• Sonuç bulunamadı

1.2. TERÖRÜN NEDENLERĠ

1.2.1. Bireysel/Psikolojik Nedenler

Ġnsan davranıĢlarındaki etkisi göz ardı edilemez olan psikoloji unsurunu, sosyo-politik ve sosyo-kültürel bağlamdan arındırarak Ģiddet ve terör olaylarını

94 Türkiye Barolar Birliği (2006), Türkiye ve Terörizm, Rapor, Ankara, 2006, s.230,231.

46 anlamak ve analiz etmek mümkün değildir. Yani terörün nedenlerini yalnızca psikolojik bağlamda aramak veya yalnızca sosyal, kültürel ya da baĢka olgularda aramak yanlıĢ olacaktır. Teröristlerin, psikolojik faktörlerin etkisinde kaldığı ve kiĢilik yapılarını etkileyen ve değiĢime uğratan etkenler sonucu Ģiddete baĢvurmaya kendilerini zaman zaman zorunlu hissettikleri ve bunu sahip oldukları özel bir mantıkla (pyscho-logic) rasyonalize etmeye çalıĢtıklarına iliĢkin delillere rastlanılmaktadır. ġiddet ve terör eylemlerinde bulunan birçok kiĢinin düĢüncesinde

“biz” ve “onlar” Ģeklinde bir kutuplaĢtırma olduğu savunulmaktadır. Çocukluk döneminde baĢlayan ve ergenlik sürecinde devam eden psikolojik sorunların bireylerde karakterin oturmamasına sebep olurken bu kiĢilerde narsistik yaraların da oluĢtuğu gözlemlenmiĢtir.95

Bireysel olarak kendini ispatlama çabasında olan veya aykırı kiĢiliklerin teröre meyil ettiği söylenebilir. Aile içerisinde veya arkadaĢ çevresinde yaĢadığı problemleri aĢamayarak kedisinin hiç kimse tarafından anlaĢılamadığı duygusunun vermiĢ olduğu öfke ve hırs, kiĢiyi ailesine ve çevresine karĢı intikam alma duygusuna itmektedir. Ailesini, çevresini ve toplumu bir Ģekilde cezalandırma isteği anarĢist bir kiĢilik yapısına bürünmekte ve kiĢi ulaĢabileceği en yakın anarĢist grubu ya da terör grubunu bulmaya çalıĢmaktadır. Kendisi çok fazla çaba sarf etmese dahi yaĢamın belli bir döneminde bu fırsat önüne çıkmaktadır. Bir aile içinde bulunan çocuklardan birinin terör örgütüne katılırken diğerinin terörü lanetlemesi ve terörden uzak durması nadir görülen bir durum değildir. Bireyin doğuĢtan gelen yani genetik psikolojisi de teröre yakın ya da uzak bir tavır sergilemesine neden olan durumlardandır. Kimi insan kendisiyle ve hayatla barıĢık, sosyal bir kiĢilik yapısındadır. Kimisi ise anti sosyal bir kiĢiliğe sahiptir. Aileden ve toplumdan kendini tecrit eden, yaĢama arzusu minimize olmuĢ karamsar kiĢiliklerin intihar eylemleri dâhil her türlü eyleme müzahir karakteristikler olduğu bilinmektedir.

Bunun tersi durumda, yani hayatla daha barıĢık olan, kendini ve çevreyi seven, hayata dair amaç ve idealleri olan bir kiĢiliğin teröre sapması çok zor görülen bir durumdur. Bunun yanında ani travmalar da bireyleri terörist olmaya itebilir.

Ailesinden birinin ya da sevdiği bir kiĢinin baĢka bir grup tarafından öldürülmesi, kaybettiği kiĢinin ölümünden bir grubu ya da bir devleti sorumlu tutması ve bunun sonucundaki intikam duygusu teröre yakınlaĢtıran olaylardandır.

95 Talip Küçükcan, “Terörün Sosyolojisi: Toplumsal Kökenleri Anlama Ġmkânı”, Uluslararası İlişkiler Akademik Dergi, Sayı 24, KıĢ 2010, s.34-39.

