• Sonuç bulunamadı

7. EL-FEREC BA‟DE‟ġ-ġĠDDE‟DEKĠ HĠKÂYELERĠN ÖZETLERĠ (ĠLK

1.2. Düğüm Motifleri

1.2.22. Cadı ve Cadıya Kurban Sunma

Halk anlatılarında cadı, genellikle kötü karakterlere yardımcı olan, büyü ile çeĢitli kılıklara giren, uçabilen, insanlara ve diğer canlılara zarar verebilen karakterlerden biridir. Cadılar genellikle anlatılarda kötülerden yanadır. Adeta onların yardımcılarıdır. Kötü karakterlerin kendilerine baĢvurmalarıyla anlatının akıĢını değiĢtirebilirler. Fakat hiçbir cadı anlatılarda kahraman olamaz ve anlatının sonunda ödüllendirilmez. Cadıların bazen iyi karakterlere de yardım ettiği görülür. Ancak bu durum cadı kavramının oluĢmuĢ olan mahiyetini değiĢtirecek derecede değildir.

Asuman ile Zeycan hikâyesinde, Asuman Kabub Ģehrinde kahvehane açar. Ancak orada bulunan on sekiz kahveci bir araya gelip Asuman‟dan kurtulmaya karar verirler. Bunun için bir cadıya baĢvururlar.197

HurĢid ile Ġlik Hanım hikâyesinde iki sevgiliyi bir cadı ayırır.198

Gence padiĢahı Mahmut tarafından götürülen kızını alıp getirmesi için cadıya baĢvurur.199

197 Kaya, Koz, age., s.151. 198 age., s.101.

199

Dördüncü hikâyede cadı, kötü karakterlerden Meymune ve Menuçehr‟in yardımcısıdır. Cadıdan aldıkları yardım ile Ruh-efza‟nın elinde bulunan tahtı alırlar. Cadı aynı zamanda Ruh-efza‟yı tutsak eder:

Āħir Menūçehr eyitdi: “İy Meymūne, iki işden birini itmek gereksin: ya bunı ki diyesin babaña ħalķı düze, beni pādişāh idineler, ya ol ki emenesin, Selūķıyār cezįresine varasın, anda Bedre adlu bir cāźū vardur, benümle ana oġul oķımışdur ve āferįnişde anuñ gibi cādū yoķdur. Cihān ķamu anuñ ķahr pençesinüñ maķhūrıdur. Ķıśśa-i ġuśśam anuñ ķatında oķıyasın tā ol dostlıķ bābından dest-i imtiĥān ile bend-i düşmānı benden götüre. Ol vaķt ki bu işi bitüresin, cānumı rıżāña fidā idem. Göñlümi vefāña pįş-keş çekem.” Didi. (4.H/91)

Pek çok halk anlatısında olduğu gibi bu hikâyede de iyi karakterin yardımcısı kötü karakterin yardımcısını yenecektir. Bu hikâyede de Rıdvan- Ģad‟a yardım edecek olan Yakub-ı Yemeni, Bedre‟yi yenip Rıdvan-Ģad ve Ruh- efza‟nın feraha kavuĢmasını sağlayacaktır.

Yakub-ı Yemeni daha önce de Bedre ile karĢılaĢmıĢtır. Bedre büyü ile etkisi altına aldığı padiĢahlıklardan her ay kendisine bir yiğit alır. Bu yiğit ile yattıktan sonra onu öldürüp piĢirip yer:

Bil kim ol ħūb śūretlü muĥteşem pįr ki gördüñ, atamdur ve bu şehrüñ pādişāhıdur ve benden artuķ oġlı yoķdur ve işbu deryā içinde bir cezįre vardur, adı Selūķıyār’dur. Anda bir Bedre adlu cādū Ǿavrat eglenmişdür. Bu deryā nevāĥisinde ne ķadar melik ve ħüsrev varısa anuñ belāsıyıla mübtelādur. Dükelini bir nefesde yudmaķ elinden gelür. Her bir melik anuñıla bir dürlü müdārāt itmiş durur ve bu bizüm ħalķ anuñ üzerine muķarrer ķıldılar ki ayda bir benüm gibi cüvān vireler. Ol melǾūne gele, bu yirde anı bula, anuñıla yata. Ŧura murādını ala, andan śoñra ol cüvānı öldüre, ķanını yire döke. Andan pāreleye, bişüre, yiye. (4.H/97–98)

