• Sonuç bulunamadı

3.4. Literatür

3.4.2. Panel Eşbütünleşmeye Yönelik Literatür

Bu bölümde literatür dört başlık altında ele alınmıştır. İlk olarak enflasyon ile tarımsal fiyat ilişkisinin ele alındığı literatür çalışmalarına yer verilmiştir. Dünya’da 1980’lerin ikinci yarısından itibaren makroekonomik değişkenlerin tarım sektörü üzerine etkilerinin ele alan geniş bir literatür bulunmaktadır. Özellikle 2007 yılında gıda fiyatlarında yaşanan ani yükselme ülke ekonomilerinin öncelikli sorunlarından biri haline gelmiş ve bu konuda yapılan araştırma ve incelemelerin sayısı da artmaya başlamıştır. Enflasyonun gerçek maliyeti, her bir sektör veya ürüne farklı yansımaktadır. Bu nedenle, başlangıç maliyeti ve tercihlerden kaynaklanan fiyat yapısındaki bozulma kaynak dağılımında yanlışlıklara ve refah kaybına yol açmaktadır (Fisher, 1981).

Konu ile ilgili yerli ve yabancı literatürde yer alan çalışmalar, genel olarak tarım ürün fiyatlarının genel fiyat düzeyine etkisi, tarım sektörü ve fiyatları arasındaki ilişki, artan tarım fiyatlarının ülkelerdeki refah düzeyi üzerindeki etkileri ve yeni politika önerileri geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Starleaf vd. (1985) çalışmasında, ABD’de 1989-1993 dönemi için tarım dışı enflasyon oranı ile tarımsal fiyat arasındaki ilişkiyi en küçük kareler yönteminden yararlanılarak ele almıştır. Çalışmada; enflasyondaki %1’lik artışın tarımsal ürün fiyatlarını %1.6 artırdığı sonucuna ulaşılmıştır.

Grennes ve Lapp (1986) çalışmasında, tarımsal fiyatlardaki artışın genel fiyatlar düzeyindeki artışa eşit olduğunu savunan enflasyonun yansızlığı hipotezini test etmiştir. Çalışmada ABD için 1951-1981 dönemini kapsamakta olup en küçük kareler yöntemi kullanılmıştır. Sonuç olarak uzun dönemde enflasyonun yansızlığı hipotezinin geçerli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Lapp ve Smith (1993) çalışmasında ABD’de tarım ürünleri göreli fiyatı ile enflasyon arasındaki ilişkiyi destekleyen herhangi bir sonuca ulaşamamışlardır. Ancak beklenen ve beklenmeyen enflasyon oranının nominal tarım fiyat oranlarını ilişkili olduğunu gösteren birçok çalışma bulunmaktadır. Bu sonuçlardan farklı olarak İngiltere’de yaptığı bir diğer çalışmada da tarım ürün fiyatı ile enflasyon arasında ilişki olduğu beklenmeyen enflasyonun tarım ürün fiyatlarının etkilemediği tespit edilmiştir.

Zanias (1998) çalışmasında Yunanistan için 1950-1992 dönemleri arasında enflasyonun yansızlığı hipotezini Johansen eş bütünleşme yaklaşımı çerçevesinde hata düzeltme modeli ile tahmin etmiştir. Çalışmada uzun dönemde tarımsal fiyatların yansız olduğunu, kısa dönemde tarımsal fiyatların enflasyon oranındaki artışından daha yüksek oranda arttığı sonucuna ulaşılmıştır.

Loy ve Weaver (1998) çalışmasında beklenen ve beklenmeyen enflasyonun Rusya pazarındaki perakende gıda fiyatlarına etkisini açıklamak için zaman serisi analizi yapmıştır. Çalışmada tarım ürün fiyatlarındaki çarpıklığın beklenmeyen enflasyon veya enflasyon belirsizliğinden ziyade beklenen enflasyondan oluştuğu sonucuna ulaşılmıştır. Lucas’ın hipotezinin aksine beklenmeyen enflasyon oranı ile fiyatlar arasında pozitif bir ilişkinin olmadığı da çalışma da elde edilen başka bir sonuçtur.

