• Sonuç bulunamadı

Türkiye ekonomisinde tarım sektörünün üretim yapısı ve karşılaştırmalı rekabet gücü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye ekonomisinde tarım sektörünün üretim yapısı ve karşılaştırmalı rekabet gücü"

Copied!
194
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI

TÜRKİYE EKONOMİSİ’NDE TARIM SEKTÖRÜNÜN ÜRETİM

YAPISI VE KARŞILAŞTIRMALI REKABET GÜCÜ

Ayşe Esra PEKER

DOKTORA TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Orhan ÇOBAN

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı: Ayşe Esra PEKER

Numarası: 084126001004

Ana Bilim / Bilim Dalı: İktisat/İktisat

Programı: Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı: Makro Ekonomik Değişkenlerin Türk Tarım Sektörüne Etkisi

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Ayşe Esra PEKER

(3)
(4)

ÖNSÖZ

İktisat Anabilim Dalı Doktora programı dahilinde hazırladığım “Türkiye Ekonomisi’nde Tarım Sektörünün Üretim Yapısı ve Karşılaştırmalı Rekabet Gücü” konulu tez çalışmam sırasında zamanını ve emeğini vererek sağladığı bilimsel katkıları için tez danışmanım Prof. Dr. Orhan ÇOBAN’a, teşekkür ederim. Bilimsel katkılarından dolayı Prof.Dr. Semiha KIZILOĞLU’na, Prof.Dr. Fehmi KARASİOĞLU’na, Doç.Dr. Mehmet Okan TAŞAR’a, Doç. Dr. Aykut BEDÜK’e ve Yrd. Doç. Dr. Savaş ÇEVİK’e teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca çalışmamda görüşleri ve yönlendirmeleriyle katkı sağlayan Prof. Dr. Ahmet AY’a, Prof. Dr. Zeynep KARAÇOR’a, Prof. Dr. Cennet OĞUZ’a, Doç. Dr. Volkan Alptekin’e, Doç. Dr. Şaban NAZLIOĞLU’na ve Doç. Dr. Hüseyin AĞIR’a müteşekkirim.

Doktora tezim ve diğer akademik çalışmalarımda özverisi ve samimiyetiyle her konuda bana destek olan yol arkadaşım, değerli meslektaşım, kardeşim Dr. Yeşim KUBAR’a özellikle teşekkürü bir borç bilirim. Tanıdığım ilk günden beri her zaman yanımda olan hayat arkadaşım Prof. Dr. Kenan PEKER’e, tezin başlangıç aşamasından tamamlanmasına kadar hep yanımda olan ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen bu başarının en büyük mimarları olan başta çok sevgili annem Hediye HAYIRLIOĞLU’na ve babam İbrahim HAYIRLIOĞLU’na özellikle teşekkür etmek istiyorum. Son olarak yoğun çalışma saatleri nedeniyle yeterince ilgilenemediğim canım kızım Elif Eylül’üme içtenlikle teşekkür ederim.

Ayşe Esra PEKER Ağustos 2014, Konya

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Ayşe Esra PEKER

Numarası 084126001004 Ana Bilim / Bilim Dalı İktisat

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof.Dr. Orhan ÇOBAN

Tezin Adı Türkiye Ekonomisi’nde Tarım Sektörünün Üretim Yapısı ve Karşılaştırmalı Rekabet Gücü

ÖZET

1980’li yıllardan itibaren etkileri her geçen gün daha fazla hissedilen küreselleşeme süreci ile birlikte mal, hizmet ve sermaye ticaretindeki serbestleşme ulusal ve uluslararası düzeyde giderek artan bir rekabet olgusunu da beraberinde getirmiştir. Ülke ekonomilerinin sürdürülebilir kalkınma ve yüksek rekabet gücüne sahip ekonomi hedeflerine ulaşılabilmesi, ancak bütün sektörlerin maksimum düzeyde değerlendirebilmesi ile mümkün olabilmektedir. Bu doğrultuda gelişmiş ekonomilerde sektörler arasında sıkı bir ilişkinin sağlandığı, hatta sektörel faaliyetlerin iç içe girdiği bir üretim sürecinin oluşturulması gerekmektedir. Bu noktada, ekonomik sektörler arasında tarım sektörü bir kilit role sahip sektörlerden birini oluşturmaktadır.

Bu çalışmada tarım sektörü hububat-baklagil ve meyve-sebze alt sektörlerinin dikkate alındığı iki analiz yer almaktadır. İlk analizde tarım sektörünün Avrupa Birliği (AB) pazarında rekabet düzeyinin ortaya konulması için Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler (AKÜ) endeksi hesaplanmıştır. İkinci analizde ise seçilmiş makro ekonomik değişkenler (faiz, döviz kuru, enflasyon ve para arzı) ile tarım sektörü arasındaki ilişki panel eş bütünleşme analizi yöntemi ile ele alınmıştır.

Çalışmada yer alan rekabet gücü analiz sonuçlarına göre AB pazarında özellikle mevye sektöründe Türkiye’nin yüksek rekabet gücüne sahip olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte çalışmada yer alan panel eşbütünleşme analiz sonuçlarına göre de her üç alt sektör için hem para arzı ile tarımsal üretim arasında, hem de döviz kuru ve enflasyon ile tarımsal fiyatlar arasında pozitif yönlü bir ilişkinin varlığı belirlenmiştir. Bir başka makro ekonomik değişken olan faiz ile tarımsal üretim arasındaki panel eşbütünleşme analiz sönuçlarına göre ise meyve-sebze alt sektörlerinde beklenildiği gibi negatif yönlü bir ilişkinin var olduğu belirlenirken, hububat-baklagil alt sektörü için pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Analiz sonuçlarından yola çıkarak günümüzde sektöre yönelik politikaların oluşturulmasında sektörün sadece mikro ölçekte değerlendirilmesinin yetersiz kaldığı makro çerçevede ele alınması ve değerlendirilmesinin gerektiği açık bir şekilde görülmektedir.

(6)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Ayşe Esra PEKER Numarası 084126001004 Ana Bilim / Bilim

Dalı İktisat

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof.Dr. Orhan ÇOBAN

Tezin İngilizce Adı Structure of Production of The Agricultural Sector And Comparative Competitiveness In Turkey

SUMMARY

Beginning from 1980s, together with globalization process, whose influences are felt more every passing day, liberalization in the trade of goods, services, and capital brought together the phenomenon of competition gradually increasing at the national and international level. That the country economies can reach the economic targets having the sustainable development and competitive power can only be possible with utilizing all sectors at maximum level. In this direction, in the developed economies, it is necessary to form a production process, in which a strict relationship is provided in the developed economies between the sectors and, furthermore, the sectorial activities intertwined. At this point, agricultural sector constitutes one of the sectors having a key role among the economic sectors.

In this study, two analyses, in which the cereal and legume sub-ssctors of agricultural sector are taken into consideration, take place. In the first analyis, for introducing the competitive level of agricultural sector in European Union (EU)market, Revealed Comparative Advantages Index (RCAI) was calculated. In the second analysiis, the relationship between the selected macroeconomic variables (interest, exchange rate, inflation, and monetary supply) and agricultural sector were handled with the method of panel co-integration analysis.

According to the results of competitive analysis taking place in the study, in EU market, especially in fruit sector, it was determined that Turkey had a high competitive power. However, according to the results of panel-co-integration analysis taking place in the study, for every three of sub-sector analysis, both between monetary supply and agricultural production and between exchange rate and inflation and agricultural prices, it was determined that there was a positive directional relationship. According to the results of panel – co-integration analysis between interest that is another macroeconomic variable and agricultural production, as expected in the sub -sector of fruit –vegetable, it was concluded that while it is identified that there is a negative directional relationship, for the sub-sector of cereal –legume, there was a positive directional relationship. Setting out from the results of nalysis, today, in forming the policies toward the sector, it is clearly seen that assessing the sector in only micro scale remains insufficient and that it should be considered and assessed in macro framework.

(7)

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... İİ DOKTORA TEZİ KABUL FORMU ... İİİ ÖNSÖZ ... İV ÖZET ... V SUMMARY ... Vİ İÇİNDEKİLER ... Vİİ KISALTMALAR LİSTESİ ... X TABLOLAR LİSTESİ ... Xİ ŞEKİLLER LİSTESİ ... Xİİİ GİRİŞ ... 1 TEORİK ÇERÇEVE... 3

BİRİNCİ BÖLÜM: TÜRK TARIM SEKTÖRÜNÜN TARİHSEL GELİŞİMİ ... 3

1.1. Cumhuriyet’in Kuruluş Yılları (1923-1929) ... 3

1.2. Korumacı-Devletçi Dönem (1930-1939) ... 7

1.3. II. Dünya Savaşı Yılları (1940-1945) ... 8

1.4. Serbest Dış Ticaret Dönemi (1946-1960) ... 9

1.5. Planlı Dönem (1963-2013) ... 11

1.5.1. I. Kalkınma Planı Dönemi (1963-1967) ... 11

1.5.2. II. Kalkınma Plan Dönemi (1968-1972) ... 14

1.5.3. III. Kalkınma Planı Dönemi (1973-1977) ... 15

1.5.4. IV. Kalkınma Planı Dönemi (1979-1983) ... 16

1.5.5. V. Kalkınma Planı Dönemi (1985-1989) ... 19

1.5.6. VI. Kalkınma Plan Dönemi (1990-1994) ... 21

1.5.7. VII. Kalkınma Planı Dönemi (1996-2000) ... 22

1.5.8. VIII. Kalkınma Planı Dönemi (2001-2005) ... 23

1.5.9. IX. Kalkınma Planı Dönemi (2007-2013) ... 26

İKİNCİ BÖLÜM: DÜNYA'DA VE TÜRKİYE'DE TARIM SEKTÖRÜ VE SEÇİLMİŞ MAKROEKONOMİK DEĞİŞKENLER İLE İLİŞKİSİ ... 30

2.1. Dünya’da Tarım Sektörü ... 31

2.1.1.Dünya Ekonomilerinde Tarım Sektörünün Payı ... 33

2.1.2. Dünya’da Kırsal Nüfus ve İstihdam Yapısı ... 35

(8)

