• Sonuç bulunamadı

Ebû Ca’fer Abdullah el-Mansûr’un Hilâfetten Önceki Siyasî Faaliyetleri

4. EMEVÎLER DÖNEMİNDE VELİAHTLIK UYGULAMASINA GENEL BİR BAKIŞ

1.2. Ebû Ca’fer Abdullah el-Mansûr

1.2.2. Ebû Ca’fer Abdullah el-Mansûr’un Hilâfetten Önceki Siyasî Faaliyetleri

Kardeşi Ebu’l Abbas’ın aksine Ebû Ca’fer çocukluğundan itibaren Abbâsî davetinin organize olmasında ve başarıya ulaşmasında bizzat çalışmıştır. Bir defasında

193 Abbâdî, Târîhu’l-Abbâsî ve’l-Endelüsî, 65-66.

194 İbn Kesîr, el-Bidâye, X, 104; Zeydan, İslâm Uygarlıkları Tarihi, I, 439. 195 İbn Kesîr, el-Bidâye, X, 63.

196 el-Işş, Târih, 31.

197 Bennison, The Great Caliphs, 26.

babası Muhammed b. Ali tarafından Basra’ya “Muhammed’in ailesinden razı olmaya” sloganıyla birini ziyarete gönderilmiş ve onu davete çağırmakla görevlendirilmiştir.199

Davet için sık sık farklı şehirlere giden Mansûr buralarda davetçilerle temas kuruyor, valilerin idaresi ve halkın durumu hakkında bilgiler toplayarak bir nevi kamuoyu yoklamasında bulunuyordu. Emevî halîfesi Hişâm b. Abdülmelik’in öldüğü sene hac yapan Mansûr bir yandan hac farizasını yerine getirirken diğer yandan ailesi için propaganda yapıyordu hatta iktidarın ellerine geçeceğine o kadar çok inanıyordu ki konuşmalarında bunu açıkça ifade edip taraftar toplamak için çaba sarfediyordu.200

el-Mansûr, Hişâm’ın ölümünden sonra Kûfe’de isyan eden Ca’fer b. Ebî Talib evladından Abdullah b. Muâviye’ye katıldı (127/744). Onun adına görevler yaptı. Muâviye tarafından Hûzistan ve İsbahan arasındaki Îzec bölgesine vali ve vergi âmili olarak tayin edildi.201 el-Mansûr, Emevî valisi tarafından yakalanan Abdullah b. Muâviye’nin durumunun iyi olmadığını anlayınca topladığı vergileri ona değil Basra’ya gönderdi. Kendisi de Îzec’den ayrılıp Basra’ya hareket etti. Ahvaz’a geldiğinde Emevî valisi Süleyman b. Habîb el-Mühelleb tarafından yakalanarak sorguya çekildi. el-Mansûr malların kendisinde olmadığını söyleyince vali onun kamçılanmasını emretti. Süleyman b. Habîb’in kâtibi Ebû Eyyûb el-Mûriyâni (154/770) el-Mansûr’un dövülmemesi için çok uğraşsa da Ebû Ca’fer kamçılanarak202 hapse atıldı.203 Onun hapiste olduğu haberini alan Mudarlılar hapishaneyi basarak onu kurtardılar. el-Mansûr buradan Basra’ya hareket etti ve halîfe olunca Ebû Eyyûb’u kendisine vezir yaptı.204

el-Mansûr daha sonra Humeyme’ye dönerek kardeşi İmam İbrahim’e yardımcı oldu ve halîfe olana dek ailesiyle birlikte burada kalmaya devam etti.205

Mervan öldürülmüştü ancak İbn Hübeyre (Ebû Halid b. Yezîd) Vasıt’ta hâlâ direniyordu.206 es-Seffâh onun üzerine Hasan b. Kahtabe’yi gönderdi. Bir netice elde

199 el-Belâzürî, Ensâb, IV, 243.

200 el-İmâme, II, 139-141; İbn Abdirabbih, Ikdü’l Ferîd, V, 106-110.

201 el-Belâzürî, Ensâb, III, 183; Taberî, Tarih, VIII, 186-193; Cehşiyâri, Vüzerâ, 98.

202 İbn Kuteybe, el-Maârif, 191; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 410; Bozkurt, Mansûr, DİA, c.XXVIII, s. 5. 203 Ya’kûbî, Târih, II, 389; Belâzürî, Ensâb, III, 183; Hâşimî, el-Hilâfetü’l-Abbâsiyye, 61-62; Bozkurt,

“Mansûr”, DİA, c. XVIII, 5.

