• Sonuç bulunamadı

DUYGULANIM VE DUYGUDURUM

Duygulanım (affekt): Hastanın yüz ifadesine ve davranıĢlarına yansıyan, dıĢardan izlenen emosyonel dıĢa vurumudur. Daha kısa süreli bir emosyonel durumu anlatır. Duygulanımda azalma ve artma Ģeklinde bozulmalar belirtilebilir:

Artma: Elem-keder ya da neĢelenme tarzında artıĢlar

Azalma: Kısıtlılık, küntleĢme, düzleĢme Ģeklinde azalmalar olabilir.

Duygudurum (mood): Daha çok hastanın kendisini nasıl hissettiğini anlatır. Daha uzun süreli bir emosyonel durumu anlatır. Anksiyeteli, öforik, gergin, irritabl, öfkeli, sakin, bunlardan bazılarıdır.

Emosyon: Ruhsal, bedensel ve davranıĢsal komponentlerin eĢlik ettiği, kiĢinin duygudurum ve duygulanımını etkileyen kompleks duygusal yaĢantıları anlatır.

Duygulanımda bozukluklar: DıĢardan gözlenen emosyonun dıĢa vurumudur (Örneğin; künt, kısıtlı düz gibi).

Uygun duygulanım: Emosyonel tonüsün eĢlik eden düĢüncelerle uyumlu oluĢunu anlatır. Örneğin; düĢünce içeriğinde karamsar düĢünceler olan birinin çökkün görünmesi.

Uygun olmayan duygulanım: Emosyonel dıĢavurumun duygudurumu ile uyumsuzluğunu anlatır. Örneğin; sürekli karamsar düĢünceler anlatan birinin bunları gülümseyerek anlatması. Kısıtlı duygulanım: Duyguların, hissettiklerinin dıĢ görünüme kısıtlı biçimde yansımasıdır. Künt duygulanım: DıĢardan izlenen duygusal tonüsün belirgin derecede azalmasıdır.

Düz duygulanım: Herhangi bir duygusal yaĢantının dıĢardan izlenememesidir. Labil duygulanım: Duygusal tonda hızlı ve ani değiĢimlerin izlenmesidir. Duygulanımda artma: Depresyon ya da mani tarzında olabilir.

Ambivalans: Bireyde benzer bir duruma yönelik birbirine zıt duyguların aynı anda birlikte bulunmasıdır.

Duygudurumda bozukluklar: Hasta tarafından subjektif olarak yaĢantılanan ve süreklilik gösteren emosyonel durum (Örneğin; disforik, taĢkın, öfkeli gibi).

Disforik mood: KiĢinin hoĢlanmadığı duygular yaĢaması, anksiyete ve depresyon belirtilerinin karıĢık olduğu vakalar için de kullanılır.

Ötimik mood: Çökkünlük ya da taĢkınlığın olmadığı normal aralık olarak tanımlanır. TaĢkın: KiĢinin duygularını herhangi bir sınırlama getirmeden dıĢa vurmasıdır. Öfori: Hasta kendisini çok iyi, çok enerjik hisseder.

Elasyon: Öforiye motor aktivitede artıĢ eĢlik eder.

Egzaltasyon: Daha Ģiddetli bir elasyon halini anlatır, büyüklük sanrıları ile birliktedir. Ekstazi: Yoğun bir kendinden geçme hali, vecd durumudur.

Çökkünlük (depresyon): Patolojik düzeyde ve süreklilik gösteren elem, keder hisleridir. Aleksitimi: KiĢinin duygularının farkında olmaması ve ifade edememesi durumudur. Anksiyete: Ġç ya da dıĢ kaynaklı belirsiz bir tehlikeye karĢı hissedilen huzursuzluk hissi, endiĢedir.

Korku: Belirli, bilinen bir nesneye karĢı oluĢan yoğun anksiyete ile karakterize duygudur. Ajitasyon: Motor huzursuzluğun eĢlik ettiği ağır anksiyete durumudur.

