• Sonuç bulunamadı

SOSYOLOJİK ÖZELLİKLERİ BAKIMINDAN TÜRK ROMANINDA KADIN

A. Toplumsal Konumları Bakımından Kadınlar 1. Evli Kadınlar:

2. Dul Kadınlar:

Ahmet Mithat Efendinin “Hüseyin Fellâh” adlı romanında ġehlevend‟in annesi, imam efendiyi aracı koyarak kendisiyle evlenmek isteyen bir adamın teklifini reddeder. ÇamaĢır yıkayarak geçimini sağladığını ve evlenmek istemediğini belirtir.1037 Anne Hasna Hanım, sipahi askerlerinin ileri gelenlerinden birinin eĢi olup kocası vefât etmiĢtir.1038

“Paris‟te Bir Türk” romanında Madame Syrienne, Dersaadet‟te ticaretle meĢgul olan kocası vefât edince dul kalır ve vatanı olan Lyon Ģehrine dönmek için yola koyulur.1039 Aynı romanda adı geçen Fatıma Çemsay, eĢi Moskof muhaberesinde Ģehit olunca dul kalır.1040 De la Chaisne de duldur.1041

ġemseddin Sami‟nin “TaaĢĢuk-ı Tâl‟at ve Fitnat” romanında Saliha Hanım, oğlu Tâl‟at Bey altı-yedi yaĢlarında iken kocasını kaybetmiĢ dul bir kadındır.1042 Kocasını kaybettiğinde kırk yaĢındadır ve aradan on üç sene geçmiĢtir. YaklaĢık yirmi üç- yirmi dört sene birlikte yaĢamıĢlardır.1043 Hacıbaba‟nın analığı Emine Kadın da hayli yaĢlı dul bir kadındır.1044 Ayrıca Fitnat Hanımın annesi ve Hacıbaba‟nın ikinci karısı Zekiye Hanım da ilk eĢinden ayrıldıktan sonra on dört sene dul hayatı yaĢamıĢtır. Hacıbaba ile ikinci evliliğini yaptıktan bir sene sonra vefât eder. Zekiye Hanım, zengin bir kadındır. Vefâtıyla birlikte geride pek çok mal kalmıĢtır.

Tabiî bu miras Fitnat Hanımındır.1045 Emine Kadın evin içinde sürekli Fitnat ile beraberdir.

Hiçbir yere çıkmaz, kızı yalnız bırakmaz. KomĢular bir, iki defa ziyaretlerine gelmiĢlerdir;

ama Hacıbaba‟nın titizliğinden dolayı Emine Kadın ve Fitnat bu gelmelere karĢılık vermedikleri için ayakları kesilmiĢ, gelmez olmuĢlardır.1046 Emine Kadın, romanın sonunda

1035 Nabizâde Nâzım, a.g.e., s. 93.

1036 Gürpınar, Metres, s. 282.

1037 Ahmet Mithat Efendi, Hüseyin Fellâh, ss. 60-61.

1038 A.g.e., s. 215.

1039 Ahmet Mithat Efendi, Paris‟te Bir Türk, s. 4.

1040 A.g.e., s. 101.

1041 A.g.e., s. 464.

1042 ġemseddin Sami, a.g.e., s. 4.

1043 A.g.e., s. 9.

1044 A.g.e., s. 42.

1045 A.g.e., s. 39.

1046 A.g.e., ss. 48-49.

Fitnat‟ın talihsi sonuna ve diğer acılara dayanamayıp bir haftanın içerisinde vefât etmiĢtir.1047 Çok sevdiği ve bir bakıma bütün dünyası olan Fitnat‟ı kaybetmeye dayanamamıĢ, yüreği bu acıyı kaldırmaya yetmemiĢtir.

Ahmet Mithat‟ın “Dürdâne Hanım” adlı romanında Ulviye Hanım, Boğaziçi‟nde yaĢamaktadır. Mısırlı diye Ģöhret bulmuĢ ise de Mısırlı değildir. Ġranlı ya da Hintli olup ailesiyle birlikte Mısır‟a göç edip uzun süre burada ikamet etmiĢ ve orada evlenmiĢtir.