204 Ya’kubî, II, 389; Cehşiyâri, Vüzerâ, 98-99. 205 Hudarî Bek, Târîhu’l-Ümemi’l-İslâmiyye, 46. 206 Yıldız, “Seffâh”, DİA, X, 284.

edemeyince kardeşi el-Mansûr’u gönderdi.207 es-Seffâh ehl-i beytten birini özellikle göndermişti çünkü böylece ordunun manevi gücünün artacağını düşünüyordu. Bu kuşatma tam onbir ay sürdü. Kaleler çok dayanıklıydı. Ayrıca Vasıt’ta direnen Yezîd b. Hübeyre de iyi bir komutandı.208 el-Mansûr, İbn Hübeyre’ye teslim olduğu takdirde emniyette olacağını yazınca İbn Hübeyre adamlarıyla ona gitti ve: “Bu devletiniz henüz yeni kuruldu. İnsanlara onun nimetlerini tattırın ve insanları onun belasından uzak tutun. Böylece sevginiz halkın kalbine çabuk girer ve sizi ağızlarından düşürmezler”209 dedi ve el-Mansûr’a eman karşılığında teslim oldu. İbn Hübeyre daha sonra Ebû Ca’fer hakkında şunları söylemiştir; “Gerek barışta gerek savaşta el-Mansûr kadar kurnaz, firasetli ve uyanık birini görmedim. Şöyle ki beraberimde Arap atlıları olmasına rağmen beni dokuz ay kuşatma altında tuttu. Biz ordusunu yenmek için ne kadar çabalasak da onun ordusunu iyi yönetmesi ve çok uyanık olması bizi çaresiz bıraktı.”210

Ebu’l-Abbas halîfe olunca kardeşi Ebû Ca’fer’i yanından hiç ayırmadı. Ona her konuda fikrini sordu. el-Mansûr, Ebu’l-Abbas’ın müşavirliğini yaptı.211 132/749 yılında onu Cezîre, Azerbaycan ve İrminiyye’ye vali olarak tayin etti212 136/753’da el- Mansûr’u hac emiri yapmak istedi ancak aynı sene Ebû Müslim de halîfeden hac emiri olmak için izin istedi. Ebu’l-Abbas bunu Ebû Ca’fer’e mektupla yazarak hac emiri olmak isteyip istemediğini sordu. Mektubu alan Ebû Ca’fer Harran’da vekil bırakarak Ebu’l-Abbas’ın yanına geldi. Ebû Müslim, Ebû Ca’fer’in hac emiri olmasına “Bu seneden başka hac yapacak bir sene bulamadı mı?” diyerek kızdı ve ona kin besledi. Bu sene ikisi birlikte hac yaptılar. İnsanlara mal dağıtmakla adeta yarıştılar.213

el-Mansûr halîfe olunca kendisi ve devlet adına tehdit gördüğü herkesi ortadan kaldırmak da tereddüt göstermedi. Olası bir isyan hareketinde halîfenin ya kendi canı ya da düşmanının canı gidecekti. Yukarıda bahsedildiği gibi el-Mansûr âlimleri yanına çekti ve her türlü imkânı onlara sağladı ancak iktidarı için muhalif söylemlerde

207 Aksu, Ali, Emevî Devleti’nin Yıkılışı, 232.

208 Halîfe b. Hayyât, 324; Dûrî, Asru’l-Abbâsiyyu’l-Evvel, 47-48; Apak, İslâm Tarihi 4, 51. 209 İbn Abdirabbih, Hükümdar ve Siyaset Kitabı, çev. Erkan Avşar, İstanbul 2012, 134.

210 Dineverî, Ahbâru’t-Tıvâl, 405; Taberî, Tarih, VIII, 654; Dûrî, Asru’l-AbbâSiyyu’l-Evvel, 56; Hâşimî,

el-Hilâfetü’l-Abbâsiyye, 63.

211 Dûrî, Asru’- Abbâsiyyu’l-Evvel, 56.

212 Halîfe b. Hayyât, Târih, 497; Taberî, Târih, IX, 147. 213 Taberî, Târih, VIII, 375-376; Makdisî, Bed, IV, 76.

bulunan başta İmam Âzam (v.150/767), Süfyan-ı Sevrî (v.161/778) olmak üzere birçok âlime işkence yapmaktan da geri durmadı. Âlimler bir yandan zalim de olsa hükümdara itaatle emrolunduk derken214 diğer yandan da bilhassa Ali evladının isyanlarını bir şekilde desteklediler. Bu durum aslında âlimlerin Ali evladına olan zaaflarından kaynaklanmaktaydı.

