• Sonuç bulunamadı

Avrupa İnsan Hakları Komisyonu Kararlarında Türban

3.3 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Çerçevesinde Türban Sorunu

3.3.1 Avrupa İnsan Hakları Komisyonu Kararlarında Türban

3.3.1.1 Karaduman /Türkiye

Eczacılık Fakültesi’nden mezun olmaya hak kazanan Şenay Karaduman isimli öğrenci, çıkış belgesine türbanlı fotoğrafının yapıştırılması talebinin İdarece reddedilmesi üzerine AİHS’nin 9. maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle Komisyona başvurmuştur. 615

Komisyon öncelikle üniversitelerdeki günlük yaşamı düzenleyen disiplin kurallarıyla doğrudan ilgili olmayan, diplomalara yapıştırılacak fotoğraflara ilişkin kuralların “üniversitelerin laik ve cumhuriyetçi niteliğini koruma amacını güden üniversite kurallarının bir parçası” olduğunu tespit etmiştir.

Daha sonra somut olayda, kılık-kıyafete ilişkin üniversite yönetmeliğinin, öğrencilere türban takmama zorunluluğu getirdiğine işaret ederek, yüksek öğrenimini laik bir üniversitede yapmayı seçen bir öğrencinin, bu üniversitenin düzenlemelerini kabul etmiş sayılacağı görüşünü ifade etmiştir. Ayrıca Komisyon’a göre laik bir üniversitede öğrencilik statüsü, doğası gereği, başkalarının hak ve özgürlüklerini saygı gösterilmesini sağlamaya yönelik bazı davranış kurallarıyla bağlılığı da içermektedir.

Mahkeme burada “laik üniversiteler”de öğrenim görmeyi tercih eden başvurucuların,

614 GEMALMAZ, Türk s.531.

bu üniversitelerin koyduğu kurallara uymak zorunda olduklarını vurgulamaktadır. Oysa Türkiye’de dini nitelikli hiçbir üniversite bulunmamaktadır. Bu nedenle “tercih modeli”nin Türkiye’de uygulanması doğru değildir. Yükseköğrenimin zorunlu olmaması nedeniyle kurallara uymak istemeyen kişilerin okumamayı tercih edebileceği düşüncesi ise doğru değildir. Çünkü, bu bir tercih değil, insanların alternatifsizlikten dolayı okuma hakkından vazgeçmeleridir.616

Komisyon, daha önce, Sözleşmenin 9. maddesinin, kamusal alanda, bir inancın gerektirdiği biçimde davranma hakkını, mutlak olarak güvence altına almadığına karar vermiş bulunmaktadır. Özellikle, 9. maddenin 1.fıkrası anlamında “bir dinin uygulanması” ifadesi, bir dinin veya inancın zorunlu kıldığı ya da esinlediği her türlü hareketin yapılabileceği anlamına gelmemektedir. Bu durumun somut olayda değerlendirilip değerlendirilmediğini anlayabilmek için, önce, anlaşmazlık konusu olan düzenlemenin din özgürlüğünün kullanılmasına bir müdahale oluşturup oluşturmadığının araştırılması gerekir.

Komisyon özellikle, nüfusun büyük çoğunluğunun belirli bir dine mensup olduğu ülkelerde, bu dinin tören ve simgelerinin herhangi bir yer ve biçim sınırlaması olmaksızın sergilenmesinin, sözü geçen dini uygulamayan veya başka bir dine mensup olan öğrenciler üzerinde bir baskı oluşturabileceği görüşündedir. Bu nedenle farklı inanışlardaki öğrencilerin birlikteliğini sağlamak amacına yönelik olarak öğrencilerin dinsel inançlarını açığa vurma özgürlükleri yer ve biçim bakımından sınırlanabilmektedir.

Nitekim Türk Anayasa Mahkemesi'nin Türk üniversitelerinde İslami tarzda türban takmanın, bunu takmayanlara karşı bir meydan okuma oluşturabileceği yolundaki değerlendirmesi dikkate alındığında, Laik üniversitelerin öğrencilerin kılık-kıyafetlerine ilişkin kuralları koyarken, bazı kökten dincilerin yüksek öğretimde kamu düzenini bozmamalarını ve diğerlerinin inançlarına zarar vermemelerini sağlamaya özen göstermesi anlaşılır olmaktadır.617

Ancak Komisyon kararında üniversitelerde kamu düzenini bozulması tehlikesiyle türbanlı fotoğraf arasında nasıl bir ilişki olduğu, veya çoğunluk dinine mensup olanların diplomalarında türbanlı fotoğraf yapıştırılmasının diğer dinlere mensup olanlar üzerinde nasıl bir baskı oluşturacağı hukuksal olarak temellendirilmemektedir. 618

Esas itibarıyla Komisyonun incelediği başvuru, türban taktığı gerekçesiyle okuldan uzaklaştırılan bir öğrencinin başvurusu değil, türbanlı fotoğrafın bulunduğu bir diploma isteminin reddiyle ilgilidir. Arslan’a göre Komisyonun böyle bir başvuruyu bu kadar genel ve