2.1.3.1. Dünya Hububat Üretimi ve Dış Ticareti ... 38

2.1.3.2. Dünya Meyve-Sebze Üretim ve Dış Ticareti ... 41

2.1.3.2.1. Dünya Meyve Üretim ve Dış Ticareti ... 42

2.1.3.2.2. Dünya Sebze Üretimi ve Dış Ticareti ... 44

2.2. Türkiye’de Tarım Sektörü ... 46

2.2.1. Türkiye’de Tarımsal Üretim Teknolojisi ... 47

2.2.2. Türkiye Ekonomisinde Tarım Sektörünün GSYİH’daki Payı ... 52

2.2.3.Türkiye’de Kırsal Nüfus ve İstihdam Yapısı ... 56

2.2.4. Türkiye Tarımsal Üretim ve Dış Ticareti ... 58

2.2.4.1. Türkiye’de Hububat Üretimi ve Dış Ticareti... 58

2.2.4.2. Türkiye Meyve-Sebze Üretim ve Dış Ticareti... 62

2.2.4.2.1. Türkiye Meyve Üretim ve Dış Ticareti ... 62

2.2.4.2.2.Türkiye’de Sebze Üretim ve Dış Ticareti ... 63

2.3. Makro Ekonomik Değişkenler-Tarım Sektörü İlişkisi ... 64

2.3.1. Enflasyon-Tarım Sektörü İlişkisi... 66

2.3.2.Para Arzı-Tarım sektörü İlişkisi ... 70

2.3.3. Faiz-Tarım Sektörü İlişkisi ... 71

2.3.4. Döviz Kuru-Tarım Sektörü İlişkisi ... 75

AMPİRİK ÇERÇEVE ... 78

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: TÜRKİYE EKONOMİSİ'NDE TARIM SEKTÖRÜNÜN KARŞILAŞTIRMALI REKABET GÜCÜ VE MAKRO EKONOMİK PERFORMANSI ... 78

3.1. Araştırmanın Amacı ve Kapsamı ... 79

3.2. Veri Seti ... 83

3.2.1.Rekabet Gücüne Yönelik Veri Seti ... 83

3.2.2. Panel Eşbütünleşmeye Yönelik Veri Seti ... 83

3.3. Yöntem ... 85

3.3.1. Rekabet Gücünün Belirlenmesine Yönelik Yöntem ... 85

3.3.2. Panel Eşbütünleşmeye Yönelik Yöntem ... 86

3.2.2.1. Panel Birim Kök Test Yöntemi ... 88

3.2.2.2. Panel Eş Bütünleşme Test Yöntemi ... 90

3.2.2.3. Panel Eş Bütünleşme Tahmincileri Yöntemi ... 92

3.4. Literatür ... 95

(9)

3.4.2. Panel Eşbütünleşmeye Yönelik Literatür ... 99

3.5. Analiz Sonuçları ... 112

3.5.1. Rekabet Gücüne Yönelik Analiz Sonuçları ... 112

3.5.1.1. Hububat-Baklagil Alt Sektörünün Rekabet Gücü ... 112

3.5.1.2. Meyve Alt Sektörünün Rekabet Gücü ... 117

3.5.1.2.1. Kuru Meyve ve Mamulleri Alt Sektörünün Rekabet Gücü ... 118

3.5.1.2.2. Turunçgiller Alt Sektörünün Rekabet Gücü ... 122

3.5.1.2.3. Diğer Meyve Alt Sektörünün Rekabet Gücü ... 125

3.5.1.3. Sebze Alt Sektörünün Rekabet Gücü ... 129

3.5.2. Panel Eşbütünleşmeye Yönelik Analiz Sonuçları ... 133

3.5.2.1. Panel Birim Kök Test Sonuçları ... 133

3.5.2.2. Panel Eş Bütünleşme İlişkisi ... 136

3.5.2.2.1. Model-1 Analiz Sonuçları ... 136

3.5.2.2.2. Model-2 Analiz Sonuçları ... 141

3.5.2.2.3. Model-3 Analiz Sonuçları ... 147

3.5.2.2.4. Model-4 Analiz Sonuçları ... 152

SONUÇ VE DEGERLENDİRME ... 157

KAYNAKÇA ... 161

(10)

KISALTMALAR LİSTESİ

KB: Kalkınma Bakanlığı ABB: Avrupa Birliği Bakanlığı KTO: Konya Ticaret Odası

AKÜ: Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler Endeksi BÜGEM: Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü

ÇKS: Çiftçi Kayıt Sistemi DB: Dünya Bankası

DİR: Dahіlde İşleme Rejimi

DPT: Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı DPT: Devlet Planlama Teşkilatı

DSİ: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü EB: Ekonomi Bakanlığı

FAOSTAT: Food and Organization Of United Nations FKA: Fırat Kalkınma Ajansı

GDO: Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar GSMH: Gayrı Safi Milli Hasıla

GSYİH: Gayri Safi Yurt İçi Hasıla IGC: Uluslararası Hububat Konseyi IMF: Uluslararası Para Fonu ISO: İstanbul Sanayi Odası ISO: İstanbul Ticaret Odası

KHGM: Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü MB: Maliye Bakanlığı

MB: Merkez Bankası

OAİB: Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği TBMM: Türkiye Büyük Millet Meclisi

TCKİB: Türkiye Cumhuriyeti Köy İşleri Bakanlığı TEPAV: Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı TEPGE: Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü TİM: Türkiye İhracatçılar Meclisi

TMO: Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü TOBB: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

TŞK: Türkiye Şeker Fabrikaları TUİK: Türkiye İstatistik Kurumu

TUSAF: Türkiye Un Sanayicileri Fedarasyonu TÜFE: Tüketici Fiyatları Endeksi

TZOB: Türkiye Ziraat Odalar Birliği UHK: Ulusal Hububat Konseyi UN: Birlemiş Milletler

(11)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo- 1: GSMH’da Sektörlerin Katma Değer Dağılımları, 1923-1929... 5

Tablo- 2: GSMH’da Sektörlerin Katma Değer Dağılımları, 1930-1939... 7

Tablo- 3: GSMH’da Sektörlerin Katma Değer Dağılımları, 1940-1945... 9

Tablo- 4: GSMH’da Sektörlerin Katma Değer Dağılımları, 1946-1961... 10

Tablo- 5: GSMH’da Sektörlerin Katma Değer Dağılımları, 1963-1967... 12

Tablo- 6: Yatırımların Sektörel Dağılımı, 1963-1967 ... 13

Tablo- 7: GSMH’nın Sektörel Katma Değer Dağılımları, 1973-1978 ... 15

Tablo- 8: Sabit Sermaye Yatırımlarının Sektörel Dağılımı, 1979-1983 ... 18

Tablo- 9: Sabit Sermaye Yatırımlarının Sektörel Dağılımı, 1985-1989 ... 20

Tablo- 10: GSYİH Sektörel Dağılımı, 2007-2013 ... 27

Tablo- 11: İstihdamın Sektörel Dağılımı, 2007-2013 ... 28

Tablo- 12: Ülke Gruplarına Göre Kent ve Kır Nüfus Dağılımı, 2013 ... 36

Tablo- 13: Dünya İstihdamında Kent ve Kır Dağılımı, 2013 ... 37

Tablo- 14: Dünya Meyve Üretiminde Öne Çıkan Ülkeler, 2012 ... 43

Tablo- 15: Dünya Meyve İhracat Değeri, 2012 ... 44

Tablo- 16: Dünya Sebze Üretimi, 2012 ... 45

Tablo- 17: Dünya Sebze Üretiminde Öne Çıkan Ülkeler, 2012 ... 46

Tablo- 18: Dünya Tarım Üretiminde Türkiye’de Öne Çıkan Ürünler ... 49

Tablo- 19: Üretim Yöntemiyle GSYİH, 2000-2013 ... 53

Tablo- 20: Türkiye Kent ve Kır Nüfus Dağılımı, 2000-2013 ... 57

Tablo- 21: İstihdamın Sektörel Dağılımı, 2004-2014 ... 58

Tablo- 22: Hububat Ürün Denge Durumu, 2011-2012 ... 59

Tablo- 23: Türkiye’de Meyve Üretimi, 2012-2013 ... 63

Tablo- 24: Türkiye’de Sebze Üretimi ... 64

Tablo- 25: Panel Analizinde Kullanılan Değişkenler ... 84

Tablo- 26: Hububat-Baklagil Alt Sektörlerine Ait AKÜ Endeks Sonuçları ... 113

Tablo- 27: Mevye Alt Sektörüne Ait AKÜ Endeks Sonuçları ... 119

Tablo- 28: Sebze Alt Sektörüne Ait AKÜ Endeks Sonuçları ... 131

Tablo- 29: Tarım Alt Sektörler Rekabet Gücü Özet Tablosu ... 132

Tablo- 30: Makro Ekonomik Değişkenlere Ait Panel Birim Kök Test Sonuçları ... 134

Tablo- 31: Tarımsal Üretim ve Fiyat Değişkenleri Birim Kök Test Sonuçları ... 135

Tablo- 32: Model-1 için Panel Eşbütünleşme Test Sonuçları ... 137

(12)

Tablo- 34: Model-2 için Panel Eşbütünleşme Test Sonuçları ... 143

Tablo- 35: Model-2 İçin Panel Eşbütünleşme İlişkisi Tahmin Sonuçları ... 144

Tablo- 36: Model-3 İçin Panel Eşbütünleşme Test Sonuçları ... 149

Tablo- 37: Model-3 İçin Panel Eşbütünleşme İlişkisi Tahmin Sonuçları ... 150

Tablo- 38: Model-4 için Panel Eşbütünleşme Test Sonuçları ... 153

Tablo- 39: Model-4 İçin Panel Eşbütünleşme İlişkisi Tahmin Sonuçları ... 154 Tablo- 40: Seçilmiş Makro Ekonomik Değişkenler İle Tarım Sektörü Eşbütünleşme İlişkisi156

(13)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil- 1: Ülkelere Göre Sektörlerin GSYİH İçindeki Payı, 2013 ... 34