Tabakis (2001) çalışmasında, Yunanistan için 1981:01-1998:12 dönemin de tarımsal fiyatlar ile enflasyon, enflasyon belirsizliği, döviz kuru, para arzı arasındaki ilişkiyi VAR analizi varyans ayrıştırması metodunu kullanarak incelemiştir. Analiz sonuçlarına göre, orta ve uzun dönemde üreticinin eline geçen fiyatların; para arzı, toplam hasıla, enflasyon oranı ve belirsizliği tarafından açıklandığı sonucuna ulaşılmıştır.

Abay vd. (2001) çalışmalarında 1979-1999 dönemin de enflasyonun tarımsal destek amaçlı harcamalara olan etkilerini inceleyerek makro ekonomik bir modeloluşturmuştur. Çalışmada Granger Nedensellik testi, Vektör Otoregresyon ve Johansen Eş Bütünleşme yöntemlerinden yararlanılmıştır. Analiz sonucuna göre enflasyonu etkileyen en önemli faktörün enflasyonun geçmişteki seyrinden

kaynaklanan süreklilik beklentisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca tarıma yapılan transferlerin enflasyonu artırıcı nitelik taşımadığı, ancak genel fiyat düzeyine artırıcı etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Monhanty ve Klau (2001), çalışmasında 17 gelişmekte olan ülke için 1980- 1990 dönemi için tarım ürünleri fiyatına gelen dışsal şokların enflasyon sürecine etkilerini incelemiştir. Analiz sonucuna göre, gelişmekte olan ülkelerin sanayileşmiş ülkelere nazaran TÜFE’nin büyük bir kısmını gıda fiyatlarının oluşturduğu belirlenmiştir.

Voyiatsiz vd. (2002) çalışmasında 14 AB üyesi ülkesinde 1985:01- 1998:12 dönemi için Granger nedensellik analizini kullanarak enflasyon ve tarımsal fiyatların arasındaki nedensellik ilişkisinin yönü belirlemiştir. Analiz sonucuna göre, enflasyondan gıda fiyatlarına doğru tek yönlü bir nedensellik olduğu belirlenmiştir.

Apesgis ve Rezitis (2003); çalışmasında Yunanistan’ın 1985:01-1998:12 dönem verileri kullanılarak Granger nedensellik analizi ile enflasyon tarımsal fiyatların arasındaki nedensellik ilişkisinin yönü belirlenmiştir. Sonuç olarak tarımsal üretici fiyatları ve enflasyon arasında çift yönlü ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Çağlayan ve Filiztekin (2003) çalışmasında Türkiye’de enflasyon ve göreli fiyatlar arasındaki ilişkiyi ortaya konmak için, panel analiz yöntemini kullanmıştır. Çalışmanın sonucunda, yüksek enflasyon süresince enflasyon ve göreli fiyatlar arasında nötr olmayan ve düşük bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Deflasyon dönemleri kadar enflasyon dönemlerinde de göreli fiyat oynaklığının arttığı tespit edilmiştir.

Domaç ve Yücel (2003), çalışmasında 15 gelişmekte olan ülke için enflasyon dönemlerini probit modelden yararlanarak ele almıştır. Çalışmanın sonunda tarımsal üretimdeki büyümenin arttığında enflasyonu düşürdüğü sonucuna ulaşılmıştır.

Çıplak ve Yücel (2004), çalışmasında Türkiye’de tarım ürün fiyatları ile enflasyon arasındaki ilişki çapraz korelasyon ve vektör özgecikmeli modellerden yararlanarak incelemiştir. Analiz sonucunda tarım ürünleri fiyatı ile enflasyon

arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu, tarım ürünleri fiyatındaki değişmelerin enflasyonutetiklediği sonucuna ulaşmıştır.

Terzi ve Oltulular (2004) çalışmasında 1923-2003 dönemi için Türkiye ekonomisinde enflasyon ve sektörel büyüme oranları arasındaki nedensellik ilişkisi incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre; enflasyondan sektörel büyümeye doğru nedensellik ilişkisinin olduğu sonucu elde edilmiştir. Ayrıca enflasyon oranının, tarım ve sanayi sektörü büyüme oranlarını negatif yönde etkilediği tespit edilmiştir. Bir başka bulguda ise sadece hizmet sektöründen enflasyona doğru çift yönlü bir nedenselliğin olduğu ve enflasyondan hizmet sektörüne doğru negatif olan nedenselliğin aksine hizmet sektöründen enflasyona doğru olan nedenselliğin yönünün pozitif olduğu belirlenmiştir.

