• Sonuç bulunamadı

ise dindarlık ile evlilik doyumu ve sorun çözme becerilerinin ilişkili olduğu tespit edilmiştir.284

değerlerin ortaya çıkmak için bir sosyal ortama ihtiyaç duyduğu da açıktır.289 Bu dünyanın edilgen bir parçası olmayan birey, kültür denilen olguyu hem inşa eder hem de ona katılır.

Bu sebeple her kültür çerçevesinde varlığını muhafaza eden değerler, birey sosyalliğinin de ayrılmaz bir parçasıdır denebilir.

Değer kavramı ilk olarak felsefenin ilgi alanına girmektedir. Felsefe “ahlak felsefesi” veya “etik” başlığında değer kavramını tartışmaktadır. Ahlak felsefesi, iyi, kötü, sorumluluk, irade, vicdan, özgürlük, erdem, ahlaki yargı, ahlak yasası, ahlaki eylem gibi kavramlar etrafında konuşmaktadır. Değer kavramı da ahlak felsefesinin önemli odak noktalarından birini teşkil etmektedir.290 Güngör’e göre felsefenin ahlak teorileri, günümüz psikologlarının ahlak/değer psikolojisi çalışmalarına zemin hazırlamıştır. Nitekim bütün ahlaki hükümler birer değer hükmüdür.291 Değerler bir kimsenin çeşitli insanları, insanlara ait nitelikleri, davranışları değerlendirirken başvurduğu bir kriterdir. Değer bir inanca değil, organize olmuş bir grup inanca karşılık geldiğinden, daha üst düzey bir zihin organizasyonudur.292

Felsefe tarihinde değerler sorununun tartışılması, genel olarak değerlerin kaynağı problemi etrafında dönmektedir.293 Değerlerin kaynağı söz konusu olduğunda temelde iki farklı görüşten bahsedilebilir. İlki dinlere göre değerlerin kaynağı Tanrı’dır. İkincisi ise felsefi geleneğe göre değerlerin kaynağı insan aklıdır.294 Sosyal bilimlerde ise değerlerin, toplumsal bir etkileşim ortamında, ihtiyaç ve davranışlardan, kurumsallaşmalara giden bir süreçte ortaya çıkmasından ötürü, toplum, değerlerin kaynağı olarak görülür. 295

      

289 Poyraz, a.g.m., s.85.

290 Ömer Akgül, Hayatı Anlamlandırmada İnancın Ve Kişisel Değerlerin Rolü (Ruh Sağlığı Çalışanları Ve Öğrencileri Örneği), Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Sakarya 2014, s.66.

291 Erol Güngör, Değerler Psikolojisi Üzerine Araştırmalar: Ahlak Psikolojisi, Ahlaki Değerler ve Ahlaki Gelişme, İstanbul, Ötüken yay., 2000, s.30-31.

292 Tezer Asan, vd., “Bireysel Değerler Envanteri’nin Dilsel Eşdeğerlik Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması”, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 2008, c.27, sy.27, ss.15-38, s.16.

293 A. O. Gündoğan, “Ben ve Öteki: Değeler Dünyasının Gerginliği”, Değerler ve Eğitimi, Uluslararası Sempozyumu, 26-28 Kasım 2004-İstanbul, Editörler: Doç. Dr. Recep Kaymakcan, Dr. Seyfi Kenan, Prof.

Dr. Hayati Hökelekli, Dr. Şeyma Arslan, Mahmut Zengin, Dem yay., İstanbul 2007, s.76.

294 A. S. Oktay, “İslam Düşüncesinde Ahlaki Değerler ve Bunların Global Ahlaka Etkileri”, Değerler ve Eğitimi, Uluslararası Sempozyumu, 26-28 Kasım 2004-İstanbul, Editörler: Doç. Dr. Recep Kaymakcan, Dr. Seyfi Kenan, Prof. Dr. Hayati Hökelekli, Dr. Şeyma Arslan, Mahmut Zengin, Dem yay., İstanbul 2007, s.132.

295 Bkz. Ayten, Empati ve Din, İstanbul, İz yay., 2010, s.113; Ali Ulvi Mehmedoğlu, “İlâhiyat Fakültesi Öğrencilerinin Değer Yönelimleri ve Dindarlık-Değer İlişkisi (M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Örneği)”, M.Ü.

İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 30 (2006/1), 133-167, s.134.

Bir diğer tartışma konusu, değerlerin objektifliği ya da evrenselliği meselesidir. Her ahlak dizgesi, her din, kendi ahlak anlayışının genel geçer olduğunu savunur.Genel geçer ahlak, herkesçe benimsenen, herkesin ortak olduğu akla dayanan, akılsal bir karşı çıkışa izin vermeyen, kabul edilebilir bir ahlak anlayışıdır.296 Psikoloji ise değerleri daha farklı biçimde ele alır. Psikolojide değerin önemi, onun objektif bir esasa dayanıp dayanmamasında değil, insan davranışlarına yol göstermede oynadığı rollerdedir. Bu yüzden psikolog değeri bir inanç olarak ele alır.297 Değer ve normlar, zaman ve mekâna bağlı olarak değişebilirler. Ancak bu dünya toplumları arasında evrensel değer ve normlar olmayacağı anlamına gelmez. Hem geçmişte hem de günümüzde evrensel olarak adlandırabileceğimiz değerler bulunmaktadır.298 Bununla birlikte evrensel ahlak anlayışı üzerinde çalışan düşünürler, genel olarak evrensel ahlak için alt yapıyı oluşturacak temel değerlerin, dinlerin öğretilerinde mevcut olduğu görüşündedir. Çünkü bu temel değerler insan aklına da uygundur.299

Felsefeciler değerin ölçüsü ile ilgili ihtilaf etmişlerdir. Aristippos ve Epikuros gibi hazcılığın temsilcisi olan filozoflara göre erdemin ve mutluluğun kaynağı hazdır,300 haz veren şey iyi, acı veren şey de kötüdür. 301 J. S. Mill ve J. Bentham’ın temsilcisi olduğu, faydanın başka bir etken olmaksızın tek başına yaşam ilkesi yapılması gerektiği savı üzerine kurulan pragmatizme göre ise erdemin kaynağı faydadır.302 Faydacılığın genel bakış açısı, Bentham’ın bir faaliyeti en iyi yapan şeyin en çok sayıda insana en büyük mutluluğu sağlaması olduğu görüşüyle özetlenebilir. 303 Günümüzde kabul edilen ve kanunlara da esas alınan ve faziletli toplumların temeli kabul edilen görüş, menfaat görüşü olduğu iddia edilmektedir. Bu da fazilet ve hayrın daha fazla olarak bulunması ve daha fazla sayıda insana ulaşması demektir.304

      

296 Soykan, a.g.m., s.45-54.

297 Erol Güngör, a.g.e., s.28.

298 Canatan, “Klasik Türk Düşüncesinde Aile ve Ailevi Değerler”, s.264.

299 Oktay, a.g.m., s.139.

300 Daniel Nettle, Happiness: The Science Behind Your Smile, New York, Oxford University Press, 2005, s.1; R. M. Ryan, E. L. Deci, “On Happiness and Human Potentials: A Review Of Researchon Hedonic and Eudaimonic Well-Being”, Annu. Rev. Psychology, 2001, vol.52, pp.141-166, s.143; Fromm, Sahip Olmak Ya Da Olmak, s.22.

301 Orhan Hançerlioğlu, Başlangıcından Bugüne Kadar Mutluluk Düşüncesi, İstanbul, Varlık yay, 1965, s.94.

302 Sarp Erk Ulaş, Felsefe Sözlüğü, Bilim ve Sanat yay, Ankara, 2002, “yararcılık” maddesi, s.1576.

303 Nettle, a.g.e., p.2.

304 Ebu Zehra, a.g.e., s.88-89.

Değer, farklı anlamlarda ve farklı varlık alanları için kullanılabilir. Bir bakıma her varlık alanının kendisine ait değerleri vardır. Biyoloji alanında hastalık-sağlık, estetikte güzel-çirkin, bilgide doğru-yanlış, ahlakta iyi-kötü, dinde günah-sevap hepsi birer değerdir.305 Bununla birlikte değerler birbirinden bağımsız olamazlar. Çünkü insan intibakının en önemli problemlerinden biri, gerek davranışlar gerekse düşünce unsurları arasında ahenk sağlayabilmektir.Değerler, bizim zihni muhtevamızın başlıca unsurlarıdır.

