• Sonuç bulunamadı

B. AİLE DEĞERLERİ VE DİN

7. Dinin Çocuk Yetiştirme Üzerindeki Rolü

hoş görülmese de belli kuralları ve sınırları olan bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yapılan araştırmalarda genel olarak dindarlarda daha az boşanma oranlarının görülmesi önemli bir sonuçtur. Ancak yine de günümüzde boşanma oranlarının oldukça yüksek olduğuna ve her geçen zamanda arttığına dikkat çekmek gerekmektedir.

Günümüzde kurumsal dinin insanlar üzerindeki etkisinin azalması, bireysel dindarlıkların zayıflaması, kişisel tercihleri belirleyen değerlerin liberalleşmesi ve sekülerleşme eğiliminin hızlı bir şekilde yaşanması, boşanma oranlarının yükselmesine neden olmaktadır. Aşırı gelişen bireyselcilik, çiftlere özellikle cinsel ve ruhsal doyumun olmadığı evlilikleri devam ettirmenin anlamlı ve sağlıklı olmadığı duygu ve düşüncesini kazandırmaktadır.812 Bu durumun dindarlar bireyleri de etkilemesi olağandır. Her ne kadar din, boşanmaya karşı bir bariyer görevi görse de, din dışında birçok faktörün eşlerin boşanmasını kolaylaştırdığı ve aile çözülmelerinin günümüzde oldukça yüksek oranlarda olduğunu belirtmek gerekmektedir.

yetiştirmek, evliliğin temel amaçları arasında sayılmaktadır.815 Aynı zamanda ailenin dine karşı tutumlarının, dini değer ve davranışların diğer nesillere iletilmesi ve devam ettirilmesini şekillendirdiği söylenebilir.816

Dini değerler ve uygulamalar, ilk olarak aile içerisinde tecrübe edilmektedir. Aile dini uygulamalarının diğer nesillerde de devam ettirilmesi, aile içi deneyimlerin, aile uygulamaları için bir rehber vazifesi gördüğünü akla getirmektedir.817 Dindar aile bireyleri içerisinde dini/manevi görevleri yerine getirmeye yönelik bir yetiştirme tarzı söz konusudur. Bu da dini/manevi konularla ilgili anlam ve amaçları, önemli hususları ve dini değerleri öğretmek yoluyla gerçekleşir ve aile bireyleri birbirini bu konuda cesaretlendirir.818 Yapılan birçok çalışma, anne babanın dini inanç ve davranışlarının çocuklardaki dini inanç ve davranış gelişimini etkilediğini, çocukların ebeveynlerini örnek aldığını göstermektedir.819 Farklı çalışmalar da, dinin daha etkili ebeveynlik, ebeveynlerin sıcak davranışları ve aile uyumuyla ilişkili olabileceğini ileri sürmektedir.820 Genel olarak denilebilir ki dindar ebeveynler, çocuk yetiştirmede hem dini değer ve davranışları çocuğa aktarma amacı gütmekte, hem de çocuğa karşı tutum ve davranışlarında dini motivleri kullanarak, ebeveyn çocuk ilişkisinde dini etkili kılmaktadır.

Din, ailenin işleyişini kolaylaştırmak suretiyle ebeveynlerin çocukları ile ilgili değerlendirmelerini etkilemektedir. Mahoney vd. (2001)’e göre ebeveynler çocuklarını (çocuklarını kutsal bir hediye olarak görmek gibi), anne babalığı (anne-babalığın Tanrıyı yansıttığı düşüncesi gibi) ve eşler arası bağlılığı (ben ve eşim çocuklarımızı daha iyiye yükseltmek için manevi bir sorumluluğa sahibiz gibi) kutsayabilirler.821 Bu da eşlerde, dini bir sorumluluk yüklediği için anne-babalık bilincini kuvvetlendirerek, çocuklarına karşı davranışlarını olumlu yönde etkileyecektir.

      

815 Tekin, a.g.m., s.250; Snarey, vd., a.g.m., s.647; Ayrıca bkz. Tekvin, 1/27-28; Yeremya, 29:5-6; Nahl, 16/72; Bakara, 2/223.

