• Sonuç bulunamadı

4.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular

4.1.9. Dokuzuncu Seminere İlişkin Bulgular

Katılımcıların, dokuzuncu seminer uygulaması olan Bilim Projesi Canavarı isimli video etkinliği sırasında toplam 26 soru sordukları belirlenmiştir. Bu soruların düzeylerine ilişkin frekans ve yüzde verileri aşağıdaki Tablo 4.17’de sunulmuştur.

Tablo 4.17. Katılımcıların Dokuzuncu Seminerde Oluşturdukları Soru Düzeylerinin Frekansları

Soru Sorma Düzeyi Soru Düzeyi f %

Düşük Düzey Bilgi - - Kavrama 4 15,38 Uygulama 3 11,54 TOPLAM 7 26,92 Üst Düzey Analoji - - Provakatif Soru 5 19,23 Paradoks 9 34,62 Analiz 4 15,38 Belirsizlik Toleransı 1 3,85 TOPLAM 19 73,08

Tablo 4.17 incelendiğinde, katılımcıların onuncu seminerde sordukları 26 sorudan 7’sinin (%26,92) düşük, 19’unun (%73,08) ise üst düzeyde olduğu görülmektedir. Düşük düzeyde olan soruların frekansları incelendiğinde, katılımcıların kavrama düzeyinde 4 soru (%15,38), uygulama düzeyinde ise 3 (%11,54) soru sordukları görülmektedir. Üst düzeyde olan soruların ise 5’i (%19,23) provakatif, 9’u (%34,62) paradoks, 4’ü (%15,38) analiz ve 1’i (%3,85) belirsizlik toleransı düzeyindedir. Katılımcıların sorduğu sorular ve karşılık gelen düzeyleri aşağıdaki Tablo 4.18’de verilmiştir.

Tablo 4.18. Katılımcıların Dokuzuncu Seminerde Oluşturdukları Sorular ve Düzeyleri

9. SEMİNER Soru Düzeyi

1. Şekerleme gerçekten de insanı veya bir şeyi çıldırtabilir mi? * (4 oy) Provakatif

2. Taştan canavar olur mu? Analiz

3. Kızlar neden uçuyor? Uygulama

4. Şekerlemeyi neden oyunun üstüne döküyor? Dökünce neden taştan canavar

oluyor? * (3 oy) Uygulama

5. Canavar nasıl o minik kutunun içinden çıkıyor? * (2 oy) Paradoks

6. Dev bir projenin bize ne yararı var? * (2 oy) Analiz

7. Şeker, proje setine nasıl bir değişiklik yapar? * (3 oy) Kavrama 8. Şekerleme biyoma nasıl bir bilimsel etki etti? * (3 oy) Kavrama

9. Biyom besin alınca nasıl büyüdü? *(1 oy) Kavrama

10. Bu deney gerçekte var mı? * (1 oy) Provakatif

11. Canavarın niyeti kötü mü? * (2 oy) Provakatif

12. Bilimsellik var mı? Varsa nerede? Analiz

13. Proje kutusundan neden bir canavar çıktı? * (4 oy) (4 oy) Uygulama

14. O proje nasıl canlı oluyor? Kavrama

15. Ama onun bir maketken canlıya dönüşmesi de bir hayal mi sence? Yani

bunu hayal edersin de bu kadarı nasıl? Provakatif

16. Madem dedin her şeyi Allah yaratıyor, Allah sayesinde oluyor, Allah neden

bir tane maketi bir tane canlıya dönüştüremesin? Paradoks 17. Hocam diyor ki bu çizgi filmler hayallerden oluşur. Herhalde hayallerden

oluşur hocam. Kızlar uçuyor burada. Hiç böyle bir şey olur mu? Paradoks 18. Arayın bakalım bir maddeyle bir maddenin tepkimesi veya reaksiyonu

veya mutasyon geçirmesi sonucunda bir canlı çıkar mı? Paradoks 19. Hocam sadece peygamberlere mucize indi diyor ama mucize sadece

peygamberlere inmez. Allah isterse şu anda kıyameti başlatabilir. Bu

peygambere mi iniyor? Paradoks

20. Neden o iki cansız varlık çarpıştı ama sanki bir canlı gibi oldu? Paradoks

21. Canlı gibi varlık dediğin ne mesela? Analiz

22. Hocam bu canavarın canlı olduğunu kim biliyor? Canlı mı değil mi? Belki

cansız? Belirsizlik Toleransı

23. Ama ağzını açıp kapatıyor ve ses çıkarıyor. Nasıl oluyor bu havasız? Paradoks 24. Tamam robotlar hiç ses çıkarmıyor mu, ağzını açıp kapatamıyor mu? Paradoks