Onlar arasında da yüksek seviyede bir ahengin kurulması, ortaya çıkacak uyuşmazlıkların hemen giderilmesi gerekir.306 Ahlaki değerler de insanın değer sisteminde apayrı bir bölüm teşkil etmez, diğer değerler –ilmi, siyasi vb.- ahlak değerleriyle sıkı bir münasebet halindedir ve bunlar da ahlaki değer görünümü alabilir. 307

Ahlaki değerleri kasteden bir kavram olarak erdem ise, insan davranışının doğruluğu ve yanlışlığına ilişkin esaslardan oluşan kurallar, prensipler ve öğretiler dizisi olarak tanımlanmaktadır. Erdemin karşıt anlamları için kötü ahlak ve suç kavramları kullanılmaktadır.308 Geçmişten günümüze bilinen bütün toplumlar, bir takım ahlaki kurallara sahip olmuşlardır. Tüm bu kurallar, toplum içerisindeki hareket ve davranışlarla ilgili olarak, doğru ve yanlış gibi belirli sınırlamalar ortaya koymuşlardır.309

Erdem ile ilgili görüşler, değerlerin insan psikoloji için olumlu etkilerine de değinmişlerdir. Nitekim felsefe tarihinde Sokrates, Platon ve Aristoteles gibi büyük düşünürler ile sonraki dönemlerde onları takip eden İslam felsefecileri, insan ve toplum mutluluğunu, erdemlerle bağlantılı olarak ele almışlardır. Örneğin Sokrates’e göre erdem-iyi bilginin ürünü, erdemsizlik-kötü de cahilliğin ürünüdür. 310 Platon ise, erdemleri üç kategoride ele alır. Bunlar hikmet, şecaat ve iffettir. Bunların uyumundan ise temel erdem olan adalet ortaya çıkar. 311 Erdemlerin mutluluk/iyi olma hali üzerindeki etkisine vurgu yapan Aristoteles’e göre de, aşırılık ve eksiklik yani ifrat ve tefrit kötülüğe, orta olma yani itidal ise erdeme özgüdür.Ancak kıskançlık, hırsızlık, cinayet gibi bizatihi kötü olan duygu ve eylemlerde       

305 Gündoğan, a.g.m., s.78.

306 Erol Güngör, a.g.e., s.74.

307 Erol Güngör, a.g.e., s.42.

308 A. L. Geyer, R. F. Baumeister, “Din, Ahlak ve Öz-Denetim: Değerler, Erdemler ve Kötü Alışkanlıklar”, (Çev. Metin Güven), Din ve Maneviyat Psikolojisi: Yeni Yaklaşımlar ve Uygulama Alanları, Der.

Raymond F. Paloutzian, Crystal L. Park, (Çev. Edt. İhsan Çapçıoğlu-Ali Ayten), Ankara, Phoenix yay., 2013, s.242-243.

309 Geyer, Baumeister, a.g.m., s.241.

310 İ. Agâh Çubukçu, İslam’da Ahlak ve Mutluluk Felsefesi, Ayyıldız matbaa, Ankara 1977, s.35, 50.

311 Hasan Hüseyin Bircan, İslam Felsefesinde Mutluluk, İstanbul, İz yay., 2001, s.25.

denge unsurunun aranmayacağını, onların varlığının kötülük için yeterli olduğunu da söyler. Bunların haricinde ise cesaret, cömertlik, tutumluluk, adalet, yüce gönüllülük vb.

gibi birçok itidalli davranışı erdem kategorisi içerisinde zikreder. 312

İslam felsefesi ve İslam ahlak düşüncesinde de erdemler konusu üzerinde detaylı bir şekilde durulmuş, insan ve toplum huzuru, geçici hazlara değil erdemlere bağlanmıştır.313 Örneğin önemli İslam düşünürlerinden Farabi erdemleri nazari, fikri, ahlaki ve sanatsal olmak üzere dört kategoride ele alır.314 İslam ahlak düşüncesinin en önde gelen

