• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM DİJİTAL OYUNLAR TARİHİ VE KURAMI

2.1. Dijital Oyun Kuramları

Teknolojinin ilerlemesi ile iletişim bilimleri alanında dijital oyunları konu alan çalışmalarda dijital oyunların iletişim aracı olarak tanımlanması, oyunun medya olarak özellikleri, oyuncu kültürü gibi konularda tartışmalar sürmektedir. Oyun kuramı üzerine yapılan araştırmalar ve çalışmalar, Johan Huizinga and Roger Caillois'nın oyununun kültürel işlevini alanındaki araştırmalar sınırlı olmuştur. Huizinga oyunu şöyle tanımlar: ‘Oyun özgürce razı olunan, ama tamamen emredici kurallara uygun olarak belirli zaman ve mekan sınırları içinde gerçekleştirilen bizatihi bir amaca sahip olan bir gerilim ve sevinç duygusu ile alışılmış hayattan başka türlü olmak bilincinin eşlik ettiği iradi bir eylem ve faaliyettir. Caillois ise Huizinga’nın çalışmalarından yola çıkarak oyun türlerini sınıflandırmıştır. Caillois’ya göre, oyunlar ‘agon’ (yarışma), ‘alea’ (şans), ‘mimicry’ (simülasyon) ve ‘ilinx’ (vertigo) kategorileri içinde tanımlanabilir ve her kategori içinde oyunlar kuralsız ve doğaçlama olanlar (paidia) ile kurallarla düzenlenmiş oyunlar (ludus) arasında derecelendirilebilir (Caillois, 2001:36). Huizinga çalışmalarında “Homo Ludens” yani “oyun oynayan insan” terimini ortaya attı ve oyunların kültürel işlevine dikkat çekmiştir. Oyunlar genel olarak iki kategori içinde tanımlanmıştır. Var olan oyun tanımları oyunun bileşenlerini ‘oyun oynamak anlamında oyun (play)’ ve ‘kurallarla oynanan oyunlar anlamında oyun (game)’ şeklinde ortaya koyar (Akbulut, 2009:30). Özellikle bu konuda mobil oyunları ele alacak olursak temelde kullanıcı temsili üzerine kurulmuş. Dijital oyunlar konusundaki araştırmalar ise 2000'li yılların başından itibaren artan bir ilgiyle disiplinler arası nitelikte sürdürülmektedir

(Aarseth, 2001). Oyunun içine yaşam tarzından bazı unsurlarını da olduğunda oyundan kendinden bir şeyler bulması beklenmektedir. Bu sebeple daha fazla “oynanırlık” yani satış ancak kullanıcı-karakter özdeşleşmesi sayesinde olabilmektedir.

Dijital oyun; oyuncunun elektronik bir sistem veya bilgisayarla kurduğu etkileşim neticesinde oluşan sonucun, ekran veya benzeri bir görüntü sistemi aracılığı ile gösterilmesidir. Bu nedenle ilk dönemlerde dijital oyunlar video oyun veya bilgisayar oyunu olarak da adlandırılmıştır (TÜDOF, 2012). İngilizcede ‘oyun’ sözcüğünü tanımlayan iki ayrı anlam vardır. Anlatımcılar oyunun mimetik (taklide dayalı) doğasını ön plana çıkarıp ‘play’ anlamıyla yaklaşırken, oyunsalcılar ‘game’ anlamını ön plana çıkarırlar ve oyunun işlevinin öykü anlatmak olmadığını savunurlar. Huizinga dijital oyun eksenli bu akademik tartışmanın çok öncesinde oyunun bu iki işlevini de tanımlamıştır: ‘Oyun bir şey için mücadeledir veya bir şeyin temsilidir. Ayrıca bu iki işlev, oyunun bir şey için olan mücadeleyi ‘temsil’ etmesi veya bir şeyi en iyi temsil edecek bir mücadele olması anlamında iç içe girebilir (Huizinga, 2010:31). Dijital oyuna üç farklı şekilde kuramsal yaklaşım bulunur. İlki olan sosyal bilimler yaklaşımıdır, oyunların insanları nasıl etkilediğiyle ilgilenmiştir. Bu konuda ki araştırmalar daha çok oyuncuların oyunlardaki şiddetin etkilerine odaklanmıştır. Janet Murray ‘Hamlet Holodekte: Siberuzamda Anlatının Geleceği’ (Hamlet on the Holodeck: The Future of Narrative in Cyberspace) başlıklı kitabında dijital oyunların edebiyat, tiyatro ve sinemanın devamı olan bir öykü anlatım aracı olduğunu ileri sürmüştür. Laurel ise 1962 yılında ilk modern video oyunu olan ‘Spacewar!’ın MIT (Massachusetts Institute of Technology)’de bir grup ‘hacker’ tarafından icat edildiğini hatırlatır (Laurel, 2014:1). Bu bağlamda, yeni dijital çağın yeni öykü anlatıcıları, dramatik yapının bileşenleri kadar programlamayı ve kodların dilini de bilen yeni kişiler olacaktır. İletişim araştırmacısı Leonard, 21’inci yüzyılı, politika, eğitim, eğlence açısından tam bir ‘oyun çağı’ olarak nitelendirmiştir. Kendisi de çok ciddi bir ideolojik pratik olan “oyun oynamak”, sosyal kuram açısından açık bir semantiği olan, ardındaki devasa endüstriyle büyük bir tüketim potansiyeli olan, bu özelliğiyle de ekonomik-politikten bağımsız olmayan, üretim ve yayılım biçimiyle yeni medya olarak değerlendirilen, etkileme gücüyle de popüler olan bir alandır (Batı, 2011).

