• Sonuç bulunamadı

4. EMEVÎLER DÖNEMİNDE VELİAHTLIK UYGULAMASINA GENEL BİR BAKIŞ

1.1. Ebu’l-Abbas Abdullah es-Seffâh

1.1.2. Ebu’l-Abbas Abdullah es-Seffah’ın Halîfe Seçilmesi

Abbasî propagandasını başlatıp güçlendiren kişi olan Muhammed b. Ali; İbrahim, Ebu’l-Abbas ve Ebû Ca’fer adında üç oğul bırakarak 126/743 yılında öldü.141 Muhammed, kendisinden sonra oğlu İbrahim’e imam olmasını vasiyet etti ve İmam İbrahim’le birlikte hareket, 127/744 yılında eylem dönemine girmiş oldu.142 İmam İbrahim’in hapsedilmesi üzerine Ebu’l-Abbas ailesiye birlikte 132/749 yılında Kûfe’ye gitti. Beraberinde Ebû Ca’fer, Ali b. Abdullah’ın oğulları (Ebu’l-Abbas ve Ebû Ca’fer’in amcaları) Süleyman, Îsa, Salih, İsmail, Abdullah, Abdüssamed, Mûsâ ve onun oğlu ile diğerleri vardı.143 Orada 40 gün gizlendiler. İmam İbrahim’in ölüm haberi gelince de Ebu’l-Abbas’a 14 Rebîulevvel 132/31 Ekim 749 yılında biat edildi.144

137 Mes’uûî, Murûc, 215-217.

138 Hasan İbrahim Hasan, İslâm Tarihi I-II, 312; Şeyban, Lütfi, İlk Dönem Abbâsîlerde Kadın (132-

232/750-847), İstanbul, 2004, 63.

139 Hâlid b. Bermek (Ebu Seleme Hafs b. Süleyman el-Hallal’ın öldürülmesinden sonra vezir ismi ile anılan Abbâsîler’in ilk veziridir. İbn Abdirabbih, Ikdü’l Ferîd, V, 113); Yıldız, Hakkı Dursun, “Bermekiler”, DİA, İstanbul, 1992, V, 518.

140 Mes’ûdî, Murûc, III, 276-277; el-Etlidî, Muhammed b. Diyâb, Abbasî Geceleri, çev. Erkan Avşar, İstanbul, 2006, 13-18; DGBİT, III, 60.

141 O’leary, De Lacy, İslâm Düşüncesi ve Tarihteki Yeri, çev. Hüseyin Yurdaydın, Yaşar Kutluay, Ankara, 1971, 68.

142 Hasan İbrahim Hasan, İslâm Tarihi I-II, 308.

143 Taberî, Târih, VII, 421-423; Mes’ûdî, Murûc, III, 259-260; Omar, Farouk, The Abbasîd Caliphate

(132-170/750-786), Baghdad, 1969, 121; Apak, Adem, Anahatlarıyla İslâm Tarihi 4 (Abbâsîler Dönemi), İstanbul, 2011, 43.

Ebu’l-Abbas’ın adaylığı henüz babası hayattayken bile çoktan belliydi çünkü O, Abbasoğulları arasında en kabul edilebilir seçimdi. Kendisi ya da bir başkası da bu duruma itiraz etmedi.145 Ebu’l-Abbas’ın seçilmesinde Ebû Ca’fer gibi sivri birinin yanında onun daha mutedil görünmesi146 ve en önemlisi Ebu’l-Abbas’ın annesinin Arap olması, gibi etkenler yer almaktadır. Ebu’l-Abbas’ın kardeşleri olan İbrahim, Mûsâ, Ebû Ca’fer ve Abdullah el-Mansûr ümmü veleddirler.147 O halde neden en başından Ebu’l-Abbas değil de İbrahim imam oldu sorusunun cevabı da ileride devletin kurucusu ve ilk Abbasî halîfesi olacak olan Ebu’l-Abbas’ın, her türlü ölüm riskinden soyutlanarak, gizli ve güvenli yerlerde muhafaza edilmesi ve arka planda tutularak onun hayatta kalmasını temin altına almayı sağlamaktı. Çünkü kardeşleri ve amcaları kadar davet sürecinde aktif rol oynasaydı şüphesiz Emevî halîfelerinin ve valilerinin nazarından kaçmayacak ve hayatı riske girecekti.

Dûrî; yukarıdakilere ek olarak Ebu’l-Abbas’ın Ebû Ca’fer’den küçük olmasına rağmen tercih sebebi görülmesinde, Ebû Ca’fer’in davet için sürekli Irak ve İran arasında yolculuk yaptığını gerekçe gösterir. Ebû Ca’fer’in seyahat halinde olması, İmam İbrahim’in her zaman yanında yer alan Ebu’l-Abbas’a eğilim göstermesine sebep olmuştur.148 Zira Abbasî daveti için gelen insanlar imamın yanında hep Ebu’l- Abbas’ı görmüşler ve bu da taraftarların ona temayülüne sebep olmuştur. Verilen bu bilgiler, Ebu’l-Abbas’ın hilâfetinin önceden belirlendiği kanaatini ortaya koymaktadır. Çünkü O, dedesinin yanında eğitim almış, kardeşi İbrahim’in de gölgesinde siyaseti öğrenmiştir.

