• Sonuç bulunamadı

Dernek Kurma Ve Toplantı Özgürlüğü

AĠHS‟nin 11. maddesinde örgütlenme özgürlüğü düzenlenmiĢtir. Toplantı ve örgütlenme özgürlüğü, ifade özgürlüğünün kolektif bir biçimde kullanılmasıdır. Bu sebeple sözleĢmenin 11. maddesinde yer alan bu düzenleme ifade özgürlüğünün düzenlendiği 10. maddeye göre özel hüküm niteliği taĢımaktadır.406

AĠHS‟nin11. maddesine göre; “Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayraca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir.Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplulukta zorunlu önlemler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu güvenliğinin, düzenin korunmasının, suçun önlenmesinin, sağlığın ya da ahlâkın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için yasala sınırlandırılabilir. Bu madde, bu hakların kullanılmasında, silâhlı kuvvetler, polis ya da devlet yönetimi mensuplarının yasal sınırlamalar koymasını engellemez.”

Toplantı özgürlüğü, kamuya açık veya kapalı bir ortamda kiĢilerin bir fikri ve amacı açıklamak içinbir araya gelmeleridir407. Madde metninde bahsedilen düzeni bozmayan ifadesi ile barıĢçıl niteliğe sahip, kamu düzenini bozmayan toplantılar kastedilmektir. Devlet, bireylerin toplantılara katılma özgürlüğüne müdahale etmediği gibi, bu toplantının yapılmasından rahatsız olabilecek bir takım grupların müdahalesiyle toplantının gerçekleĢebilmesi ve bu grubun toplantıya katılacaklara

405

Özgür Gündem/Türkiye, B.N. 23144/93, T. 16.3.2000, par. 43. 406

AKBULUT, Olgun, “Toplantı ve Örgütlenme Özgürlükleri”, Ġnsan Hakları Avrupa SözleĢmesi ve Anayasa: Anayasa Mahkemesine Bireysel BaĢvuru Kapsamında Bir Ġnceleme içinde, (Ed.: Sibel ĠNCEOĞLU), Ġstanbul 2013, s. 381.

407

karĢı herhangi bir zarar vermemeleri için gereken önlemleri almakla mükelleftir408 . Dernek, bir ilke veya düĢünce etrafında bir araya gelen, bu ilkenin faaliyete geçmesi veya devamlılığı için mücadele eden topluluğu ifade etmektedir409

. Siyasi partiler ve sendikalar genel esasları itibariyle özel Ģekildeki birer dernek gibidirler. Dolayısıyla örgütlenme faaliyetleri açısından ortaya çıkabilecek uyuĢmazlıklarda 11. madde kapsamında koruma altında oldukları kabul edilmektedir. Örgütlenme özgürlüğü açısından bireyin bu örgütlenmeye katılma, üye olarak kalma ve üyelikten ayrılma hakkı ile bu örgütlenmeye katılmama hakkı önem arz etmektedir. Sendika kurma özgürlüğünün de bu madde kapsamında korunmaya alınmasındaki temel sebep, örgütlenme hürriyetinin etkin bir Ģekilde korunabilmesidir. DernekleĢme faaliyetine göre sendikalaĢma faaliyeti, mesleki çıkarlara hizmet etmektedir. Mesleki çıkarı koruma amacı taĢımayan bir sendika bu maddede sağlanan korumadan faydalanamaz.410

1982 Anayasası‟nda toplantı ve dernek kurma özgürlüğü farklı maddelerde düzenlenmiĢtir. 33. maddede dernek kurma özgürlüğü ile ilgili düzenleme getirilirken, 34. maddede toplantı ve gösteri yürüyüĢü ile ilgili hükümlere yer verilmektedir. Söz konusu özgürlükle bağlantılı diğer anayasa hükümleri ise Ģu Ģekilde sıralanabilir: Sendika kurma hakkı (m. 51), toplu iĢ sözleĢmesi yapma hakkı (m. 53), grev ve lokavt hakkı (m. 54), siyasî parti kurma, partilere üye olma ve üyelikten çıkma hakkı (m. 68), siyasî partilerin uyacakları esaslar bakımından siyasî parti özgürlüğü ( m. 69) 411

.

Demokrasilerde vatandaĢların bir araya gelerek ortak amaçları izleyebileceği örgütlerin varlığı, sağlıklı bir toplumun önemli bir bileĢenidir. Demokrasilerde böyle bir örgüt, devlet tarafından saygı gösterilmesi ve korunması gereken temel haklara sahiptir. Ġstihdam alanında kendi üyelerinin menfaatlerinin korunmasını amaçlayan örgütler olan sendikalar, bireylerin kendi menfaatlerini korumak için kolektif

408

DOĞRU, Osman, “Ġnsan Hakları Avrupa SözleĢmesi Uygulamasında Toplanma ve Örgütlenme Özgürlüğü”, TBB Dergisi, S. 64, Y. 2006, s. 45 – 47.