Şekil- 2: Dünya Nüfusunun Ülkelere Göre Dağılımı, 2013 ... 36

Şekil- 3: Dünya Hububat Ekim Durumu, 2000-2012 ... 38

Şekil- 4: Dünya Hububat Üretimi, 2000-2012 ... 39

Şekil- 5: Dünya Hububat Grubu Üretim Dağılımı, 2012. ... 39

Şekil- 6: Dünya Meyve Ekim Durumu, 2000-2012. ... 42

Şekil- 7: Dünya Meyve Üretimi, 2000-2012 ... 42

Şekil- 8: Dünya Sebze Ekim Durumu, 2000-2012 ... 44

Şekil- 9: Dünya Sebze Üretimi, 2000-2012 ... 45

(14)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil- 1: Ülkelere Göre Sektörlerin GSYİH İçindeki Payı, 2013 ... 34

Şekil- 2: Dünya Nüfusunun Ülkelere Göre Dağılımı, 2013 ... 36

Şekil- 3: Dünya Hububat Ekim Durumu, 2000-2012 ... 38

Şekil- 4: Dünya Hububat Üretimi, 2000-2012 ... 39

Şekil- 5: Dünya Hububat Grubu Üretim Dağılımı, 2012. ... 39

Şekil- 6: Dünya Meyve Ekim Durumu, 2000-2012. ... 42

Şekil- 7: Dünya Meyve Üretimi, 2000-2012 ... 42

Şekil- 8: Dünya Sebze Ekim Durumu, 2000-2012 ... 44

Şekil- 9: Dünya Sebze Üretimi, 2000-2012 ... 45

(15)

GİRİŞ

Tarım sektörü, üretim faaliyetleri ve toprak mülkiyeti açısından günümüze kadar birçok kez evrim geçirmiştir. Toplayıcılık ve avcılık ile başlayan tarımsal faaliyetler teknoloji ve bilginin kullanıldığı uzmanlaşmış planlı işletmeciliğe kadar gelişme göstermiştir. Son yıllarda ekonomilerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılabilmeleri rekabetçi ekonomi kavramının öne çıkmasına neden olmuştur. Ülkelerin rekabetçi ekonomi şartlarına sahip olabilmeleri için tüm sektörlerin en üst düzeyde üretim sürecine dahil edilmeleri gerekmektedir. Gelişmişlik düzeylerine bakmaksızın ülkeler açısından stratejik bir sektör konumuna gelen tarım sektörü son yıllarda yaşanan iklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkan kuraklık vb. sorunlardan dolayı politik ve ekonomik tartışmaların odağı haline gelmiştir. Diğer taraftan tarım sektörü ülkelerin gıda güvenliğini sağlama noktasında da kilit bir rol oynamaktadır. Bu nedenle tarım sektörünün stratejik bakış açısıyla değerlendirilerek, üretim yapısının ele alınması ve sektörün ekonomiye katkısının yanısıra, diğer sektörler ile oluşturduğu sinerjisinin de analiz edilmesi, bu konuda uygulamaya konulacak politikalar açısından önem arz etmektedir.

Türkiye, 78 milyon hektar yüzölçümüne sahip bir ülkedir. Yüzölçümünün 28 milyon hektarı tarım arazisi olup 8.5 milyon hektarı ekonomik olarak sulanabilecek yapıya sahip iken bunun sadece 4.5 milyon hektarı sulanabilmektedir. Tarım sektörü, 2013 yılı itibariyle GSYİH’nın %9.21'ini ve istihdamın %34.43’ ünü oluşturmaktadır (TUİK, 2013a, TUİK, 2013b). Tarım sektörü, ekonomik açıdan milli gelire özellikle sanayi sektörüne sağlamış olduğu hammadde yönünden önem taşımaktadır. Bu çerçevede günümüzde sektörün sorunlarına odaklanan ve tarım sektörünün potansiyel hassasiyetini dikkate alan çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Özellikle 2000’li yıllardan sonra hızlı büyümesi ile dikkat çeken ülkelerden biri olan Türkiye Ekonomisi’nde tarım sektörünün doğrudan ve dolaylı katkısını ele alan birçok teorik çalışma bulunmaktadır. Ancak sektörün mevcut durumunu ortaya koyan ve sektöre yönelik etkin politikaların geliştirilmesini sağlayan uygulamalı çalışmaların sayısı oldukça azdır. Zira teorik çerçevede öne sürülen teorilerin ampirik analizler tarafından desteklenmesi, etkin politika önerileri oluşturulması açısından oldukça önemlidir.

(16)

Bu tez çalışmasında Türk tarım sektörünün üretim yapısının ortaya konularak, karşılaştırmalı rekabet gücünün analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda hububat-baklagil ve meyve-sebze alt sektörleri olmak üzere üç alt sektör dikkate alınmış ve sektörün mevcut durumu makro değişkenlerden hareketle analiz edilmiştir. Çalışmanın amacı doğrultusunda iki farklı analizden yararlanılmıştır. İlkinde sektörün Avrupa Birliği(AB) pazarında her bir alt sektör için seçilmiş ürünlere yönelik rekabet düzeyi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu analizlerde Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler (AKÜ) endeksinden yararlanılmıştır. İkinci analizde ise seçilmiş makro ekonomik değişkenlerin tarım sektörüne etkisini tespit etmek amacıyla panel eş bütünleşme analizi yapılmıştır. Söz konusu panel eş bütünleşme analizinde E-Views 7.0, Gauss 10.0, Win-RATS 7.0 istatistik Paket Programı’ndan yararlanılmıştır.

Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde tarım sektörünün Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar geçen dönemde ekonomik kalkınma sürecindeki yeri ve uygulanan tarım politikaları aşağıdaki alt başlıklarda dönemsel olarak özetlenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde Dünya’da ve Türkiye’de tarım sektörü mevcut durumu ve sektörün makro ekonomik değişkenler ile ilişkisi ele alınmıştır. Çalışmanın son ve üçüncü bölümünde ise çalışmada kullanılan veri seti, yöntem, literatür özetinin yanında rekabet gücü ve panel eş bütünleşme analiz sonuçlarına yer verilmiştir.

(17)

TEORİK ÇERÇEVE

BİRİNCİ BÖLÜM: TÜRK TARIM SEKTÖRÜNÜN

TARİHSEL GELİŞİMİ

Ekonomilerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılabilmeleri, son yıllarda rekabetçi ekonomi kavramının öne çıkmasına neden olmuştur. Ülkelerin rekabetçi ekonomi şartlarına sahip olabilmeleri için tüm sektörlerin en üst kapasitede üretim sürecine dahil edilmeleri gerekmektedir. Bu nedenle sektör ve diğer sektörler arasındaki tüm faaliyetlerinin stratejik bakış açısıyla değerlendirilmesi ve sektörlerin ekonomiye kendi toplam katkılarının yanında, diğer sektörlerle oluşturdukları doğrudan ve dolaylı ilişkilerinin de ele alınması önem kazanmıştır.

Tarım sektörü esas itibariyle temel bir sektör olmasına karşın sanayi devrimi ile birlikte sanayiyi finanse eden ya da sanayinin ihtiyacı olan işgücünü sağlayan potansiyel bir işgücü deposu olarak görülmeye başlanmıştır. Bu yanlış algılama günümüzde de devam etmektedir. Ancak özellikle son yıllarda artan nüfus artışına bağlı olarak gıda talebinin hızlı bir şekilde artması, bir taraftan gıda fiyatları üzerinde baskı oluştururken, diğer taraftan da ülke ekonomilerinin kendi kendilerine yeterlilikleri konusunda tehlikeli sinyaller vermeye başlamıştır. Ayrıca son dönemde tarım sektörünün yenilenebilir enerji üretimindeki kilit role sahip olması da sektörün önemini bir kat daha arttırmıştır.

Elverişli coğrafi koşullara, iklime, zengin toprak yapısına ve biyolojik çeşitliliğe sahip olan Türkiye’de, tarım sektörü Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar öncü sektörlerden biri olmuştur. Bu bölümde tarım sektörünün Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar geçen dönemde ekonomik kalkınma sürecindeki yeri ve uygulanan tarım politikaları aşağıdaki alt başlıklarda dönemsel olarak özetlenmiştir.

1.1. Cumhuriyet’in Kuruluş Yılları (1923-1929)

Tarım sektörünün tarihsel gelişim süreci irdelendiğinde; 600 yıl hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu’nda tarım sektörünün öne çıktığı bir iktisadi yapının hakim

(18)

olduğu görülmektedir. Literatürde Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma devri olarak kabul edilen 19. yüzyılda ekonomik sistemin tarım sektörüne dayanmasının en önemli nedeni, toprak faktörünün bolluğu olarak kabul edilmektedir. Üretim sürecinde toprak faktörünün bol olmasının yanında, sermaye ve emek faktörünün kıt olması kırsal nüfusun toprak yoğun, az gelişmiş teknoloji ile üretimlerini gerçekleştirmeleri zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Tarımsal üretimin yoğun olarak öne çıktığı bu dönemde vergi gelirlerinin çoğu tarımsal gelirden ve ihracatın ise önemli bir bölümü tarımsal ürünlerden oluşmaktaydı (Güran, 1987: 229-230).

15. ve 19. yüzyılda Avrupa’da sanayi devrimleri gerçekleşirken, Osmanlı’da üretim büyük ölçüde tarıma dayandığından sanayi devrimine geçişte gerekli olan siyasi ve iktisadi şartları sağlanamamıştır (İlkin ve Köksal, 1973: 3). Avrupa’nın sanayi devrimleri ile ilerlediği dönemde Osmanlı’nın bu sürece ayak uyduramaması, İmparatorluğu dağılma noktasına getirmiştir (Du Veley, 1978: 24-25). Diğer taraftan Cumhuriyetin ilk yıllarında 13 milyon olan nüfusun sadece %10’unun okuma-yazma bilmesi ve nüfusun yaklaşık %90’ının kırsalda yaşaması ve geçimini tarımdan sağlaması da söz konusu süreci olumsuz yönde etkilemiştir (TZOB, 1990: 2).

