• Sonuç bulunamadı

AVRUPA BİRLİĞİ, TÜRKİYE ve DİN 

3. model devletin dünyeviliğini vurgulamaya yönelik bir modelin benimsendiği 

3.6. Günümüz Avrupa’sında Din ve Toplum 

3.6.10. Diğer Avrupa Ülkelerinde Din ve Toplum

Güney Avrupa’da bulunan Portekiz, İspanya ve İtalya’da tam bir din‐devlet ayrılığı  görülse  dahi  belirgin  bir  biçimde  Katolikliğin  etkisi  vardır.373  İspanya’da  1978 

      

365  Mustafa  Tavukçuoğlu,  “Belçika’da  Eğitim  ve  Din”,  Diyanet  İlmi  Dergi,  C.  33,  S.  1,  Ankara  1997,  s.  83;  Mehmet  Zeki  Aydın,  “Batı  Avrupa  Ülkelerinde  Yaşayan  Türkler  İçin  Din  Görevlisi  ve  Din  Dersi  Öğretmenlerinin Yetiştirilmesi”, Uluslararası Avrupa Birliği Şûrası, DİB Yay., C. II, Ankara 2000, s. 406.  366 Mustafa Tavukçuoğlu, a.g.m., s. 92.   367 Mehmet Emin Köktaş, a.g.m., s. 110; Fazlı Arabacı, a.g.m., s. 24.  368 Fazlı Arabacı, a.y; Fazlı Arabacı, “Avrupa’da Türk İslam Kültürünün Muhafazası ve Entegrasyon Sorunu  (Fransa Örneği)”, Uluslararası Avrupa Birliği Şûrası, DİB Yay., C. II, Ankara 2000, s. 448.  369 Mustafa Tavukçuoğlu, a.g.m., s. 97.  370 Şakir Gözütok, a.g.m., s. 110. 

371  Mehmet  Zeki  Aydın,  “Belçika’da  İlk  ve  Ortaöğretimde  Okutulan  İslam  Din  Dersi  Programları”,  Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 7, S. 1, Sivas 2003, 85‐86. 

Anayasası’na  göre,  devletin  dini  olmamasına  rağmen,  Katolik  din  eğitimi  devlet  eliyle  verilmektedir. İrlanda derinlemesine Katolik’tir. Günlük yaşamda bunun etkisi belirgin  bir  biçimde  hissedilmektedir.  Boşanma,  gebelik  önleyici  haplar,  okullarda  din  eğitimi,  kadınların siyasal yaşamdaki rolü gibi konularda Katolikliğin etkisi büyüktür.374 

Protestan  ve  Katolik  kiliselerin  çoğunlukta  olduğu  bir  AB’de  Yunanistan,  Bulgaristan  ve  Romanya’nın  Ortodoks  yapısı,  AB’nin  entegrasyonuna  yeni  boyutlar  kazandırmaktadır.  Bulgaristan,  Romanya  ve  Litvanya'nın  aralarında  bulunduğu  bazı  ülkeler, toplumu oluşturmak ve bir arada tutmak için, toplum içinde baskın olan dini ön  plana çıkaran politikalar izlemişlerdir.375  

Batı Avrupa’da birisi özel, ikincisi resmi okullarda olmak üzere iki türlü din dersi  öğretmeni  yetiştirme  imkânı  vardır.  Söz  konusu  tüm  ülkelerde  Türklerin/Müslümanların  özel  okul  açması  önünde  yasal  bir  engel  yoktur.  Şu  anda  Avusturya,  Belçika,  İngiltere  ve  Hollanda’da  ilk  ve  orta  düzeyde  açılmış  Müslüman  okulları vardır. Ancak bu okullar, din eğitimi vermek için değil genel eğitim vermek için  kurulmuştur.  İlgili  ülkelerde  Müslüman  okullarının  çok  başarılı  olabildiği  söylenemez.  Bu başarısızlığın bir kısmı Müslümanlardan kaynaklansa da bir kısmı o ülkelerin resmi  makamlarının engellemelerinden kaynaklanmaktadır.376 Avrupa ülkelerinde özel paralı  okul  uygulaması  çok  yaygın  olmadığı  için,  öğretmen  yetiştirmek  üzere  okul  açma  fikri  Müslümanlar  arasında  çok  rağbet  görmemektedir.  Bu  görev  doğal  olarak  dini  grup  ve  cemaatlere  kalmaktadır.  Bu  konuda  Almanya  çekimserdir.  Fransa’da  devlet  yardımı  almak  zordur.  Belçika,  Hollanda,  İsviçre,  İsveç  ve  Avusturya’da  özel  okul  açmak  daha  kolaydır.  Özel  okul  açma  konusundaki  ataletin  en  büyük  nedenlerinden  biri,  Müslümanların ilgili yasalar konusunda bilgi eksiklikleridir.  Fakat yeni nesil bu konuda  önemli  adımlar  atmıştır.  Söz  konusu  ülkelerde  din  eğitimi  konusunda  resmi  kurumlar  tarafından  yapılan  araştırmalar,  hem  orada  yaşayan  vatandaşlar  hem  de  Türkiye  tarafından  hoş  karşılanmamaktadır.  Fakat  birçok  ülke  denetleyemediği  bir  oluşuma  sıcak  bakmamaktadır.  Bu  nedenden  dolayı  kendi  eğittikleri  öğretmenlerin,  Müslümanların  din  eğitimi  ihtiyacını  karşılamasını  istemektedir.  Bu  da  Müslümanlar  tarafından hoş karşılanmamaktadır.377  

        373  Fazlı  Arabacı,  “AB  Ülkelerinde  Din‐Devlet  İlişkileri  ve  Türkiye”,  Avrupa  Birliği  Ülkelerinde  Dinler  ve  Laiklik, Haz. Jean Bauberot, Ufuk Kitapları, İstanbul 2003, s. 26. 