Dijital oyun çalışmaları kapsamında Laurel, Murray ve Mateas gibi kuramcıların çalışmaları dijital oyuna anlatımcılık açısından bakan kuramsal

yaklaşımları oluşturmuştur. Fakat dijital oyun kuramcısı, anlatımcılığın dijital oyunları anlama ve çözümlemede yetersiz kaldığını düşünerek dijital oyunların kendilerine ait bir akademik disiplin içinde kuramsallaştırılmaları gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Norveçli kuramcı Espen ‘Aarseth’inSibermetin: Ergodik Edebiyat Üzerine Yaklaşımlar’ adlı kitabında geliştirdiği ‘ergodik edebiyat’ kavramı ludolojik (oyunsalcı) yaklaşımın temel aldığı kuramsal bir bakış açısı sağlamış ve dijital oyun kuramında ludoloji (oyunsalcılık) perspektifini oluşturan bir dizi çalışmaya ön ayak olmuştur. Aarseth’in görüşlerinden yola çıkan bazı dijital oyun kuramcıları dijital oyunu, geleneksel anlatı metinlerinden ayırarak oyunların anlatısal olup olmadıkları sorunsalı çevresinde gelişen ve doksanlı yıllar boyunca süren akademik tartışmayı başlatarak dijital oyun kuramcıları arasında birbiriyle çatışan anlatımcılık- oyunsalcılık perspektiflerinin gelişmesine neden olmuştur. Dijital oyun özellikle devasa çevrim içi oyun ya da çok kullanıcılı oyun oynama edimi en yaygın boş zaman etkinliklerinden biri haline gelmiştir. Bilgisayar oyunlarını metin tabanlı çevrimiçi oyunlar ile cep telefonu oyunlarını oynamaktadır. Özellikle çok kullanıcılı çevrim içi oyunlardaki avatarlarının/ karakterlerinin geliştirilmesine hem zaman harcamakta hem de maddi bir yatırım yapmaktadır (Binark, Bayraktutan-Sütçü ve Fidaner , 2009:275). İnternetin yaygınlaşması dijital oyunlara yönelik çeşitli fan/hayran sitelerinin artmasıbölüm elektronik Gaming MONTHLY, Oyungezer gibi oyun dergilerinin varlığı da Türkiye’de dijital oyun kültürünün gelişmesini desteklemiştir.

2.1.1. Dijital Oyun Endüstrisi

Dijital oyun sektörünün son yıllarda hala en büyük kısmını oluşturan konsol oyunlar sektörünün büyümesi genel olarak durmaya yakındır ve hatta bazı ülkelerde gerilemeye başlamıştır. Bunun temel nedenini ise günümüzün Gameboy’u sayılabilecek hemen hemen herkesin sahip olduğu cep telefonu ve tabletler gibi mobil cihazlar üzerinden oynanan bu oyunlar genellikle gündelik oyunlardır ve geniş bir kullanıcı kitlesine hitap etmektedir, aynı zamanda sosyal ağların artması çok oyunculu çevrim içi, sosyal ve mobil oyunların yükselişi olarak gösterilebilmektedir. Konsol oyunlarında sosyalleşme diğerlerine oranla daha az olması, bilgisayara karşı bireysel oyunun daha yoğun olması kullanıcıları konsol dışındaki oyunlara yöneltmiştir.