Türkiye Cumhuriyeti, kuruluş döneminde tarım alanında Osmanlı’da kalan ilkel bir üretim yapısını devralmıştı. Cumhuriyetin ile birlikte tarım sektöründe önemli gelişmeler yaşanmaya başlanmıştır. İlk olarak 1923 yılında Atatürk, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı sıfatı ile yayınlandığı beyannamede tarım sektörüne yer vererek, sektördeki olumsuzlukların azaltılmasına yönelik politika önerilerinde bulunmuştur. Beyannamede (Demirci ve Özçelik, 1990);

-Aşar usulünde halkın mağdur olduğu noktaların kaldırılması, -Tütün ticaretinin öne çıkarılması,

-Maliyenin çiftçilere borç verebilecek şekilde ıslah edilmesi, -Ziraat Bankası sermayesinin artırılarak çiftçilerin desteklenmesi,

-Tarım teknolojisinin geliştirilmesi için tarım makinelerinin ithal edilmesi, -Hayvan sayısının artırılmasına yönelik ıslah tedbirlerinin geliştirilmesi konularına vurgu yapılmıştır.

(19)

Aynı dönemlerde Türkiye’nin kalkınma politikalarının belirlenmesi amacıyla 17 Şubat 1923 yılında İzmir’de 1.Türkiye İktisat Kongresi gerçekleştirilmiştir. Kongrede Sovyetler Birliği’nde sosyalist sistem uygulanmasına karşın dünyada egemen olan piyasa ekonomisinin esas alınması kararlaştırılmıştır. Ayrıca alınan kararlar arasında, tütün üretiminin öne çıkarılarak ihracat gelirinin artırılması, aşar vergisinin kaldırılması, hayvancılığın geliştirilmesi, yerli üretime geçişin sağlanması konularına da yer verilmiştir. Diğer taraftan ülke gelirinin artırılması için tarım sektörünün öne çıkarıldığı görülmektedir. Alınan kararların alt yapsının oluşturulmamış olması, hedeflenen sonuçlara ulaşmayı engellemiştir. Ancak alınan kararlarda tarım sektörünün ön plana çıkarılmış olması, bu sektöre verilen önemi ifade etmektedir (Tufan, 1997: 54).

Türkiye’de 1923-1929 döneminde sektörlerin katma değer dağılımları Tablo-1’deyer almaktadır.

Tablo- 1: GSMH’da Sektörlerin Katma Değer Dağılımları, 1923-1929

Yıl Tarım Sanayi Hizmet

1923 42,7 10,4 46,9 1924 47,4 8,5 44,1 1925 44,4 8,9 46,9 1926 49,6 8,6 41,8 1927 39,3 11,8 48,9 1928 42,2 10,6 47,2 1929 49,5 9,0 41,0 Kaynak: TOBB, 1990: 24.

Tablo-1’e göre 1923 yılında tarım sektörünün GSMH’daki payı %42,7 iken, 1929 yılında bu oran %49,5’e yükselmiştir. 1923 yılında hizmet sektörünün GSMH’dan aldığı pay %46,9, sanayi sektörünün ise %10,4 iken, 1929 yılında ise bu oran sırasıyla %41,0 ve %9,0 olarak gerçekleşmiştir. Tablo’da yer alan verilerden de anlaşılacağı üzere söz konusu dönemde sanayi ve hizmetler sektörlerinin milli gelir içerisindeki payı azalırken, tarım sektörünün payı artmıştır.

17 Şubat 1925 tarihli, 552 sayılı kanunla Aşar (Öşür) Vergisi kaldırılmıştır. Aşar vergisinin kaldırılması bir taraftan devletin gelirlerini azaltmakla birlikte diğer taraftan pazara sürülen ürünlerin fiyatlarının % 8-10 arasında değişen oranlarda düşüşler sağlanması imkanı sağlamıştır (Dinler, 1996: 32). Aşar vergisinin

(20)

kaldırılmasıyla 1925 yılında %44,4 olan tarım sektörünün GSMH’daki payı, 1926 yılında %49,6’ya yükselmiştir (TOBB, 1990: 11). Bu tespit, söz konusu verginin kaldırılmasının tarım sektörü üzerinde olumlu yönde etki yaptığı anlamına gelmektedir. Yine bu dönemde 1926 yılında Medeni Kanun kabul edilerek, toprak mülkiyeti yasalaşması sağlanmıştır (TKİB, 2004: 16). Ayrıca 1927 yılında ilk tarım sayımı yapılmış ve tarımsal sistemin mevcut durumu ortaya konulmuştur (TZOB, 1990: 24).

1929 dünya ekonomik krizi ile tarımsal ürünlerin ihraç fiyatlarındaki yaşanan hızlı düşüş, çiftçi gelirlerini azaltmış ve tarımsal üretimi durma noktasına getirmiştir. Bu gelişmeler sonucunda devlet çiftçiyi korurken aynı zamanda da sanayiyi desteklemek üzere bir dizi önlem almıştır. Bu önlemler (Dernek, 2006: 3);

-Tarıma dayalı sanayi desteklerinin artırılması, -İç pazarın geliştirilmesi,

-Yerli malları korunması ve tüketiminin artırılması, -Dış ticarette kontenjan uygulamasına geçilmesi,

-Hayvan sahiplerinden alınan sayım vergisinin azaltılması,

-Ziraat Bankası’na olan çiftçi borçlarının nakit yerine ayni olarak ödenmesinin kabul edilmesi ve borcu olan çiftçilerin borçlarının tümünün silinmesi veya taksitlendirilmesi, kredi alımlarında faiz indirim uygulanmaları yer almaktadır.

Lozan antlaşması hükümlerine göre dış ticaret alanında 1929 yılına kadar Osmanlı’ya, Özel Gümrük Tarifesi uygulaması zorunlu tutulmuştur. Bu süreçte, temel tüketim mallarının iç talebi ithalat ile karşılanmış, hammadde ihracatı ve mamul mal ithalatı yapılarak ekonomi dışa bağımlı hale gelmiştir. Ancak sürenin tamamlanması ile ilk ulusal gümrük kanunu olan yerli üretimin ve özellikle sanayi üretiminin dış rekabete karşı korunmasının esas alındığı Gümrük Tarifesi oluşturulmuş ve ilk kez ulusal bir gümrük tarifesi uygulanmaya başlanmıştır (Direk, 2010: 63).

(21)

1.2. Korumacı-Devletçi Dönem (1930-1939)

1929 yılında yaşanan büyük ekonomik bunalımdan etkilenen sektölerin başında tarım sektörü gelmektedir. Dünyada tarımsal ürün fiyatlarındaki ani düşüş, tarım sektöründen elde edilen gelirin bunalım öncesi döneme göre %40 düzeyinde düşmesine neden olmuştur. Aynı zamanda ticaret mallarının fiyatlarında meydana gelen azalışlar, ticaret hadlerinin bozulmasına neden olmuş ve tarım sektöründe önemli sorunlarıortaya çıkarmıştır (Eşiyok, 2004: 4).

1929 Krizinin etkilerini ortaya kaldırmak amacıyla Keynesyen politikalarında etkisiyle tüm Dünya’da devletçilik politikaları hayata geçirilmeye başlanmıştır. Türkiye açısından süreç ele alındığında, 1932 yılında tarım sektörüne ilk müdahale yapılmış ve “Buğday Koruma Kanunu” çıkarılmıştır. Kanun ile buğday ve tütün alımlarında doğrudan ve dolaylı fiyat desteklemeleri yapılmıştır. 1932 yılında aynı zamanda hükümetin hazine topraklarının nüfuzlu kimseler ve büyük toprak sahiplerine verilerek tarımsal üretim artırılmak istenmiştir. Bu uygulama ile hükümet hazine topraklarından, 1932-1933 yılları arasında 90.000 dönümü ilgili kişilere vermiştir. 1934 yılında ise verilen hazine toprak miktarı 6 milyon dönüme kadar yükselmiştir (Başol, 1994: 121).

1930-1939 döneminde GSMH’da sektörlerin katma değer dağılımları Tablo-2’de verilmektedir.

Tablo- 2: GSMH’da Sektörlerin Katma Değer Dağılımları, 1930-1939

Yıl Tarım Sanayi Hizmet

1930 46,5 9,9 43,6 1931 49,1 10,5 40,4 1932 39,1 13,8 47,1 1933 41,4 14,2 44,4 1934 40,0 15,2 44,8 1935 38,7 15,7 45,6 1936 48,5 12,3 39,2 1937 46,1 13,4 40,5 1938 44,4 14,1 41,5 1939 43,1 15,4 41,5 Kaynak: TOBB, 1990: 24.

Tablo-2 incelendiğinde, 1930-1939 döneminde GSMH’da tarım sektörün payının %38,7-%49,1 arasında değiştiği görülmektedir. Bu dönemde GSMH’da

(22)

tarım sektörünün yüksek bir paya sahip olduğu ve ekonominin vazgeçilmez sektörlerinden biri olmaya devam ettiği görülmektedir. 1923-1929 dönemleri ile 1930-1939 dönemleri karşılaştırıldığında; GSMH içinde tarım sektör payının %4,0, sanayi sektör payının ise %5,4 arttığı görülmektedir. Bu artış, Türkiye ekonomisinin istenen düzeyde de olmasa da modern bir görünüme girmekte olduğunun bir göstergesidir. Ayrıca aynı dönem içerisinde hazırlanan I.Beş Yıllık Sanayi Planı (1933-1937)’nın başarı ile gerçekleştirilmesi sanayi sektörünün payının artığı görülmektedir (Hatipoğlu ve Aysan 1994: 18). Ancak 1938 yılında Atatürk’ün vefatı ve ekonomik kalkınmayı olumsuz düzeyde etkileyen II. Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte (1939-1945) Sanayi Plan’ında istenen başarı elde edilememiştir. Ancak Plan ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni bir döneme girmiştir.

