• Sonuç bulunamadı

Efsane Mit İlişkis

Belgede Denizli efsaneleri (sayfa 56-59)

EFSANE VE EFSANENİN DİĞER ANLATI TÜRLERİ İLE İLİŞKİSİ

7. Eksik anlatılanlar (Sakaoğlu, 1980: 65).

1.2. EFSANENİN DİĞER ANLATI TÜRLERİ İLE İLİŞKİSİ

1.2.1. Efsane Mit İlişkis

Efsane ile mit birbirlerine çok yakın olan iki türdür. Her ikisinin de gerçek olduğuna inanılması, edebi metin sayılmaması ve kısmen konularının da benzer olması bu türü birbirinden ayırmada zaman zaman güçlük çıkarmaktadır. Bu iki türü karşılaştırmadan önce mitin kısa bir tanımını yapmak yaralı olacaktır.

Mit, kutsal bir öyküyü ve eski zamanlarda, başlangıçtaki zamanda, olup bitmiş bir olayı anlatır. Bir başka deyişle mit, doğaüstü varlıkların başarıları sayesinde, ister eksiksiz olarak bütün gerçeklik, kozmos (kâinat) olsun; isterse onun yalnızca bir parçası (sözgelimi bir ada, bir bitki türü, bir insan davranışı bir kurum) olsun, bir gerçekliğin nasıl yaşama geçtiğini anlatır (Eiade, 1993: 13). Bu durum mitin en önemli özelliğini, onun daima bir yaratılışın öyküsü olduğunu ortaya koyar. Mitlerin bu yaratılışa dayanan tematik özellikleri, onların köken ve işlevlerine dair bazı ikna edici açıklamaları da kendiliğinden getirir (Çobanoğlu, 2001: 6).

“….mitler veya topyekün özellikleriyle birlikte ifade anlamında mitoloji, bir toplumun en eski veya daha doğru bir ifadeyle bilinebilen en eski geleneksel, toplumsal haritaları; insana, hayata ve tabiata dair asırlar ve nesiller boyunca işlenmiş kültürel kodlarıdır.

İnsanlık bugün ulaştığı bilgi seviyesiyle dünyayı ve yakın uzayı hazır ve tanzim edilmiş bilgilerle tanımakta ve bu varlık bilgisi, içine doğulan kültürün eğitim şartlarına göre nesillerden nesillere aktarılmaktadır. Bu varlık bilgisine doğru yola çıkışın ilk ürünleri ise mitlerdir. Dış dünyamızda, etrafımızda var olan her şeyin; adlandırılışı, sınıflandırılışı, anlamlandırılışı ve yüzyıllar, hatta bin yıllar boyu devam eden tecrübelerin idrak edilmesiyle ve bunların aktarılmasıyla ilkel bilim ve din, mitlerin temelini teşkil eder” (Çobanoğlu, 2001: 7-8).

Mit, bir şeyin nasıl yaratıldığını, nasıl var olmaya başladığını anlatmaktadır. Buna göre bir mit, gerçekten olup bitmiş ve tam anlamıyla ortaya çıkmış olan bir şeyden söz eder. Mitlerdeki kişiler, özellikle başlangıçtaki o eşsiz zamanda yaptıklarıyla tanınan doğaüstü varlıklardır ve mitler, onların yaratıcı etkinliğini ortaya koyarak, yaptıklarının kutsallığını ortaya çıkarırlar. Netice itibarıyla, mitler, kutsal (veya

tabiatüstü) olan şeyin, dünyaya çeşitli, kimi zaman da heyecan verici akınlarını ve müdahalelerini tasvir etmektedirler.

“..mit kutsal bir öykü olarak kabul edilir. Buna göre gerçek bir öyküdür, çünkü daima gerçekliklerden yola çıkmaktadır. Dünyanın varlığı da bunu ispatlamaktadır; ölümün kökeni mit de gerçektir; çünkü insanın ölümlülüğü bunu kanıtlamaktadır.” (Eliade, 1993: 13).

Efsane ve mitler birbirlerine oldukça yakındır ve bazen birini diğerinden ayırmak oldukça zor olmaktadır. Mitler muhteva olarak oldukça geniştir. Ancak gerçekte hepsi bir çizgide birleşirler. Genel olarak mitler gerçek, yaratılış ve zamanın başlangıcı hakkında bilgi verirler (Honko, 2005: 256).