Panik: Akut, epizodik, yoğun anksiyete atakları, sempatik sinir sistemi uyarılması ile birlikte ölüm korkusu eĢlik eder.

Apati: Kayıtsız, ilgisiz bir duygusal durumda olma.

Güzel aldırmazlık (la belle indifference): Daha çok konversiyon bozukluğunda karĢımıza çıkan, hastanın iĢlevsel yetersizliklerine karĢı uygun olmayan tarzda kaygı azlığı, kayıtsızlık göstermesidir.

YAPI: Hastanın düĢünce yapısının genel olarak birincil süreç, ikincil süreç mi olduğu değerlendirilir. Otizm, dereizm not edilir.

Birincil süreç düĢünce: Mantık dıĢı, dereistik, büyüsel, düĢünme sürecine verilen genel ad olup, rüya sırasında ortaya çıkar. Psikotik hastalarda izlenir.

Otizm: Ġç veya özel dünyası ile yoğun biçimde meĢgul olma durumudur ve dereizimle yakın anlamda kullanılır.

Dereizm: Mantıkla ya da deneyimlerle uyuĢmayan zihinsel aktivitedir.

SÜREÇ: DüĢüncenin akıĢı ile ilgili bozukluklardır. Formal (biçimsel) düĢünce bozuklukları diye adlandırılır.

Fikir uçuĢmaları: Hasta bir konudan diğerine atlar, konuĢma içeriği anlaĢılır olup, düĢünme süreci hızlanmıĢtır. Manik hastalar için tipiktir.

Basınçlı konuĢma: Hastanın sözlerinin arasına girmek çok zordur. Manik hastalarda gözlenir. Lögore: Bol ve fazla miktarda durmadan konuĢmadır. Manik-hipomanik hastalarda görülür. DüĢüncelerin yavaĢlaması: Özellikle majör depresyonda görülür. Sorulara yanıt zamanı gecikmektedir. Hastanın sözleri arasında uzun zaman aralıkları vardır. Bu durum ağırlaĢtığı zaman mutizm ve stupora ilerleyebilir.

Çevresel ya da dolaylı konuĢma (circumstantiality): Hastanın düĢünceleri dolambaçlı, aĢırı detaylı, konular birbirine yakındır. Sonuçta amaca ulaĢabilir. Bazı epileptik hastalar için karakterize olduğu bilinmektedir.

ġizofrenide sık rastlanan biçimsel belirtiler:

Perseverasyon: Bir nokta üzerinde sürekli, tekrarlayan biçimde durma olarak tanımlanır. DüĢünce bloku: Hastanın konuĢmasının aniden durmasıdır. Durma süresi birkaç saniyeden çok daha uzun sürelere uzanabilir. Durma sırasında genellikle hasta gözlerini kırpıĢtırır. Bu sürede kiĢi halüsinasyon içinde olabilir. Genellikle blokaj, kiĢisel önemi olan sorular yöneltildiğinde ortaya çıkar. Nadir rastlanır ancak Ģizofreni için tipik bulgu olarak kabul edilir. Bazı hastalar tekrar konuĢmaya baĢladığında baĢka bir yerden devam edebilir. Aradaki bağlantılar sustuğu süre içinde zihninde geçmiĢtir.

ÇağrıĢımlarda dağılma: DüĢünce akıĢında düzensizlik, konuların birbiri ile anlamsal bağını yitirmesi.

Enkoherans: DüĢünce içeriğinin tamamen anlaĢılmaz halde olmasıdır. Kelimeler arasında mantıksal bir bağlantı kalmamıĢtır. ÇağrıĢımların dağınık olmasından daha ağır bir patolojidir.

Klang çağrıĢım: Hasta kelimelerin anlamından çok kafiyelerine göre yanıtlar verir. Neolojizm: Yeni kelimeler üretmedir.

ĠÇERĠK: Hastanın düĢüncelerinin niteliği değerlendirilir. DüĢünce içeriğinde yoksullaĢma olabilir, sanrılar, obsesyonlar, fobiler, aĢırı değerlenmiĢ düĢünceler, suisidal düĢünceler, planlar not edilir. Sanrıların duygudurumla uygun olup olmadığı, sistemli ya da bizar(bulunduğu kültürde gerçekliği olası olmayan inanç) Türkçe açıklama yapıldı) olduğu değerlendirilmelidir.

