• Sonuç bulunamadı

4.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular

4.1.5. Beşinci Seminere İlişkin Bulgular

Katılımcıların, beşinci seminer uygulaması olan Öğrenme Ateşi başlıklı okuma parçası etkinliği sırasında toplam 27 soru sordukları belirlenmiştir. Bu soruların düzeylerine ilişkin frekans ve yüzde verileri aşağıdaki Tablo 4.9’da sunulmuştur.

Tablo 4.9. Katılımcıların Beşinci Seminerde Oluşturdukları Soru Düzeylerinin Frekansları

Soru Sorma Düzeyi Soru Düzeyi f %

Düşük Düzey Kavrama Bilgi 8 - 29,63 -

Uygulama 3 11,11 TOPLAM 11 40,74 Üst Düzey Analoji - - Provakatif 2 7,41 Paradoks 10 37,04 Analiz 3 11,11 Belirsizlik Toleransı 1 3,70 TOPLAM 16 59,26

Tablo 4.9 incelendiğinde, katılımcıların dördüncü seminerde sordukları 27 sorudan 11’inin (%40,74) düşük düzeyde, 16’sının (%59,26) ise üst düzeyde olduğu görülmektedir. Düşük düzeyde olan soruların frekansları incelendiğinde, katılımcıların kavrama düzeyinde 8 soru (%29,63), uygulama düzeyinde ise 3 (%11,11) soru sordukları görülmektedir. Üst düzeyde olan soruların ise 2’si (%7,41) provakatif, 10’u (%37,04) paradoks, 3’ü (%11,11) analiz ve 1’i (%3,70) belirsizlik toleransı düzeyindedir. Katılımcıların sorduğu sorular ve karşılık gelen düzeyleri aşağıdaki Tablo 4.10’da verilmiştir.

Tablo 4.10. Katılımcıların Beşinci Seminerde Oluşturdukları Sorular ve Düzeyleri

5. SEMİNER Soru Düzeyi

1. Buna göre gaflar her zaman var mıdır? Varsa olmalı mıdır? Provakatif 2. Niye ateşe taparlar suya veya başka bir şeye değil de? Uygulama 3. Eğer flojistonlu (eksi ağırlıklı) maddeler olsaydı onları kullanıp uçmaz mıydık? Provakatif

4. Ateş neden veya nasıl oluşmuştur? Analiz

5. Stahl flojistonun ne olduğunu ve neden olduğunu bilmiyor ama ortaya söz atmış, nasıl? (7. Paragraf) Kavrama

6. Ateş bir kuvvet midir? Kavrama

7. Neden ateşin rengi turuncudur? Analiz

8. Flojistonu alınmış şeyler neden yanmıyor? (7. Paragraf) Kavrama 9. Yani iddia ettiğimiz bir şeyin yanlış olduğunu düşününce bir gaf mı yapmış oluyoruz? Kavrama

10. Hocam neden ateş havayla oluyor? Kavrama

11. Klasik hidrojenle helyum var ya o sayede ısı açığa çıkıyor. Havamızda da hidrojen ve helyum var birazcık. O yüzden dolayı olabilir mi? Kavrama 12. Hocam peki başka havasız yerlerde, mesela ısı yaymayan ama soğukluk yayıp da ışık kaynağı olan bir ateş olabilir mi? Uygulama 13. Madem hidrojen ve helyum yüzünden yanıyor her şey, o zaman şu an bizim etrafımızda da var, şu an her şeyin yanması gerekmiyor muydu? Paradoks

