• Sonuç bulunamadı

Din Sosyolojisi Bağlamında Ortadoğu

ORTADOĞU’NUN VE TÜRKĠYE’NĠN TARĠHSEL VE TEOLOJĠK BĠR OKUMASI

2.1. ORTADOĞU COĞRAFYASI

2.1.2 Din Sosyolojisi Bağlamında Ortadoğu

Sosyoloji (Sociologie) kelimesi ilk olarak Auguste Comte tarafından kullanılmıĢtır ve en geniĢ anlamıyla, insan davranıĢ ve iliĢkilerini inceleyen bir bilim anlamına gelmektedir. Toplumun genel kurallarını, yasa benzeri düzenlilikleri, eğilimleri, toplumsal olgular arasındaki neden-sonuç iliĢkilerini belirlemeye çalıĢan bir bilimdir. Sosyolojide ana amaç, toplumun ve toplumsal iliĢkilerin bilimsel olarak incelenmesidir. Bu yönüyle sosyoloji beĢeri toplumun sistematik incelenmesiyle ilgilinen toplum bilimidir. Durkheim‟in sosyolojinin birici ilkesi “Toplumsal olguları Ģeyler olarak incele” prensibi idi. O, bu ifade ile toplum yaĢamının doğadaki nesne ya da olaylar kadar net bir Ģekilde çözümlenebileceğini düĢünmekteydi.123

122 Cengiz Çandar, Ortadoğu Çıkmazı, Seçkin Yayıncılık, Ġstanbul, 1988, s.10

123 Mahmut Tezcan, Sosyolojiye Giriş, Anı Yayınları, Ankara, 2015, s.1.

65 Din veya dine özgü sosyal olgu ve olayların araĢtırılması ilk olarak sosyoloji veya din sosyolojisi sayesinde baĢlamıĢtır. 19.yüzyılın ortalarında Comte tarafından

“sosyoloji” adının bulunmasından daha önceleri, birçok düĢünür, din ve toplum arasındaki iliĢkilerle ilgilenmekteydiler. Dinî inanç ve ritüeller, toplumun evrensel bir özelliği olduğundan, insanlar yalnızca dua etmek, kurban kesmek ve ibadet etmekle yetinmemiĢler, aynı zamanda kendi uygulamaları ve davranıĢları üzerinde derin bir Ģekilde düĢünmüĢlerdir.124 Dinîn, insan ve toplum yaĢamındaki etkisi, davranıĢlara ve uygulamalara verdiği yön, diğer toplumsal etken ve kurumlar arasındaki iliĢkilerin din bağlamında incelenmesi “Din Sosyolojisi” kavramı ile ifade edilmektedir. BaĢlangıçtan bu yana en önemli sosyologlar, dinî sosyal organizasyonun neredeyse ayrılmaz bir parçası, geçmiĢle günümüzü anlamada zorunlu bir araç olarak görmüĢlerdir. Karl Marx, Freidrich Engels, Ludwig Feuerbach, Alexis de Tocquevell ve Frederic Le Play gibi sosyologlar, gerçekten de dinin toplumsal boyutları hakkında inceleme ve araĢtırmalar yapmıĢlardır. Bu ilk sosyologların dine vermiĢ oldukları önem ve toplumsal yapı ve din bağlamında yapmıĢ oldukları incelemeler 19.yüzyıl sosyologlarına da ilham vermiĢtir. Max Weber, Emile Durkheim, Ferdinand Tönnies, George Simmel ve Ernst Troeltsch gibi önde gelen çağdaĢ sosyologlar, dîni incelemeyi toplum hakkındaki sistematik teorilerin ayrılmaz bir boyutu yapmıĢlardır.125

Ünlü Alman Filozof Kant‟ın düĢünce geliĢimi, dinden rasyonalizme ve rasyonalizmden kritik felsefeye uzanır. Aydınlanma filozofu olarak Kant, felsefenin ana özelliği olan formalizm ve eleĢtirel akılcılığı, dinî yorumlamanın ve anlamanın yöntemi olarak kullanmıĢtır.126 Din sosyolojisinin sunduğu bakıĢ açısı ve bilgiler çok önemlidir, yol ve ufuk açıcıdır, insanlara güç vemektedir. Din sosyolojisi din-toplum etkileĢimine dair oluĢturduğu bilimsel bakıĢ açısı ve kazandırdığı bilgilerle dinsel toplumsal dünyaya iliĢkin sıradan sahip olunan bilgi ve düĢüncelerin, daha farklı ve geniĢ Ģekilde, sağlam temellerde yorumlanmasını sağlamaktadır. Ġktidar-halk ve din iliĢkisine dayalı siyaset, ister bir bütün olarak isterse ayrı ayrı ele alınmıĢ olsun insanlık tarihi ile baĢlayan bir sürece sahiptir. Neredeyse bütün sosyo-kültürel yapı veya sistemlerde en basitten en karmaĢığına, en eskisinden en modernine kadar din veya siyaset/devlet adını taĢıyan kurum ve kavramlara rastlanmaktadır. Sosyal

124 Bünyamin Solmaz, Ġhsan Çapcıoğlu, Din Sosyolojisi, Çizgi Kitapbevi, Konya, 2009, s.13.

125 Ejder OkumuĢ, Dinin Toplumsal İnşası, Akçağ Yayınları, Ankara, 2015, s.17.

126 Cevat Özyurt, Ġbrahim Mazman, Sosyal Teoride Din, Hece Yayınları, 2015, s.15,16.

66 yapının, tabiatı gereği dinden, siyasetten, iktidar veya yönetim olgusundan bağımsız olarak ele alınması düĢünülemez.