Ġsm-i Azam duasının yazılı olduğu tomarı elde etmiĢ olan Yakup, bu dua sayesinde Bedre‟nin yapacağı kötülüğü engeller. Bedre‟yi öldürecekken, Bedre Yakup‟a yalvarır ve ona, bir daha insanoğluna zarar vermeyeceğine dair söz verir. Bunun üzerine Yakup Bedre‟yi öldürmez.

Sekizinci hikâyede Umman melikinin eĢi cadıdır:

Meger bu melik-iǾUmmān’uñ bir cādū Ǿavratı varıdı. Ekŝerį evķāt ol ħatun ķatında olurıdum. (8.H/180)

Umman melikini karısı her akĢam büyü ile bindiği küpü uçurup cadıların pirinden ders almaya gider. Hikâyenin kahramanı Zeynülasnam‟a yardımcı olacak olan kiĢi de bu cadı sayesinde Zeynülasnam‟ı feraha kavuĢturacak nesneyi elde eder:

Zen geldi küpe bindi. Efsūnını oķıdı küp döñdi āħir arķuncaķ bir yire ķondı. Andan zen küpden indi. Ber-ā-berinde bir mürġzār görindi. Ābhā-yı revān der-miyān bir taħt urılmış. Ħūb-śūretį pįr ol taħt üzerinde oturur. Melikāne ŧonlar geyür. İki yüz ola artuķ er, Ǿavrat her biri bir iķlimden, yöresinde oturur. Her biri ol pįrden nesne śorarlar. Ol pįr bulara fetvā virür. Zen ol mürġzāra vardı. Ol ħalķ arasında bir yirde oturdı. (8.H/180–181)

Zeynülasnam‟a yardım edecek nesne Ģahmaran yağıdır. Bu yağ sayesinde Zeynülasnam cinlerin melikine suçsuz olduğunu ispatlayacaktır.

Görüldüğü üzere bu hikâyedeki cadı herhangi bir kötülük yapmamıĢtır. Hatta iyi karakterlere dolaylı olarak yardımı dokunmuĢtur.

Ferec‟in on yedinci hikâyesinde Basralı Tahir çaresiz bir durumdadır. KardeĢleri yüzünden sürekli sıkıntılara düĢmüĢtür. Sevdiği kızı da kaybetmek üzeredir. Çünkü Kamerülbahr, ona âĢık olmuĢ olan Ġrem Ģahının eline düĢmüĢtür. Tahir her gün Kamerülbahr‟in bulunduğu sarayın önüne gider. Bunu fark eden bir çavuĢ ona derdinin ne olduğunu sorar. Tahir‟in derdini dinledikten sonra ona sadece ġemse isimli cadının yardımcı olabileceğini söyler:

Eyitdi: ‘Tañrı TeǾālā andan gökcek yir yaratmamışdur ve ol cezįreye cezįre-i firdevs dirler ve ol cezįrede bir cādū Ǿavrat vardur, adı

Şemse’dür. Her pādişāh ki bu deryā-bārda vardur, ol Şemse-i cādū elindedür. Anuñ buyrıġından ŧaşra kimse iş işlemez. (17.H/305–306)

ġemse‟nin yardımıyla Tahir bütün sıkıntılardan kurtulur. Sevdiğine kavuĢur. ġemse‟den aldığı büyülü yağlar ile kardeĢlerinin cezasını verir. Bu hikâyede cadı iyi karaktere yardımcı olmuĢ, onu feraha kavuĢturmuĢtur. Bu duruma anlatılarda ender rastlanılır.