• Sonuç bulunamadı

DĠNĠN ETKĠSĠ VE KUDÜS’Ü BAġKENT YAPMA ÇABASI

Harita 1. Vaat Edilen Topraklar ve Aden Bahçesi

3.1. DĠNĠN ETKĠSĠ VE KUDÜS’Ü BAġKENT YAPMA ÇABASI

Kudüs‟ün Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar için neden kutsal sayıldığı daha önceki bölümlerde ayrıntılarıyla açıklanmıĢtır. Üç semavi dine yani, Musevilik, Hıristiyanlık ve Ġslamiyet‟e Ġbrahimi dinler denilmektedir ve Hz. Ġbrahim karısı Sara ile birlikte Kudüs yakınlarında bulunan El Halil‟de yaĢamıĢtır. Yahudiler ve Hıristiyanlar için kutsal sayılan Eski ve Yeni Ahit‟te bahsi geçen “Vaat EdilmiĢ Topraklar” Kudüs merkezli topraklardır.

Hıristiyanlar için Hac Kudüs‟e yapılan yolculuktur. Ortaçağ‟da uzun yıllar boyunca, Haçlı denildiğinde, Kudüs‟e yolculuk yapan kiĢi akla gelmekteydi. Kutsal topraklara yapılan hac ziyareti Haçlı Seferleri‟nin temel nedenlerinden biri olmuĢtur.

“Ulusların ortasına yerleĢtirilmiĢ”(Ezekiyel 2,2), “Halkların anası” (Mezmunlar 87,5), “Tanrı‟nın kenti”, “kutsal dağ”, dünyevi Kudüs, Hıristiyanlar ve Yahudiler için hala manevi dünyanın merkezini teĢkil etmektedir.353

Kur‟an-ı Kerim‟de “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed‟i) bir gece Mescid-i Haram‟dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa‟ya götüren Allah‟ın Ģanı yücedir. Hiç Ģüphesiz o, hakkıyla iĢitendir, hakkıyla görendir.”354 Ayeti bulunmaktadır ve hadis otoriteleri Mescid-i Aksa‟nın Kudüs‟de olduğunda hem fikirdir. Teolojik yönüyle Kudüs‟ün her üç din içinde vazgeçilmez olduğu açıktır.

Ġçerisinde on emir yazılı tabletlerin bulunduğu Ahit Sandığı‟nın muhafazası için Davut‟un oğlu Süleyman tarafından yapılan ve Süleyman Tapınağı diye ifade edilen tapınak çeĢitli dönemlerde yıkılmıĢ ve baĢka adlarda yeniden inĢa edilmiĢtir.

Süleyman Tapınağı‟nın bulunduğu yere veya çok yakınına Hıristiyanlar tarafından Kutsal Ölüm Kilisesi (Ġsa‟nın öldüğü yer olarak düĢünülür), Müslümanlar tarafından

353 Cecile Morrisson, Haçlılar, Çeviren: Nermin Acar, Dost Kitabevi, Ankara,2005, s.11.

354 Ġsra Suresi (17) :1, (EriĢim) http://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-tefsir-1/isra-suresi-17/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1. 25 Aralık 2018.

136 ise Mescid-i Aksa inĢa edilmiĢtir. O halde Kudüs‟ü elinde bulunduran milletlerin Kudüs‟ü kutsallığın baĢkenti saydıkları ve bir nevi merkezi Ģehir olarak düĢündükleri kesindir. Haçlı ordularının 1099 yılında Kudüs‟ü iĢgal etmesi en önemli dönüm noktalarından biri olmuĢtur. Kudüs Salahaddin Eyyubi‟nin (1138-1193), 1187 tarihindeki fethine kadar yaklaĢık 90 sene Haçlıların elinde kalmıĢtır.

Kudüs Osmanlı Ġmparatorluğu orduları tarafından fethedildikten sonra, Yavuz Sultan Selim tarafından ziyaret edilmiĢtir. Yavuz Sultan Selim Kudüs‟e vardığı gün akĢam namazını Mescid-i Aksa‟da kılacağını yetkililere bildirmiĢtir. Rumman-ı Davud Nebi, Nahl-i Hamza ve Hacer-i Sahra (Kubbetü‟s sahra) Sultan‟ın ilk ziyaret ettiği yerler olmuĢtur. Bu kutsal mekânlarda ikiĢer rekât namaz kılan PatiĢah daha sonra Mescid-i Aksa‟ya giderek büyük bir törenle karĢılanmıĢ ve yatsı namazını burada kılmıĢtır.355