Ortadoğu‟yu anlamak ve anlamlandırmak için din sosyolojisinden faydalanmak gerekir. Din ve Ortadoğu bütünleĢmiĢ parçalardır. Yahudilerin binlerce yıl önce terk etmiĢ oldukları Kudüs‟e neden dönmek ve buraya sahip olmak istediklerini, Hıristiyanların ve Müslümanların Kudüs‟e ve diğer kutsal topraklara verdiği önemi anlamak ancak din faktörünün bilimsel olarak ele alınması ile mümkündür. Din bireyi psikolojik olarak etkisi altına alabildiği gibi bütün bir toplumu da etki altına alan ruhani bir fenomendir. Bütün dinî inanç ve gelenekler, özümsedikleri fikirlerin toplumsal hayatta karĢılık bulmasını ister ve mensuplarının bu doğrultuda çaba göstermelerini isterler.127 Yahudiler kendi dinlerinin bu isteğini yerine getirmek amacıyla, tarihin her döneminde Kudüs ve vaat edilmiĢ topraklar için mücadele etmiĢlerdir. Hıristiyanlar ve Müslümanlar kendi dinlerinin isteği için Ortadoğu‟da kutsal topraklarda birbirleri ile savaĢmıĢlardır. Bu savaĢlar tarihin her döneminde ve günümüzde devam etmektedir. Medeniyetler ve toplumlar ne kadar geliĢirlerse geliĢsinler, din faktörü bireysel yaĢamın ve toplum yaĢamının her aĢamasına sirayet etmektedir.

Dinin insan ve toplum yaĢamına hayati derecede etkisi varken, Ortadoğu‟da yaĢananları anlamak ancak dinin tarihsel arka planını anlamakla mümkün olabilir.

Yakın bir zamanda Amerika Sosyoloji Derneği‟ne din sosyolojisi departmanı eklenmiĢtir. Önde gelen sosyoloji dergilerinde din sosyolojisi alanında yayımlanan güncel teorik ve ampirik makaleler, hem ilgi hem de tartıĢma konusu olmaktadır. Bu geliĢmeler sosyal hayatta ya da devletlerarası iliĢkilerde dinin rolünün azalacağı düĢüncesini boĢa çıkartmıĢtır. Din sosyal yaĢamda olduğu gibi uluslararası alanda da önemini arttırmaktadır. Tüm dünyada meydana gelen olaylar 20. yüzyılın sonunda dinin inkâr edilemez muazzam bir güce sahip olduğunu göstermektedir. Din ve siyaset iliĢkisi bağlamında yapılan araĢtırmalar, 1970‟lerde siyasallaĢtırılmıĢ Hıristiyanlığın ve Ortadoğu‟daki devrimci Ġslami hareketlerin “yükseliĢi” ile birlikte yeniden ivme kazanmıĢtır. Ġrlanda, Hindistan, Sri Lanka, Filistin, Bosna ve diğer pek çok bölgede uzun zamandan beri süre gelen siyasi çatıĢmalar büyük oranda din kaynaklıdır. Dinî inançlar, bağlılıklar ve kaynaklar etnik kimliklerin geliĢimi ve geleceğinde önemli birer araçtır. Bu fenomenler aynı zamanda BirleĢik

127 Ejder OkumuĢ, Dinin Toplumsal İnşası, Akçağ Yayınları, Ankara, 2015, s.33, 35, 87, 209.

67 Devletlerde‟ki sivil haklar mücadelesinden Latin Amerika‟da ki adil gelir dağılımına ve Ortadoğu‟da ki Ġslami ve Siyonist hareketlere kadar her bölgede yaĢanan etnik çatıĢmaların önlenmesi için ideolojik ve güncel çözümler sunmaktadır.128 Dinî gruplar arasında yaĢanılan çatıĢmalar yalnızca bir bölgeye ya da Ortadoğu‟ya sıkıĢmamıĢtır ve yalnızca Ortadoğu‟nun sorunu değildir. ÇatıĢma her bölgede ve kıtada, farklı Ģekillerde yaĢanmaktadır.

Günümüzde Ġslam, Avrupa‟da bulunan birkaç devlette ikinci büyük dindir.

Müslümanlar Amerika‟da ve Britanya‟da en büyük üçüncü dinî topluluktur. Ġslam‟ın bu geniĢlemesinin temelinde Ortadoğu, Asya ve Afrika‟dan Avrupa‟ya yapılan göçler vardır. Dinî gruplar arasında yaĢanan çatıĢmalar veya dinler arasında yaĢanan çatıĢmalar yalnızca belirli bir bölgede sınırlı kalmamakta tüm dünyayı etkilemektedir. Ortadoğu‟da dine dair yaĢanılan bir olay Avrupa‟da veya dünyanın baĢka bir ülkesinde farklı Ģekillerde kendisini göstermektedir.129