816 Hünler, Gençöz, a.g.m., s.125.

817 Fiese, Tomcho, a.g.m., s.605.

818 Dollahite, Marks, a.g.m., s.384.

819 D.L. Flor, N.F. Knapp, “Transmission and Transaction: Predicting Adolescents’ Internalization of Parental Religious Values”, Journal of Family Psychology, v.15, n.4, 2001, s.627-645, s.629; Mahoney, Tarakeshwar, a.g.m., s.182.

820 Ahmadi, Azad-Marzabadi, Ashrafi, a.g.m., s.108; Mahoney, Tarakeshwar, a.g.m., s.181.

821 Mahoney, vd., a.g.m., s.589.

Dinlerin çocuk sahibi olma konusundaki tavsiyelerine dayanarak, çocuk sahibi olma isteği ve din arasında da bir ilişkinin olduğu öngörülmüştür. Batıda yapılan bazı araştırmalarda kiliseye daha sık gidilmesi, daha yüksek doğum oranları ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca çocuğun dünyaya gelmesinin ebeveynlerin manevi yönelimlerini tetikleyebileceği ve böylece özellikle annelerin daha sık kiliseye gittiği ve Tanrıyı daha fazla önemsedikleri ileri sürülmektedir.822 Bu bulgular dinin ebeveynliğe geçiş sürecinde evlilikler için koruyucu bir kaynak olarak işlev gördüğünü göstermektedir.

Ahmadi ve Hosseini (2009) tarafından İran’da yapılan bir araştırma, bireylerin dini

görevlerini yerine getirmelerinin, evlilik doyumu ve çocuk yetiştirme üzerindeki etkilerini incelemiştir. Bu araştırmada, dini inanca sahip, dini faaliyet ve görevlerini terine getiren çiftlerin, daha yüksek bir evlilik doyumuna ve daha uygun bir çocuk yetiştirme/denetimine sahip oldukları tespit edilmiştir.823

Eşler arasındaki uyum ile çocuğun uyumu arasındaki ilişki, sıklıkla araştırılan konuların başında gelmektedir. Çocuğun uyumu denildiğinde, çocuğun davranışının uygunluğu, duygusal açıdan iyi olması, benlik kavramı ve başarı gibi unsurlar anlaşılmaktadır.824 Farklı dini geleneklere sahip eşlerin çocuk yetiştirme konusunda farklılıkları ve çatışmaları olabilir.825 Tam tersi dini ve kültüren açıdan uyumlu çiftlerin çocuk yetiştirmede de uyumlu oldukları iddia edilebilir. Ana babadan çocuğa ulaşacak olan sevgi ve güven, ebeveynin müşterek bir faaliyetidir. Ana babanın kendi aralarındaki anlaşma ve muhabbet, çocuğa da sevgi ve muhabbet verecektir. Tam tersi ise çocuğun güvenini sarsmaktadır. 826

Anne-babaların çocuklarına karşı olan tutumları, onların dini yönelimlerine etki etmesi bakımından da önemlidir. Nitekim, çocuğun ve gencin ahlâkî ve dinî sosyalleşmesinde, örnek alma yoluyla öğrenim önemli bir yer tutar. Anne baba, öğretmenler ve yetişkinleri örnek alma, dinî ve ahlâkî kuralların şekil almasında direkt

      

822 Mahoney, Tarakeshwar, a.g.m., s.180.

823 Ahmadi, Hossein-abadi, a.g.m., ss.211-221.

824 Erbek, vd., a.g.m., s.41.

825 Ayan, a.g.m., s.174.

826 Çamdibi, a.g.e., s. 168.