409

AYAN, Mehmet, Medeni Hukuka GiriĢ, Konya 2013, s. 90. 410

GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, s. 369 – 371. 411

oluĢumlar meydana getirerek bir araya gelebilme özgürlüğü olan örgütlenme özgürlüğünün önemli bir parçasıdır.Örgütlenme özgürlüğü, bireylere topluluk hâlinde siyasal, kültürel, sosyal ve ekonomik amaçlarını gerçekleĢtirme imkânı sağlar. Sendika hakkı da çalıĢanların, bireysel ve ortak çıkarlarını korumak amacıyla bir araya gelerek örgütlenebilme serbestisini gerektirmekte ve bu niteliğiyle bağımsız bir hak değil, örgütlenme özgürlüğünün bir Ģekli veya özel bir yönü olarak görülmektedir.412

Anayasa'nın 51-54. maddelerinde düzenlenen sendikal hak ve özgürlükler, benzer güvenceler getiren baĢta Örgütlenme Özgürlüğü SözleĢmesi ile Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı SözleĢmesi olmak üzere ilgili Uluslararası ÇalıĢma Örgütü (ILO) SözleĢmeleri ve Avrupa Sosyal ġartı ile tamamlanmaktadır. Anayasa'nın 51- 54. maddelerinde düzenlenen sendikal hak ve özgürlüklerin kapsamı yorumlanırken bu belgelerde yer alan ve ilgili organlar tarafından yorumlanan güvencelerin de göz önüne alınması gerekir413

.

Anayasa'nın 51. maddesi, devlet için negatif ve pozitif yükümlülükler getirmektedir. Devletin, 51. madde çerçevesinde, bireylerin ve sendikanın örgütlenme özgürlüğüne müdahale etmemeye yönelik negatif yükümlülüğü, 51. maddenin ikinci ve altıncı fıkralarında yer alan gerekçelerle müdahaleye izin veren koĢullara tabi tutulmuĢtur. Öte yandan her ne kadar sendika hakkının asıl amacı, bireyi, hakkın kullanılmasında kamu makamlarının keyfi müdahalelerine karĢı korumak ise de, bundan baĢka, haklardan etkili bir Ģekilde yararlanmayı güvence altına almaya yönelik pozitif yükümlülükler de söz konusu olabilir.414

Aslında, devletin pozitif ve negatif yükümlülükleri arasında kesin ayrımlar yapmak her zaman mümkün değildir. Devletin bu yükümlülüklere iliĢkin olarak uygulanacak ölçütlerde de bir değiĢiklik olmamaktadır. Devletin ister pozitif, isterse negatif yükümlülüğü söz konusu olsun, bireyin ve bir bütün olarak toplumun çatıĢan

412

Belçika Ulusal Polis Sendikası/Belçika, B. N. 4464/70, T. 27.10.1975, par. 38. 413

Wilson, Ulusal Gazeteciler Sendikası ve Diğerleri/BirleĢik Krallık, B. N. 30668/96, 30671/96 ve 30678/96, T. 2.10.2002, par. 41.

414

Wilson, Ulusal Gazeteciler Sendikası ve Diğerleri/BirleĢik Krallık, B. N. 30668/96, 30671/96 ve 30678/96, T. 2.10.2002, par. 41.

menfaatleri arasında adil bir denge kurulması gerekmektedir.415

Anayasa Mahkemesi bu adil dengenin kurulup kurulmadığına karar verirken, kamu gücünü kullanan organların bu alanda belirli bir takdir hakkına sahip olduğunu göz önünde bulunduracaktır.

BaĢvurucu, sendikası tarafından düzenlenen söz konusu iĢe gelmeme eylemine katılması nedeniyle uyarma cezası ile cezalandırılmıĢtır. Gerek idarenin olağan uygulamasında ve gerekse de idari yargının yerleĢmiĢ içtihatlarında baĢvuru konusu olayda olduğu gibi sendikal faaliyet çerçevesinde iĢe gelinmemesi halinde kiĢinin mazeret iznini kullandığı kabul edilmekte ve disiplin soruĢturması açılmamaktadır. Ne var ki sendika üyelerinin sendikal faaliyet kapsamında iĢe gelmemeleri halinde mazeret izinli sayılacakları yönündeki yerleĢik hale gelen idari yargı içtihatlarına rağmen, idarenin ve yargının bir bütün olarak yeknesak hareket etmesini sağlayacak mevzuat düzenlemeleri bulunmamaktadır. Bu sebeple mevcut baĢvurudaki gibi durumlarda sendika hakkını kullanan kiĢilerin disiplin soruĢturması tehdidi altında kaldıklarını not etmek gerekir.Her ne kadar hafif bir ceza olsa da Ģikâyet edilenin uyarma cezasının "toplumsal bir ihtiyaç baskısına'" tekabül etmemesi nedeniyle "demokratik toplumda gerekli olmadığı" sonucuna varılmıĢtır. Bu sebeple baĢvurucunun Anayasa'nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmiĢtir.416