‘Dünyada bazı oyun sektöründe gelişmiş ülkelerden biri olan Güney Koreli oyun üreticileri, Türkiye de bu gelişen sektörü ve oyuncu kitlesini büyük pazarlar olarak görmekte ürünün yerelleşmesi için çalışmaktadır’ (Binark ve Sütçü, 2008: 92). Her geçen gün açılan yeni oyun stüdyoları ile sektör yavaşta olsa büyümekte ve bu nedenle istihdam edilecek kişi sayısı da artmaktadır. Oyun geliştiriciler, sanat yönetmenleri ve karakter tasarımcılar bu oyun şirketlerinde projelerde yer edinmektedirler. Ciddi rakamlara ulaşan oyuncu sayısında mobil oyun pazarına baktığımızda ise durum çevrim içi çok oyunculu rol yapma oyunlarından oldukça farklılık göstermiştir. Bağımlılık yaratan mobil oyunlar mobil cihaz teknolojisi her geçen gün daha da ilerlemekte olan bir teknoloji olduğu için bu platformlar için geliştirilen dijital oyun yazılımları da teknolojik gelişmelere paralel olarak ilerlemektedir (Türkiye Dijital Oyunlar Federasyonu, 2012). Şekil 2’de mobil oyun pazarının geçmişten bugüne kadarki ekonomik büyümesi ve gelecekte beklenen büyüme miktarı diğer oyun türleri ile karşılaştırmalı olarak verilmiştir.

Şekil 2: Mobil oyun pazarının büyüme grafiği

Kaynak: Tüdof, 2012.

Büyüyen ve talep gören sektörde, dolayısıyla oyun geliştiriciliği mesleğini yaratmıştır.

Günümüzde bilgisayar oyunu piyasasında ise milyon dolarlardan söz edilmekte ve oyunların satış rakamlarından büyük pazarların oluşmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla gözde olan, ithalat ve ihracat bağlamında geliri yüksek olan ve teknolojik olarak gösteri haline gelen bu sektör, değer görmektedir. Yapılan yatırım karşılığında elde edilen kazanç ve başarı konusunda verilebilecek örneklerden bir

tanesi dünya çapında başarıya ulaşmış bir mobil oyun olan Angry Birds’tür. Rovio tarafından yaklaşık olarak on kişilik bir grupla geliştirilen oyunun ilk versiyonu on milyonun üzerinde bir indirilme sayısına ulaşmıştır. Yüz bin euroluk bir yatırım yapılan bu oyun geliştirici firmaya ilk etapta kırk iki milyon dolarlık bir kazanç sağlamıştır. Giderek popüler olan bu oyun sayesinde hem şirket büyümüş ve çok az kişi ile yüz milyonlarca dolar değere varan bir oyun ve eğlence markası oluşturulmuştur.

Oyun sektörünün toplamda büyümesinin de en önemli etkeninin sosyalleşme olduğunu söylenebilmektedir. Günümüzde özellikle çok oyunculu çevrim içi ve sosyal oyunların hayatımıza girmesiyle kullanıcılar normalin de ötesinde sosyalleşmektedirler. Bu durum sektörün gelişmesindeki en önemli etkenlerden biridir. Bu artan talep sebebi ile çok kaliteli içeriklere kullanıcıların bedava ulaşmasıdır. “Free to Play” denilen modelde, konsol ya da PC oyunlarının aksine kullanıcılar herhangi bir ücret ödemeden oyunlara ulaşıp herhangi bir kısıtlama olmadan oynayabilmekte, dolayısıyla ücretsiz bir eğlenceye ulaşmaktadırlar. Bu oyunların gelir modeli, oyun içinde gerçek parayla satın alınabilen sanal ekipmanlardır. Bu modelde, kullanıcılar herhangi bir ücret ödemeden kaliteli bir içeriğe ulaşabilmekte, deneyimleri sonucunda eğer isterlerse para harcayarak farklı ekipmanlar alabilmektedirler. Bu model sayesinde, dijital oyunlar her gelir kategorisinden oyuncu kitlesine ulaşmış ve tüm dünya’ya yayılmıştır.

Sonuç olarak, dijital oyunlar bu şekilde her coğrafyadan tüm gelir gruplarına ulaşmış ve oldukça ucuz bir eğlenceyi tüm topluma sunmuş durumdadır. Dijital oyunlarda, üretim, dağıtım ve tüketim süreçlerine sahip metalar olarak; sinema, basın-yayın, televizyon gibi kültürel endüstrilerin ürünlerinden farksızdır. ‘Günümüzde dijital oyun endüstrisinin küresel film endüstrisinin gelirine yaklaştığı ve hatta geçtiği bilgisi, söylen olmaktan çok bir gerçekliğe işaret etmektedir. Bir kültür endüstrisi ürünü olarak dijital oyun sektörü, tıpkı diğer kültür endüstrisi üretimleri gibi, reklam ve pazarlama ile desteklenmektedir (Binark ve Bayraktutan- Sütçü, 2008:35). Türkiye’de oyun geliştirme konusunda da son yıllarda ciddi gelişmeler yaşanmaktadır ve özellikle bu alandaki gelişme internetin gelişimine paralel olarak biraz geç başlamış olsa da önümüzdeki beş yılda hızla büyüyeceğini söylemek mümkündür.