• Sonuç bulunamadı

2.4. Sokratik Sorgulama

2.4.3. Eğitimde Sokratik Sorgulama

Sorgulamanın aslında düşünürken sıklıkla başvurulan bir yöntem olduğunu belirten Çebi (2006), düşünmenin kimi zaman zihinden olayı, olguları sorgulama kimi zaman bir olayın, olgunun nedenini sorgulayarak bulmaya çalışma biçiminde olduğunu ve bu sırada zihinde bir yapılandırma oluştuğunu ifade eder. İnsanlığın ihtiyaçlar nedeniyle doğaya sorular yönlendirdiğini ve temel doğal yasalarına ulaştığına dikkat çeken Çebi, her anlama ve anlamlandırma çabasının arkasında soruların olduğunu vurgular. Sokrates’in de bu anlama ve anlamlandırma çabasıyla sorular sorduğunu ve farkında olmadan insanın sorular sorarak zihnini aktif hale getirdiğini ve olaylara farklı bakış açılarıyla bakabildiğini bulduğunu belirtir.

Sokratik kelimesi sıradan sorgulamaya sistematiklik, derinlik, gerçeğin değerlendirilmesi ya da akla yakınlık gibi anlamlar katmaktadır. Sokratik sorgulamada öğrencinin bir konu ya da problemi derinlemesine analiz etmesi, o konuda fikir sahibi olması ve yorum yaparak başka düşünce ve önerilere eleştirel yaklaşabilmesine katkı sağlamak amaçlanır. Bu noktada öğretmen tıpkı Sokrates’in Menon Diyaloğu’nda hiçbir bilgiye sahip olmayan bir köleyi yönlendirerek ona bir geometri problemi çözdürdüğü gibi bilginin ortaya çıkmasına (doğmasına) rehberlik etmelidir (Aydın, 2012; Bozer ve Kurnaz, 2016; Paul ve Elder, 2016).

Bülbül Hüner (2018), öğrencilerin derse etkin bir şekilde katıldığı, merak ve keşfetme duygularını geliştirerek gerçek yaşam problemleri üzerine düşündükleri çözüm yolları bulup denedikleri dersi dinleyen, derse katılan olmanın ötesinde bizzat dersin sahibi oldukları önemli tekniklerden birinin Sokratik sorgulama olduğunu belirtmektedir.

Sokratik sorgulamanın uygulandığı öğrenme-öğretme sürecinde, öğretmen, soru- cevap tekniğinin özel bir türünü kullanarak öğrencinin belli bir konuyla ilgili mevcut bilgilerinden hareketle bilgilere ulaşmasını sağlar. Öğretmen ve öğrencinin ortak etkinliğine dayalı güdüleyici bir öğretme yöntemi olan Sokratik yöntemde bilgi doğrudan verilmeyip öğrencinin sorulan sorular, cevaplar ve verilen örnekler yoluyla ve öğretmenin rehberliğinde kavramları, genellemeleri, yeni bilgileri kendisinin oluşturması amaçlanır. Yöntem uygulanırken öğrencilere cevaplar yerine sorular sorulmakta, verilen her cevap yeni bir soruyla karşılanmaktadır. Yani, her bir soru bir öncekinin cevabı olduğu gibi aynı zamanda cevaplanması gereken yeni bir sorudur. Bir soru matkabının sürekli olarak konun derinliğine doğru itildiği ve bu yolla konunun aydınlatıldığı bir yöntemdir (Aydın, 2001; Aldan Karademir, 2013).

Sokratik sorgulamanın sınıflarda etkili kullanımını artırmak ve bireylerin günlük yaşamlarında da kullanabilmeleri üzere bu beceriyi edindirmek, fikir açısından olgun bireylerin yetişmesi için önemli bir husustur. Sokratik sorgulama ile amaçlanan temelde bilimsel düşünceyi öğretmektir çünkü dogmatik düşünce sorgulamaya karşıyken Sokratik sorgulamada analiz ve sentez olanaklı hale gelir (Çebi, 2006; Bozer ve Kurnaz, 2016).

