• Sonuç bulunamadı

Ebulkasım ve Basra Emiri‟nin Hikâyesi

7. EL-FEREC BA‟DE‟ġ-ġĠDDE‟DEKĠ HĠKÂYELERĠN ÖZETLERĠ (ĠLK

7.1. Ebulkasım ve Basra Emiri‟nin Hikâyesi

Rivayete göre halifelik Harun ReĢid‟e gelir. Harun ReĢid memleketi adalet ve cömertlikle idare eder. Halifenin akıllı, faziletli ve her iĢinde iyi olan Fazl ibni Rebi‟ adında bir veziri vardır. Fazl, halifenin iyi iĢlerinde ona destek olurken, kötü iĢlerine de muhalefet eder. Halife yine bir gün olur olmaz kiĢilerin yanında kendisini övünce, veziri müdahale eder. Vezirinin müdahalesine kızan halife, bu dünyada kendisinden daha himmetli ve faziletli kimsenin olup olmadığını sorar. Vezir, Basra Ģehrinde Ebulkasım adında birinin kendisinden daha himmetli ve faziletli olduğunu söyler. Zaten vezire kızmıĢ olan halife; dediğin doğru çıkmazsa kanını yere döker, evini barkını yıkar, yerine arpa ekerim, der.

Halife, Fazl‟ı zindana attırıp, ertesi gün kıyafet değiĢtirerek Basra‟ya gider. Ebulkasım‟ı bulur. Fakat kendisini halife olarak tanıtmaz. Kasım, halifeyi içeri alıp tahtına oturtur. Bir süre sonra hizmetkârlar, yeĢimden ve kristalden kıymetli kadehlerde, altın tepsilerde, sinilerde pek çok yiyecek ve içecek getirir. Halife bu ihtiĢama ĢaĢırıp kalır. Kasım, halifeyi baĢka bir saraya götürüp orada da eğlence meclisi kurar. Bu meclise gövdesi gümüĢten, dalları altından, yaprakları yeĢil zümrütten bir ağaç getirir. Ağacın üzerinde bir tavus kuĢu vardır. Kasım tavusa

70

Bkz. Ali Akyol, “Ferec Ba’de’Ģ-ġidde: (Abdü’l-aziz Cevheri, Fazlu’llah, Benna Hikâyeleri), GiriĢ, Dil Bilgisi, Metin, Dizin” YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008.

71 Emine Yılmaz, “György Hazai, Andreas Tietze (2006). Ferec ba‟d eĢ-Ģidde (Ein früosmanisches

dokununca, tavus ağacın üzerinde dönmeye baĢlayıp etrafa güzel kokular saçar. Ebulkasım ağacı ve tavusu içeri götürdükten sonra meclise, elinde kadehle zarif bir genç girer. Halifeye kadehi sunar. Halife kadehte kendisine sunulanı içtikten sonra, kadeh kendiliğinden dolar. Bu durum halifeyi hayretler içerisinde bırakır ve Harun ReĢid vezirin doğru söylediğine kanaat getirir. Vezirin sözünün doğru olduğuna kanaat getiren halife ertesi gün yola çıkıp Bağdat‟a dönmek için hazırlanırken, bir cariye ona mektup verir. Ebulkasım tarafından gönderilen mektupta Ģunlar yazılmıĢtır: “Ey aziz misafir, bil ki seni tanımıyorum ve nereden geldiğini bilmem. Bundan dolayı hizmette bir kusurumuz olduysa mazur görün. Ağacı, köleyi, cariyeyi ve kadehi gördüğünüzde beğendiğinizden dolayı bunlara nazarınız düĢtü. Bizim âdetimize göre konuğumuza yarayacak bir Ģey bize haramdır. Bu yüzden onları hizmetinize verdim. Kabul buyurup mazur görünüz.” Mektubu okuyan halife, Kasım‟ın kereminden hayretler içerisinde kalır ve hediyeleri toparlayıp Bağdat‟a gider. Fazl‟ı hemen zindandan çıkarıp gönlünü alır. Sonra yanında getirdiği köleyi ve kadehi Fazl‟a, cariye ve ağacı ise eĢi Zübeyde‟ye verir. Halife, vezirine, hazineden en kıymetli parçaları Ebulkasım‟a hediye olarak vermesini söyler. Daha sonra Basra beyine bir mektup yazıp, Basra‟nın beyliğini Ebulkasım‟a verdiğini ve kendisinin Kasım‟a hizmet etmesini söyler. Mektup Basra beyine ulaĢınca, Basra beyi ne yapacağını bilemez.