1.3. II. Dünya Savaşı Yılları (1940-1945)

II. Dünya Savaşı’nın başladığı dönemde Türkiye, iktisadi kalkınmanın temelini atmış durumdaydı (Topuz, 2007: 10). Ancak uzun süren II. Dünya Savaşı bu süreci olumsuz yönde etkilemiştir. Savaş döneminde tarımda istihdam edilen nüfusun büyük bir bölümü savaşa katıldığından, tarımsal üretim azalmıştır. Üretimin azalması devletin zorunlu gıda ihtiyaçlarını karşılamak için bazı tarımsal ürünlerin fiyatlandırılmasında Narh (taban fiyat ve tavan fiyat uygulaması) uygulamasına yöneltmiştir. Narh fiyatı uygulanılmasındaki amaç, taban ve tavan fiyatların belirlenerek, hem üreticinin hem de tüketicinin korunmasıdır. Taban fiyat uygulamasında belirlenen fiyatın altında satış yapılması engellenerek üreticinin korunması, tavan fiyat uygulaması ile de tarımsal ürünün satılabileceği en yüksek fiyatın belirlenerek tüketicinin korunması amaçlanmıştır. Ancak karaborsanın oluşumuna neden olduğundan istenen başarı elde edilememiştir (Dernek, 2006: 4). 1943-1945 yılları arasında Toprak Mahsulleri Vergisi adı altında %10’luk bir vergi getirilmiştir (TCKİB, 2004: 19). 1945 yılından sonra söz konusu vergiler kaldırılmıştır (Pamuk, 1988: 104).

Dönemin önemli çalışmalarından bir diğeri 1945 yılında toprak mülkiyet yapısında köklü bir reform sağlayacağı düşünülen 4753 sayılı “Çiftçiyi

Topraklandırma Kanunu”dur (TCKİB, 2004: 20). Kanun, tarımsal üretim amacı ile

(23)

şahıslara ait arazilerin kamulaştırılarak topraksız ya da az topraklı çiftçilere dağıtılmasını içermekteydi (Aksoy, 1971: 59-60). Ancak Atatürk’ün vefatı ve II. Dünya Savaşının başlaması ile birlikte bu kanun yürülülüğe koyulamamıştır (Topuz, 2007: 376). Bu dönem ülke ekonomisi için bir gerileme dönemi olarak kabul edilmektedir.1940-1945 dönemlerinde GSMH’da sektörlerin katma değer dağılımları Tablo-3 yardımıyla özetlenmiştir.

Tablo- 3: GSMH’da Sektörlerin Katma Değer Dağılımları, 1940-1945

Tarım Sanayi Hizmetler

1940 45,0 18,4 36,6 1941 41,9 19,2 38,9 1942 47,3 17,2 35,5 1943 45,8 19,5 34,7 1944 43,2 19,3 37,5 1945 39,1 19,7 41,2 Kaynak: TOBB, 1990: 24.

Tablo-3 incelendiğinde1940-1945 dönemlerinde GSMH’da tarım sektörünün payının %47,3-%39,1 arasında değişmekte olduğu görülmektedir (TOBB, 1987: 38). Aynı dönem içerisinde sanayi sektörünün GSMH’daki payı %18,4-%19,7 arasında değişirken, hizmet sektörünün payı ise %34,7-%41,2 arasında değişmektedir. Bu dönemin 1923 yılı ile karşılaştırılması yapıldığında, tarım sektörünün payının %3,6, sanayi sektörü payının ise %8,0 artış gösterdiği ve sanayi sektörünün ön plana çıkmaya başladığı görülmektedir.

1.4. Serbest Dış Ticaret Dönemi (1946-1960)

II. Dünya savaşının bitmesi ile başlayan yeni ekonomik düzen, mali açıdan ekonomik kalkınma için uygun bir dönem olmuş, ancak yeterince değerlendirilememiştir. 1945 yılı, çok partili döneme geçildiği, herhangi bir zorunluluk gerektirmedikçe devletin ekonomiye müdahalede bulunmadığı ve girişimciliğin artırılmaya çalışıldığı bir yıl olarak kabul edilmektedir.

1946-1960 döneminde ekonomik yapının desteklenmesi için, dış yardımlar alınmaya başlanmıştır. İlk yardım 1947 yılında Truman Doktrini ile başlamış, 1948 yılında uzun yıllar tartışılmalara yol açan askeri ve ekonomik “Marshall Yardımları” ile devam etmiştir. 1948 yılında tarım sektörüne önem kazandırılmasına yönelik bir plan hazırlanmıştır. Bu dönemde tarım sektörüne önceliklerin verildiği çiftçilerin

(24)

modern teknikler ile üretimde bulunmasına yönelik desteklerin verildiği bir dönem olmuştur. 1950-1953 döneminde tarımın hızlı gelişmesinde Marshall yardımlarının itici bir gücü bulunmaktadır. Bu dönemde tarım sektörü hızla gelişme göstererek ekim alanı 14.5 milyon hektar’dan, 18.8 milyon hektar’a yükselmiş, tahıl ürünleri ihracatında Dünya’da Türkiye dördüncü sıraya yükselmiştir.

1946-1961 dönemlerinde GSMH’da sektörlerin katma değer dağılımları Tablo-4’de yer almaktadır.

Tablo- 4: GSMH’da Sektörlerin Katma Değer Dağılımları, 1946-1961

Tarım Sanayi Hizmetler

1946 45,7 18,4 35,9 1947 38,8 18,3 42,9 1948 44,3 17,0 38,7 1949 40,4 18,4 41,2 1950 40,9 18,6 40,5 1951 43,4 17,3 39,3 1952 42,5 17,5 40,0 1953 41,5 18,9 39,6 1954 36,8 21,1 42,1 1955 37,5 21,6 40,9 1956 38,2 21,8 40,0 1957 37,7 23,2 39,1 1958 39,3 22,4 38,3 1959 37,9 22,1 40,0 1960 37,5 21,7 40,8 Kaynak: TOBB, 1987: 38.

Tablo-4’de görüldüğü üzere, 1946-1960 döneminde sektör paylarında %37,5-%45,7 arasında dalgalanmalar yaşandığı görülmektedir (TOBB, 1987: 38). 1946-1960 döneminde tarım sektörünün yüksek bir atılım gerçekleştirdiği görülmektedir. Sektörde önemli gelişmelerin yaşanması nedenleri arasında (TCKİB, 2004: 21);

-Tarımda makineleşmeye gidilerek işlenen tarım alanlarının artması ve buna bağlı olarak tarımsal üretimin artması,

-İklim koşullarının beklendiği gibi gitmesi,

-Kore savaşı nedeniyle tarımsal ürün fiyatlarının yükselmesi,

(25)

-Tarımsal vergilerin düşürülerek, tarımda kredi kullanımının artırılması yer almaktadır.

1950-1960 döneminde tarımda belirli ölçülerde nitel ve nicel gelişmeler elde edilmiştir. Tarımda makineleşme olmak üzere, modern girdi kullanımının artması, işlenen alanların genişlemesi, verim artışı tarımsal üretimin artmasına olanak vermiştir. Bu dönemde tarım uluslar arası pazara açılmış ve tarım dayalı sanayilerin gelişmesi ile tarımsal üretimde yapısal değişiklikler meydana gelmiştir. Bitkisel üretimin tarımsal hâsıladaki payı hayvancılık aleyhine genişleyerek %60’a kadar çıkmıştır (Eşiyok, 1981: 11). 27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan askeri ihtilal, 1960-1962 yılları arası tüm sektörler için ekonomik tedbirlerin alındığı dönem olmuştur.

1.5. Planlı Dönem (1963-2013)

Türkiye’de 1960 yılında Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurulmasıyla birlikte kalkınma süreci kalkınma planlarıyla yönetilmeye çalışılmıştır. Bu bölümde söz konusu plan dönemlerinde tarım sektörüne yönelik politika uygulamaları ele alınmıştır.

1.5.1. I. Kalkınma Planı Dönemi (1963-1967)

Planlı döneme geçişte, toplum refahının artırılması ve sosyal adaletin sağlanması amaçlanmıştır. Bunun yanında ekonominin karma sistem içinde yürümesi, devletin eğitim, sağlık, ulaştırma, enerji, sulama gibi temel kamu hizmetleri için yatırım yapması, yatırımlarda bölgeler arası denge sağlanması hedeflenmiştir.

I. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 16 Ekim 1922 tarihli ve 77 sayılı Uzun Vadeli Planın yürürlüğe konması ve bütünlüğünün korunması hakkındaki kanun hükümlerine uygun olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan Karma Komisyonu tarafından Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisinde görüşülmüştür. Plan, 21 Kasım 1962 tarihinde onaylanmış ve 3 Aralık 1962 tarihli 11272 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. 1 Ocak 1963 tarihinden itibaren de yürürlüğe girmiştir (DPT, 1963: 2). Bu planda genel ekonomi içindeki tarım sektörünün yeri dikkate alınarak planmış ve amaçları genel planın temel hedeflerine uydurulmuştur. Bu planda yer alan tarım politikasının amaçları aşağıdaki şekilde sıralanmıştır (DPT, 1963: 303-304);

(26)

-Enflasyon artmadan, milli gelirde %7 gelişme hızını sürdürmek, aynı zamanda tarımsal üretimi çoğaltmak, ihracata yönelik sanayi üretimi gerçekleştirmek ve artan hammadde ihtiyacının karşılanması,

-Beslenme kalitesin artırılması için özellikle hayvani proteinli besinlerin artırılması,

-Planın sosyal amaçlarının gerçekleştirilmesi,

-Arazi kullanışında uzun süreli dengeyi sağlayarak planın uzun vadeli amaçlarının gerçekleştirilmesi olarak belirtilmiştir.

Yatırımlardaki büyük artış nedeniyle Türkiye ekonomisi bu dönemde, oldukça hızlı gelişme göstermiştir. 1962-1966 döneminde GSMH ortalama %6.5 oranında artarak 61.9 milyar TL’den, 79.5 milyar TL’ye yükselmiştir. Aynı dönemde beklenen %6.5 gelişme hızı, plan hedefinin altında kalarak %4.6-%8.8 arasında değişen bir dalgalanma göstermiştir (DPT, 1963: 314).