öğretimden daha etkili olmaktadır. Çocuk ve genç, model aldığı kimsenin dinî davranışlarını örnek alarak, aynı şekilde hareket etmeyi isteyecektir. 827

Araştırmalarda, ilgili ve seven ya da demokratik anne – baba tutumları gibi olumlu anne baba tutumları ile çocukların ve gençlerin dindarlığı ve dine karşı tutumları arasında pozitif yönde ilişkiler olduğu; olumsuz anne baba tutumları ve dini yönelim arasında da negatif ilişkiler olduğu görülmektedir.828 Anne babanın uyguladığı disiplin anlayışı da çocuklarının kendilerini örnek almalarını, dolayısıyla dini ve ahlaki gelişimlerini olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir. “Güç’e dayalı ceza”dan çok “sevgi kaynaklı ceza”

yöntemi uygulanan ailede yetişen gençlerin, ahlâkî ve dinî gelişiminde model alma yoluyla öğrenmeleri daha sık meydana gelmektedir. 829

King (2003) tarafından yapılan bir araştırma, babaların dindarlığının çocuklarına karşı yakınlığını nasıl etkilediğini ele almıştır. Sonuçlar, hem evli hem de boşanmış babalar için dindarlığın, çocukları ile daha kaliteli bir ilişki kurma davranışını etkilediğini göstermiştir.830 Bir başka çalışmaya göre ise ebeveyn dindarlığı, ebeveynlerin çocukları ile olan ilişkilerini ve yakınlıklarını etkilemezken, çocukların dindarlığı anne babalarına yakınlıklarını ve onlara karşı tutum ve davranışlarını etkilemektedir.831 Çünkü denilebilir ki, ebeveynlik daha içgüdüsel bir yakınlaşmayı beraberinde getirirken, çocukların anne baba ile ilişkisi, dinlerin bu konudaki telkinleri ile birlikte değerlendirildiğinde, dindarlıkları ile ilişkili olarak şekil alabilmektedir.

Din ve çocuk yetiştirme konusunda değinilen önemli bir husus da, fiziksel cezalandırmadır. Yapılan araştırmalarda ebeveynliğin kutsanması, fiziksel cazanın daha düşük oranlarda uygulanmasına bağlı görünmektedir.832 Ancak yapılan bir araştırmada, Muhafazakâr Hıristiyan gruplara üye olan ya da İncil’e çok bağlı yetişkinlerin diğerlerine kıyasla, çocuğun itaat etmesini daha fazla önemsedikleri ve fiziki cezanın faydasına daha       

827 M. Akif Kılavuz, “Anne Baba Örnek Davranışlarının Çocukların ve Ergenlerin Dinî Kişiliğinin Oluşumuna Etkileri”, Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 2, 2005 s. 41-58, s.54.

828 Kımter, a.g.m., s.32; Ayşenur Dinç, Ergenlerde Anne-Baba Tutumları Ve Dini Yönelim, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2007, s.92.

829 Kılavuz, a.g.m., s.57.

830 Valarie King, “The Influence of Religion on Fathers' Relationships with Their Children”, Journal of Marriage and Family, May 2003, 65, 2, 382-395.

831 C. A. Kapinus, L. A. Pellerin, “The Influence of Parents’ Religious Practices on Young Adults’ Divorce Attitudes, Journal of Social Science Research, 2008, 37 (3), 801-814.

832 Mahoney, Tarakeshwar, a.g.m., s.181.

fazla inandıkları bulunmuştur. Ancak bulguların ayrıştırılması, ebeveynlerin daha dindar olmasının, daha olumlu ebeveynlik ve daha iyi çocuk uyumu ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur.833 Dolayısı ile araştırmalara göre muhafazakâr Hıristiyan inançlara sahip ebeveynler çocuklarına tokat atmaya daha eğilimli olsalar da, ebeveynliğe kutsal bir gözle bakıyorlarsa, çocuklarına karşı saha sıcak davranışlar geliştirmektedirler.834 Fiziksel ceza uygulama ve dindarlık arasındaki ilişkinin Müslüman toplumlarda da ele alınıp incelenmesi gerekmektedir. Böylece farklı dinlerdeki disiplin algılarının karşılaştırmalarını yapmak mümkün olabilir.