Politikanın gereği olarak Mısır‟dan mevkî sahibi kimselerin uzaklaĢması gerekince babasıyla birlikte Ġstanbul‟a gelmiĢ ve kocası Mısır‟da vefât ettiğinden dolayı dul kalmıĢtır. Birkaç yıl önce de babasını kaybetmiĢ ve sadece ihtiyar annesi ile kendisi orta hâlli bir yalıda orta hâlli bir hayat sürmektedir. Yalıları haremde sekiz ve selâmlıkta dört odadan ve ev halkı da ana kızdan sonra selâmlıkta bir uĢak, bir bahçıvan, bir ayvaz ile haremde bir aĢçı ve iki yukarı halâyığı bir de kethüda kadından ibarettir. Bir rivayete göre bu aile Kârun kadar zengin olup servetlerini ortaya çıkarmamak için geçimlerinde bir dengeyi sağlamaya çalıĢmaktadırlar.1048 Sohbetten baĢka iĢleri güçleri olamayıp yalnızca onun bunun dedikodusunu yaparak vakit geçirenler Ulviye Hanım hakkında çeĢitli sözler söyleyip Çamlıca ve BağlarbaĢı seyirlerini ve gece mehtap sefalarını çok sevdiğinden ve bu eğlencelerde arkasından erkekleri koĢturduğundan bahsederler. Ancak arabası ve kayığı olmayan bir kadının bu tür Ģeylerle ilgisinin olmadığı açıktır. Fakat o, erkekten kaçan biri de değildir. Mısır‟da iken tanıĢtığı ihtiyar bir Ġngiliz doktor sık sık yalısına gelerek Ulviye Hanımla uzun uzun sohbet eder. Fakat bu Ġngiliz onun için büyük baba denecek kadar ihtiyar olup Ġngilizceyi unutmamak için doktorla olan diyalogunu devam ettirmiĢtir. Edebiyata olan merakı sayesinde bazı yazarlarla mektuplaĢması ve haberleĢmesi kendisi hakkında dedikoduları arttırmıĢsa da söylenen sözlerin hepsi haksız olduğundan inanmamak gerekir.1049 Söz konusu durum kapalı bir toplum yapısı içerisinde kadın olarak yaĢamanın sıkıntılarını dikkatlere sunması bakımından mühimdir.

Hüseyin Rahmi‟nin “ Ġffet” isimli romanında Ġffet‟in annesi kocası ġakir Efendinin vefâtı üzerine dul kalır.1050

“Mutâllaka” romanında Âkile Hanımın kayınvalidesi de dul bir kadındır. Kocasının vefâtı ile birlikte genç yaĢta dul kalır.1051

1047 A.g.e., s. 141.

1048 Ahmet Mithat Efendi, Dürdâne Hanım, s. 64.

1049 A.g.e., s. 65.

1050 Gürpınar, Ġffet, s. 18.

1051 Gürpınar, Mutallâka, s. 36.

“Metres” romanında yer alan Saffet Hanımın kayınvalidesi Firuze Hanım, kocası vefât edince zengin bir dul olarak kalır. EĢi ġadi Efendinin ölümünden sonra onunla olduğu dönemlerde rahat yaĢamaya alıĢmıĢ bu kadın, eĢinin bıraktığı parayı düzensiz bir biçimde harcamaya baĢlar.1052 EĢi vefât edince kalan mirastan faydalanmak isteyen erkekler bu taze ve tecrübesiz dul kadının etrafında pervâne olsalar da Firûze Hanımın gözü bunların hiçbirini görmez. Ancak ona yardım elini uzatanların aslında onun iyiliği için çalıĢmadıklarını sonradan anlar. Zirâ karmaĢa esnasında mücevherlerinin pek çoğu çalınmıĢtır. Mal ortaklığını için o zaman kadar hiç adlarını duymadıkları kiĢiler türer. Bunlar akla hayâle sığmayan tuhaf iftiralar atarak mal paylaĢımında Firuze Hanım ve oğlunu dıĢarıda tutma amacı güderler.

Sonunda gerçek anlaĢılıp Firûze Hanımın haklı olduğu ortaya çıksa da bu aĢamada servetin yarısı bu iĢ için elden gitmiĢtir. Yirmi üç yaĢında, genç ve güzel Firûze, elinde dağıtıla dağıtıla küçülen bir servetle baĢ baĢa kalır. Ancak yaĢam tarzı elindeki servete nazaran tıpkı eĢinin hayatta olduğu günlerdeki gibi bütün debdebesi ile devam eder. Büyük bir servete malik olduğunu zannedenler ona evlenme teklifinde bulunurlar. Fakat Firuze Hanım, bunların

hiçbirini kendisine lâyık bulmaz. Kendince ĢaĢaalı ve eğlenceli bir hayata baĢlar.

1053 Hesapsız bir Ģekilde harcamaya baĢlar ve elde kalan sınırlı serveti de tükenmeye yüz tutar.

BaĢkalarının kendisi hakkında ettiği dedikodular kulağına geldikçe içten içe üzüntü duyar.

Ancak kimseye bir Ģey anlatamaz.1054

Aynı romanda Meryem Dudu, eĢini yıllar önce kaybetmiĢ dul bir cariyedir.1055

Mehmed Murad‟ın “Turfanda mı Yoksa Turfa mı?” romanında Zehra‟nın ikinci muallimesi dul bir kadındır. SavaĢta kocasını kaybetmiĢtir.1056

1052 Gürpınar, Metres, s. 17.

1053 A.g.e., ss. 32-35.

1054 A.g.e., s. 48.

1055 A.g.e., s. 282.

1056 Mehmed Murad, a.g.e., s. 102.