25. Onlar bağıramıyor mu? Paradoks

26. Oradaki kız koluyla yumurtaları fırlatıyordu, sonra birden matematiksel bir düşünceye varıyordu, işte bunu bulması için direkt bunları ezberlemesi

gerekmiyor mu? Provakatif

* Seminerde oylamaya sunulan sorular ve aldıkları oylar

Tablo 4.18’e göre katılımcıların sorduğu düşük düzeydeki soruların genelde seminer kapsamında izledikleri çizgi filmi anlamak ve anlamlandırmak üzerine sordukları görülmektedir. Katılımcıların tartışmak için oylamaya sundukları ve oylama sonucunda tartışmak için seçtikleri “Proje kutusundan neden bir canavar çıktı?” sorusu da düşük düzeyde bir uygulama sorusu olmasına rağmen sorgulama süreci boyunca üst düzey sorulara geçiş yaptıkları görülmektedir. Katılımcıların sorgulama sürecindeki diyaloglarına örnek alıntılar aşağıda sunulmuştur.

Hocam ben karşı çıkıyorum. Bilimin asıl oluşma nedeni hayallerden başlayarak oluşmuş bilim. Bilimin asıl kaynağı da bu. Biz bunu ilerleyerek bilimin dallarına girerken asıl kökü unutuyoruz. İşte bazen sıkıntı da bu oluyor. Mesela örnek vereyim, önceden uçmak çok büyük bir hayaldi. Uçağa binmek imkansızdı. Ama şimdi uçabilmek için çok basit nedenler var. Mesela uçan kaykay, suda uçan kaykaya benzeyen bir şey, bir sürü şey var mesela uçabilmek için. (K7)

Çünkü hayallerden bilim hayallerden oluşuyor diyorsun, buna karşı çıkmıyorum. Ama onun bir maketken canlıya dönüşmesi de bir hayal mi sence? Yani bunu hayal edersin de bu kadarı nasıl? Yani

bir şey nasıl canlı olur onu Allah yaratmıştır sonuçta. O yüzden bunda hayal ürünü. Ben hayalden bahsetmedim aynı zamanda, hayal ürününden bahsettim. (K9)

Herkesin dikkatini çekecek bir sorum var. Hocam çok ince bir detayı kaçırmışız. Bu detay aslında tüm soruların cevabını açıklıyor. Hocam bu canavarın canlı olduğunu kim biliyor? Canlı mı değil mi? Belki cansız? Biz gaf yapmış olabiliriz! (K7)

Hocam bunun aslında tam net bir cevabı yok. Ama mesela ilk başta basitten başlayayım. Bir kişi ilk başta farklı düşünebilir. Mesela bir bilgiyi bilmiyorsa farklı düşünebilir. Mesela bugün öğrendiğimiz gibi eskiden bir volkanın patlamasının, yanardağın patlamasına Tanrının bir uyarısı diyerek biliyorlardı. Ama gerçekte bu böyle değil. Oysa ki normal doğal afetlerden birisi. Bu bilim ilerleyince bulunmuş. Bu gibi işte. Bundan dolayı onu da canavar olarak görebiliyorlardır. Belki canavar da değildir yani. Kutudan neden böyle bir canavar çıktığının asıl kısmı ise normalde bir su var, renkli bir su, içine belli bir asit kattığınızda içinde baya bir büyük asit oluşuyor ve dışına taşıyor. Yanardağlar gibi işte. Birden büyüyor. (K7)