Aradan asırlar geçmiĢ ve Ġngilizler Ortadoğu‟da zemin bulmuĢtur. Birinci Dünya SavaĢı sırasında Ġngilizler isyancı Arapların desteği ile Kudüs‟ü ele geçirmiĢlerdir. Kudüs‟ün ele geçirilmesi Türklere karĢı bir zafer elde edilmesinden daha fazlasını ifade etmektedir. Ġngiliz BaĢbakanı (1916-1922) Lloyd George, Filistin‟de buluanan Ġngiliz kuvvetleri komutanı General Edmund Allenby‟den noel gelmeden Kutsal Ģehir Kudüs‟ün ele geçirilmesini istemiĢtir. Noel Hıristiyanlar için kutsal bir gündür ve Küdüs‟ün bu günlerde ele geçirilmesi Hıristiyanlar ve Ġngilizler açısından daha da önemli hale gelmiĢtir. Kudüs‟e saldıran Ġngiliz Birliği içerisindeki Londra Havan Topu Bataryası‟ndan er Douglas Thorburn Kudüs‟e yapılacak saldırı öncesindeki ifadesinde, “Ġçmizi kutsal bir göreve gelmiĢiz gibi bir duygu kaplamıĢtı Firavunlar‟ın savaĢ arabalarıyla dolaĢtığı topraklar üzerindeydik.” demiĢtir. Yazar David Woodward356 Kudüs‟ün ele geçirilmesi ile ilgili Ģu ifadeleri kullanmıĢtır:

Buna bir anlamda Haçlı seferi diyebilirsiniz, ancak General Allenby bu konuda çok hassastı ve düzenlediği saldırılara Haçlı seferi denmesini istemiyordu, emrinde çok sayıda Müslüman asker vardı, yerli Müslüman Araplar ve Hintli birlikerede komuta ediyordu. Müslümanlara karĢı Hıristiyanları koyan bir anlayıĢa izin vermek istemiyor ve Haçlı seferleri terimini anmak bile istemiyordu. Yinede bunun önüne geçemiyordu, Ġngiliz askeri buraya kadar gelmiĢken ve Kudüs‟e bu kadar yaklaĢmıĢken bunu (Haçlı ruhunu) düĢünmeden edemiyordu. Allenby bunun bir Haçlı seferi olarak anılmasını itemiyordu ama yüksek rütbeli subayların bir kısmı bile durumu böyle değerlendiriyordu. Ġngiliz askerinin bir kısmını bunun motive ettiğini söylemek bile mümkün.

355 Selahattin Tansel, Yavuz Sultan SELİM, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2016, s.196,197.

356 Kutsal Topraklardaki Cehennem kitabının yazarı.

137 Ekonomik ve stratejik diğer tüm nedenlerle birlikte Kudüs‟ün elde bulundurulması devletler için dinî açıdan büyük bir öneme sahiptir. Resmi olarak olmasa bile manevi olarak Hıristiyanlar‟ın ve Yahudiler‟in baĢkent olarak gördükleri yer Kudüs olmuĢtur. Müslümanlar için ise Mekke ve Medine‟den sonra en kutsal olan yerin Kudüs olduğu söylenebilir.

14 Mayıs 1948‟de Ġsrail Devleti kurulduktan sonra, Kudüs‟ün baĢkent yapılması Yahudiler için elde edilmesi gereken bir hak olarak görülmüĢtür. Ġsrail Yüksek Mahkemesi Eylül 1948‟de Kudüs‟te açılmıĢ, Aralık 1948‟de ise tüm bakanlıklar Kudüs‟e taĢınmıĢtır. 13 Aralık 1949‟da Ġsrail Parlementosunda konuĢma yapan BaĢbakan David Ben Gurion, Kudüs‟ün Ġsrail Devleti‟nin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve Ģehrin her zaman Ġsrail‟in baĢkenti olarak kalacağını söylemiĢtir. Ġsrail Parlementosu Knesset Ģehri Ġsrail‟in baĢkenti olarak ilan ederek ilk toplantısını 26 Aralık 1949‟da Kudüs‟te yapmıĢtır. Kudüs Belediye BaĢkanlığı yapmıĢ Teddy Kolek verdiği bir mülakatta, Kudüs‟ün Yahudilerin üç bin yıllık baĢkenti olduğunu belirtelerk, Araplar veya Müslümanlar‟ca hiç baĢkent yapılmadığını söylemiĢtir.357

BM Genel Kurulu çeĢitli defalar Kudüs‟ün statüsünün değiĢtirilemeyeceği Ģeklinde kararlar almıĢ olsa da bu kararlar kağıt üzerinde kalmıĢ ve Ġsrail‟in fiili durumu devam ettirmesine engel teĢkil etmemiĢtir.