Sanrılar (Hezeyan): Basitçe mantıkla değiĢtirilemeyen, kiĢinin sosyokültürel zemini ile uygunsuz inançları olarak tanımlanabilir. Çevresindekilerin, inanıĢının aksi yönde öne sürdüğü nesnel kanıtlara rağmen kiĢi bu inanıĢını sürdürür. Sanrıda, hasta bu düĢüncesini gerçekten yaĢadığına inanır, egoya yabancı gelmez, aynı kültürde yaĢayan insanlara bu düĢünceleri ters gelir ve bu nedenle diğerleri tarafından garipsenir.

AĢırı değerlenmiĢ düĢünce: Sanrı ile normal düĢünce arasındaki sınırda yer alır, kiĢinin inancı tam bir sanrı düzeyinde katı değildir. Sanrılar Ģizofreni, sanrılı bozukluk, ağır majör depresif bozukluklar izlenebilir.

Paranoid sanrılar: Persekütif, referans ve grandiyöz sanrıları içerir.

Persekütif sanrılar: Hasta çevresindeki kiĢilerden zarar göreceği, saldırıya uğrayacağı, kötülük yapmak için izlendiği inancındadır. En sık görülen sanrıdır. Paranoid Ģizofreni, sanrılı bozukluk, alkolik halüsinoziste sık izlenir.

Referans sanrıları: Diğer insanların konuĢmalarının kendisi ile ilgili olduğu inancı, TV, radyo gibi yayın araçlarında kendisinden söz edildiği Ģeklinde olabilir. Hasta kendisinden olumsuz yönde bahsedildiği düĢüncesindedir. Sanrı düzeyine ulaĢmamıĢ ise referans düĢünceleri denir.

Grandiyöz sanrılar: KiĢinin çok büyük güce, öneme, yetkilere sahip olduğu inancı.

Kıskançlık sanrıları: KiĢinin eĢi ya da sevgilisinin kendisine ihanet ettiği Ģeklindeki gerçeği yansıtmayan inancıdır.

Erotik sanrı: Genellikle diğer önemli kiĢilerin kendisine âĢık olduğu Ģeklindedir. Yalnız yaĢayan kadın–paranoid-Ģizofren hastalarda sık görülür.

Somatik sanrılar: KiĢinin bedeni ile ilgili sanrılardır. ġizofrenik hastalar bazen bizar bedensel yakınmalar getirebilir. Genital bölgeden radyasyon yayılması, beyninin üzerindeki kafatasının çatlaması ve beyninin dıĢarı aktığı hissetmesi… gibi. Kinestetik halüsinasyonlarla birlikte olabilir. Depresyonlu hastalarda da somatik sanrılar izlenebilir. Hastanın vücudunda kan kalmadığı, barsaklarının çürüdüğü, artık yaĢamadığı, iĢe yaramadığı Ģeklinde (Cotard sendromu) sanrılar olabilir. Somatik sanrıların tanımlanması güç olup, hipokondriya ve hastalık fobisi ile sıklıkla karıĢır.

Yoksulluk sanrıları: KiĢinin tüm servetini kaybettiği inancıdır. Majör depresyonda sık görülür.

Nihilistik sanrılar: Hastanın, kendinin bir kısmının ya da tamamının var olmadığına inanmasıdır. Var olan tedavilerin yararlı olabileceğine, iyileĢebileceğine tamamen inançsızlık vardır. Psikotik depresyonda izlenebilir.

Kendini suçlama sanrıları: KiĢinin geçmiĢte yaptığı Ģeylerden ötürü gerekmediği halde kendini suçlaması, piĢmanlık duymasıdır. Psikotik özellikli major depresif bozuklukta sık görülür.