Reziti (2005) çalışmasında 1962-1997 dönemindeenflasyon oranının tarımsal fiyatları üzerindeki etkisini En Küçük Kareler yöntemini kullanarak tahmin etmiştir. Analiz sonucun da enflasyon oranının tarımsal fiyatları üzerinde, pozitif etkiye sahip olduğu, ancak enflasyon belirsizliğinin etkisinin istatistiksel olarak anlamsız olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Gülistan vd. (2008) çalışmasında 2005:01-2008:10 döneminden hareketle Türkiye’de tarım ve gıda fiyatları belirsizliği ile enflasyon arasındaki ilişkiyi analiz etmiştir. Çalışmada tarım ve gıda fiyatları belirsizlik serilerini elde etmek için GARCH modelleri kullanılırken, seriler arasında uzun dönem ilişki tespit etmek için Johansen Kointegrasyon ve etki-tepki analizleri kullanılmıştır.

Analizler sonucu tarım ve gıda fiyat belirsizliği ile enflasyon arasında uzun dönemli bir ilişkinin olduğu, tarım ve gıda fiyat belirsizliklerinin ise enflasyon üzerinde pozitif etkisinin olduğu belirlenmiştir.

Başkaya vd. (2008), çalışmasında işlenmiş gıda fiyatları enflasyonunun belirleyicileri analiz edilmiştir. Çalışmada, işlenmiş gıda fiyatları enflasyonunda son dönemde gözlenen artışa, kuraklığın neden olduğu belirlenmiştir. Ayrıca toplam talep koşullarının etkisinin düşük düzeyde olduğu da ilave edilmiştir. Sıcaklık seviyesinin mevsim normallerinin üzerine çıkarak yüksek oranda artış göstermesi durumunda, işlenmiş gıda fiyatlarının enflasyonu artırırken, sıcaklıkların mevsim

normallerinin üzerinde ancak düşük boyutta artış göstermesi durumunda da gıda enflasyonunun yavaşlatıcı bir etki yaptığı sonucuna ulaşılmıştır.

Ukoha(2007) çalışmasında Nijerja’da tarım ürünleri ve enflasyon arasındaki ilişkiyi incelemiştir. 1970-2003 döneminde enflasyon ile tarım ürünleri arasında uzun dönem ilişkinin olduğu ve tarım ürün fiyatını pozitif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.

Nazlıoğlu(2010) gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için enflasyon ile tarımsal fiyat arasındaki ilişkiyi ele almıştır. Çalışmada Hansen’in yaklaşımı Panel Eşik Regresyon modelini kullanılmıştır. Çalışmanın sonucuna göre, enflasyon oranının tarımsal fiyatlar üzerindeki etkileri ekonomik gelişmişlik sürecinde hızlı bir şekilde değil, zaman içerisinde değiştiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca çalışma da, gelişmekte olan bir ülkenin zaman içerisinde, gelişmiş ülke sınıfına geçerken, enflasyon oranının tarımsal fiyatlar üzerindeki etkisinin de zaman içerisinde değişmekte olduğu bulgusuna ulaşmıştır.

Ülke ekonomilerinde para arzındaki artışın ekonomiye olan etkisi ulusal ve uluslar arası birçok literatürde kabul edilen bir gerçektir. Para arzındaki değişmelerden birçok makro ekonomik değişkenler de etkilenmektedir. Türkiye’de, ekonomik istikrarın sağlanmasında para arzı ile enflasyon arasında çok yakın bir ilişki bulunmaktadır. Enflasyon sorunu ile mücadelede farklı dönemlerde çeşitli para ve maliye politikaları uygulanmıştır. Dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de para politikası olarak para, döviz kuru ve enflasyon gibi üç farklı politika uygulanmaktadır.

Gelişmekte olan ekonomilerde enflasyonun nedenleri, genellikle monetarist ve yapısalcı yaklaşımlara dayandırılmaktadır. Monetaristlere göre Türkiye’de enflasyon yapısalcı yaklaşımla açıklanmaktadır (Kepenek ve Yentürk, 2005:573). Yapısalcı yaklaşımda gelişmekte olan ülkelerdeki parasal genişlemenin, parasal büyüklüklerin enflasyonist baskılara uyum göstermesinin bir sonucu olduğunu öne sürülmektedir. Türkiye’nin de gelişmekte olan ülke grubunun içerisinde yer aldığı düşünüldüğünde enflasyondan para arzına doğru bir nedensellik söz konusu olduğunu söylemek mümkündür (Karbat ve Çatalbaş, 2007: 200).

