• Sonuç bulunamadı

Eğitim ve öğrenim hakkı öğrenme özgürlüğü ve öğretme özgürlüğü olmak üzere iki öğeyi içeren, hemen hemen tüm ulusal üstü belgelerde tanınmış sosyal bir haktır.530 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin eğitim hakkına ilişkin hükümler taşıyan 26. maddesi şu şekildedir: “ Herkes eğitim hakkına sahiptir… Yüksek öğrenim yeteneğe göre herkese eşit olarak sağlanır…. Eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. Eğitim tüm uluslar, ırklar ve dinsel gruplar arasında anlayış, hoş görü ve dostluğu özendirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışı koruma yolundaki etkinliklerini daha da geliştirmelidir.”

Bu ifadelerle Birleşmiş Milletlere üye devletlerin vatandaşlarının her tür mesleki ve bu arada dini eğitimi ve öğretimi ile ilgilenmek ve bunları gerçekleştirmek zorunda oldukları ifade edilmektedir.

Eğitim hakkı açısından önemli hükümler taşıyan diğer bir belge ise , UNESCO bünyesinde akdedilerek yürürlüğe konulmuş olan Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Sözleşme’dir. Sözleşmenin 1. maddesinde düzenlenmiştir: “Bu sözleşmenin amacı bakımından ayrımcılık terimi, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal yada başka bir görüş, ulusal yada toplumsal köken, ekonomik koşul yada doğuş temeli üzerinde eğitimde davranış eşitliğini kaldırmak yada bozmak amacı ya da sonucuyla ve özellikle,

- herhangi bir kişi yada grubu herhangi bir tür yada düzeyde eğitim görmekten yoksun bırakmak;

- Her hangi bir kişi yada grubu düşük standartlı bir eğitimle sınırlamak;

- Bu sözleşmenin ikinci maddesinin hükümleri saklı kalmak üzere kişiler yada gruplar için ayrı eğitim sistemleri yada kurumları kurmak yada sürdürmek; ya da

- Herhangi bir kişi ya da gruba; insan onuruyla bağdaşmaz koşullar uygulamak; üzere yapılan her hangi bir ayırım, dışlama, sınırlama ya da yeğlenmeyi içerir” hükmünü getirmektedir.”

2.6.1 Eğitim ve Öğrenim Hakkının Anayasal Düzenlenişi

Eğitim ve öğrenim hakkı 1982 Anayasasının 42. maddesinde düzenlenmiştir: “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.

Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.

İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.

Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.

Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.

Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.

Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.”

Maddeyi diğer yasal düzenlemelerle birlikte ele aldığımızda eğitim ve öğretim alanında şu anayasal ilkelere ulaşıldığını görüyoruz:531

Kimse, eğitim ve öğretim hakkından mahrum tutulamaz; ilköğretim, kız ve erkek, köylü kentli, zengin yoksul bütün vatandaşlar için zorunlu ve devlet okullarında parasızdır; mesleki ve teknik eğitimden herkes yararlanabilmelidir; Yükseköğretim yeteneklerine göre herkese açık olmalıdır; devlet, durumları nedeniyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak önlemler alır.

Ayrıca hakkın kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir; eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetimi ve denetimi altında yapılır; bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz; bu hakların kullanılması ve hürriyeti anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz; özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı oldukları esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir; devlet maddi imkanlardan mahrum başarılı öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmesi için gerekli yardımları yapar; eğitim ve öğretim kuruluşlarında sadece bu faaliyetler yürütülür ve bu faaliyetler engellenemez; ana dil olarak Türkçe’den başka bir öğretilemez yabancı dillerin eğitimi hususu kanunla düzenlenir.

531 KABOĞLU, Özgürlükler, s.490.

2.6.2 Eğitim ve Öğrenim Hakkının AİHS’de Düzenlenişi

Eğitim ve öğretim hakkının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde en açık düzenlendiği yer: 20 Mart 1952 de imzalanan ve sonradan Sözleşmenin bir parçası olan Birinci Protokol’ün ikinci maddesidir. Maddeye göre: "Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir."532

Burada ilk dikkati çeken Sözleşmede garanti altına alınan diğer haklardan farklı olarak eğitim hakkının Devlete negatif yükümlülük getirmesidir. Yani Devlet eğitim hakkını inkar ve ihlal etmemeli, bir şahsın eğitim hakkına, sunulan eğitim imkanlarına ulaşmasına ve bu imkanları kullanmasına müdahale etmemelidir. Ayrıca devletin çocukların eğitiminde ailelerin dini ve felsefi inançlarına saygı duyması da gerekmektedir. Bununla birlikte devlet, herhangi bir şahsın talep edeceği eğitim ve öğretim tarzını ve fırsatını sunmakla yükümlü değildir. Çünkü madde, devlete eğitim ve öğretimin içeriği-müfredatı ve seviyesi konusunda tam bir müdahale hakkı tanımaktadır.

Burada Devletin gördüğü bu hizmet kamu hizmetidir. Ancak günümüz dünyasında “kamu” anlayışı değişmiş bir ülkenin insanlarını ifade etmekten çıkarak “bütün insanlığı” ifade eder duruma gelmiştir. Dolayısıyla her hangi bir gerekçe ile eğitim ve öğrenim hakkının ortadan kaldırılması yalnız hakkı ihlal edilene değil, bütün insanlığa zarar vermektedir. Bu nedenle eğitim hakkına zorunluluklar gereği getirilen “meşru” sınırlamalar istisna olmalıdır.

Birinci protokolün 2.maddesi hükmünün sözleşme organları tarafından yapılan yorumundan ve uygulanmasından yola çıkarak, maddenin en önemli amacının “eğitim hakkına ulaşmayı sağlamak” ve ilke olarak mevcut zamanda var olan “eğitim araçlarına ulaşmayı” yani girmeyi sağlamak olduğu söylenebilir.

Dolayısıyla “Etkili bir eğitim alabilme hakkı” sözleşme tarafından korunmaktadır. Mahkeme kararlarından anlaşıldığı kadarıyla madde ile korunan diğer bir hak ise öğrencinin başarıyla tamamladığı eğitiminin resmen tanınması hakkıdır.533

532 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Protokol 1, Madde 2.

533 HARRIS, D.J.- O'BOYLE, M.- WARBRICK, C., Law of the European Convention on Human Rights, Butterworths, London, 1995, s. 542.

3 Laiklik Ve Din Özgürlüğü Açısından Türban

3.1 Türbanlı Öğrencilerin Okula Alınmamasının Bir Problem Olarak Ortaya