• Sonuç bulunamadı

133 uygulanması da kanaatimizce büyük önem taşımaktadır. Gerekli çalışmalar yapılmadan ve ek mekanizmalar geliştirilmeden ulusal tarifenin kaldırılmasının kaçak kullanımın yoğun olduğu bölgelerde faturasını düzenli ödeyen tüketiciler yönünden çok daha büyük sorunlara yol açabileceği hususu da göz ardı edilmemelidir.

134 bedeller daha önceleri de tüketiciye yansıtılmış ancak ayrı kalemler halinde belirtilmediğinden tüketici bu durumun bilincinde olmamıştır.298

2011 yılında, fatura içeriğini oluşturan; “dağıtım bedeli”, “iletim bedeli”, “kayıp kaçak bedeli”, “perakende satış (enerji ) bedeli”, “sayaç okuma haricindeki PSH bedeli”, “sayaç okumaya ilişkin PSH bedeli” tutarları tüketicinin bilgilendirilme ve şeffaflık hakkını teminen faturalarda ayrı kalemler olarak gösterilmeye başlanmıştır.

Ardından 2013 yılında sayaç okuma bedeli PSH bedeli ile ilişkilendirilemeden tek başına bir bedel olarak belirlenmiş, PSH bedeli de ayrı bir bedel unsuru olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak söz konusu bedellerin tarifelerde gösterilmesinin ardından söz konusu bedellerinin tahsilinin hukuka uygun olup olmadığı tartışılır hale gelmiş, kayıp kaçak bedellerinin yanından enerji bedeli dışında kalan söz konusu bedellerin de iadesi için yargı mercilerine başvurular yapılmıştır. Yargı kararları ile söz konusu bedellerin hukuka uygun olmadığından, yasal bir düzenlemeye dayanmadığından bahisle tüketiciye iadesine karar verilmesi yönünde içtihat birliği oluşmuştur. Ardından 6719 sayılı Kanun değişikliği ile Elektrik Piyasası Kanununda bir takım değişiklikler yapılmış, söz konusu değişikliklerin Anayasaya aykırılığı sebebi ile iptali istenmiş ancak AYM söz konusu taleplerin bir kısmı yönünden talebin esastan reddine, bir kısmı yönünden ise usulden reddine karar vermiştir. 299

Ayrıca EPDK tarafından yapılan düzenleme (tarife tabloları) ile 01.01.2016 tarihinden itibaren faturalarda gösterilen bedeller yönünden sadeleştirmeye gidilmiş, perakende satış ( enerji) bedeli ve PSH bedeli tek bir bedelde toplamıştır. Bu bedel

“enerji bedeli” olarak adlandırılmıştır. Daha önce “dağıtım bedeli”, “iletim bedeli”,

“kayıp kaçak bedeli” ve “sayaç okuma bedeli” şeklinde gösterilen kalemlerin hepsi

298 DOĞAN, Beşir Fatih, “Elektrik Piyasasında Tüketicilerden Kayıp-Kaçak ve Sayaç Okuma Bedeli Alınmasının Hukuka Uygun Olup Olmadığı ve Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin Görev Alanına Girip Girmediği”, Enerji, Piyasa ve Düzenleme, Cilt 2, 2011, s.79

299 Bkz. § 10,I., A.

135

“dağıtım bedeli” altında birleştirilmiş ve faturalarda tek bir dağıtım bedeli olarak gösterilmeye başlanmıştır.300Böylece perakende elektrik satış fiyatı enerji bedeli, şebeke bedeli, vergi, fon ve paylar olmak üzere üç ana bileşen olarak tahakkuk ettirilmeye başlanmıştır.301

İletim bedeli iletim faaliyeti kapsamında iletim hattının kullanılması sebebi ile ödenmesi gereken bedeli ifade etmektedir. Söz konusu bedel düzenlemeye tabi olarak tahakkuk ettirilmektedir. İletim tarifesi TEİAŞ tarafından hazırlanır ve EPDK tarafından onaylanmasının ardından iletim hattından yararlanan tüm kullanıcılara eşit olarak yansıtılır(EPK, m. 17/6/b). Söz konusu tarife iletim bedelleri; iletim sistem kullanım bedelleri, sistem işletim bedelleri ve yatırıma ilişkin bedeller gibi iletim sistemi faaliyetinin gerçekleştirilebilmesi için ihtiyaç duyulan maliyet unsurlarından yola çıkarak belirlenir.302 İletim bedelinin iletim hattından yararlanma sebebi ile ödenen kira mahiyetinde olduğunu söylemek kanaatimizce yanlış olmayacaktır. 2016 değişikliği sonrası iletim bedeli dağıtım bedeli içerisinde tüketiciden tahsil edilmektedir.