Chambers (1984), tarafından yapılan çalışmada ABD için para arzının tarımsal üretim üzerindeki etkileri etki-tepki fonksiyonları kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmada 1976–1982 dönemi esas alınmıştır. Çalışmanın sonunda para arzı şokunun, tarımsal üretim üzerinde pozitif etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Tegene (1990), çalışmasında para arzı ve faiz oranının ABD tarım sektörü üretim üzerindeki etkilerini 1934–1984 dönemi için etki-tepki fonksiyonları kullanarak analiz etmiştir. Çalışmada tarımsal üretimin para arzı şoku ile pozitif, faiz oranı şoku ile negatif ilişkili olduğu sonucu elde edilmiştir.

Townsend ve Thirtle (1998), çalışmasında 1948–1994 dönemi için Güney Afrika tarımsal üretimi ile para arzı, faiz oranı ve döviz kuru değişkenleri arasındaki ilişkisi eşbütünleşme ve yapısal VAR (Vector Autoregressive Regression) yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmanın sonunda para arzı ile tarımsal üretim arasında pozitif yönlü, tarımsal üretim ile faiz oranı arasında negatif yönlü bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Kliesen ve Poole(2000) çalışmasında para politikasının tarım sektörü üzerinde net bir etkisinin olduğu ve tarımsal gelir üzerinde önemli bir rol oynadığını belirlemiştir. Ayrıca çalışmasında para politikalarında yaşanan istikrarın istikrarlı bir enflasyonu da beraberinde getirdiği vurgulanmıştır.

Lai vd. (2005) çalışmasında tarımsal ürünler ve tahviller arasında ikame derecesinin farklı olduğu durumları dikkate alan bir model geliştirmiştir. Çalışmayı açık ve kapalı ekonomi olmak üzere iki varsayım altında incelemiştir. Kapalı ekonomi varsayımı altında geliştirilen modelde paranın, uzun dönemde yansız olduğu sonucuna ulaşmıştır. Çalışmada kapalı ekonomi varsayımı altında tarımsal ürünlerin farklı ikame derecelerine sahip olması nedeniyle her bir tarımsal ürün için tahvil ve tarımsal fiyatlarında farklı denge düzeyinin bulunduğu sonucu da elde edilen bulgular arasında yer almaktadır. İkame derecesi yüksek tarımsal ürünün parasal bir şok tarımsal fiyatları uzun dönem değerlerinin üzerine çıkarken, ikame derecesi düşük tarımsal ürünün ise uzun dönem değerinin altında kaldığı sonucuna varılmıştır. Yani çalışmada tarımsal ürünün yüksek ikame derecesine sahip olması durumunda tarımsal fiyatlarda hedefi aşmanın ortaya çıktığı belirtilmiştir. Aynı

çalışmada açık ekonomi varsayımı altında geliştirilen diğer bir modelde ise tarımsal fiyatlar, tarım-dışı fiyatlar ve nominal döviz kuru, esnek kur rejimi altında para yansız olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, ikame derecesinin yüksek olan tarımsal fiyatların hedefi aşarken, ikame derecesi düşük olan tarımsal fiyatlarda hedef değerin altında kaldığı belirlenmiştir. Bu çalışmada tarım ürününü ikame derecesi durumunun belirleyici bir durum olduğu önemli bulgulardan birini oluşturmaktadır.

Faiz oranı ile tarım sektörü arasındaki ilişkinin ele alındığı ulusal ve uluslar arası çalışmalar aşağıda özetlenmektedir.