Paul’a (1993) göre eğitimde Sokratik sorgulamanın kullanımı çeşitli yararlar sağlamaktadır, fikirleri derinlemesine incelemenin ve eleştirel bir bakış açısı geliştirmenin bir yolunu sunan bu teknik tüm öğretim kademelerinde, bir ünite ya da proje içinde farklı noktalarda kullanılabilir ve bu anlamda tüm öğretmenler için yararlı bir araçtır. Öğretmenlerin Sokratik sorgulamayı kullanması öğrencilerde bağımsız ve eleştirel düşünmeyi geliştirebilir; onların öğrendiklerini, dayanaklarını ve konunun ikna edici boyutlarını fark etmelerini sağlayabilir. İçeriği kendi düşünen ve çevrelerindekilerin düşüncelerinden yararlanan öğrenciler sorgulama, görüşme, tartışma, değerlendirme ve analiz etme süreçlerinde üst düzey düşünme becerilerini ön plana çıkarmaktadır

Sokratik yöntemin uygulanabileceği alanlarla ilgili olarak Aydın (2001), bu yöntemin önceden bilinmeyen tarihî olaylar ve bilgiler öğretmek için kullanılamayacağını ancak öğrenciye kendisinin daha önce gördüğü, öğrendiği bilgilerden hareketle yeni bilgiler kazandırılabileceğini vurgular. Öğrencilerin her gün ailede, okulda, yolda, radyoda, televizyonda ve gazetelerde öğrendiği bilgilerden buldurma yöntemi ile çocuğun, gencin ve yetişkinin çevresinden ve diğer derslerden edindiği bilgileri transfer etmesinin sağlanacağını belirten Aydın bu yolla ders ve disiplinler arasında bilgi alışverişi ve daha önce öğrenilenlerin kavranması ve yorumlanmasının sağlandığını ifade etmektedir. Aydın, yöntemin bu yönünün öğrencilerin sadece bilgi düzeyinde değil, analiz, sentez, değerlendirme düzeyinde öğrenmelerini sağladığına da dikkat çekmektedir. Dolayısıyla Sokratik yönteme ait uygulama biçiminin yapılandırmacı kuramın esas aldığı öğrenci merkezilik ve bilginin yaparak yaşayarak öğrenme ilkesiyle benzerlik gösterdiği görülmektedir (Aslan ve Aydın, 2016).

Sokrates’in tartışmalarında kullandığı doğurtma yöntemi eğitimde buldurma yöntemi olarak kullanılmaktadır. Yöntemin öğrencilerin herhangi bir konu hakkında sahip oldukları bilgilerden hareketle, soru-cevap tekniği kullanarak yeni bilgilere ulaşmalarını sağladığını belirten Kefeli ve Kara (2008), yöntemde çocukların sabırsız olmaları ve çabuk sıkılmaları nedeniyle uygulama aşamasında hikâye ve yaşamdan örneklere yer verilebildiğini ifade etmektedir.

Krohn (2006), kullanılacak olan soru çeşit ve kalitesinin yanı sıra Sokratik sorgulamada olması gereken bazı ölçütleri şöyle sıralamaktadır (Akt. Bozer 2014):

a) Somuttan hareket etme ve somut deneyimle daima bağlantı içinde bulunma: Kavrayışın kazanılabilmesi için, Sokratik sorgulamanın her evresinde, söylenen şeylerin kişinin deneyimleriyle bağlantısı açık olmalıdır. Bu anlamda Sokratik sorgulama insanın bütün olarak yer aldığı bir süreçtir.

b) Konuşmacıların birbirini tam olarak anlaması: Sözel bir anlaşmanın yanı sıra söylenen şeylerin her defasında somut deneyimlerle bağlantı kurularak canlı şekilde kavranmasıdır.

c) Tartışma esnasında gündeme gelen bir alt soruyu çözüme ulaşana kadar ele almaya devam etme: Konunun tam çözüme kavuşturulabilmesi için önemli olmakla beraber konuşmacıları da zorlayan bir süreçtir.

d) Fikir birliği (konsensüs) arayışı: Başkalarının düşüncelerini nesnel bir şekilde sınayıp kendi düşüncelerini de dürüstçe söylemek anlamına gelir. Eğer bu sağlanabiliyorsa ve her konuşmacı hem kendinin hem de diğerlerinin hissediş ve düşünüşü karşısında açık bir tavır gösterebiliyorsa, mutlaka fikir birliğine değilse bile fikir birliği arayışına varılmış demektir.

Lam’ın (2011), Sokratik sorgulamanın fen eğitiminde uygulanmasına yönelik örneği Şekil 2.5’te sunulmuştur.

Şekil 2.5. Sokratik öğrenme yönteminin dört aşaması

Öğrenme Durumu

•Evrim ile ilgili bir derste, biyoloji öğretmeni öğrencilerden insanlar ve maymunlar arasındaki benzerlikleri açıklamasını ister.

Aşama 1: Açığa çıkarma

•Bir öğrenci insanlarla maymunların evrimsel olarak birbirleriyle ilişkili oldukları için benzediklerini öne sürer – insanlar maymunlardan evrilmiştir. Öğrencinin insanın evrimine ilişkin kavram yanılgısı burada açığa çıkarılır.

Aşama 2: Netleştirme

•Öğretmen öğrenciden “evrimsel olarak ilişkili” ve “evrimleşmiştir” ile neyi kast ettiğini açıklamasını ister. Öğrenci iddiasını netleştirir ve maymunların modern insanların ataları olduğu önermesini formüle eder.