Çocukların dini inanç, tutum ve davranışları, ailesinden ve çevresinden edinmektedir. Flor ve Knapp (2001) da, nesiller arası iletişim yöntemlerini daha iyi ortaya çıkarabilmek için, etkileşim ve yapısalcı yaklaşım modelini önermişlerdir. Araştırmacılara göre daha geleneksel kültürel iletişim modellerinde (transmission model) değerler, tek yönlü bir şekilde ebeveynden çocuğa iletilir. Çocuk burada pasif bir alıcı konumundadır.

İçselleştirmede bir diğer alternatif model ise, yapılandırmacı gelişim modellerinden etkileşim (transactional model) veya bazen de dönüşümsel denilen modeldir (transformational). Bu modelde çocuk ebeveyninden gelen iletileri dönüştürür ve yeniden oluşturur. Bu modele göre, iletişimde hem ebeveyn hem de çocuk aktif bir temsilcidir.

Etkileşim modelleri, pasiflikle karakterize olmuş bir yöntemden ziyade, faaliyet ve amaçları içeren bir yöntemdir.Ebeveynlerin çocuklara aktardıkları ve içselleştirme süreci içerisinde benimsenen değerler vardır. Ancak dini değerler, onları kabul eden insanlar için belirgindir ve insanların benimsediği en önemli değerler olarak kabul edilir.835 Flor ve Knapp (2001)’ın araştırmalarının sonuçlarında, ebeveynlerin çocukların dindar olması yönündeki isteklerinin ve ebeveyn dindarlığının her ikisinin de, çocukların dini davranışlarında etkili olduğu ortaya çıkmıştır.836

Ebeveyn çocuk arasındaki dindarlık mirasının etkileşim modelini ele alan Myers (1996) de; 1) yetişkin çocukların dindarlığındaki, çocukluğu, anne babalığı ve aileyi etkileyen faktörler nelerdir? 2) anne babaların çocuklarına kendi dindarlıklarını aktarmadaki yeteneklerinde etkili olan faktörler nelerdir? 3) dindarlıktaki ilk dönem aile       

833 Mahoney, vd., a.g.m., ss.559-596.

834 Mahoney, Tarakeshwar, a.g.m., s.182.

835 Flor, Knapp, a.g.m., s.627-628.

836 Flor, Knapp, a.g.m., s.627-645.

etkileri, yetişkin çocukların şimdiki tecrübeleri ile nasıl azalır? konularıyla ilgilenmiştir.

Yapmış olduğu araştırma sonucu, dindarlığın iletiminde üç değişken seti ortaya çıkmıştır.

Bunlar, ebeveyn dindarlığı, aile ilişkilerinin kalitesi ve geleneksel aile yapısıdır. Buna göre yetişkin çocukların dindarlığı, ebeveyn dindarlığından büyük ölçüde etkilenmektedir.

Ayrıca ebeveynin evlilik mutluluğu, ebeveyn-çocuk desteği, katılığın hafifletilmesi ve babanın çalışıp annenin çalışmaması, ebeveynin çocuklarına dini inanç ve davranışları aktarma yeteneğini artıran faktörlerdendir.837

Dindar ebeveynler, potansiyel olumsuz külterel etkilere karşı daha uyanık ve korumacıdır. Bu yüzden kendilerine bir aile yaşam alanı ve çocukları için de bir sosyal çevre tesis etme eğilimindedirler. Bu aileler çevresel zararları düşünerek çocuklarını dini eğitim alabilecekleri kurumlara gönderirler veya evde eğitim almalarını sağlarlar. Dindar aileler çocuklarının sosyal yaşamını yönlendirirler ve farklı bir yaşıt grubunu tecrübe etmelerine olanak sağlarlar.838

İslam dininin temel kaynaklarında ve İslam geleneğinde de çocuk yetiştirme ile din arasındaki ilişkiye değinilmiştir. Kuran’da evlatlar göz aydınlığı839, dünya hayatının süsü ve ziyneti840 olarak nitelendirilmektedir. Kuran’da yer alan Hz. Lokman’ın oğluna öğütleri, din eğitimi açısından oldukça önemlidir. Bu öğütler içerisinde, Allah’a ortak koşmama, ana-babaya şükür ve itaat, ibadete (namaza) devam etme, iyiliği emretme ve kötülükten uzaklaştırma, sabırlı ve mütevazı olma gibi tavsiyeler bulunmaktadır.841