Yıldız(2006) çalışmasında, Türkiye ekonomisi için 1963-2004 döneminde para ve maliye politikalarının tarımsal GSMH’ya olan etkilerinin belirlenmesine yönelik model tahmini yapmıştır. Çalışmada para ve maliye politikalarının etkisini irdelemek üzere iki farklı model kurulmuştur. Birinci model de para politikalarının, tarımsal GSMH üzerindeki etkileri VAR modeli kullanılarak tahmin edilmeye çalışılmıştır. Çalışmada para politikası aracı olarak; çiftçinin eline geçen fiyatlar endeksi, tarımsal krediler, faiz oranı ve döviz kuru değişken olarak kullanılmıştır. Birinci model sonuçlarına göre faiz oranı ile fiyat endeksi arasında iki yönlü bir nedenselliğin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Faiz oranından fiyat endeksine doğru nedensellik %1 önem seviyesinde olurken, fiyat endeksinden faiz oranına doğru olan nedensellik ise %10 önem seviyesinde olduğu sonucu elde edilmiştir. Yine fiyat endeksinden döviz kuruna doğru tek taraflı bir nedenselliğin olduğu belirlenmiştir. Aynı şekilde tarımsal kredilerden faiz oranı ile fiyat endeksine doğru da tek taraflı bir nedenselliliğin olduğu görülmüştür. Aynı çalışmada kurulan ikinci modelde ise maliye politikasının tarımsal GSMH üzerindeki etkileri yine VAR modeli kullanılarak tahmin edilmeye çalışılmıştır. Bu modelde ise maliye politikası araçları olarak; tarım sektörünün sabit sermaye yatırımlarından aldığı pay ve üreticilere doğrudan yapılan ödemeler değişken olarak kullanılmıştır. İkinci model sonuçlarına göre tarımsal GSMH’dan tarımsal sabit sermaye yatırımlarına doğru tek taraflı bir nedenselliğin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte çalışmada bulunan bir başka sonuç ise iki gecikme uzunluğunda var olan üreticilere doğrudan yapılan ödemelerden tarımsal GSMH’ya doğru tek taraflı nedensellik dört gecikme uzunluğunda olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Frankel (2006) tarafından faiz oranında ortaya çıkan değişmelerin tarımsal fiyatlar üzerindeki etkileri ortaya koyan bir çalışmada reel faiz oranı ile tarımsal fiyatlar arasında ters yönlü bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmaya göre, düşük reel faiz oranın tarımsal fiyatların yükselmesine, yüksek reel faiz oranı tarımsal fiyatların düşmesine yol açtığı sonucu elde edilmiştir.

Bakus ve Ferto (2005), Saghain vd. (2002) tarafından geliştirilen beklenmeyen finansal şoklara dayalı modelin geliştirilmesine dayanan fiyat ve faiz ilişkisi üzerinde çalışmıştır. Geçiş ekonomilerinde fiyatlarının beklenemeyen finansal şoklardan etkilerinin incelenmesinde Johansen Kointegrasyon Testi VECM testi kullanılmıştır. Çalışmanın ampirik sonuçlara göre kısa dönemde tarım ürünlerinin sanayi ürünlerine göre parasal değişimlerden daha hızlı etkilenirken, uzun dönemde para arzının yansız olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Hyel ve Siddiqui(2008) çalışmasındaJohansen VECM Kointegrasyon analiz yöntemini kullanmıştır. Çalışmada 1974-2007 çeyrek dönemleri esas alınmıştır. Tarım ürün endeksinin uzun dönemin kısa döneme göre enflasyon ve para arzına sanayi üretim endeksinden çok daha uyum gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.

Baek ve Koo (2009) çalışmasında döviz kuru ve faiz oranının ABD’nin tarımsal üretimi üzerindeki etkilerini 1989–2009 dönemi çeyreklik verilerini kullanarak ARDL (Autoregressive Distributed Lag Model) eşbütünleşme yaklaşımı ile incelemiştir. Sonuçlarda, tarımsal üretimin uzun dönemde doların değer kaybı ile pozitif, faiz oranındaki yükselme ile negatif yönde ilişkili olduğu belirlenmiştir.

Townsend ve Thirtle (1998), Güney Afrika için 1948–1994 dönemi yıllık verilerini kullanarak para arzı, faiz oranı ve döviz kurunun tarımsal üretim üzerindeki etkileri eşbütünleşme ve yapısal VAR (Vector Autoregressive Regression) yöntemleri ile araştırılmıştır. Sonuçlara göre, tarımsal üretimin para arzı ile pozitif ve faiz oranı ile negatif ilişkisi olduğu sonucu elde edilmiştir.

Mushtaq vd. (2011) 1976-2010 dönemi için Johansen VECM analizinden yararlanmıştır. Çalışmanın sonucuna göre açık ekonomilerde uzun dönemde buğday fiyatını reel faiz oranı ve para arzının önemli derecede etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.