I. Beş Yıllık Kalkınma Plan’ının ilk dört yılında tarım sektöründe yıllık ortalama %3,1 gelişme hızı göstermiştir. 1963 yılında %7,6 oranında gelişme gösterirken, 1964 yılında duraklama, 1965 yılında %3,3 gerileme ve 1966 yılında da %8,6 gelişme göstermiştir. Tarımsal üretimin hava şartlarına bağlı olması, hububat ve meyve üretimindeki yaşanan değişimler sektörün gelişme hızında dalgalanmaların yaşanmasına neden olmuştur. Birinci plan döneminde üretimde verimliliğin artırılmasına yönelik kimyasal gübre ve iyi tohumluk kullanımında gelişme başlamış, sulamaya açılan alan 431 bin hektara ulaşmıştır. Ayrıca tarım kredilerinin kullanım şekli nakit yerine çiftçilerin eline doğrudan girdi olarak verilmesi anlayışına yerini bırakmıştır. Bu gelişme tarımda teknolojinin gelişmesi bakımından önemli bir ilerlemedir (DPT, 1963: 16). 1963-1967 yılları arasında GSMH’da sektörlerin katma değer dağılımları Tablo-5’de verilmektedir.

Tablo- 5: GSMH’da Sektörlerin Katma Değer Dağılımları, 1963-1967

Sektörler 1963 1967 Tarım 36,4 30,4 Sanayi 22,8 25,5 Hizmet 40,8 44,1 Toplam 100,0 100,0 Kaynak: TOBB, 1990: 41-42.

(27)

Tablo-5 incelendiğinde, I. Kalkınma Planı döneminde tarım sektörünün GSMH’daki payı azalırken, sanayi ve hizmet sektörünün payının ise hızla arttığı görülmektedir. 1963 yılında tarım sektörünün payı %36,4 iken, bu oran 1967 yılında 30,4’e düşmüştür. Aynı dönemde sanayi sektörünün payı 1963 yılında %22,8 iken, 1967 yılında %25,5’e yükselmiştir. Hizmet sektörünün payı ise 1963 ve 1967 yıllarında sırası ile %40,8 ve %44,1 olarak gerçekleşmiş ve sektör paylarında yükselmeler yaşanmıştır (TOBB, 1990: 41-42).

1963-1967 dönemlerinde yatırımların sektörlere göre dağılımı Tablo-6’da verilmektedir.

Tablo- 6: Yatırımların Sektörel Dağılımı, 1963-1967

Sektörler Kamu Milyon TL % Özel Sektör Milyon TL % Toplam Milyon TL % Tarım 6.548 18,0 3.466 12,1 10.014 15,4 Sanayi 4.948 13,6 7.773 27,1 12.721 19,6 Madencilik 2.131 5,9 745 2,6 2.876 4,4 Enerji 4.445 12,2 263 0,9 4.708 7,3 UlaştırDPma 7.391 20,4 2.238 7,8 9.629 14,8 Konut 1.042 2,9 12.342 43,0 13.384 20,6 Eğitim 4.210 11,6 64 0,2 4.274 6,6 Sağlık 1.129 3,1 57 0,2 1.186 1,8 Turizm 617 1,7 631 2,2 1.248 1,9 Diğer Hizmetler 3.851 10,6 1.102 3,8 4.953 7,6 Toplam 36.312 100,0 28.681 100,0 64.993 100,0 Kaynak: DPT, 1968: 267.*,1965 fiyatları.

I. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda toplam yatırımın sektörlere göre nispi dağılımında, ekonomik kalkınmanın itici gücü olarak sanayi sektörüne öncelik verildiği görülmektedir. I.Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda kamu sektörünün; en yüksek yatırımı ulaşım sektörüne yaparken, özel sektörün konut sektörü ve sanayi sektörüne yoğun şekilde yatırım yaptığı görülmektedir. Konut, sanayi, tarım ve ulaştırma sektörüne yapılan yatırımların toplam yatırım içerisindeki payının %70,4 olduğu görülmektedir (DPT, 1968: 297).

(28)

I. Beş Yıllık Kalkınma Plan döneminde temel ürünlerden buğday ve yağlı tohum üretimi iç talebi karşılayamamıştır. Plan döneminde yağlı tohum üretiminde önemli gelişmeler yaşanmasına rağmen sebze ve meyve üretiminin azalması toplam bitkisel üretim öngörülen hedeflerin altında kalmasına neden olmuştur. Yem üretiminin plan hedeflerinin çok altında kalmasının bir sonucu olarak hayvansal üretimde istenen seviyede başarı elde edilememiştir. I. Beş Yıllık Kalkınma Plan’ında en önemli gelişme kimyasal gübre kullanımında yaşanmıştır. Yıllık gübre kullanımı %35 hedefi aşılmış, ancak istenen düzeye ulaşılamamıştır (DPT, 1968: 313).

I. Beş Yıllık Kalkınma Planın’da öngörülen %7 büyüme hızının altında kalmasında, tarımsal üretimdeki dalgalamalar ve sanayi sektöründe üretim hedeflerine ulaşılamamasının önemli bir payı bulunmaktadır. Bunun temel nedeni 1963 yılından bu yana yatırımlarda sağlanan hızlı artışlara rağmen, üretimde meydana gelen gecikmeler olmuştur. I. Beş Yıllık Kalkınma Planı, tarım sektörü açısından değerlendirildiğin de; bu dönemde tarım sektöründe iyileşmelerin yaşandığı ancak, olumsuz hava şartlarına bağlı olarak sektörün istenen gelişme hızını gösteremediği bir dönem özelliği taşımaktadır.

1.5.2. II. Kalkınma Plan Dönemi (1968-1972)

I. ve II. Beş Yıllık Kalkınma Planları’nda büyüme hızı hedefi ortalama %7,0 olarak hedeflenmiştir. Ancak I. Kalkınma Planın da yıllık büyüme hızı ortalama %6,7, II. Kalkınma Planın’da ise %6,9 gerçekleşerek hedefin altında kalmıştır. Türkiye ekonomisi 1963-1971 döneminde ortalama %6,8 büyümüştür. II. Beş Yıllık Kalkınma döneminde sanayi sektörünün gelişimine önem verilen, tarım sektörünün ise ikinci sıraya atıldığı bir dönem olmuştur. Bu dönemde özel sektör yatırımları özendirilmiş ve sabit sermaye yatırımlarının %45'i özel sektör tarafından gerçekleştirilmiştir. Hedeflenen yatırım planları özel sektörde %90, kamuda ise %92 oranında kısmen gerçekleştirilmiştir.

26 Temmuz 1973 tarihinde toprak reformu kanunun çıkarılmasından önce bazı ön düzenlemeleri içeren Toprak Reformu Ön Tedbirler Kanunu çıkarılmıştır. Toprak reformu uygulamasında yaşanan tartışmalar özellikle büyük çiftçilerin karşı çıkmaları gerekçesiyle yerini tarım reformuna bırakmış ve 25 Haziran 1973 yılında

(29)

1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanunu kabul edilmiştir. Yine bu dönemde ilk kez köy-kent tarım ve tarım kent gibi kırsal yerleşme önerileri geliştirilmiştir. Toprakların toplulaştırılması amacıyla Toplum Kalkınması Enstitüsü kurulmuş, ancak ileri ki plan dönemlerinde gerçekleştirilememiştir. Yine aynı dönemde AB’ne üyelik için ilk adımlar atılmıştır. 2. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Türkiye’yi hammadde satıp, mamul madde alan ekonomik yapıdan; mamul madde satan sanayileşmiş bir yapıya ulaşma yönünden önemli adımların atıldığı bir dönem olarak kabul edilmektedir (Dinler, 1996: 44).

1.5.3. III. Kalkınma Planı Dönemi (1973-1977)

III. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977), 16 Ekim 1962 tarihli ve 77 sayılı Kanun gereğince Millet Meclisi Genel Kurulunun 26 Ekim 1972 tarihli 15. Birleşiminde onaylanmıştır (DPT, 1979: 28).

III. Beş Yıllık Kalkınma Planın da büyüme %7,4 olarak öngörülmüş, ancak %6,5 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde GSMH büyüme oranı %7,6 olarak hedeflenmiş, %6,9 gerçekleşmiştir. Öngörülen hedeflere ulaşılamamasındaki etkili neden; uluslar arası düzeyde ortaya çıkan petrol bunalımından kaynaklı enerji ve hammadde temininde yaşanan tıkanıklıkların sanayi üretiminde yarattığı olumsuzluklar olmuştur (DPT, 1979: 19).

1973-1978 dönemi için sabit fiyatlarla GSMH’nın sektörel katma değer büyüme hızı Tablo-7’de verilmektedir.

Tablo- 7: GSMH’nın Sektörel Katma Değer Dağılımları, 1973-1978

Yıl Tarım Sanayi Hizmetler

1973 10,1 11,3 11,4 1974 10,3 8,3 8,0 1975 10,9 9,0 7,7 1976 7,6 10,3 6,8 1977 0,5 10,8 7,9 1978 3,3 9,9 4,4 Kaynak: DPT, 1979: 8.

Tablo-7’ye göre III. Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemin de tarım sektörünün katma değeri yılda ortalama %10,1-%10,9 arasında değişmektedir. Aynı dönemde tarım sektörünün katma değerinin %3,7 büyümesi öngörülmüş, ancak %3,3 büyüme

(30)

gerçekleşerek öngörülenin altında kalmıştır. Sanayi sektörünün büyüme hızı dönem ortalaması %11,4 öngörülürken, %9,9 gerçekleşmiştir. Hizmetler sektörünün büyüme hızı %7,9 olarak gerçekleşerek öngörülen büyümeyi aşmıştır.

III. Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemin de ekonomide belirli bir yapısal değişiklik yapılması amaçlanarak sanayi sektörünün diğer sektörlere göre daha hızlı büyümesi ve GSMH’daki payının artması hedeflenmiştir. Bu çerçevede 1972-1977 döneminde sanayi sektörünün GSMH’daki payının artarken, tarım sektörü payını koruyarak GSMH’nın %29,0’unu oluşturduğu görülmektedir (DPT, 1979: 8).

III. Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemin de tarımsal üretimde bitkisel üretimin payı azalırken, diğer alt sektörlerin paylarında artışlar meydana gelmiştir. Bitkisel üretimin tarım sektöründeki payı %60,6 olarak öngörülmüş, ancak 1972 yılında %62,4, 1977 yılında %57,7’ye düşerek öngörülen hedefin oldukça altında kalmıştır. Tarım sektörü içinde hayvancılık sektörünün payı %35,0 olarak öngörülmüştür.1972 yılında %34,1 olan hayvancılık sektörünün payı 1977 yılında %37,9’a yükselerek öngörülen hedefi aşmıştır. Tarımsal üretim içinde hayvancılık sektörünün payının artmasının nedeni, tarımsal üretimdeki göreli fiyat yapısının hayvancılık sektöründen yana gelişmesindendir.

III. Beş Yıllık Kalkınma Planı tarım sektöründe verimi artırmak için modern araç ve girdilerin kullanımı önem kazanmıştır. Bu noktada, kimyasal gübre kullanımında önemli artışlar yaşanmıştır. 1972 yılında 3.3 mil/ton olan gübre kullanımı %14,9 artarak, 1977 yılında 6.6 mil/ton’a ulaşmıştır. Yine 1972 yılında 135.726 adet olan traktör sayısı, 1977 yılında 325.225’e yükselmiştir. Ancak sayısal artışa karşın kullanımında istenen etkinlik sağlanamamıştır. 1972 yılında 1.9 milyon hektar sulanan alan, 1977 yılında 2.6 milyon hektar’a ulaşmıştır. Kırsal kesimdeki hızlı nüfus artışı tarım kesiminde topraksız aile sayısını da önemli ölçüde yükseltmiştir. 1968 yılında %17,5 olan topraksız aile oranı 1973 yılına gelindiğinde %21,9’a yükselmiştir. Bu gelişmeler tarımın topraksızlaşmayı ve toprak kiralama eğilimlerinin hızlandırmış ve toprak toplulaşmasına yol açmıştır (DPT, 1979: 10).

1.5.4. IV. Kalkınma Planı Dönemi (1979-1983)

Cumhuriyet dönemi Türkiye ekonomisi gelişim süreci “1980 öncesi dönem” ve “1980 sonrası dönem” olmak üzere iki ana dönem olarak incelenmektedir. 1980

(31)

öncesi dönemin temel ekonomi politikası “ithal ikameci sanayileşme” politikasına dayanmaktadır. 1980 sonrası ise “ihracata dayalı sanayileşme” politikalarından oluşmakta olup liberal politikalarla rekabete açık bir ekonomik yapının oluştuğu ve dış ticaret teşviklerinin artırıldığı bir dönem olmuştur.

1979-1983 dönemlerini kapsayan ve 1980 sonrası döneme geçiş niteliğini taşıyan IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Millet Meclisi Genel Kurulunda 29 Kasım 1978-30 Ekim 1978 tarihli 15. Birleşiminde onaylanmıştır (DPT, 1984: 17).

IV. Beş Yıllık Kalkınma Plan döneminde, sosyal ve siyasal istikrarsızlıklar, 1973 ve 1978 yılında yaşanan dünya petrol krizi ile döviz dar boğazı ve 1974 yılı Kıbrıs Barış Harekâtı ile ülke ekonomisine derin izler bırakan ekonomik ve sosyal çöküntülerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Sanayi üretimde kullanılan ithal hammaddelerin maliyeti yaşanan döviz dar boğazını yükseltmiştir. Maliyetlerin yükselmesi yurt içinde fiyatları yükselmesine, bu durumda ödemeler dengesinin bozulmasına neden olmuştur. Bu gelişmeler hükümeti önlem alması durumunda bırakmış ve 1978 yılında “istikrar programı” açıklanmıştır. Bu istikrar programı ile KİT ürünlerine zam yapılmış, ithalat zorlaştırılarak devalüasyon yapılmıştır. 1979 yılında ise yeni bir istikrar programı hazırlanmıştır. KİT ürünlerine yapılan zamlar devam etmiş, faiz oranları yükseltilmiş ve yeniden devalüasyon yapılmıştır. Yaşanan bu olumsuz gelişmeler sürecini 24 Ocak 1980 İstikrar Kararları ve 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi takip etmiştir.

24 Ocak 1980 kararlarında tarım sektörünü doğrudan ilgilendiren konular aşağıda sıralanmıştır. Bunlar (Eşiyok, 2004: 25);

-Tarım sektöründe girdi olarak kullanılan gübre, tarımsal ilaç hammaddelerinin dışalımı döviz kurunda katlı kur sistemi ve alımlar için daha düşük seviyede döviz kuru uygulanması,

-Belirli tarımsal ürünler için uygulanan taban fiyat artışlarının yapılmasında temkinli davranılması,

-Tarım ürünleri destekleme alımlarında kısıtlamalar yapılması ve destekleme ödemelerinin dönemlere ayrılarak yapılması,

(32)

-Tarımsal ürünlerde desteklenen ürünlerin karar tarihlerinden sonra yapılan dış satımlarda kilo ve değer üzerinden alınan paraların Merkez Bankası tarafından oluşturulan Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu’nda toplanması, toplanan bu fonun tarımsal girdi sübvansiyonu, ihracatın geliştirilmesi ve finansmanında, üretici fiyat hareketlerinde kullanılmasıdır.

1984 yılında tarım sektörünün GSYİH’daki payı %15,8, sanayi sektörünün payı %47,8, hizmet sektörünün payı ise %36,4 olarak gerçekleşmiştir. Tarım sektörünün GSYİH değerine katma değerinde bitkisel üretim %58,6 olarak gerçekleşmiştir (DPT, 1984: 19).

1979-1983 dönemi sabit sermaye yatırımlarının sektörel dağılımı Tablo-8’deki gibidir.

Tablo- 8: Sabit Sermaye Yatırımlarının Sektörel Dağılımı, 1979-1983

Sektör

Kamu Özel Toplam

Değer % Değer % Değer %

Tarım 543.3 8,7 516 11,8 1059.3 10,0 Sanayi 535.2 8,6 31.2 0,7 566.4 5,3 İmalat 1489.8 23,9 1255 28,7 2744.8 25,9 Enerji 1585.5 25,5 30.2 0,7 1615.7 15,2 Ulaştırma 1172.9 18,8 729.4 16,7 1902.3 18,0 Turizm 30.8 0,5 34 0,8 64.8 0,6 Konut 118.7 1,9 1557.7 35,7 1676.4 15,8 Eğitim 240.4 3,9 9.9 0,2 250.3 2,4 Sağlık 101.8 1,6 10.3 0,2 112.1 1,1 Diğer hizmetler 410.2 6,6 223.1 5,1 633.3 6,0 Toplam 6228.6 100,0 4366.8 100,0 10595.8 100,0

Kaynak: DPT, 1984: 25, *1983 fiyatlarıyla, Milyar TL.

Tablo-8 incelendiğinde göre IV. Beş Yıllık Kalkınma Plan döneminde yapılan sektörel sabit sermaye yatırımlarının %58,8’i kamu sektörüne,%41.2’sinin ise özel sektöre ait olduğu tespit edilmiştir. Bu planda kamu sektörü en yüksek sabit sermaye yatırımını enerji ve imalat sektörüne yaparken, özel sektörün konut ve imalat sektörüne yoğunlaşmaktadır. Toplam sabit sermaye yatırımlarında ilk sırada imalat sektörü yer alırken, ulaştırma, konut ve enerji sektörü bu sırayı takip etmektedir.

(33)

Tarım sektörüne yapılan sabit sermaye yatırım dağılımları incelendiğinde kamu sektörünün %8,7, özel sektörün ise %11,8 oranında yatırım yaptığı ve sektöre yapılan yatırımların dönemler içerisinde azaldığı görülmektedir. (DPT, 1984: 25).

1978 yılında %27,84 olan tarımsal üretim oranı, 1983 yılında %25,35’e düşmüştür. 1978 yılında tarımsal üretimde bitkisel üretimin payı %16,96, hayvansal üretimin payı ise %8,29 olarak gerçekleşmiştir. 1983 yılında ise tarımsal üretimde bitkisel üretim %14,96’ya düşerken, hayvansal üretimdeki pay %8.29 ile aynı oranda kalmıştır (DPT, 1984: 58). Dönem içinde tarım sektörü üretiminin toplam fiziki üretim içinde payı %24,8’e yükselmiştir (DPT, 1984: 62).

IV. Beş Yıllık Kalkınma Plan dönemin de sektörler itibariyle ihracat dağılımında 1978 yılında tarım sektörünün ihracattaki payı %21,70, sanayi sektörünün payı ise %73,70 olarak gerçekleşmiştir.1983 yılında ise tarım sektörünün ihracattaki payı %18,01’e düşerken, sanayi sektörünün payı %81.00’e yükselmiştir.1978-1983 döneminde bitkisel üretim ihracatı %7,09 azalmış, hayvansal üretim ihracat ise %3,19’a olarak gerçekleşmiştir (DPT, 1984: 30).

1982 Anayasası’nın yürürlüğe girmesinin ardından 1984 yılında bir geçiş programı hazırlanmıştır. 1985 yılında ise V. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989) hazırlanmıştır.

1.5.5. V. Kalkınma Planı Dönemi (1985-1989)

1982 anayasası yürürlüğe girdikten sonra yapılan ilk genel seçim ile 1983 yılında Turgut Özal Hükümeti göreve başlamıştır. Bu plan TBMM Genel Kurulu’nun 13 Temmuz 1984 tarihli 90. birleşiminde onaylanmıştır (DPT, 1985: 4).

1984 yılında hazırlanan geçiş programında GSYİH büyüme hedefi %6,1 olarak öngörülmüş, fakat büyüme oranı hedefin üzerine çıkarak %7,1 olarak gerçekleşmiştir. Planın en önemli hedefi, enflasyonu düşürmek ve ödemeler bilançosunun dengeye getirilmesi olarak belirlenmiştir. Bu dönem ülke ekonomisinde liberalleşme yılları olarak kabul edilmektedir. Serbest piyasa ekonomisine geçişe yönelik tedbirler alınmış ve KİT’lerin özelleştirme süreci de bu dönemde başlamıştır (Eşiyok, 2004: 26).