Sendikal haklar dıĢında,siyasi parti kurma özgürlüğü de AĠHS uygulamasında örgütlenme özgürlüğü kapsamındadır.Siyasi parti kurma, üye olma, ayrılma ve siyasi parti içinde faaliyette bulunma serbestîlerini içeren siyasi örgütlenme özgürlüğü, Anayasa‟nın 33. maddesinde yer alan genel örgütlenme özgürlüğünden ayrı olarak, Anayasa‟nın 68. maddesinde düzenlenmiĢtir. SözleĢme‟nin 11. maddesinde ise genel olarak örgütlenme özgürlüğü öngörülmüĢ olup, siyasi örgütlenme özgürlüğüne iliĢkin ayrı bir düzenlemeye yer verilmemiĢtir. Uygulamada ise Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla, siyasi partilerin de sözleĢmenin 11. maddesinde öngörülen

415

Sorensen ve Rasmussen/Danimarka, B. N. 52562/99 ve 52620/99, T. 11.1.2006, par. 58. 416

korumadan yararlanacakları kabul edilmiĢtir.417

AĠHM konuyla ilgili içtihadında, sözleĢmenin 11. maddesinde her ne kadar bu hakkın baĢkalarıyla birlikte sendika kurma hakkını içerdiğinden bahsedilmekteyse de, maddede geçen “içerir“ ifadesinden de açıkça anlaĢılabileceği gibi sendikaların, koruma altına alınmak istenen örgütlenme Ģekillerinden yalnızca biri olduğu ve bu sebeple sözleĢme taslağını hazırlayanların, siyasi partileri maddede öngörülen hakkın korumasından yararlandırmamak gibi bir amaçlarının olduğundan bahsedilemeyeceği sonucuna varmıĢtır. Anılan maddenin lafzıyla ilgili bu yorumundan sonra AĠHM siyasi partilerin, demokrasinin iyi iĢlemesi için vazgeçilmez olduğunu belirtmiĢ ve siyasi partilerin demokrasi için haiz oldukları önemi dikkate alarak onların, sözleĢmenin 11. maddesinde öngörülen korumadan yararlandıkları konusunda herhangi bir Ģüphe bulunmadığı sonucuna varmıĢtır.418

Anayasa Mahkemesi de, siyasi partilerin devlete yönelik toplumsal talepleri yalnızca dile getiren kurumlar değil, toplumsal direktifleri somutlaĢtıran, yorumlayan ve devlete yönlendiren yaĢamsal kurumlar niteliğinde bulunduğunu, bu nedenle siyasi partilerin, Anayasa‟nın konuya iliĢkin kuralları ile sözleĢmenin “örgütlenme, düĢünce ve ifade“ özgürlüğünü düzenleyen 10. ve 11. maddelerinin koruması altında olduğunu belirtmiĢtir. Bu nedenlerle siyasi örgütlenme özgürlüğünün Anayasa ve sözleĢmenin ortak koruma alanı içerisinde olduğu ve konu bakımından Anayasa Mahkemesi‟ne bireysel baĢvuru yolunun yetkisi kapsamında kaldığı açıktır419

.

Siyasi parti il teĢkilatı yöneticisi sıfatıyla il kongresinin toplanmasıyla ilgili yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle Valilik tarafından uygulanan idari para cezasının, baĢvurucuların siyasi örgütlenme özgürlüğüne bir müdahale teĢkil ettiği kabul edilmiĢtir.Siyasi partilerin her düzeyde kongrelerini toplantıya çağırmayan veya kongreleri mevzuata uygun olarak yapmayan siyasi parti

417

Refah Partisi/Türkiye, B. N. 41340/98, 41342/98, 41343/98 ve 41344/98, T. 13.21.2003, par. 50.

418

AĠHM, Türkiye BirleĢik Komünist Partisi/Türkiye, B. N. 19392/92, T. 30.1.1998, par. 24, 25.

419

sorumluları hakkında 5253 sayılı yasanın 32. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde öngörülen ceza müeyyidesinin uygulanabilmesi mümkün ise de, bu ceza müeyyidesini uygulayacak merciinin bir hukuk devletinde olması gereken belirlilikte yasayla tayin edilmediği sonucuna ulaĢılmıĢtır. Açıklanan nedenlerle, baĢvuruya konu idari para cezasının “yasallık“ Ģartını karĢılamadığına ve baĢvurucuların siyasi örgütlenme özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekmiĢtir.420