Filistin ve bir kısım Arap devletlerince baĢkenti Doğu Kudüs olan ve Batı ġeria ile Gazze ġeridi‟ni kapsayan bir Filistin devletinin kurulması amaçlanmaktadır.

Kudüs Filistinlilerce de ebedi baĢkent olarak görülmektedir. Yahudiler ve Filistinliler Ģehrin bölünmesini veya tamamen karĢı tarafın olmasını asla kabullenmemektedirler.

Filistinliler, Kudüs ġehri‟ni 1988‟de ilan edilen Filistin Devleti‟nin baĢkenti olarak görmektedirler.358

BM Güvenlik Konseyi‟nin 23 Aralık 2016 tarihli ve 2334 sayılı Kararıile;

Ġsrail – Filistin tarafları arasında görüĢmeler yoluyla kabul edilenler hariç olmak üzere 4 Haziran 1967 tarihli sınır çizgisindeki değiĢikliklerin tanınmayacağı belirtilmiĢtir. Bu Karar çerçevesinde, ABD‟ninde içinde olduğu uluslararası toplum Filistin‟in ve Doğu Kudüs‟ün iĢgal altında olduğunu kabul etmektedir. BM Güvenlik Konseyi‟nin 478 sayılı kararı gereğince, Ġsrail yönetimini tanıyan ülkelerin

357 Umut Uzer, “Kudüs ġehrinin Filistin, Ġsrail ve BirleĢmiĢ Milletler açısından siyasi önemi” Filistin Araştırmaları Dergisi, Kudüs Özel Sayısı, Sayı 2, KıĢ, 2017 s.134-157.

358 Umut Uzer, “Kudüs ġehrinin Filistin, Ġsrail ve BirleĢmiĢ Milletler açısından siyasi önemi” Filistin Araştırmaları Dergisi, Kudüs Özel Sayısı, Sayı 2, KıĢ, 2017 s.134-157.

138 büyükelçilikleri Tel Aviv‟de bulunmakta ve hiçbir ülke Küdüs‟ü baĢkent kabul etmemekteydi. ABD Kongresi tarafından 1995 yılında alınan bir kararla, ABD Büyükelçiliği‟nin Tel Aviv‟den Kudüs‟e taĢınması yasalaĢtırılmıĢtı. Ancak Trump dönemine kadar bu karar ertelenmiĢtir.359

06 Aralık 2017‟de ABD BaĢkanı Donald Trump, Kudüs‟ü Ġsrail‟in baĢkenti olarak tanıdığını açıklayarak, ABD Büyükelçiliği‟nin Kudüs‟e taĢınması talimatını vermiĢtir.360 Bu talimatın uygulanıĢı Ġsrail Devleti‟nin KuruluĢ tarihi de olan 14 Mayıs gününe denk getirilmiĢ ve 2018 yılı 14 Mayıs‟ında ABD‟ nin büyükelçiliği Kudüs‟e taĢınmıĢtır.

Fotoğraf: 2 ABD Büyükelçiliği‟nin Kudüs‟de olduğunu gösterir yön tabelası, kısa zaman önce takılmıĢ.361

ABD‟nin Kudüs‟ü Ġsrail‟in baĢkenti olarak tanıma kararından sonra 14 Aralık 2018 tarihinde Avustralya BaĢbakanı Scott Morrison Batı Kudüs‟ü resmen Ġsrail‟in baĢkenti olarak tanıdığını ilan etmiĢtir.

BM Genel Kurulu‟nun alınan bu kararları onaylamaması ve ülkelerden büyükelçiliklerini Kudüs‟e taĢımamalarını istemesine rağmen çoğu Hıristiyan

359 Fuat Canan, “ABD‟nin Kudüs Kararı ve Yansımaları”, Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği, Durum Değerlendirmesi, 2017 s.2-12.

360 Mehmet Can Kömürcü, “ABD Büyükelçiliği Kudüs‟e TaĢınıyor”, Milliyet, Mayıs 14, 2018, (EriĢim) 17 Aralık 2018, http://www.milliyet.com.tr/ABD-Buyukelciligi-Kudus-e-tasiniyor-molatik-7955/, 25 Aralık 2018.