“Mitoloji, önceleri mit olarak sınıflandırılmış hikâye öbeklerine verilen genel bir ad iken daha sonraları, Amerika’nın keşfiyle ortaya çıkan ‘vahşi soylu’ kavramının hızlandırdığı sosyal ve beşeri bilimlerin, özellikle de halk biliminin teşekkül sürecinde anlam değiştirir. Mitoloji 17. yüzyıl başlarından itibaren, mit olarak adlandırılan hikâyelerin anlamları ve hangi toplumsal örgütlenişlere kaynaklık ettikleri veya hangi toplumsal değişimin ürünü oldukları gibi konuları araştıran bir bilgi alanı olmuş ve hatta pek çok kişinin kabul ettiği gibi bir bilim dalına dönüşmüştür” (Çobanoğlu, 2001: 16).

“Mit, olağanüstü varlıkların eylemlerinin öyküsünü oluşturur. Bu öykü kesinlikle gerçek (çünkü gerçeklerle ilgilidir) ve kutsal (çünkü olağanüstü varlıklar tarafından yaratılmış) olarak kabul edilir.

Mit her zaman bir yaratılışla ilgilidir, bir şeyin yaşama nasıl geçtiğini, ya da bir davranışın, bir kurumun bir çalışma biçiminin nasıl yaratılmış olduğunu anlatır.

İnsan miti bilmekle nesnelerin kökenini de bilir. Bu nedenle de nesnelere egemen olmayı onları istediği gibi yönlendirip kullanmayı başarabilir” (Eliade, 1993: 23).

Mitler toplumun dinî değerleri üzerine kuruludur ve tanrıların hikâyelerini ve maceralarını anlatır.

“Mitos, belli bir durumun yarattığı insan düş gücünün (imgelerinin) ürünü olup, belli bir şey yapma niyetini gösterir. Böyle anlaşıldıkta, mitos hakkında sorulması gereken doğru

soru, ‘onun gerçek olup olmadığı’ değil, ‘onunla ne yapmak niyetinde olunduğu’ sorusudur” (Henri, 1988: 9).

Yukarıda kısaca vermiş olduğumuz mit tanımlamamalarından yola çıkarak efsane mit arasındaki münasebeti şu şekilde açıklamak mümkündür:

Efsaneler, mitlerin aksine gerçek tarihi hadiselerin ve şahsiyetlerin etrafında teşekkül ederler. İlk insanlar tarihi hadiseleri hikâye şeklinde birbirlerine naklederlerdi. Bu hadiseler zaman geçtikçe nesilden nesile aktarılarak efsaneye çevrilmişlerdir.

Mitolojik anlatmalar dünyanın ve evrenin yaratıldığı dönemi konu alırlar. Bu bakımdan mitin oluşum zamanını ve kahramanını belirlemek olanaksızdır. Efsaneler ise daha yakın zamanlarda oluşmuştur. Bu bakımdan bazı efsanelerin oluştuğu zamanı ve kahramanını belirleyebilmek mümkündür.

Mitlerin esas unsuru tabiattır, evrendir; efsanelerinki ise çoğunlukla cemiyet hadiseleri ve tarihtir (Ergun, 1997: 46).

Efsaneler, menkabeler ve masallar, insanın faniliği, geçiciliği düşünmesini sağlar, mitler ise daha başlangıçta bundan daha farklı şeyler ileri sürerek insanı fani dünyadan ve zamandan uzaklaştırır (Luthi, 2006: 352).

Mitlerde, totemler çok sık görülürler, ayrıca tanrı, tanrıça ve yarı tanrılar vardır; efsanelerin kahramanları ise tarihi şahıslar ve sıradan insanlardır.

Mitolojik anlatmalar, bilinmeyen çok eski zamanlarda oluşmuştur. Bunlar çoğunlukla kozmik dönemi kapsamaktadır. Mitlerin üretildiği bu ortamlar artık kaybolduğu için yeni mitolojik anlatma üretmek mümkün değildir. Efsanelerin üretilme ortamları hala devam ettiği için efsane üretimi de durmadan devam etmektedir.

Mitlerde hayalle, fanteziyle bağlılık çok güçlüdür. Onların dünyası artık tamamıyla hayalidir. Buna karşılık efsanelerde gerçeklerle olan bağ daha kuvvetlidir. Efsanelerde yaşanan dünya günümüzde yaşadığımız dünyadır. Efsanenin içinde gördüklerimiz bu gün etrafımızda görebileceğimiz, dağlar, taşlar, göller, nehirler vb. ya da yakın zamanda yaşamış olan ve hala halkın hafızasında yaşamakta olan din büyükleridir.

Belgede Denizli efsaneleri (sayfa 56-59)