14. Nasıl o zaman ateş tutuşuyor? Paradoks

15. Zaten patlamaları var. Güneş içinde patlamaları var, yanardağ patlamaları var. Yani onunla bir ilişki olabilir mi? Kavrama 16. Mesela evler yanarken de şey mi yapıyor yani, sürtünüyor da mı yanıyor? Paradoks 17. Madem bir şeyin sürtünmesi için arasında hiç boşluk olmaması lazım, boşluğun olmadığı yerden hava nasıl çıksın? Paradoks 18. Madem yani sürtünme yaptığımız şeyler değil de bunun etrafındaki şeyler yanıyor, o zaman biz kibriti elimize aldığımızda böyle yaptığımızda, ben böyle

yaptığımda niye ilk önce tahta değil de elimdeki bu çöp yanıyor? Paradoks 19. Kibriti yaktığımızda neden içerisi birden kokmaya başlıyor? Analiz 20. O zaman mesela bazı dalları böyle topladığımızda, böyle yaptığımızda ateş yanıyor. Ona ne diyeceksin? Paradoks 21. O çıkan duman zehirli diye öğretildi bize. O çıkan duman da zehirliyse o zaman kibriti yaktık, söndürdük, iyice kokladığımızda ölmemiz gerekmiyor mu? Paradoks 22. Neden insanlar peki yangın arasında kaldı mı baya bir o dumanları yuttuğunda neden ölmüyor? Paradoks

23. Neden hayatı tehlikeye giriyor? Uygulama

24. Hocam küçücük dumanla o kocaman yangınla arasındaki fark ne? Kavrama 25. O koca yangın öldürmüyorsa küçücük duman nasıl öldürecek? Paradoks

26. Islak bez yoksa? Belirsizlik toleransı

27. Orada tek bir tuşla saniyeler içinde o sıvıyı nasıl gaza çevirecek? Paradoks

Tablo 4.10’a göre, katılımcıların beşinci seminerde sordukları düşük düzeydeki sorularda doğrudan metne atıfta bulundukları ve genelde okuma parçasına yönelik sorular olduğu görülmektedir. Üst düzeydeki sorularda ise katılımcıların günlük hayatta karşılaştıkları olaylardan örnekler vererek çelişkili durumlara değindikleri, soruları bu çelişkiler ve ihtimaller üzerinden oluşturdukları görülmektedir.

Katılımcıların seminer sonunda yaptıkları öz, akran ve oturum başkanı değerlendirmelerine ilişkin veriler aşağıdaki Şekil 4.4’te verilmiştir.

Şekil 4.4. Beşinci seminer değerlendirmesi

Şekil 4.4’e göre katılımcıların oturum başkanını değerlendirmelerinde, en yüksek ortalamayı katılımcıları saygıyla dinlediği, en düşük ortalamayı ise konuya bağlı kalınmasını sağlama konusunda aldığı görülmektedir. Her ne kadar oturum başkanının konuya bağlı kalınmasını sağlama ortalaması düşük düzeyde görünse de katılımcıların sorgulamalarını özgürce yapabilmeleri için uygun ortamın sağlanması açısından bu durum olumlu görülmektedir. Bu konuda seminer sonrasında yapılan sözlü yansıtmalarda bir katılımcının yaptığı yorum aşağıda sunulmuştur:

Hocam ben aslında bu derslerden şunu öğrendim; burada aslında bilimle ilgili daha çok bir ders, biraz da açıklama. Hocam ben kendime şöyle bir söz uydurdum; bir nokta bile devrimi değiştirebilir. Nasıl, güzel mi? “Bir nokta bile bir devrimi değiştirebilir” sözüm benim. Çünkü bir tane cümleden

4,63 4,75 4,88 4,38 3,75 5 4,5 4,63 4,13 5 4,23 4,5 4,55 4,46 4,2 4,82 4,35 4,41 4,14 4,2 4,88 4,75 4,63 5 3,5 4,25 4,5 4,75 4,88 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 5. SEMİNER DEĞERLENDİRMESİ