Schneiderian sanrılar: düĢüncelerin duyulabilirleĢmesi, düĢünce çekilmesi, düĢünce sokulması, somatik edilgenlik (bedeni üzerinde dıĢ güçlerin etkisi olduğuna inanma), düĢünce yayılması, kontrol edilme sanrıları (hasta düĢüncelerinin ya da eylemlerinin dıĢ güçler tarafından kontrol edildiği inancındadır). Bu tip sanrılar sıklıkla Ģizofrenide ortaya çıkar. Capgras sendromu: Çevresindeki bazı önemli kiĢilerin değiĢmiĢ oldukları, bu kiĢilerin asılların yerine gelen sahteleri olduğu inancıdır.

Obsesyonlar:

Mantıksız olduğunu bildiği halde kiĢinin kafasından atamadığı, kiĢiyi rahatsız eden, inatçı, bazen emreder tarzda düĢüncelerdir. Hasta bu düĢüncelerin benliğine yabancı olduğunu fark eder ve rahatsız olur, anksiyete belirtilerine neden olur. Genellikle rahatlamak için hastalar kompulsiyonlar geliĢtirirler.

Obsesyonların tipleri:

Kontaminasyon: çevreden insan bedeni ile ilgili atıklar (gayta, meni, ter vb.) bulaĢtığı endiĢesi yaĢar.

Simetri: Bazı sayıları takip etme ya da bir hareketin simetriğini yapma ihtiyacı duyabilir. Cinsel ve dinsel içerikli obsesyonlar da görülebilir.

Fobiler: Belli bir nesneye ya da duruma karĢı oluĢturduğu kaçınma tepkisidir. Hasta tepkisinin aĢırı ve mantıksız derecede olduğunu bilmesine karĢın anksiyete ve panik atak yaĢayabilir ve bunun önüne geçemez. Hasta korku yaratan nesnelerden kaçınır, yaĢamını buna göre belirler. Fobiler özgül fobi, sosyal fobi ve agorafobi baĢlıkları altında toplanmıĢtır.

Özgül fobi: Belirli nesne ve durumlardan açık Ģekilde korkma ve kaçınmadır. Hayvan, yükseklik, vb.

Sosyal fobi: Toplum önünde belirli davranıĢlardan kaçınmadır. Yemek yeme, konuĢma, eğlenme, yeni ortamlara girme… vb.

Agorafobi: AlıĢtığı çevreden, evinden uzaktaki açık ortamlarda, yardım alamayacağını düĢündüğü ortamlarda korku, bu nedenle bu ortamlardan kaçınma durumudur. Panik ataklar eĢlik edebilir.

Yargılama: Hastanın uygun karar verebilmesi, gerekli durumlarda bu karara göre davranabilmesini gösterir. En iyi Ģekilde hastanın öyküsünden alınan bilgilerle değerlendirilir. Formal sorular her zaman yardımcı değildir.

Ġçgörü: Hastanın rahatsızlığının kaynağını neye bağladığı ile ilgili görüĢüdür. Sanrı tablosunun hakim olduğu psikotik hastalarda, demanslı hastalarda çoğunlukla bozulmuĢtur. Hasta tarafından tamamen inkar, kısmi kabullenme, çevresel koĢulların sonuçlanması, kendisinde olan ancak bilinmeyen bir nedene bağlama Ģeklinde değerlendirilebilir. Entellektüel içgörü, hastanın belirtilerin kaynağı ile ilgili öğrendiği bilgileri söylemesidir. Emosyonel içgörü ise hastanın daha ileri bir farkındalık düzeyinde, davranıĢ ve motivasyonlarının kaynağını fark etmesidir.

Gerçeği değerlendirme: Egonun en önemli iĢlevlerinden biridir, kiĢinin dıĢ gerçekliği nesnel biçimde değerlendirebilmesidir.

DAVRANIġ

GörüĢme sırasında hastanın sergilediği davranıĢlar değerlendirilir (düzeltildi)

Agresyon: Sözel ya da fiziksel olarak amaca yönelik olan öfke, Ģiddet ve hostilite içeren eylemlerdir.

