• Sonuç bulunamadı

B. EVLİLİK VE AİLE DEĞERLERİ

III. DİN, AİLE VE DEĞERLER

Birçok araştırmacı tarafından iyi olma halinin en iyi belirteçlerinden biri olarak görülen dini bağlılık,407 birey hayatının yalnızca bir bölümü ile ilgili bir durum olmayıp hayatının tamamını kuşatan bir nitelik arzetmektedir. Tarih boyunca insanlığın genel bir yönelimi olan bir dine inanma, insan yaşamın genel anlam ve amacını teşkil ederek, merkezi bir konumda yer almıştır.

İnsan hayatına evrensel bir anlam şeması sunarak, hayatının tüm alanlarına etki eden dinler, insani ilişkileri düzenlemede de önemli bir fonksiyon icra etmektedir. Aile hayatı ve eşler arasındaki iletişimin ise, yakın beşeri ilişkilerin önemli bir boyutunu temsil ettiği aşikârdır. İnsan ötesine ait değer sistemi ile din, bireysel ilişkilere ilave olarak başta aile olmak üzere insan hayatı ile ilgili tüm kurumsal ilişkiler için de önemli bir referans kaynağıdır.408 Din, aile hayatı için, eşlerin birbirleri ile iletişimi, çocukların eğitimi ve yetiştirilmesi, zaman ve paranın nasıl tahsis edileceği, sosyal ilişkilerin geliştirilmesi ve hatta ikamet edilecek yerin belirlenmesine kadar etki eden bir yapıya sahiptir.409 Ayrıca dinin ailedeki ilişki tarzlarını ve ebeveyn tutumlarını etkilediği gibi, aile yapısı da dini tutumları etkilemektedir.410 Bir başka ifade ile aile, dinin yaşandığı en başat kurum olma özelliğine de sahiptir. 411

      

406 Ebu Zehra, a.g.e., s.106.

407 J.S. Levin, R.J. Taylor, “Panel Analyses of Religious Involvement and Well-Being in African Americans:

Contemporaneous vs. Longitudinal Effects”, Journal for the Scientific Study of Religion, 1998, vol.37, n.4, s.696.

408 Bahadır, a.g.e., s.57

409 Waite, Lehrer, a.g.m., s. 264

410 Nurten Kımter, “İlgili–Seven Anne-Baba Tutumları İle Din ve Dindarlık Arasındaki İlişki Üzerine”, Dini Araştırmalar, Ocak-Haziran 2015, Cilt: 18, Sayı: 46, ss. 9- 44, s.10

411 Tekin, a.g.m., s.237-238

Dinler, olumlu bir aile yaşantısı için gerekli aile içi tutum ve davranışları belirleyen bir inanç sistemi sağlayarak yol gösterici bir misyon yüklenirler. Ayrıca dinler evliliğin önemini vurgulayarak, çiftler ve diğer aile fertleri arasındaki ilişkileri düzenleyerek aile bağlılığını artırır.412 Yapılan bir araştırmada da, bireylerin yüksek iletişim becerileri ile dindarlıkları arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.413

Araştırmacılar, din evlilik ilişkisine dair farklı açıklamalarda bulunmuşlardır.

Bahadır (2012)’a göre, dinin aile içi ilişkilere yönelik olumlu fonksiyonu, temelde üç boyutta ele alınabilir. Birinci boyutta din, tek tek aile üyelerinin hayatlarını anlamlandırma ve düzene kavuşturmada olumlu bir fonksiyon icra eder. İkinci boyutta bu fonksiyon, eşler arası ilişkiler düzeyinde gerçekleşirken, üçüncü boyutta ortak yaşama bağlı anne-baba-çocuk ilişki ve etkileşimi düzeyinde açığa çıkar. 414 Russell’e göre ise evlilik töreleri üç unsurun karışımından meydana gelmiştir. Bunlar sırasıyla içgüdüsel, ekonomik ve dinsel unsurlardır. Ancak bunların kesin olarak birbirinden ayrılmadığını söyler. Ona göre dinsel bir kaynağı olan faydalı bir töre, dinsel temeli sarsıldıktan sonra bile yaşamaya devam edebilir.415

Dinin aile hayatındaki önemine dair Waite ve Lehrer (2003)’in analizlerine göre de, dindar bir toplum olan Amerika’nın çoğunluğu Tanrıya inandıklarını veya en azından dinin hayatlarında önemli bir yeri olduğunu söylemektedirler. Aynı zamanda yetişkin Amerikalıların çoğu evlilidir ve çocukların üçte ikisi anne babaları ile birlikte bir aile ortamında yaşar, evlilik ve mutlu aile hayatı da genç yetişkinler için evrensel amaçlar arasında yer almaktadır.416