İslam dininin ikinci temel kaynağı olan hadis-i şeriflerde de, çocuğun din eğitimi üzerine tavsiyeler yer almaktadır. “Her çocuk Müslüman doğar ancak anne babası onu, Yahudi, Hıristiyan ve Mecusi yapar. Eğer anne-babası Müslüman iseler çocuk da Müslüman olur”842 hadis-i şerifi, çocuk yetiştirmede, anne babanın dini sorumluluğuna dikkat çekmektedir. Farklı bir hadiste de, kendisine dua edecek iyi bir çocuk yetiştiren anne babanın, öldüğünde de amelinin kesilmeyeceği belirtilmiştir.843  “Hiçbir baba

      

837 Scott M. Myers, “An Interactive Model of Religiosity Inheritance: The Importance of Family Context”, American Sociological Review, 1996, Vol. 61, October:858-866.

838 Holden, a.g.m., s.660-661.

839 Furkan, 25/74.

840 Kehf, 18/46; Al-i İmran, 3/14.

841 Lokman, 31/13-20.

842 Müslim, Kader, 23, 25; Ahmet b. Hanbel, Müsned, II, 253.

843 Müslim, Vasiyyet, 14; Ebu Davud, Vesaya, 14.

çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunmuş olamaz.”844 hadisi, anne-babanın terbiye ile ilgili sorumluluğundan bahsetmektedir. Ayrıca, farklı hadis-i şeriflerde çocuğun da anne baba üzerinde hakları olduğu belirtilmiş,845 çocuklara sevgi ve merhamet gösterme,846 aralarında adaletli davranma,847 değer verme ve edeblerini güzelleştirecek şekilde eğitmenin848 öneminden bahsedilmiştir. “Çocuklarınıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kılmalarını öğretin/emredin.”849 hadis-i şerifi de ibadet eğitimi ile ilgili yaş haddini de ortaya koyan önemli bir tavsiyeyi içermektedir.

Hz. Peygamber (sav)’in çocuk eğitiminde üzerinde durduğu hususlar genel olarak şu şekilde özetlenebilir: İman esaslarının öğretimi, ibadet eğitim-öğretimi, Kur’an-ı Kerim öğretimi, temel alışkanlıkları kazandırma ve temel gelişimlerini dikkate alma.850

Çocuk yetiştirme ile din arasındaki ilişkiye değinen önemli İslam âlimlerinden İmam Gazali’ye göre evlat yetiştirmekle dört açıdan Allah’a yakınlık vardır: a) İnsan neslinin devamı için evlat yetiştirmekle Allah’ın rızasına layık olmak; b) Rasululah’ın çokluğu ile övüneceği ümmetini artırma yoluyla onun sevgisini kazanmak; c) Öldükten sonra ardından hayır dua edecek bir evladın bulunmasını sağlamak; d) Kendisinden önce ölen küçük çocuğun kıyamette şefaati.851

Özetlemek gerekirse; insan yaşamı için hem sosyolojik hem de psikolojik bakımdan oldukça büyük bir öneme sahip olan evlilik ve aile hayatı, çok boyutlu girift bir yapıdadır. Bu sebeple, evlilik hayatı ve evlilik mutluluğunu etkileyen birçok etken bulunmaktadır. Bu etkenlerin içerisinde dinin önemli bir yeri vardır. Dini gelenekler, evliliğin önemine ve evlilik hayatının mutlu bir şekilde devam etmesine yönelik birçok öğretiye sahiptir. Ayrıca din, insanları evliliklerini dini bakımdan kutsal görmelerini sağlaması, eşler arasındaki inanç ve ibadet birlikteliğinin verdiği biraradalık ve ortak amaç duygusu oluşturması, çiftlere ve ailelere inananlar topluluğundan oluşan bir sosyal destek sunması, evlilik hayatı ile ilgili sahip olunması gereken değerleri teşvik etmesi, evlilik       

844 Tirmizi, Birr, 33/1874.

845 Müslim, Sıyam, 183.

846 Buhari, Edeb, 18; Müslim, Fezail, 64; Ebu Davud, Edeb, 58; Tirmizi, Birr, 15.

847 Buhari, Hibe, 12, Müslim, Hibat, 13.

848 İbn Mace, Edeb, 3.