Oturum Başkanı Akran Öz

Madde

No Öz ve Akran Değerlendirme

Oturum Başkanı Değerlendirme

Madde No

yola çıkarak biz öğretmenim resmen sorduğumuz bir tane soruyla bayaa bir konular değişti. O konuları atladık, atladık, atladık. İşte bilim de bu sayede ortaya çıkıyor. Bir noktadan koca bir devrime kadar büyüyor bu devrim. Bilim de yani ateş gibi. Ateş bekledikçe nasıl büyür, bilim de öyle… Bir nokta bir devrimin başlangıcıdır… aslında bir nokta derken küçük bir konuyla ilgili fikir anlamında. Hocam biz büyük bir devrim yapıyoruz. Konulara bakarsak. (K7)

Yukarıdaki alıntıda, katılımcıların da konuya bağlı kalmamalarını olumlu olarak yorumladıkları ve sordukları sorular yoluyla tartışmanın farklı boyutlara taşındığının farkında oldukları dikkat çekmektedir. Bilimle, uygulamadaki okuma parçasının konusu olan ateş arasında analoji yapılmış olması da ayrıca önemli görülmektedir.

Şekil 4.4’e göre, katılımcıların akranlarını değerlendirmelerinde en düşük puanlamayı (4,14) düşmanca ifadelerden kaçındıklarına, en yüksek puanlamayı (4,83) ise sadece oturum başkanıyla değil diğer katılımcılarla da konuştuklarına ilişkin maddeye yaptıkları görülmektedir. Katılımcıların yaptıkları öz değerlendirmelerde ise kendilerine verdikleri en düşük puan ortalamasının (3,75) konuya bağlı kalınması, en yüksek ortalamanın (5,00) ise sordukları soruların anlaşılır olduğuna ilişkin maddelere ait olduğu görülmektedir.

Beşinci seminerin sonunda katılımcıların atölye günlüklerini yazmak istememeleri üzerine sözlü olarak yaptıkları yansıtmalara örnek alıntılar aşağıda sunulmuştur.

Öğretmenim geleceğimize hazırlanmakta BİLSEM’de zaten daha ileri eğitim alıyoruz. Bu eğitimle beraber bomba oldu. (K5)

Öğretmenim bence atölye çok iyi böyle. Yani hem düşünme becerilerimiz gelişiyor. O yüzden bence çok şanslıyız. Böyle bir yerde BİLSEM’e geldiğimiz için ve böyle bir derse seçildiğimiz için. Böyle çok iyi olduğunu düşünüyorum ben her şeyin. (K1)

Benim hiç sıkıldığım olmuyor hocam ben çok eğleniyorum. (K7)

Hocam benim de sıkıldığım olmadı hiç ama benim şöyle bir sorunum var. Hocam mesela sabah hiç okula gidesim gelmiyor, BİLSEM’de de aynı şey oluyor, hiç gidesim gelmiyor. Ama buraya gelince de ayrılmak istemiyorum.. (K9)

Asla korkmamayı. Eğer bir şeyden gerçekten eminsen, doğru olduğunu kabul ediyorsan bunun üzerine sürekli gitmesini, ne kadar cevabın doğru olmadığını söyleseler de pes etmemeyi. (K9)

Ben şeyi kullanabiliyorum; burada olaylara farklı yönlerden bakmış oluyoruz. Ben başka yerlerde de artık olaylara farklı yönlerden bakıp farklı şekillerde yorumlayabiliyorum. Yani mesela benim düşündüğüm şekilde değil de başka şekilde düşünenler de olabilir. Onların açısından da bakıp o şekilde yorumluyorum. (K1)

Sorgulamayı. Bir de öğrenmeyi. Araştırmayı. (K2)

Yukarıdaki alıntılar, katılımcıların beşinci seminerin sonunda atölyeyle ilgili oldukça olumlu görüşlere sahip oldukları görülmektedir. Sokratik sorgulama seminerlerinin; düşünme becerilerini geliştirdiğini, farklı bakış açılarını görmelerini ve kendilerinin de farklı bakış açılarından bakabilmelerini sağladığını, empati kurabildiklerini ifade etmektedirler. Katılımcıların kendilerini şanslı hissettiklerini, eğlendiklerini ve iyi vakit geçirdiklerini belirtmeleri de önemli görülmektedir.