616 ARSLAN, Avrupa, s.90-91.

617 Karaduman/Türkiye, BN. 16278/90. 618 ARSLAN, Avrupa, s.75.

kategorik ifadelerle değerlendirmesi olsa olsa daha sonra gelebilecek başvurular için bir ön hazırlık niteliği taşımaktadır.619

Komisyon başvurunun esas konusu olan “diploma” meselesine ancak kararın sonuna doğru değinmiştir. Komisyon’a göre, “laik bir üniversitenin yönetmeliği, öğrencilere verilecek olan diplomaların, bir dinden esinlenen ve öğrencilerin de dahil olabileceği (köktendinci) hareketleri hiçbir şekilde yansıtmamasını düzenleyebilir.”

Böylece Komisyon, türbanı din özgürlüğünün değil köktendinciliğin sembolü olarak gördüğünü ve türban takan öğrencilerin muhtemelen kökten dinci bir hareketin mensubu oldukları düşüncesini ifade etmektedir.620

Bilindiği gibi Strasbourg Organları, herhangi bir sınırlamanın Din Özgürlüğüne bir müdahale oluşturup oluşturmadığını incelerken, öncelikle “Arrowsmith testine” başvurmakta ve kişinin sınırlanan davranışı ile inancı arasında doğrudan bir ilişki kurulup kurulmadığını incelemektedir. Karaduman kararında ise bu test uygulanmamış, başvurucunun türbansız fotoğraf çektirmeyi reddetmesiyle dini inancı arasındaki ilişki incelenmemiştir.

Bunun yerine doğrudan “laik üniversite düzeninin gerekleri dikkate alındığında, öğrencilerin kılık-kıyafetlerinin düzenlenmesinin ve bu düzenlemeye uyulmadıkça, kendilerine diploma verilmesi gibi bazı idari hizmetlerden yararlandırılmamalarının, din ve vicdan özgürlüğüne bir müdahale oluşturmadığı düşüncesini” ifade etmiştir.

Komisyon’a göre üniversite diploması geniş kesime yönelik olmayan, sadece öğrencinin mesleki kapasitesini göstermeye yarayan bir belgedir. Diplomaya yapıştırılan fotoğrafın amacı ise sadece ilgili kişinin tanınmasını (teşhis edilmesini) sağlamaktır. Bu nedenle fotoğraf bu kişi tarafından dini inançlarını açığa çıkarmak amacıyla kullanılamayacaktır.621

Oysa başvurunun konusu, türbanlı fotoğrafın ya da türbanlı fotoğrafın yer aldığı diplomanın “dini açığa vurmak için kullanılıp kullanılamaması” ile ilgili değil, sınırlama konusu olan türbanın, başvurucunun dini inançlarıyla ilişkisidir. Dolayısıyla karardan, Komisyon’un başvurunun “özünü kaçırdığı” anlaşılmaktadır.622

Sonuç olarak Komisyon başvurucunun, çıkış belgesine türbanlı fotoğraf yapıştırma talebinin idarece reddedilmesinin Sözleşmenin 9. maddesiyle korunan din özgürlüğüne bir müdahale oluşturmadığı gerekçesiyle, başvuruyu kabul edilemez bulmuştur.623

619 İbıd. 620 ARSLAN, Avrupa, s.76. 621 Karaduman/Türkiye, BN. 16278/90. 622 ARSLAN, Avrupa, s.77. 623 Karaduman/Türkiye, BN. 16278/90.

İlgi çeken diğer bir konu ise kararda, başvurucunun iç hukuktaki yargılanma aşamasında türbanlı fotoğrafının bulunduğu nüfus cüzdanı, ehliyet ve pasaportunu ilgili makamlara sunduğunun ve üniversite eğitimi boyunca kılık kıyafet konusunda bir baskıya maruz kalmadığının özellikle belirtilmesidir. O halde başvurucunun türbanlı fotoğrafının yer aldığı diplomanın, Komisyonun belirttiği “kişinin tanınması (teşhis edilmesi)” amacına daha iyi hizmet edeceği kesindir.

3.3.1.2 Bulut/Türkiye

Eğitim Fakültesi’nden aldığı çıkış belgesinin türbanlı fotoğrafının bulunduğu bir diploma ile değiştirilmesi talebinin idarece reddedilmesi üzerine Lamiye Bulut, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na başvurdu.

Komisyon, hükümetin Karaduman başvurusunda da sunduğu “iç hukuk yollarının tüketilmediği ve altı aylık süre koşuluna uyulmadığı” yönündeki usule ilişkin itirazları yerinde bulmamış, fakat “başvurucunun kendisine bir diplomanın sağlayacağı bütün avantajları temin eden bir çıkış belgesine zaten sahip olduğuna” dikkat çekerek, başvuruyu kabul edilemez bulmuştur.624

Kararın kalan kısmı Karaduman/Türkiye kararıyla aynı ifadelerle kaleme alınmıştır.