Dağıtım sistemi kullanıcılarının sistemden çektikleri veya sisteme verdikleri birim enerji için ödeyecekleri tutar dağıtım bedeli olarak adlandırılmaktadır.303 Söz konusu bedel dağıtım şebekesinin kullanılarak elektriğin nihai tüketiciye ulaştırılması için gerekli olan şebekenin işletimi ve bakımını sağlamak için ödenmektedir. Dağıtım tarifeleri her bir dağıtım şirketi tarafından hazırlanır ve EPDK tarafından onaylanmasının ardından iletim hattından yararlanan tüm kullanıcılara eşit olarak yansıtılır. Söz konusu tarife; ihtiyaç duyulan “yatırım harcamaları” ile bu harcamalara

300 DİNÇ, Ali Rıza, “Elektrik Faturaları ve Tarifeler, Uzman Gözüyle Enerji”, Sayı 5, Ankara, Ocak-Şubat 2018, s. 6 vd.

301 DİNÇ, Ali Rıza, “Düzenlenen Tarifelerde Yeni Dönem”, Enerji Piyasası Bülteni, Ankara, Şubat 2016, s. 11.

302 30 Aralık 2015 Tarihli ve 29578 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak Yürürlüğe giren İletim Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ.

303 19.12.2015 tarih, 29567 sayılı resmi gazetede yayımlanan Dağıtım Sistemi Gelirlerinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ, md. 4/f.

136 ilişkin makul kazanç, “sistem işletim maliyeti” gibi tüm maliyet ve hizmetler dikkate alınarak belirlenir. Dağıtım bedeli ile iletim bedeli mahiyetleri itibari ile benzerlik göstermektedirler. Dağıtım bedeli 2016 sonrası yapılan değişiklik ile “teknik ve teknik olmayan kayıp” maliyetini ve sayaç okuma maliyetini de içeren bir maliyet kalemi haline gelmiştir. Kayıp kaçak bedeli elektriğin nakli esnasında teknik ve teknik olmayan kayıplar sebebi ile ortaya çıkan maliyet farklılığına sebep olan bedeli ifade etmektedir.

Söz konusu bedel belirli bir oranlama ile hesaplanmakta ve dağıtım bedeline dahil edilmektedir. Sayaç okuma bedeli ise faturalama yapılabilmesi için periyodik olarak sayaçların okunmasına ilişkin maliyetin bedeli olarak dağıtım bedeli içerisine dahil edilmektedir. Dağıtım bedeli içerisinde yer alan unsurlardan sayaç okuma bedelinin özellikle eleştirilmesi gerekmektedir. Sayaç okuma hizmeti dağıtım hizmetinin doğası gereği var olan bir hizmet olup ayrıca faturalandırılan kalemler içerisinde yer alması kanaatimizce eleştirilebilir bir noktadır. Ayrıca daha önce her hane için sabit miktar olan sayaç okuma bedeli, artık tüketilen enerji miktarı baz alınarak belirli bir oranlama ile hesaplanacaktır. Bu durum ise aynı hizmet için her tüketiciden ve her ay farklı bir bedel tahsili anlamına gelecektir.

Enerji (perakende satış) bedeli “aktif enerji maliyetleri” ile faaliyetin yerine getirilebilmesi amacıyla ortaya çıkan tüm maliyet ve hizmetlere ilişkin bedellerden oluşur. Söz konusu bedel maruz kalınan riskler göz önünde bulundurularak hesaplanan brüt kâr marjı dikkate alınarak belirlenir.304Ayrıca daha önce ayrı bir bedel olarak yansıtılan perakende satış hizmeti bedeli de artık enerji bedeli içerisinde yer almaktadır.