Dinin önemli bir özelliğinin de onun “mutlak bağlılık hissi” şeklinde tezahür etmesi olduğu söylenebilir.417 Bir başka ifade ile dini inançlar, insandaki bağlanma ihtiyacını karşılamaktadır.418 Bu bağlılık ise bireyi olumsuz duygulardan koruyarak ruhsal dengeyi

      

412 Ahmadi, Hossein-abadi, a.g.m., s.214

413 M.S. Hossein, M. Z. Siddique, “Does Religiosity Help Muslims Adjust to Death?: A Reseach Note.”, Omega (Westport), 2008, 57, 113-119’dan aktaran; Ahmadi, Hossein-abadi, a.g.m., s.214

414 Bahadır, a.g.e., s.104

415 Russell, a.g.e., s.13

416 Waite, Lehrer, a.g.m., s. 255.

417 Gordon W. Allport, Birey ve Dini, (çev. Bilal Sambur), Ankara, Elis yay., 2004, s.23.

418 Meadow, Kahoe, a.g.e., s.188.

muhafaza etmeye yardımcı olan olumlu duyguların ortaya çıkmasını sağlamaktadır.419 Bağlılık duygusu, evlilik hayatı için de oldukça önemlidir. Bağlılığın olmadığı bir evlilik düşünülemediği gibi bağlılığın zayıfladığı yerde de evlilikte mutsuzluk, doyumsuzluk duyguları ortaya çıkmaktadır. Larson (1989), yapmış olduğu değerlendirmesinde, dini bağlılığın evliliğe bağlılığı da artırdığı sonucuna varmıştır. 420 Bu bağlamda dinlerin evlilik hayatına etkileri bakımından, bağlanma duygusunu güçlendirmesinin önemli olduğu söylenebilir.

Din ve evlilik ilşkisinde Mahoney ve Tarakeshwar (2005)’a göre, dinin iki mesajı arasında ayrım yapılması önemlidir. İlki, dindar ve seküler dünya görüşlerinin her ikisi tarafından da savunulabilen bağlılık ya da affetme gibi yapıları içermektedir. İkincisi ise, kutsal alana ilişkin algılamaları doğrudan değerlendiren ve evliliğin ya da ebeveynliğin kutsanması gibi doğrudan dini dünya görüşüne özgü olan yapıları kapsamaktadır.421 Bu durumda, dindar olmayan çiftlerde de evlilik ilişkisinin sağlıklı bir şekilde yürümesine yardımcı olan değerlerin, evlilik mutluluğuna götürebileceği söylenebilir. Ancak dinin bu değerleri teşvik etmesi, güçlendirmesi ve evlilik hayatına dair seküler olmayan argümanlar sunması ile evlilik mutluluğuna katkıda bulunduğunu vurgulamak gerekmektedir.

Bütün bunlarla birlikte din, insanların, dini açıdan anlamlı olan gündelik hayata ilişkin algılarına ilham kaynağı olmaktadır. Dinler, Tanrı ve diğer doğaüstü varlıklar konusundaki görüşleri açısından farklılaşsa da, bütün dinler, dini ritüeller, mitler ve inanç sistemleri ile, pekiştirilen aile ilişkileri konusunda aile bireylerine rehberlik etmektedir.

Dinin sosyal ilişkiler için de önemli etkileri vardır. Örneğin, insanlar diğer aile üyelerine nasıl davranacakları konusunda dini bir rehber olarak kullanabilirler. Ailedeki bireyler birlikte dini faaliyetlere katılabilirler. Nitekim tüm aile sistemleri de, dinin aile içerisinde bağlanılmasını istediği değerlerin pekiştirilmesini istemektedir.422

Clark (1998) çeşitli çalışmalara dayanarak yapmış olduğu tespitler, din-değerler ve evlilik ilişkisine dair, önemli bilgiler vermektedir. Ona göre, a) Dini pratikleri düzenli olarak yapanlar evlenmeye, aile hayatına ve çocuk sahibi olmaya daha fazla önem       

419 Carl G. Jung, Keşfedilmemiş Benlik, (çev. Barış İlhan-Caner Ener Sılay), 2. Baskı, İstanbul, Barış İlhan yay, 2010, s.55.

420 Larson, a.g.m., s.295.

421 Mahoney, Tarakeshwar, a.g.m., s.186.

422 Mahoney,Tarakeshwar, a.g.m., s.186.

vermektedir. Bu sebeple eşlerine ve çocuklarına daha fazla vakit ayırmaktadırlar. b) Haftada en az bir defa kiliseye gidenlerde boşanma oranı daha azdır. Bu da dindarların aile birlikteliğini sürdürme eğiliminde olduklarını gösterir. c) Dini pratikleri yapan eşler arasında yapmayanlara göre, sevgi, saygı ve sadakat daha fazla, aile içi şiddet ise daha az görülmektedir. d) Dindar eşler aile hayatlarında daha uzun süre mutlu olabilmektedirler. e) Dini bağlılığı kuvvetli olanlar aile ile ilgili geleneksel değerleri daha fazla önemsemektedirler.423