Aşama 3: Test etme

•Öğrencinin önermesini test etmek için, öğretmen “ ‘Maymunlar insanlara evrilmiştir’ cümlesi maymunlar insanların da yayıldığı homosapienslerden beri evrimleşmediler mi anlamına geliyor? Neden evrim ağacının sadece bir dalı evrilsin ve diğeri evrilmesin?’ ..gibi eleştirel sorular yöneltir.

Aşama 4: Karar verme

•Önermeyi test ettikten sonra, öğrenci kendi önermesini reddetmeye ya da kabul etmeye karar verecektir ya da inançlarını yeni bilgi veya sorular ışığında dönüştürmeye devam edecektir.

Şekil 2.5’e göre öğrenme durumunun ortaya koyulduğu Sokratik sorgulama süreci; açığa çıkarma, netleştirme, test etme ve karar verme olarak yürütülmektedir (Lam, 2011).

Sokratik sorgulama, bilinen en eski eleştirel düşünme tekniğidir. Bu tekniği, şeylerin göründüğünden oldukça farklı olabileceğini ve sadece eğitilmiş bir düşünce yapısının hayat gerçeğinin görünen ve görünmeyen taraflarını tümüyle görebileceğini vurgulayan Platon’un, Aristo’nun ve Yunan kuşkucularının eleştirel düşünme anlayışı takip etmiştir. Bu antik Yunan geleneğinden gerçekliği derinlemesine anlamayı gaye edinen, sistematik olarak düşünen, dolaylı ifadeleri derinlemesine ve kapsamlı olarak açıklığa kavuşturmak olan insan tipinin yanında geniş kapsamlı, mantıklı, bireyi görünenin ötesine götürebilecek, karşıt görüşlere duyarlı düşünmenin gerekliliği ortaya çıkmıştır (Paul ve Elder; 2008; Karalı, 2012).

Keng (1996), Sokratik sorgulamanın eğitimde kullanımı ile ilgili dört farklı modeli listelemektedir:

Adler’in Padeia Sokratik Seminer Programı: Adler’in metinlerden faydalandığı bu programda katılımcılar temel fikir ve değerlere ulaşmak için bu metinlerden sorular üretirler ve sonrasında bu soruları grupla birlikte tartışırlar.

Van-Tassel- Taska’nın Epistemolojik Kavram Modeli: Bu model Taska tarafından, fikirler ve temalar etrafında organize edilerek geliştirilmiştir. Öğretmenin görevi, tartışılacak kavramları ortaya atmak ve sorularla öğrencilerin sorgulamalarına yardımcı olmaktır. Bu model öğrencileri çeşitli fikirleri nasıl değerlendireceklerini öğrenmeye, okumaya, yazmaya ve ürettikleri fikirleri değerlendirmeye yönlendirir. Taska bu modeli üstün zekalı öğrenciler için kullanılmak üzere tasarlamıştır.

Lipman’nın Çocuklar için Felsefe Modeli: Lipman’ın çocuklarda eleştirel düşünmeyi geliştirmek amacıyla yetişkinlerin tartıştığı felsefi kavramları çocuklarla da tartışmaya açtığı modelidir. Felsefenin öğrencilerin eleştirel düşünmelerini geliştirecek bir disiplin olarak görülen çocuklar için felsefe programını (P4C) geliştirmiştir. Çocuklar için felsefe programında anlatı biçiminde kısa hikayeler ve romanlar sunularak kurgusal bir yaklaşımla çocukların temel felsefi kavramları tartışması amaçlanmıştır.

Paul’un Sokratik Sorgulama Modeli: Paul, eleştirel düşünme ile Sokratik sorgulama arasındaki sıkı ilişkiden hareketle bir model sunar. Bu modelle nitelikli sorularla sürdürülecek sorgulama sürecinin yanı sıra bu süreçte üretilen düşüncelerin nasıl değerlendireceğini de ortaya koyar.

Bu dört model karşılaştırıldığında, Lipman ve Adler’in modelinde sorgulama yapılacak kavramlara uygun metinler önceden seçilir ve sorgulama bu metinler üzerinden

yapılır. Eleştirel düşünceyi geliştirmek Paul ve Lipman’ın modellerinin ana amacıyken Adler ve Taska’nın modellerinde ise alt amaçtır. Bu modellerin ana amacı ise kavramları anlamak, kavramlar üzerine konuşmaktır. Fakat bu dört modelin ortak noktası diyalogtur. Her bir model sorgulama topluluğunun tüm bireyleri arasında oluşacak olan diyaloğa vurgu yapar (Bülbül Hüner, 2018).