şahsiyetlerinden biri olan İbn Miskeveyh, İnsanın mutluluğa tam olarak erişmesini iki alanda

mükemmelleşmesine bağlayarak, bunlardan birincisini nazari güçte olan mükemmellik yani ilimle, ikincisi ise ameli güçteki mükemmellik yani ahlaki davranışlar ile açıklar.315 Bir diğer ahlak felsefecisi Nasiruddin Tusi de, insani fiillerin yetkinleştirilmesinin amacının, insan için nihai gaye olan mutluluğa ulaşmak olduğunu, insanın yetkinleşmesinin de dört temel erdem olan hikmet, şecaat, iffet ve adalet ile gerçekleştiğini söylemektedir.316

Felsefe tarihinde olduğu gibi günümüzde de farklı değer sınıflamaları yapılmıştır.

Örneğin Rokeach (1973) tarafından yapılan sınıflandırmaya göre değerler amaç (terminal) ve araç (instrumental) değerler olarak iki kategoride ele alınmıştır. Araç değerler amaç değerlerle alakalıdır ve ilgili davranışlar amaç değerlere ulaştırmak içindir.317 Schwartz,

“hayatta yönlendirici prensip sıfatıyla önem bakımından değişen, arzu edilir ve durum ötesi bir hedef”318 olarak tanımladığı değerlerle ilgili, on maddelik bir kategori oluşturarak farklı değer tipleri belirlemiştir. Bunlar, öz-yönelim, uyarılma, hazcılık (hedonizm), başarı, güç,

      

312 Aristoteles, Nikhomakhos’a Etik, (çev. Saffet Babür), Ankara, Bilgesu yay., 2009, s.37-38.

313 İbn Miskeveyh, Tehzibü’l-Ahlak, (çev. Abdulkadir Şener, İsmet Kayaoğlu, Cihat Tunç), Ankara, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 1983, s.45; Bircan, a.g.e., s.132,135; Hüseyin Karaman, Ebu Bekir Razi’nin Ahlak Felsefesi, İz yay, İstanbul 2004, s.115.

314 Farabi, Mutluluğun Kazanılması, (çev. Ahmet Arslan), İstanbul, Vadi yay, ty., s.78.

315 İbn Miskeveyh, a.g.e., s.43,44.

316 Tusi, a.g.e., s.65.

317 M. Rokeach, The Nature of Human Values, New York: Free Press, 1973’den aktaran; Azize Aydın, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Ögrencilerinin Değer Hiyerarşileri ile İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Değer Hiyerarşilerinin Karşılaştırılması, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara, 2005, s. 24-25.

318 B. Duriez, J. R. J. Fontaine, P. Luyten, “Dindarlık Hayatımızı Hâlâ Etkiliyor mu? Çeşitli Dindarlık Tiplerine Göre Değer Yapılarının Farklılaşmasını Destekleyen Yeni Deliller”, (Çev. Prof. Dr. Veysel Uysal), M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 24 (2003/1), 25-42, s.28.

güvenlik, uyum, gelenek, yardımseverlik ve evrenselliktir.319 Spranger (2001), değerleri politik, sosyal, kuramsal, ekonomik, dini, estetik olmak üzere altı sınıfa ayırmıştır.320 Roy (2003) da kişisel değerleri tasnif ederek, “disiplin ve sorumluluk, güven ve bağışlama, dürüstlük ve paylaşım, saygı ve doğruluk, paylaşım ve saygı, şeklinde beş ana kategoriden oluşan bir değer listesi oluşturmuştur.321

Hökelekli (2013) tarafından yapılan değerler tasnifi de, insanın yaratılışına uygun olarak, aklın ve sağduyunun onayladığı, dini geleneklerin kuvvetle desteklediği, toplumsal hayatın ortak tecrübesinin talep ettiği, bireysel mutluluğu, toplumsal huzur ve barışı ifade eden değerleri bir araya getirmesi açısında önemlidir. Bu değerler, sevgi, saygı, sorumluluk, adalet, iffet ve namus, cesaret, sabır, şükür, doğruluk, itidal, merhamet, şefkat, güven, vefa, diğerkâmlık, cömertlik, kanaatkârlık, tevazu (alçak gönüllülük), affedicilik ve hoşgörü şeklinde sıralanmıştır.322