s.126).

2.5.3. Bedensel Engelliler

Doğum öncesi, doğum anında ya da doğum sonrası bir nedene bağlı olarak oluşan ve bütün düzeltme işlemlerine rağmen iskelet (kemik), kas ve sinir sisteminde meydana gelen bozukluklara bedensel engel (ortopedik engel) denilmektedir. Bu engelden dolayı, eğitim performansında ve sosyal uyumunda problemler yaşayan bireyler ise, bedensel engelli (ortopedik engelli) olarak adlandırılmaktadır (MEB, 2010).

Serebral Palsi: SP (CP) şeklinde kısaltılmış olan bu hastalık grubu,

gelişmekte olan beyinin (gebeliğin başlangıcından ikinci yaşın sonuna dek) değişik nedenlerle zarar görmesi sonucu ortaya çıkan duyu, algı ve hareket bozukluğudur.

Ampütasyon: Bireyin parmağının, elinin, dirsek altından kolunun, omuzdan

kolunun ya da kollarının, kalça altından bacağının, diz altından bacağının ya da bacaklarının olmaması durumudur. Ampütasyon durumları anne karnındaki çeşitli nedenlerden dolayı çocuğun olağan gelişimini tamamlayamamasının sonucu olduğunda bu duruma doğuştan ampüte denilir.

Merkezi Sinir Sistemini Etkileyen Dejeneratif, Metabolik ve Genetik Kökenli Hastalıklar: Bu hastalıklar down sendromu, subakut sklerozon

panensefalit, jobert sendromu, rett sendromu, prader-willi sendromu ve williams sendromu örnek olarak gösterilebilir.

23

Mental Motor Gerilik (Mental Motor Retardasyon): Zeka, algı ve

bedensel yeterlilikteki geriliğin bir arada görüldüğü durumdur.

Doğuştan Kol Felci (Brakial Pleksus Yaralanması): Doğum anında kola

giden sinirlerin zarar görmesi sonucu ortaya çıkan felç durumudur. Etkilenen kolda tamamen bir felç görülebileceği gibi elde ya da omuzdaki kasların zayıflığı şeklinde de görülebilir.

Omurilik Kapanma Defektleri (Spina Bifida–Meningomyelosel):

Omurilik ve omurilik sıvısının dışarıya doğru fıtıklaştığı, tek bacak veya iki bacakta çeşitli derecelerde görülebilen felçlere neden olan bir hastalıktır (MEB, 2010; MEB, 2013).

2.5.4. Zihinsel Engelliler

Amerikan Zekâ Geriliği Birliği (AAMR)’nin 2002 yılı yönergesinde zekâ geriliği; zihinsel işlevde bulunma, kavramsal, sosyal ve pratik uyumsal becerilerde kendini gösteren davranışlarında zayıflık olması durumudur. Zihinsel yetersizliğin tanımında zekâ ve uyum ölçütlerine yer verilmekle birlikte, zihinsel yetersizlik genellikle zekâ puanına göre sınıflandırılmaktadır. Hafif yetersizlik 50-55’den yaklaşık 70’e, orta yetersizlik 35-40’dan 50-55’e, ağır yetersizlik 20-25den 35-40’a, çok ağır yetersizlik 20-25den aşağı şeklinde sınıflandırılmıştır. Zihinsel engel, genellikle bir çocuğun bilişsel olarak yaşına uygun beklentilerden iki standart sapması, diğer bir değişle IQ testi sonucu 75 ya da daha aşağı skoru elde etmesiyle tanımlanır (Horvath, vd., 1993, s.4; Yılmaz, Şentürk ve Demir, 2015, s.314).

Zihinsel yetersizliği olan birey: Zihinsel işlevler bakımından ortalamanın

iki standart sapma (IQ seviyesi 75 puan) altında farklılık gösteren ve buna bağlı olarak kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde eksiklikleri olan bireylerdir.

Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey: Zihinsel işlevler ile

kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde hafif düzeydeki yetersizliği olan bireylerdir.

Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey: Zihinsel işlevler ile

kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki sınırlılık nedeniyle temel akademik, günlük yaşam ve iş becerilerini yerine getiremeyen bireylerdir.

24

Ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey: Zihinsel işlevler ile

kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki eksiklikleri nedeniyle, öz bakım becerilerinin öğretimi de dâhil olmak üzere yaşam boyunca yoğun özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan bireyler olarak tanımlanmaktadır (MEB, 2008).