Döviz kuru ile tarım ürün fiyat ilişkisine yönelik literatür aşağıda özetlenmektedir.

Konandreas vd. (1978) çalışmasında 1954-1972 dönemi verilerini esas almıştır. Çalışmada ABD’de EKK yönteminden yararlanarak döviz kuru ve tarımsal ticaret arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Çalışmaya göre ulusal paranın değer kazanmasının ihracatı azalttığı sonucuna ulaşmıştır.

Bradshaw ve Orden (1990) çalışmasında, 1975:7-1986:12döneminde ABD için döviz kuru ve tarımsal ticaret ilişkisi incelenmiştir. Çalışmaya göre kurdan tarımsal ticarete doğru güçlü bir nedensellik olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Saunders vd. (1999) 1972:1-1992:2 dönemini dikkate alarak Johansen Eş bütünleşme analizi yardımıyla ABD için döviz kuru iletarım dış ticareti ilişkisini ele almışlardır. Analiz sonuçlarına göre, değişkenler arasında eş bütünleşik ilişkinin olduğu ve develüasyonun ihracatı azalttığı tespit edilmiştir.

Zengin (2001) 1993:1-2000:8 dönemi için reel döviz kuru hareketleri ve sektörel dış ticaret fiyat endeksi arasındaki nedensel ilişkisini ortaya koyulmak istenmiştir. Tarım ve ormancılık sektöründe, reel döviz kuru endeksi ile ihracat ve sanayi ürünleri imalatı ithalat fiyat endeksi arasındaki ilişkisi VAR analizi kullanılarak tahmin edilmiştir. Çalışmanın sonunda, ihracatçı sektörlerde reel döviz kuru arasında yakın ilişkinin olduğu, imalat sanayi ürünleri ithalatı ile nedensel ilişkisinin ithal sektörü arasında yakın bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Sukar ve Hassan (2001), ABD dış ticaret hacmi ile döviz kuru dalgalanmaları arasında ilişkisini ele almıştır. Çalışmanın sonunda, ihracat hacmi ile dış ticaret geliri, döviz kuru ve döviz kuru belirsizliği arasında pozitif bir ilişki bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Yanıkkaya (2001) çalışmasında, döviz kurlarındaki değişmenin Türk tarım ürünleri ihracatına olan etkilerini incelemiştir. Analiz sonuçları döviz kurlarındaki değişmelerin pamuk ve tütün ihracatı üzerinde etkili olduğuna işaret etmektedir.

Bügük vd. (2001) çalışmasında döviz kurlarındaki belirsizliğin Türk tarım sektörü ihracatı üzerine etkisini incelemiştir. Döviz kuru belirsizliği ile ihracat arasında birkaç ürün ve ülke hariç önemli bir ilişki olmadığı belirlenmiştir.

Fidan (2007) çalışmasında, Türkiye’deki tarımsal ihracat, ithalat ve reel efektif döviz kuru (REER) arasındaki kointegrasyon ilişkisini bulmak için Johansen kointegrasyon analizi ve Granger nedensellik analizi yapmıştır. Analiz sonuçlarına göre, REER’in tarımsal ihracat ve ithalatı üzerinde çok büyük bir etkisi olmadığı tespit edilmiştir.

Orden (2002), çalışmasında 1975:10-2001:11 dönemi için VAR analizinden faydalanılarak, ABD’de döviz kuru ve tarım ticareti ilişkisini incelemiştir. Çalışmanın sonunda, döviz kurunun ihracatın önemli bir açıklayıcısı iken, ithalatın önemli bir açıklayıcısı olmadığı sonucunu belirlemiştir. Ayrıca develüasyonun ihracatı artırdığı sonucu elde edilmiştir.

Yuan ve Awokase (2003) çalışmasında, döviz kuru belirsizliğinin ABD kanatlı hayvan ihracatı üzerinde negatif etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Çekerol ve Gürbüz (2003) çalışmasında, 1995:1-2003:3 döneminde tarım ve ormancılık sektöründe ihracat ve imalatı sanayi ürünleri ile ithalat fiyat endeksi reel efektif döviz kuru hareketleri arasındaki eşbütünleşme ilişkisi Vektör otoregresyon