849 Ebu Davud, Salat, 417.

850 İsmail Sağlam, “Hz. Peygamberin Çocuk Eğitiminde Öne Çıkardığı Hususlar”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 11, Sayı:2, 2002, ss. 167-190, s.170.

851 Gazali, a.g.e., s.24.

problemleri ile başa çıkmalarını kolaylaştırmaları, boşanmaya karşı bir bariyer görevi görmesi ve çocuk yetiştirme ile ilgili tavsiyeleri ile, evlilik hayatına ve evlilik mutluluğuna olumlu katkıda bulunmaktadır.

 

İKİNCİ BÖLÜM

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

 

Bu araştırma, betimsel bir araştırmadır. Bu bölümde araştırmanın metodu, araştırma modeli, araştırmanın değişkenleri, hipotezleri, ön kabul ve sınırlılıkları, araştırma evreni ve örneklemi, araştırmada kullanılan materyaller, verilerin toplanması ve elde edilen verilerin istatistiksel analizi ile ilgili bilgiler yer almaktadır.

Bilimsel çalışmalarda yöntemin büyük bir önemi vardır. Bir araştırmanın bilimselliği, büyük ölçüde onun dayandığı metoda bağlıdır.1 Bu sebeple, araştırmalarda incelenmek istenen konulara uygun yöntem ve tekniklerin kullanılması, güvenilir sonuçların elde edilmesi için son derece önemlidir.

Araştırma modelleri içerisinde yer alan tarama modelleri, geçmişte ya da şu anda varolan bir durumu olduğu gibi betimleyebilmeyi amaçlamaktadır.İlişkisel tarama modeli ise, iki veya daha çok sayıda değişken arasındaki değişimin, varlığını ve derecesini belirlemeye çalışan araştırma modelidir.2 Bu araştırmada da, ilişkisel tarama modeline uygun bir şekilde, evli bireylerin evlilik doyumu, evlilikte problem çözme becerileri, dindarlık ve kişisel değerleri belirlenerek aralarındaki ilişki durumunun ortaya çıkarılması için, hem ölçek hem de ölçek dışı sorulardan oluşan bir anket formu hazırlanmıştır.

Çalışmada kullanılan veri toplama formu, toplam 120 sorudan oluşmaktadır. Form, cinsiyet, yaş, evlilik yılı, çocuk sayısı, eğitim durumu, gelir durumu değişkenlerinden oluşan demografik bilgiler ile bireylerin öznel dindarlık algıları ve öznel evlilik doyum algıları ile ilgili bilgileri içeren kişisel bilgi formu ile başlamaktadır. Daha sonra ise,

“Evlilik Yaşam Ölçeği”, “Evlilikte Sorun Çözme Ölçeği”, “Dinin Etkisini Hissetme Ölçeği”, “Partner Odaklı Dua Ölçeği” ve “Kişisel Değerler Envanteri” yer almaktadır. Son bölümde ise, evlilik-din ilişkisine dair bilgileri soruşturan 10 soruluk bir soru grubu ile,       

1 Halil Seyidoğlu, Bilimsel Araştırma ve Yazma El Kitabı, 9. Baskı, İstanbul, Güzem Can yay., 2003, s.58.

2 Niyazi Karasar, Bilimsel Araştırma Yöntemi, 7. Baskı, Ankara, 3A Araştırma Eğitim Danışmanlık Ltd Şti, 1995, s.80-81.

bireylerin ailelerinde sahip oldukları evlilik değerlerini soruşturan 15 soruluk soru grubu yer almaktadır.