361 Süreç Resmen BaĢladı, Sözcü, Mayıs 7, 2018, (EriĢim)

https://www.sozcu.com.tr/2018/dunya/surec-resmen-basladi-abd-kuduse-tabelalari-asmaya-basladi-2392790/, 17 Aralık 2018

139 devletin zamanla Kudüs‟ü Ġsrail‟in baĢkenti olarak tanıması ve büyükelçiliklerini buraya taĢıması kaçınılmaz bir gerçek olarak görülmektedir.

Arap devletlerinin pek çoğunun kukla yöneticiler tarafından idare ediliyor olması bu durumu dahada kolaylaĢtırmaktadır. Mısır‟ın diktarör ve darbeci lideri Sisi tamamıyla Ġsrail yanlısı politikalar izlemektedir. Suudi Arabistan ve BAE gibi baĢat Arap devletlerinin yöneticileri de ABD veya Avrupa devletlerinin güdümü altındadırlar ve olup bitene ses çıkarmaları olanaksızdır. Bu idareciler kendi siyasi geleceklerini düĢünmekten ya da kiĢisel menfaatlerinden baĢka bir politika izlememektedirler.

Hıristiyan evanjelistler manevi baĢkentlerini, Siyonist Yahudiler ise resmileĢtirdikleri baĢkentlerini Müslümanların kanı ve gözyaĢları üzerine bina etmektedirler. Ġslam dünyasının ölümcül sessizliği ise buna çanak tutmaktan baĢka bir iĢe yaramamaktadır. Gazze Ģeridine sıkıĢmıĢ bir avuç Müslümanın geliĢmiĢ silahlar karĢısında sapanla taĢ fırlatmaktan baĢka yapabileceği bir Ģey gözükmemektedir.

3.1.1. Ortadoğu Ġçin Siyonist Plan

Dünya Siyonist Örgütü‟ne bağlı Enfarmasyon dairesinin 1982 yılında Ġbranice olarak yayımladığı “Ortadoğu Ġçin Siyonist Plan” (The Zionist Plan for Middle East) baĢlıklı rapor Ortadoğu‟da ki kavgaların kimler tarafından planlandığını açığa çıkarır niteliktedir. Raporda Ģu ifadeler yer almaktadır:

Lübnan‟ın tam anlamıyla parçalanıp beĢ ayrı bölgeye ayrılması; içerisinde Mısır, Suriye, Irak ve Arap Yarımadası‟nın da bulunduğu bütün bir Arap dünyası için bir örnek teĢkil edecektir. Tıpkı Lübnan gibi, Suriye ve Irak‟ın da etnik veya dinî bölelere ayrılması Ģeklinde ortaya çıkacak parçalanma, Ġsrail‟in bölge için uzun vadeli amacıdır.

Suriye, bünyesinde barındırdığı etnik ve dinî yapılara uygun bir Ģekilde birkaç bölgeye ayrılacaktır. Kıyı bölgelerinde ġii-Alevi devleti, Halep civarında Sünni bir devlet, kuzey komĢusu ile husumet içerisinde olan bir baĢka Sünni devlet ise ġam‟da kurulacaktır.

Dürziler ise baĢta Huran ve Kuzey Ürdün olmak üzere muhtemelen Golan‟ı da içine alabilecek Ģekilde bir devlet oluĢturabilirler.

Araplar arasında her türlü iç çatıĢma kısa vadede bizim lehimize sonuçlar doğuracaktır ve Irak‟ın da mezhepler çerçevesinde bölünmesi gibi çok daha önemli hedeflere ulaĢılması sürecini hızlandıracaktır. Tıpkı Osmanlı yönetiminde Suriye‟de oldğu gibi, Irak‟ta da etnik ve dinî bölgeler Ģeklindeki parçalanmıĢlık mümkün gözükmektedir. Bu çerçevede, üç (veya daha fazla) devlet, Basra, Bağdat ve Musul gibi üç önemli Ģehir merkezli olmak üzere bir oluĢum sergileyecektir. Güneydeki ġii bölgeler, Kuzeydeki Sünni ve Kürt bölgelerden ayrılacaktır.

140 Ortadoğu‟da yapılan hiçbir plan yoktur ki mezhep ve ırk yaklaĢımı dıĢarıda bırakılmıĢ olsun. Çıkar çatıĢması içerisinde olan devletler kendi emelleri doğrultusunda Ortadoğu‟yu yönetebilmek amacıyla bölge halkı içine mezhep ve ırk fitnesi sokmaya devam edeceklerdir. Amerika‟nın Yeni Yüzyılı Planı‟nda ya da Ortadoğu Ġçin Siyonist Plan‟da bu açık olarak görülmektedir.