Eksitasyon: DıĢ olaylarla bağlantısız ortaya çıkan ajite, amaca yönelik olmayan, hostilite ve Ģiddet içeren hareketlerdir.

Konversiyon: BilinçdıĢı olarak ortaya çıkan sembolik fiziksel ya da nörolojik semptomlardır. Nörolojik belirtileri taklit eder, ancak herhangi bir organik patoloji saptanamaz.

Ekopraksi: Hastanın karĢısındaki kiĢinin hareketlerini tekrarlamasıdır.

Katapleksi: Ani ve geçici kas tonüsü kaybıdır. Çoğunlukla emosyonel bir stres ile baĢlar, sonuçta hasta hareket edemez. Genellikle uyku takip eder. Narkolepside sık görülür. Katalepsi: Hastaya verilen vücut Ģeklini sürdürmesi durumu olup katatonik Ģizofrenide izlenir.

Katatonik eksitasyon: Katatonik durumdaki hastada görülen, aniden baĢlayan, kontrol edilemeyen, eksitasyon durumudur.

Katatonik stupor: Hastanın çevresinin tamamen farkında olduğu stupor tablosudur. Komut otomatizmi: KiĢinin verilen komutlara otomatik olarak itaat etmesi durumudur. Ġmpulsif davranıĢlar: Ġçten gelen dürtü ve içtepkileri engelleyememe, gerginliği azaltmak ya da dürtülerini doyurmak için düĢünmeden davranmadır.

Homisidal eylemler: KiĢinin çevreye zarar verici agresif davranıĢlar göstermesidir. Negativizm: KiĢinin verilen önerilere ve tedavi giriĢimlerine karĢı sözel ya da davranıĢsal olarak karĢı gelmesidir.

Manyerizm: Beklenmedik, gereksiz, uygunsuz görünen, devamlı tekrarlayan hareketlerdir. Tik: Ani, istemsiz, spazmodik, stereotipik kas hareketleridir. DıĢ uyaran olmadan ortaya çıkarlar. Sıkıntılı, stresli anlarda artabilir. Göz kırpma, omuz silkme gibi davranıĢlar tik bozukluklarında sık görülür.

Akatizi: Huzursuzluk, adımlama, yineleyen oturup kalkmalardır. Bir antipsikotik ya da baĢka bir ilacın kullanımına ikincil geliĢmiĢ öznel bir kas gerginliği duyumudur. En çok antipsikotik tedaviye baĢlandıktan ya da ilacın dozu arttırıldıktan sonra ortaya çıkar. YanlıĢlıkla psikotik ajitasyon olarak değerlendirilebilir.

Akinezi: Hareketlerde belirgin bir azalma, devinimsizlik hali. Katatonik Ģizofrenide, antipsikotiklerin ekstra piramidal sistem yan etkisi olarak görülür.

Astazi-abazi: Otururken ve uzanırken rahatlıkla bacaklarını hareket ettirebildiği halde yürüme ve ayakta durmada güçlük tanımlanır. Konversiyon bozukluğunda görülür.

Diskinezi: Ġstemsiz, kısa, yineleyici hareketlerdir. Uykuda kaybolur, bazen istemli olarak azaltılabilir. Uzun süre klasik antipsikotik kullananlarda ortaya çıkabilir. Buna geç diskinezi (tardiv diskinezi) adı verilmektedir. Burada yüz, ağız ve dil en sık etkilenen bölgelerdir. Göz kırpma, göz kapağı tremoru, dudak bükme, yalanma, dil çıkarma, yanak ĢiĢirme, sallanma görülebilir. Yineleyen hareketler, parmak ve kolda ritmik olmayan amaçsız, kaba, hızlı ve sıçrayıcı biçimde (koreiform), ya da ritmik, yavaĢ, solucanvari biçimde (atetoid) hareketler bu grup içinde kabul edilir.

Distoni: Antipsikotik ilaçların kullanımına bağlı ortaya çıkan, çoğu zaman dil, çene, gözler ve boyunda görülen, akut tonik kas spazmlarıdır. Ağrılı ve çok dramatiktir. Sıklıkla tedaviye baĢladıktan veya ilacın dozu arttırıldıktan kısa süre sonra çıkar.