Mervan’ın öldürülmesiyle hilâfeti için engel kalmayan Ebu’l-Abbas’ın Kûfe camisinde verdiği hutbeyi149 geniş çapta değerlendiren Ahmed Hilmi, şu çıkarımlarda bulunur: “Bu hutbede üç husus dikkat çekmektedir. Birincisi; Emevîler dönemi boyunca Abbasoğulları, Ali evladının çıkardığı isyanlara asla dahil olmadılar, onları desteklemediler. Şayet amca çocuklarını desteklemiş olsalardı belki başarıya

145 Omar, Farouk, The Abbasîd Chaliphate, 121.

146 el-Abbâdî, Ahmed Muhtar, fi’t-Târihu’l-Abbasî ve’l-Endelüsî, Beyrut, tsz, 42-43.

147 İbn Kuteybe, Ebu Muhammed b. Müslim ed-Dineverî (v.276/889), el-Maârif, Beyrut, 1987, 257. Ümmü veled: Mevlasının firaşinde, onun ikrarı ile birlikte çocuk doğurmuş olan cariye. Efendisi ölünce hür olur. Erdoğan, Mehmet, Fıkıh ve Hukuk Terimler Sözlüğü, İstanbul 2010, 592.

148 ed-Dûrî, Abdülazîz, el-Asru’l-Abbâsiyyu’l- Evvel (Dirâset fi’t-târihiyyi es-Siyasiyyi ve’l-İdâriyyi ve’l

Mâliyyi, Beyrut 1997, 167.

ulaşabilecekler, bu isyanlar cılız birer isyan olup, Ali evladından pek çok kimsenin şehit olmasıyla sonuçlanmayacaktı. İkincisi; iktidara geldiklerinde onlara karşı çıkan amca oğullarına sadece zulmetmekle kalmayıp onları itibarsızlaştırmaya çalıştılar, önde gelen kimseleri bularak onları istihfaf ettiler ve Alevî davasını tamamen ortadan kaldırmak istediler. Bu konuda Hz. Ali dahi Mansûr’un eleştirilerine hedef oldu. Mansûr, Hz. Ali hakkında. “O, elini kana buladı, hakem konusundaki fikri de yanlıştı. Bu yüzden ümmet ondan uzaklaştı ve onun hakkında farklı görüşler ileri sürerek farklı fırkalara ayrıldı. Hasan meselesine gelince o da Muâviye’nin rüşvetini kabul etti ve kendi zevklerine daldı. Sözgelimi istediği kadınla evlendi istediğini boşadı.” demiştir. Üçüncü mesele ise; Abbâsîler hilâfete kendilerini daha layık gördüler. Onlar hem ehli beytin hem de Hz. Peygamber’in vârisleri idiler. Bu yüzden halîfeliğe Ali evladından daha layıktılar. Abbâsîler, davet aşamasında Horasanlılardan ve Alevilerden yardım istediklerinde de kesinlikle hilâfeti Ali’nin çocuklarına teslim etmeyi düşünmediler.150

Bu tespit ve iddialar doğrultusunda Ahmed Hilmi’nin yorumları isabetli olmakla birlikte aynı zamanda Abbâsîler’e yönelik haksız ithamlar da gtaşımaktadır. Abbâsîler, iktidara gelene kadar gerçekten hiçbir Ali evladının isyanına katılmadı. Çünkü Abbâsîler’in lideri olarak görülen Abdullah b. Abbas’ın’ın siyasetle hiç işi olmamış tamamen ilimle meşgul olmuştu dolayısıyla bu aile ve taraftarları da liderleri gibi hareket etti. Abbâsîler, ancak Abdullah’ın oğlu ile birlikte gizli bir propaganda işine girdiler. Onlar amcaoğullarının başlarına gelen şeylerden dolayı daha temkinli davrandılar. İmam Azam Ebû Hanife dahi: “Zeyd b. Ali’nin bu hareketi Allah Rasûlünün Bedir’deki hareketine benziyor”151 benzetmesinde bulunduğu Zeyd b. Ali isyanına sırf Ali evladı taraftarlarına güvenemediğinden fiilî olarak katılmadığını beyan etmişken, Abbâsîler’in onlarca başarısız isyan hareketinden sonra gizli bir şekilde organize olarak güçlenmeleri daha makuldü.

Emevîler’in baskı ve zulmünden dolayı kaçak hayatı yaşayan Ebu’l-Abbas ve ailesi iktidara geldiklerinde de devlet yönetimine kendilerine en yakın kimseleri

150 Hilmi, Muhammed Hilmi Muhammed, el-Hilâfetü ve’d-Devle fî Asri’l-Abbâsî, Kahire 1959, 46-47. 151 Ebu Zehra, Muhammed, İslâm Hukuk Okulları ve Sekiz Büyük İmam, çev. Vecdi Akyüz, İstanbul,

getirmiştir. Ebu’l-Abbas bu konuda en ihtiyatlı davranan halîfe olmuş ve kardeşi Ebû Ca’fer dahil bütün amcalarına valilik görevi vermiştir.152