PSH bedeli faturalama, müşteri hizmetleri ve tahsilat işlemleri gibi işletme giderlerine ilişkin maliyeti gösteren bir bedeldir. “Perakende satış tarifeleri” her bir “tedarik şirketi”

304 30.12.2015 tarih, 29578 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ, md. 5.

137 tarafından hazırlanır, EPDK tarafından onaylanmasının ardından serbest olmayan tüketicilere eşit olarak yansıtılır (EPK m. 17/6/d).

Ayrıca son kaynak tedariki kapsamında perakende satış sözleşmesinin tarafı olan tüketici abonelere “son kaynak tedarik tarifesi” uygulanır. Ancak “son kaynak tedarik tarifesi” tüketicilerin serbest piyasaya yönelmesini sağlamak amacıyla perakende satış tarifesine göre biraz daha yüksek bedellerde hesaplanmaktadır. Bu noktada “düşük tüketimli serbest tüketicileri” korumak için bu tüketicilere “son kaynak tedarik tarifesi”

olarak “perakende satış tarifesi” uygulanır.

Sonuç olarak tıpkı 2011 yılından önce olduğu gibi 2016 yılında yapılan faturaların sadeleştirilmesinden sonra da tüketicilerin ödediği bedellere ilişkin kalemlerde bir azalma olmamış, yalnızca söz konusu bedellerin detayını tüketicinin görmesi imkanı ortadan kalkmıştır. Söz konusu bedellerin hala tahakkuk ettiriliyor olmasına rağmen artık tüketici tarafından görülememesinin en büyük nedeni faturalara yapılan itirazlar olmuştur. Kanun değişikliği ve fatura bileşenlerinin değişimi ile söz konusu itirazların azaldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak hedeflenen şeffaf ve rekabetçi piyasa yapısı göz önünde bulundurulduğun söz konusu uygulamanın eleştirilmesi gerekmektedir. Mevcut durumda tüketicilerin tahsil edilen bedellerin tek tek gelişimi hakkında bilgi sahibi olması neredeyse imkansızlaşmıştır. Bu durum tedarik ve dağıtım şirketlerinin performanslarının tüketici tarafından izlenip sorgulanmasını da oldukça güçleştirmektedir.

Bir diğer eleştirinin sayaç okuma ve PSH bedeli yönünden yapılması mümkündür.

Söz konusu bedellere ilişkin maliyetler doğrudan abone sayısına göre belirlenmesine

138 rağmen tahsil edilen bedeller tüketilen enerji miktarına göre belirlenmektedir. Bu durum da tüketici aleyhine değerlendirilebilecek bir husustur.305

Tüketicilerin faturalarında yer alan bedellere ilişkin algısının, almadıkları bir hizmetin bedelinin ödediği yönünde olduğu görülmektedir. Ancak özellikle iletim ve dağıtım bedellerinin bir tür kira niteliğinde düşünülmesi gerektiği açıktır. Gerçekten de tüketici iletim sistemi ve dağıtım sistemi vasıtasıyla enerji teminini sağlamakta, ilgili iletim ve dağıtım şirketleri tüketiciye sürekli enerji temini sağlanabilmesi için birçok bakım ve onarım maliyetine katlanmakta ve bunların bedelinin hizmeti alan tüketici tarafından ödenmesi gerekmektedir. Kayıp kaçak bedeline ilişkin detaylı açıklamalarımız daha önce yapılmış olmakla birlikte sayaç okuma bedelinin hizmetin doğası gereği sağlanması gereken bir işlem olduğu düşünüldüğünden söz konusu bedelin tüketiciden tahsili hususunun eleştirilebilir bir noktadır. Ayrıca enerji bedeli üzerinden brüt kar marjı hesaplanarak ücretlendirilen enerji bedeli mevcut iken tedarik şirketinin bir de PSH bedeli tahsil etmesi de tüketici hakları bakımından tartışılabilir bir konudur. Ancak belirtmek gerekir ki bahsi geçen tüm bedeller Elektrik Piyasası Kanunu ile yasal bir zemine kavuşmuştur ve tüketicilerin söz konusu tarife bileşenleri yönünden yargıya taşıdıkları uyuşmazlıklar tüketiciler aleyhine sonuçlandığı görülmektedir.