Self mutilasyon: Kesici cisimlerle kendine zarar verici davranıĢlar.

Özkıyım (Suisid): KiĢinin kendisini öldürmeye yönelik giriĢimleridir. Olguların çoğunda agresyonun kendine yöneltilmesi söz konusudur.

Parasuisid: KiĢinin bilinçli olarak kendini öldürmeyecek Ģekilde toksik madde alması ya da yaralamasıdır

Stereotipiler: Sözlü ya da fiziksel eylemlerin sürekli tekrarlanmasını tanımlar ve katatonik Ģizofrenide görülür.

Kompulsiyonlar: Ġçten gelen dürtülere göre hareket etme durumu olup engellendiği zaman anksiyeteye neden olur. Obsesyonlara yanıt olarak geliĢen, gelecekte kötü Ģeyler olmasını engelleyeceği umularak yapılan, hastanın belli sıra kurallarla yaptığı davranıĢlardır. (12 punto yapıldı)

Bazı kompulsiyon örnekleri Ģunlardır: Dipsomani: Alkol içme kompulsiyonu. Kleptomani: Çalma kompulsiyonu.

Piromani: Yangın çıkarma kompulsiyonu.

Nimfomani: Bir kadında cinsel iliĢki için aĢırı, anormal ve doymak bilmez kompulsif bir gereksinmenin, arzunun olması.

Satiriazis: Bir erkekte koitus için aĢırı ve anormal ve doymak bilmez kompulsif bir gereksinmenin olması.

Trikotillomani: Saç yolma kompulsiyonu.

PSĠKOFĠZYOLOJĠK DEĞĠġĠKLĠKLER Uyku:

Hipersomnia: Gece uykusunun uzun olması, gün içinde yeterince uyanık kalabilme zorluğudur. Ġstemediği halde gündüz uyumak zorunda kalma ile belirli aĢırı uykululuk durumudur.

Ġnsomnia: Uykuya dalmada ya da uykuyu kesintisiz sürdürmede zorluk çekme ya da uyku kalitesinin bozuk olduğuna iliĢkin öznel yakınmadır. BaĢlangıç uykusuzluğu: Uykuya dalma güçlüğü, Ara uykusuzluğu: Uykuya rahatça daldıktan sonra uyanma ve yeniden dalma güçlüğü, Uyku sonu uykusuzluğu: Planlanandan en az iki saat erken uyanma ya da her zamankine göre erken uyanma olarak sınıflandırılır.

Parasomnia: Uyku sırasında ya da uyku uyanıklık geçiĢleri arasında ortaya çıkan olağandıĢı davranıĢ ya da fizyolojik olaylar.

ĠĢtah:

Anoreksiya: ĠĢtahın azalması ya da yok olması.

Bulimia: AĢırı yeme epizodlarını takiben ortaya çıkan istemli kusma atakları Hiperfaji: ĠĢtahın artması ya da çok yemek yeme.

Cinsel iĢlev:

Libido azalması: Cinsel ilgi ve istekte azalma, cinsel eylemde bulunamama. Libido artması: Cinsel ilgi ve istekte artma.

Ereksiyon güçlükleri: Peniste sertleĢme olmaması.

Erken Ejekülasyon: Ejakülasyon eyleminin kiĢinin isteğinden önce olması. Orgazm bozuklukları: Doyuma ulaĢamama

Vajinismus: Vajen dıĢ 1/3 kaslarının istem dıĢı kasılmasıyla birlikte cinsel iliĢkiye izin vermeme durumu.

Disparoni: Cinsel iliĢkinin ağrılı olması durumudur. Vajeni ilgilendiren organik patolojilerde görülür.

Otonomik belirtiler: Anksiyete bozukluklarına, palpitasyon, tremor, terleme, görme bulanıklığı, ishal ve sık idrara çıkma gibi çok çeĢitli otonomik belirtiler eĢlik edebilir.