(34)

1989 yılında tarım sektörünün GSMH’daki payı %15,8, sanayi sektörünün payı %36,7, hizmet sektörünün payı ise %47,5 olarak gerçekleşmiştir (DPT, 1989: 17). Aynı dönem içinde tarımsal üretim oranı %13,2, sanayi üretim oranı %46,7, hizmet sektörü oranı ise %40,1 olarak gerçekleşmiştir. Diğer dönemlerde olduğu gibi tarım sektöründe bitkisel üretimin yüksek oranda gerçekleştiği görülmektedir (DPT, 1989: 18). 1985-1989 döneminde sabit sermaye yatırımlarının sektörel dağılımı Tablo-9’da verilmektedir.

Tablo- 9: Sabit Sermaye Yatırımlarının Sektörel Dağılımı, 1985-1989

Sektör

Kamu Özel Toplam

Değer % Değer % Değer %

Tarım 4866.94 7,82 3620.21 6,54 8516.15 7,24 Sanayi 3611.63 5,80 755.18 1,36 4506.79 3,83 İmalat 5629.79 9,05 14941.98 26,99 20571.77 17,50 Enerji 15038.23 24,17 638.51 1,15 15271.74 12,99 Ulaştırma 18872.32 30,33 7182.87 12,98 25855.19 21,99 Turizm 1013.27 1,63 2302.70 4,16 3315.97 2,82 Konut 1148.69 1,85 23246.00 41,99 24394.89 20,75 Eğitim 3069.54 4,93 241.74 0,44 3311.28 2,82 Sağlık 929.44 1,49 270.12 0,49 1199.58 1,02 Diğer hizmetler 8027.18 12,90 2101.29 3,80 10128.47 8,61 Toplam 62227.03 100,00 55354.58 100,00 117581.61 100,00 Kaynak: DPT, 1989: 12.

* Yılı 1988 fiyatlarıyla, Milyar TL

Tablo-9 incelendiğinde, V. Beş Yıllık Kalkınma Planı içinde yapılan sektörel sabit sermaye yatırımlarının %52,9’unun kamu sektörüne,%47,1’inin ise özel sektöre ait olduğu görülmektedir. Planda kamu sektörü en yüksek sabit sermaye yatırımını ulaştırma ve enerji sektörüne yaparken, özel sektör ise konut ve imalat sektörüne yapmıştır. Döneme ait tarım sektörüne yapılan sabit sermaye yatırım dağılımları incelendiğinde; kamu sektörüne %7,8, özel sektörüne ise %6,5 oranında yatırım yapıldığı görülmektedir (DPT, 1989: 12).

Bu dönemde kimyasal gübre dışındaki sübvansiyonlar kaldırılmış ve dış ticarette korumacılık sınırlandırılmıştır. Tarıma girdi sağlayan ve tekel konumunda olan kamu kurumlarına ilave olarak özel sektörde bu alana girmiştir. Sabit sermaye yatırımlarından tarımın aldığı pay azalırken, tarım işletmelerinin sayısı artığı

(35)

görülmektedir. V. Beş Yıllık Kalkınma Plan dönemi içindeki en önemli gelişmelerden biri ise 14 Nisan 1987 yılında AB'ye tam üyelik için başvuru yapılması olmuştur.

1.5.6. VI. Kalkınma Plan Dönemi (1990-1994)

VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 30 Ekim 1984 tarihli 3067 sayılı Kanun gereğince, TBMM Genel Kurulunun 22 Haziran 1989 tarihli 107. birleşiminde onaylanmıştır (DPT, 1989: 3).

Türkiye’de 1980 sonrası dönemde rekabete açık ekonominin ilke ve esasları çerçevesinde önemli adımlar atmıştır. VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile uluslar arası rekabete açık bir yapı içerisinde sanayileşmenin hızlandırılması, kronik enflasyonun düşürülmesi, cari işlemler dengesinde sağlıklı fazlaya ulaşılması, kalkınmada özel sektörün rolünün artırılması ve yatırımlara öncelik verilmesi temel hedefler olarak belirlenmiştir (DPT, 1995: 1). Ancak önceki planlı dönemlerde başlayan sürekli artan kamu açıkları, ekonominin dışa açılmasını ve serbestleşmesini engellemiştir. Yükselen kamu açıklarına bağlı olarak artan iç faiz oranları sıcak para girişini hızlandırmış, bu olay TL’nin reel olarak aşırı değer kazanmasına neden olmuştur. Bu gelişme işgücü maliyetlerini reel olarak artırmış, Türkiye Ekonomisi’nin rekabet gücünü kaybetmesine yol açmıştır. Sonuçta bu iç dengesizlik dış dengenin de bozulmasına neden olmuş, ithalat hızla artarken, ihracat azalmıştır. İç ve dış dengedeki bu ani değişim 1994 yılı başında ekonomik krizin oluşmasına neden olmuştur. Ekonomiyi hızla istikrara kavuşturmak, kamu açıklarını daraltmak, dış talebe dayalı bir büyüme yapısı oluşturma ve ekonomik istikrarı sürekli kılacak yapısal reformları başlatmak amacıyla 5 Nisan 1994 tarihinde Ekonomik İstikrar Programı yürürlüğe konmuştur (DPT, 1995: 17).

Bu dönem de tarım sektörünün GSYİH içindeki payı 1990 yılında %17,5 iken, 1994 yılında ise %15,0’e düşmüştür. Ayrıca bu dönemde tarımın istihdam içindeki payının %45,0 olduğu görülmektedir. VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde tarım sektörü üretiminde yıllık ortalama %7 artış, ihracatında %1,3, ithalatta ise %5,0 azalma yaşanmıştır.1994 yılında tarımsal üretimin %66,7’si bitkisel üretimden, %25,2’si hayvansal üretimden, %5,3’ü su ürünlerinden ve %2,7’si ormancılıktan sağlanmıştır (DPT, 1995: 69).

(36)

5 Nisan 1994 Ekonomik Önlemler ve Uygulama Planı’nda temel ilke; olarak üretim yapan ve sübvansiyon yapan devlet yapısından, ekonomide piyasa mekanizmasının tüm kurum ve kuruluşlarıyla işlemesini sağlayan, sosyal dengeleri gözeten bir devlet yapısına geçmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede tarım sektörüne ilişkin yasal düzenlemeler yapılmış ve bu düzenlemeler ile büyük üretici grupları tarafından üretimi yapılan hububat, şeker pancarı ve tütün gibi stratejik ve sosyal açıdan önemli ürün ve ürün gruplarına destekleme alımlarının yapılmasına karar verilmiştir. Destekleme alımlarının Merkez Bankası tarafından finansman sağlanarak, KİT’ler ve Tarım Kredi Kooperatif Birlikleri’nin yükünün azaltılması amaçlanmıştır (Eşiyok, 2004: 28).

1.5.7. VII. Kalkınma Planı Dönemi (1996-2000)

VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 30 Ekim 1984 tarihli 3067 sayılı Kanun gereğince, TBMM Genel Kurulunun 18 Temmuz 1995 tarihli 142. birleşiminde onaylanmıştır (DPT,2005:4).

VI. Beş Yıllık Kalkınma planı dönemi içinde tarım sektörü büyümesindeki istikrarsız yapı, 1996 sonrası dönemde de devam etmiştir. 1996-1999 döneminde tarım sektörü katma değerindeki yıllık ortalama artış hızı %1,3 oranında kalmıştır. VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda tarım sektörünün GSYİH içerisindeki payının %13,0’e düşmesi, sanayi sektörünün payının %27,0’ye yükselmesi ve hizmet sektörünün payının ise %60 civarında kalması öngörülmüştür. Tarım sektörünün GSYİH’daki payı 1995 yılında %15,7 iken, bu oran 1999 yılında %15,0’e gerilemiştir. Bu dönemde 1999 yılı itibariyle toplam istihdamda tarım istihdamının payı %45,1 olarak gerçekleşmiştir. Sektörde tarımsal istihdamın yüksek oranlara sahipken, işgücü verimliliğin düşük olması işgücünün etkinsiz olduğunu göstermektedir (DPT, 2005: 28).

Tarım sektöründe uygulanan destekleme politikaları ile üretici gelirlerinde istikrar sağlanamamış, dünya fiyatları üzerindeki destekleme alım fiyatları bazı ürünlerin ekim alanlarının genişlemesine, üretim fazlası oluşmasına ve devletin fazla alım yaparak yüksek stok maliyetine katlanmasına neden olmuştur (DPT, 2005: 23). VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde tarımsal destekleme kapsamındaki ürünlerin sayılarının artırılmamasına özen gösterilmiş, hububat, şeker pancarı ve

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmanın amacı, Türkiye ekonomisi ve ticareti içerisinde oldukça önemli bir yeri olan tarım sektörünün rekabet gücünü ve derecesini

Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca, bugüne kadar toplam 141 kooperatife, yaş meyve ve sebze alım satımına ilişkin belge verilmiştir.5200 sayılı yasaya göre tarımsal

2000 yılında üretilen toplam bitkisel üretim miktarı 99.9 milyon ton olarak gerçekleşirken, aynı yılda sebze üretimi 22.4 milyon ton ile %22, meyve üretimi 14.2 milyon ton

1- Mevsimlik işçiler başta olmak üzere tarımsal üretimde çalışan vatandaşlarımızın barınma, çalışma alanlarının il/ilçe tarım müdürlükleri

Daha sonra ise bitkisel üretim açı- sından önemli olduğu düşünülen ayrıca Eurostat tarafından hazırlanan raporlarda da ele alınan ürünler (buğday, mısır, çeltik,

PS - MISIR MENŞELİ ÜRÜNLERDE CIF BEDELİNİN % 11,30 ORANINDA PS - İRAN MENŞELİ ÜRÜNLERDE CIF BEDELİNİN % 11,30 ORANINDA SPVC – ABD MENŞELİ ÜRÜNLERDE CIF

Araştırma kapsamında gerçekleştitilen küme rekabetçilik düzeyi analizi, küme ihracat performansı analizi, derinlemesine mülakatlar, küme toplantı notları ve küme

İnsan iletişimi, çok büyük oranda yüz ifadelerine dayanır ve bu yüz ifadelerini çok iyi taklit edebilen robotların, şimdikilerden çok daha geniş bir kullanım alanı