el-Mansûr: “Şu üç hareket hariç melikler her şeye tahammül edebilirler; bir sırrın ifşa edilmesi, haremine el uzatılması ve yönetime iftira atılması” diyerek melikliğinin arkasında durduğunu ve haklı tarafta olduğunu ima etmektedir.215 Yine bir gün halîfeliğinin mahiyeti hakkında düşüncelerini sormak üzere İmam Âzam Ebû Hanife, Mâlik b. Enes (v.179/795) ve İbn Ebî Zi’b’i (v.159/776) çağırtmış, onlara fikirlerini sorunca; İbn Ebî Zi’b: “Hilâfet bütün ümmetin onayıyla meşrû olur. Oysa sen ve ekibin tevfikten çıkmış, halka böbürlenerek zulmeden kimselersiniz” cevabını verince İmam Mâlik akacak kandan korunmak için kıyafetini toplamıştı. Ebû Hanife ise: “Din hakkında doğruyu arayan kimse kızmaz, bütün ümmete bizim senin politikanı desteklediğimizi duyurmak istediğini biliriz. Hilâfet müşavere ve icmâ ile sabit olur. Oysa sen, saltanat yoluyla geldin. Takva sahiplerinden iki kişi bile seni onaylamaz” demiştir. İmam Mâlik ise, “Eğer Allah seni bu iş için takdir etmemiş olsaydı, şimdi bu makamda olamazdın” diyerek daha yuvarlak bir cevap vermişti.”216 Ebû Ca’fer bu cevaplara bakarak imamlara herhangi bir cezai müeyyide de bulunmadı. Çünkü o, âlimlerin görüşüne değer veren birisiydi, bu âlimler ne zamanki isyancıları desteklediler, o zaman el-Mansûr, onları cezalandırmaya koyuldu ve bunda çok ileri gitti. Bazı âlimlerin evlerini yıktı, onların fetva vermelerini ve hadîs rivâyet etmelerini yasakladı.217

el-Mansûr Ali evladının isyanına karşı da daima kendisini ve Abbasoğullarını haklı gördü. Ona göre; Hz. Ali’nin babası asla Müslüman olmamış, imansız olarak ölmüştü. Oysaki Hz. Abbas Müslüman olmakla kalmamış aynı zamanda Hz.

214 İmam Azam Ebû Hanife, yaşadığı dönemde Hâricî ve Şia’nın hilâfete nisbetle zalim ve fasıkın imâmeti asla caiz olmaz görüşünün aksine daha ılımlı bir görüş benimseyerek; “iyi veya günahkar her Müslümanın arkasında namaz kılmak caizdir…” demiştir. Akyüz, Dört Mezheb İmamı, 35. 215 el-Belâzürî, Ensâb, IV, 252; Suyûtî, Târih, 268.

216 Yaman, Siyaset, 31

Peygamber’in danışmanıolmuştu.218 Bu yüzden Peygamber ailesini temsil etmeye en layık kimseler kendileriydi.219

el-Mansûr sadece kendi hilâfetinde değil kardeşi Ebu’l-Abbas’ın hilâfetinde de tehdit olarak gördüğü kimseleri ortadan kaldırmak istedi ve bu konuda sürekli halîfeyi kışkırttı. Cümeylî; Ebû Seleme’nin tam anlamıyla İmam İbrahim’e bağlı olduğunu ve Ebu’l-Abbas’a sadık olmadığını ifade eder.220 Bu durum Ebu’l-Abbas ve Ebû Ca’fer’in dikkatinden kaçmamış olmalıki Ebû Ca’fer halîfeye gelerek: “Ebû Müslim’i öldürmeyip bıraktığın sürece sen halîfe değilsin?” demişti. es-Seffâh nedenini sorunca: “Vallahi o istediğini yapıyor.” cevabını vermiş, Ebu’l-Abbas, Ca’fer’e: “Bunu gizli tut” diyerek tembihte bulunmuştu.221 Hudarî Bek: es-Seffâh zamanında yaşayan üç güçlü adam vardı. “Bunlar: Doğuda hüküm süren Ebû Müslim el-Horasânî, Cezîre, Ermenistan ve Irak’a hâkim olan Ebû Ca’fer el-Mansûr ve Şam ile Mısır’a hükmeden Abdullah b. Ali idi. Bu üç kişi de devlet yönetiminde söz sahibiydi ve iyi kötü herşey onların kontrolündeydi. Hal böyle olunca üçü de birbirine huzur vermedi.”222 diyerek bu kimselerin nüfuzuna işaret etmiştir.

1.2.3. Ebû Ca’fer Abdullah el-Mansûr’un Ebu’l-Abbas es-Saffah İçin