47 1.2.2 Ailesel Nedenler

Aile direk olarak Ģiddet ve terörün kaynağı sayılmamaktadır. Ancak aile yapısında meydana gelen bozulmalar çocuk ve gençlerin ileriki dönemlerde, çekirdek aile yapısının bozulmadığı ailelerde yetiĢen çocuklara nazaran suç iĢlemeye daha yatkın bir kiĢilik geliĢtirdikleri gözlemlenmiĢtir. Konu üzerinde yapılan birtakım araĢtırmalar bu görüĢü doğrular niteliktedir. Örneğin, değiĢik ideolojiye sahip Kızıl Ordu Fraksiyonu ve Ġki Haziran Hareketi‟ne mensup bir grup Alman terörist üzerinde yapılan araĢtırmada, boĢanmıĢ veya dağılmıĢ ailelerden gelen üyelerin daha fazla olduğu görülmüĢtür. Teröristlerden bir kısmının 14 yaĢına geldiğinde anne ve babalarından birini veya her ikisini kaybettikleri tespit edilmiĢtir. Baba kaybının olumsuz ve yaralayıcı etkisinin daha fazla olduğuna dikkat çekilmiĢtir. Terörist kimlikteki deneklerin yüzde 80‟e yakın bir bölümünün ciddi ve derin çatıĢmalar yaĢadıkları ve özellikle de anne-baba ile geçimsizliklerinin olduğu saptanmıĢtır.96

Bireyin bir mensubu ve katılanı olduğu ailenin birey üzerindeki etkisi tartıĢılmaz bir gerçektir. Bu durumda bireye etkisi olan ailedeki kiĢilerin en fazla anne ve baba olduğu bilinmektedir. Anne ve baba arasındaki çatıĢmalar ve geçimsizlik, çocuklara vakit ayırmama ve onların psikolojisini takip etmeme, anne ve babanın her toplumda yadırganacak iĢlerle iĢtigali, uyuĢturucu kullanımı, çocukların küçüklükten itibaren psikolojisinin negatif yönde etkilenmesine ve aykırı bir birey olmasında büyük etkisi olacaktır. Anne ve babanın boĢanmaları sonucu oluĢan parçalanmıĢ aile yapısındaki çocukların, bu durumu tolore etmek amacıyla ve kendi iç dünyalarındaki boĢluğu doldurmak, sevgi açlığı ve yaĢadıkları acılardan sıyrılmak amacıyla diğer çocuklara nazaran uyuĢturucuya, sigaraya, alkole ve madde bağımlılığına yönelme olasılığı daha fazladır. Ġllegal yaĢamın yolunu açan bu süreçte kiĢilerin suç örgütlerinin veya terör örgütlerinin ağına düĢmesi kaçınılmazdır.

Ailenin, çocukları uyuĢturucudan, madde bağımlılığından vb. kötü alıĢkanlıklardan uzak tutmadaki gayreti, bireyi anarĢist bir kiĢilikten uzaklaĢtıracağı gibi, böyle bir gayretin sarf edilmemesi de bireyi aykırı, anarĢist bir kimliğe yakınlaĢtırarak, terör örgütlerinin, organize suç örgütlerinin kendilerine eleman temin etmedeki oluĢturdukları havuza yaklaĢtıracaktır. Aile bireylerinden birinin, yasadıĢı bir örgüte

96 Talip Küçükcan, “Terörün Sosyolojisi: Toplumsal Kökenleri Anlama Ġmkânı”, Uluslararası İlişkiler Akademik Dergi, Sayı 24, KıĢ 2010, s.34-41.

48 üye olması, sempatisi ya da yakınlığı kaçınılmaz olarak diğer aile fertlerini de bu oluĢumlara karĢı yakın bir tutuma sevk etmektedir. Çocuğun yaĢamına baĢladığı andan itibaren karĢısına çıkan ilk model rol teröre müzahir bir modelse, çocuğun bunu örnek almaması düĢünülemez. Bu durumda, bireyi suça iten üç çeĢit aile yapısından bahsedilmektedir. ParçalanmıĢ ve hukuki olarak ta son bulmuĢ evliliklerin olduğu aile yapısı, evliliklerin yürüdüğü ancak çocukların psikolojik durumunun takip edilmediği aile yapısı, bir Ģekilde yasadıĢı oluĢumlara karıĢmıĢ veya sempatisi ya da üyeliği olunan aile yapısı. Bu aile çeĢitlerinin tümü çocuğun bir Ģekilde suça bulaĢmasına neden olmaktadır.