374 Hasan Köni, a.g.m., s. 96.  375 WRR, a.g.e., s. 61. 

376 Mehmet Zeki Aydın, a.g.m., s. 416.  377 Mehmet Zeki Aydın, a.g.m., s. 417. 

3.6.11. Sonuç  

Temel özellikleriyle anlatmaya çalıştığımız Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığı Türkiye  için  tamamen  kıyas  yapılabilecek  bir  ülkenin  olmadığı,  her  ülkenin  kendi  içi  dinamiklerine göre bir yapı oluşturduğu görülecektir.  

Avrupa  ülkelerinde  yaşayan  Müslümanların,  bulundukları  ülke  halkı  ve  kurumlarıyla  ilişkileri  ülkeden  ülkeye  farklılık  göstermektedir.  Bunun  en  önemli  nedenlerinden  birisi  de  ilgili  ülkenin  göçmen  politikası  ve  entegrasyon  anlayışıdır.378  Aksi  takdirde  Anadolu’da,  aynı  bölgelerden  farklı  Avrupa  ülkelerine  giden  Türk  vatandaşlarının benzer davranışlar göstermesi gerekirdi. Fakat yapılan araştırmalar bu  durumun öyle olmadığını göstermektedir.  

Laiklik  bağlamında  düşünüldüğünde  Türkiye'nin  Avrupa'da  geçerli  olan  gelişme  modellerinden  herhangi  birine  uyumlu  olduğunu  ortaya  koyan  bir  neden  de  görülmemektedir.  Avrupa’daki  din‐devlet‐toplum  ilişkilerindeki  süreç  belli  bir  standarda  kavuşmamışken  gerek  Müslüman  göçmenlerin  artan  yoğunluğu,  gerek  Türkiye’nin  üyelik  meselesi  bağlamında  büyük  bir  Müslüman  kitle,  AB’nin  gündemini  meşgul etmektedir.379  

Avrupa’daki dini yapı hiçbir zaman değişmez bir nitelikte olmamıştır. Sancılı olsa  dahi yeni azınlık gruplarının gelişi ya da farklı kiliselerin üyelerinin sayılarındaki artış ya  da azalış gibi değişiklikler, demokratik anayasal yapıda devleti, farklı değer ve çıkarlar  arasında  mantıklı  bir  denge  arayışına  zorlamakta  ve  bu  konuda  yasal  ve  toplumsal  düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır.380 

Türkiye’ye  nisbetle  AB  ülkelerinde  dini  hayat  oldukça  rahat  ve  problemsiz  görünmektedir.  Laiklik,  din  eğitimi  ve  hizmetine  engel  bir  durum  olarak  düşünülmemektedir. Bu durum en sert laiklik anlayışının benimsendiği Fransa’da dahi  öyledir.  Öyle  ki  kılık  kıyafet  sorununun  Türkiye’deki  gibi  ciddi  rejim  tartışmalarına  malzeme olduğu hiçbir Avrupa ülkesi yoktur.381  

Avrupa ülkelerinin genelinde dikkat çeken bir diğer husus da hemen hemen bütün  ülkelerde din eğitimi ve programlama işinin dini kurumlara bırakılmış olması, devletin  dinlerin  doktrinel  meselelerine  karışmıyor  olmasıdır.382  Türkiye’de  bu  konuda  yetkili         378 Ahmet Yükleyen, Ahmet T. Kuru, a.g.e., s. 57.  379 Ahmet Ünalan, a.g.m., s. 38‐39.   380 Ahmet Yükleyen, Ahmet T. Kuru, a.g.e., s. 57; WRR, a.g.e., s. 62.   381 Osman Cilacı, a.g.m., s. 232‐233.  382 Hamit Er, a.g.m., s. 130. 

organlar  YÖK  ve  MEB’in  ilgili  birimleridir.  Diyanet  ise  Yaz  Kur’an  Kursları,  Kur’an  Kursları  sayılmazsa  çoğunlukla  bu  eğitim  sürecinin  birinci  dereceden  sorumlusu,  planlayıcısı ve yürütücüsü değildir.  

Günümüzde  sadece  AB  üyesi  ülkelerde  öğrenim  gören  60  milyon  çocuğun  12  milyonunun  Katolik  okullarına  devam  ettiği  göz  önünde  bulundurulursa,  AB’de  din  eğitiminin boyutları daha net ortaya çıkacaktır.383 Üstelik kilise okullarına devam eden  bu  öğrencilere  hiç  kimse  sadece  papaz  olma  zorunluluğu  getirmemektedir.  Türkiye’de  ise din eğitiminin durumu gittikçe kötüleşmektedir. 

 

      

383 Şakir Gözütok, a.g.m., s. 110. İlgili verilerin 1994 yılına ait olduğu düşünülürse 27 üyeli bir AB’de bu  sayının çok daha fazla olması gerekir.