İki tane bilimsel hayal türü vardır hocam mesela bir; mesela birkaç madde birleştirildiğinde ne olur?un hayali. İki; hangi şeyleri birleştirirsem istediğimiz bir şey olur? hayali. Bana göre böyle. Ve hayal belki ona dediğim gibi bir tane, diyelim mesela cansız, tabi enerji alınca tepkimeye girebilir ve o enerjiyi şekerlemeden sağlamış olabilir. Mesela diyelim biyom gerçek bir şey ya, belki hocam gerçekten canlı eşyalar koymuştur. Bir tane enerji kaynağı, o şeye bir enerji gitti mi besin, hocam bir de bir sürü dökmüş. Ondan dolayı biyom. (K5)

Hocam bir kere biz bir detayı atladığımızdan dolayı canlı mı değil mi kısmını atlayarak direkt canlı konusuna daldık. Ondan sonra böyle bir şey oluşuyor dedik. Canlı olmayabilir. Ondan dolayı bu geçersiz sayılıyor. Bir de mesela bir tane paraşüt var. Sadece küçük bir çantaya koca bir paraşüt sığdırılıyor. Oradan bir kolu çekiyorsun paraşüt açılıyor, büyüyor yani. Büyümüş gibi oluyor. Bizde de belki böyle olabilir. Bir tane şeker gibi bir şey dökülünce büyümüş olabilir. Ama kesin demiyorum. Bu da bir gaf olabilir. (K7)

Yukarıdaki alıntılar incelendiğinde, katılımcıların izledikleri çizgi filmden yola çıkarak hayal gücünün bilimdeki yeri hakkında sorgulama yaptıkları, bilimsel çalışmalara başlarken sorulan soruların çıkış noktasının bilim insanlarının hayal gücünün olduğunu düşündükleri ve günlük hayattan örneklerle fikirlerini destekledikleri görülmektedir. Aynı zamanda araştırma kapsamında yapılan diğer uygulamalardaki okuma parçalarında yer alan “bilimsel gaflar”la da ilişki kurdukları görülmektedir.

Katılımcıların seminer sonunda yaptıkları öz, akran ve oturum başkanı değerlendirmelerine ilişkin veriler aşağıdaki Şekil 4.8’de verilmiştir.

Şekil 4.8. Dokuzuncu seminer değerlendirmesi

Şekil 4.8 incelendiğinde, dokuzuncu seminerde katılımcıların oturum başkanını değerlendirmelerinde oldukça yüksek puanlamalar yaptıkları görülmektedir. En düşük ortalama 4,86 ile konuya bağlı kalınmasını sağlaması, farklı fikirleri ortaya çıkarmaya çalışması ve herkesin konuşmasını sağlaması konusunda; en yüksek ortalamanın ise 5,00 ile

4,71 4,71 4,57 4,86 4,71 5 4,86 5 5 4,43 4,5 4,71 4,64 4,67 4,67 4,64 4,36 4,57 4,81 4,43 5 5 5 5 4,86 5 4,86 4,86 5 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 9. SEMİNER DEĞERLENDİRMESİ

Oturum Başkanı Akran Öz

Madde No

Madde

No Oturum Başkanı Değerlendirme

anlaşılabilir ve net bir ses tonuyla konuşması, açıklamalarda kanıt istemesi ve nedenlerini sorması, herkesi saygıyla dinlemesi, oluşan bir karışıklığı çözmek için çaba göstermesi ve sorduğu soruların anlaşılır olmasıyla ilgili konularda olduğu görülmektedir.

Şekil 4.8’e göre katılımcıların akran değerlendirmeleri incelendiğinde, en yüksek ortalamanın 4,81 ile düşmanca ifadelerden kaçındıkları, en düşük ortalamanın ise 4,36 ile oluşan bir karışıklığı çözmek için çaba göstermeleri konusunda olduğu görülmektedir. Katılımcıların öz değerlendirmelerinde ise kendilerine verdikleri en yüksek ortalamanın 5,00 ile sadece oturum başkanıyla değil bütün katılımcılarla konuşmaları, birbirini destekler türde hareket etmeleri ve düşmanca ifadelerden kaçınmaları konusunda olduğu; en düşük ortalamanın ise 4,43 ile sordukları soruların anlaşılır olması konusunda olduğu görülmektedir.