Beyin Ebulfeth-i Vasiti adında kötü huylu ve Kasım‟ın baĢ düĢmanı olan bir veziri vardır. Vezir bu durumdan kurtulmak için Basra beyiyle görüĢüp Kasım‟ı öldürmeye karar verir. Vasiti, Kasım‟ın meclisine gidip, yiyip içmeye baĢlar. Bu esnada fark ettirmeden onun kadehine bir miktar zehir koyar. Bu zehir insanı ölü gibi dondurur. Kasım zehirden yer yemez, meclisin ortasına yığılıp kalır. Herkes onun öldüğünü zanneder. Daha sonra onu gömmek üzere bir tabuta koyarlar. Fakat Vasiti onu gömdürtmez. Gece gelip Kasım‟ı tabuttan çıkarır ve aklı baĢından gidene kadar döver. Bu esnada Harun ReĢid‟in veziri Basra‟ya gelir. Herkesin matem içerisinde olduğunu görür. Matemin sebebini sorunca kendisine Kasım‟ın öldüğü söylenir. Bunun üzerine çok üzülen Fazl, Bağdat‟a geri dönüp durumu halifeye anlatır.

Vasıti, Kasım‟ı öldürmeye gideceği gece, haramiler soydukları malları bölüĢmek üzere mezarlığa giderler. Burada tabutun içinde asılı duran birini görürler. Yanına gelip neden bu halde olduğunu sorarlar. O da, bir bezirgânın hizmetkârı

olduğunu, bir suç iĢlediğini, bu yüzden de bezirgânın onu bu Ģekilde cezalandırdığını söyler. Haramiler Kasım‟ı alıp bir mağaraya giderler. Bu esnada Kasım‟ı öldürmeye gelen Vasıti onu bulamaz. Askerlerle beraber her tarafı ararken haramilerle karĢılaĢır ve onlarla savaĢırlar. Bütün haramileri tutsak ederler. Böylece Kasım tekrar Vasiti‟nin eline düĢer. Vasiti, Kasım‟ı evinin bahçesindeki kuyuya atıp oğluyla birlikte onun üzerine taĢlar atar. Daha sonra oğlunu kuyunun baĢında bırakıp gider. Vasıti‟nin oğlu uykuya dalar. Bu esnada Kasım kuyuda bir ıslaklık görür ve o ıslaklığı eliyle kazar. Kuyu su ile dolar. Yüzme bilen Kasım, kuyunun üzerine çıkar. Vasıti‟nin oğlunu kuyuya atıp kaçar. Bir su kenarında uykuya dalar. Uyandığında baĢında bir kervan görür. Kervandakiler neden bu hale düĢtüğünü sorarlar. Kasım, bir bezirgânın kulu olduğunu, haramilerin baskınına uğradığını söyler. KervanbaĢının emriyle Kasım giydirilip, ata bindirilir ve onlarla beraber yola devam eder. Kervan bağlık bağçelik bir yerde konar. Burada Basra beyi, kızı için bir saray yaptırmıĢtır. Kız kervanın konduğunu görür ve kervanbaĢından bir iki kıymetli parça göndermesini ister. KervanbaĢı eĢyaları Kasım‟la saraya gönderir. Kız, Kasım‟ı çok beğendiğinden onu alıkoyar.

Bu arada Kasım‟ın kaçtığını anlayan Basra beyi, her yerde onu arar, fakat bulamaz. Kasım‟ı ararken kızının evinin yakınlarından geçen Basra beyi, “kızıma uğrayayım.” der. Kız, babasının geleceğini öğrenince Kasım‟ı saklar. Uyku vakti gelince kızın babası Kasım‟ı kızı ile beraber uyurken yakalar. Bir Ģekilde Kasım kurtulup kaçar ve yaĢlı bir adam onu saklar. Kız ve hizmetçisi öldürülmek üzere bir cellâda verilir. Cellât kızı öldürmeden önce ziynetlerini almak ister. Kızın parmağından yüzüğü ısırarak çıkarmaya çalıĢırken yüzükteki zehir onu öldürür. Böylece kız ve hizmetçi kaçar. Onların yolu da aynı yaĢlı adamın evine düĢünce, Kasım ve kız yeniden kavuĢurlar. Fakat yakalanma korkusuyla orada durmayıp Bağdat‟a giderler. Kasım Bağdat‟ta hamallık yaparak geçimlerini sağlamaya çalıĢır. Bir gün Harun ReĢid‟in evinin önünden geçerken, vakti zamanında Harun ReĢid‟in Kasım‟dan aldığı cariye onu tanır. Durum halifeye bildirilir. Kasım baĢından geçenleri bir bir anlatır. Halifenin emriyle Basra beyi ile veziri yakalanıp getirilir ve darağacında astırılırlar. Halife, Kasım‟dan aldığı köle ve cariyeyi geri verir. Basra beyliğine Kasım‟ı getirir. Kasım ise cariye ve köleyi azat edip birbiriyle evlendirir.

Kendisi de Basra beyinin kızıyla evlenir. Emirlik uzun yıllar Kasım‟ın ailesinde kalır.