• Sonuç bulunamadı

SÖZEL SUNUMLAR

SAVAŞ EDEBİYATI BAĞLAMINDA KİŞİLERİN DÖNÜŞÜMÜ: KEMAL TAHİR ESİR ŞEHİR ÜÇLEMESİ

IV. Değiş(e)meyen Özneler

Anlatıcı karakterleri oluştururken belirli betimlemeler seçerler, Seçkin Ergin karakterlerin betimlenmesinde romancının bilgi birikimini kullanmaktaki becerisine vurgu yapar. Bu doğrultuda karakter çizme yöntemi üç madde halinde belirginleştirir.

1-Blok karakter çizme tarzı 2-Dinamik karakter çizme tarzı

3-Karakterin değişmesi, olgunlaşması, bilinçlenmesi ya da yozlaşmasının sağlandığı teknikler. (Ergin 1993:

8-9).

Anlatıcı serinin üç kitabında da karakterin değişmesi, olgunlaşması, bilinçlenmesi ya da yozlaşmasının sağ-landığı teknikleri kullanır. Başkişi Kamil Bey dışındaki karakterler dramatik aksiyonda kart karakter (Stevick 2004:169-187). özelliği gösterirler. Anlatıcı kurgusunda başkişinin değişimi karşılaştığı karakterlere bağlı ola-rak aktarır.

Esir Şehrin İnsanları’nda, Nermin, yaşadığı ve yetiştiği şartlar dolayısıyla topluma yabancı bir kimsedir. Onun bu özelliği, daha çok Millî Mücadele karşısında aldığı tavır ile ortaya çıkar. Ayşe, Kâmil Bey’in altı yaşındaki kızıdır. Kâmil Bey, onun annesi Nermin gibi değil, Nedime Hanım gibi olmasını ister. Yetiştirilme tarzı sebe-biyle de onun bir kozmopolit olmasından korkar. Kâmil Bey’in, Ayşe konusunda daha dikkatli davranmaya başlaması, kızını yetiştirilme şartları ve karısının mensubiyeti yüzünden kaybeden Fuat Bey ile karşılaşması ve Nedime Hanım ile tanışmasından sonradır. Onun kızına öğrettiği kısa dua, Kâmil Bey’in Ayşe’ye çizmek iste-diği istikameti de ortaya koyar niteliktedir: “- Sevgili Allahım! Türk milletine güç ver! Kurtulmasına yardım et!” (s. 200). Fransız Süvari, romanın ilerleyen sayfalarında karşılaşılacak Sör Henri Dikson ile birlikte Batı’yı ve onun değer sistemini ifade eden iki karakterden biridir. Fransız Süvari’yi önemli kılan husus, onun Kâmil Bey ile şilebin güvertesindeki konuşmasında ifade ettikleridir. Hala Hanım, Enişte Bey ve kızları Sabriye, tam anlamıyla yozlaşmış tiplerdir. Kendi toplumuna yabancılaşmış savaş gibi bir yitimden menfaat sağlamaya ça-lışan kişiler olarak kurguda yer alırlar. Sör Henri Dikson, soylu İngiliz subaylarındandır. İngiltere büyükelçiliği ataşe militerliği göreviyle İstanbul’a gelmiştir ve buna ek olarak işgal kuvvetleri fevkalade komiser yardımcılı-ğına atanmıştır. Hâlihazırda hem jandarma müfettişidir hem de Yakın Doğu Müttefik Başkomutanlığı Kurmay Başkanlığı haber alma şefidir İstanbul’u işgal eden İngilizlerin gerçek yüzünü ortaya koymaktadır. Sör Henri Dikson’un, Musul’daki toprakları almayı istemesi, Kâmil Bey’in üzerinde olumlu bir rol oynar. Kâmil Bey, ilk kez bu talep sonucunda, Enişte Bey’den ve Hala Hanım’dan farklı olarak “Türk-İngiliz” olmadığını ve olmak istemediğini anlar. Mahir Paşa’nın oğlu Fuat Bey, Fuat Bey, yaşadığı büyük kayıpla Kâmil Bey’in önünde ibret verici bir unsur yahut dolaylı bir uyarıcı konumundadır. O, kendi ifadesine göre de, kızını yanlış; milli olmayan bir terbiye ve yetiştirme tarzı sonucunda kaybetmiştir. Bu, Kâmil Bey için bir kötü örnektir ve onun, Ayşe’yi söz konusu şekilde yetiştirmemesi gerektiği anlamına gelmektedir. İmam Mümin Hoca, İmam Mümin Hoca, binbaşı emeklisi Hasan Bey ile Milli Mücadele’ye karşıdır. Anadolu’daki hareketi, memleketi uzun zamandır bir ateş çemberinin içinde tuttuğunu düşündüğü İttihatçılar ile bağdaştırdığı için, bu işin sorumlularına öfke

duyar. Ayrıca başlarına gelen olayların tamamının İslâm’dan uzaklaşmak sonucunda gerçekleştiğini düşünür, İmam tipi olumsuzdur. Nedime Hanım, Romanda; eşi İhsan’la beraber, ana kahramanın uyandırıcısı ve hareke-te geçiricisidir. Aynı zamanda yarı halk-yarı aydın bir kahraman olarak çizilmiştir. Hayata bakışı ve yüklendiği görevler bakımından onu, Nermin’in bir antitezidir. Her iki kişi de birbirlerinin şahıs özelliklerinin daha iyi ortaya çıkmasını sağlamaktadır. İhsan, Nedime Hanım’ın kocası, Kâmil Bey’in Galatasaray Sultanisi’nden arkadaşıdır. Millî Mücadele’ye destek verdiği için hapse atılır. Kamil Bey’in uyanışının ve olması gerekenin sembolüdür. Ahmet ara güç Karadayı dergisine katılmasını Kâmil Bey’den isteyen de odur. Bu süreçte, faali-yetlerin yürütülmesinde büyük yararlıklar gösterir. Fakat tutuklandıktan sonra Nedime Hanım’ı ihbar eder ve dolayısıyla sadakat gösteremez. Niyazi Ağabey, Ramiz Efendi, Binbaşı Burhanettin Bey, gardiyanlık yapan asker İbrahim tek tipi temsil eden kişilerdir.

Ramiz Efendi’nin karısı Fatma Hanım. Fatma Hanım, cahil bir kadın olmasına rağmen ârifane bir bakış açısına sahiptir. Millî Mücadele’ye destek konusunda, üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmeye çalışır. Birçok savaştan çıktıktan sonra çabalama duygusunu yitiren kocasını, bütün ciddiyetiyle o teşvik eder ve savaşa katıl-maya zorlar. Kâmil Bey, Fatma Hanım’ın şahsında bütün bir milleti görür:

“Milletinde, Fatma Hanım gibi kadınların bulunması, ona İnönü zaferlerinden daha önemli görünüyor, Kadir’in annesini, Nedime Hanım’dan bile çok daha yüksek, çok daha kudretli, daha güvenilir buluyordu.” (s. 449) Esir üçlemesinde kadın kişilerin karakter özellikleri aynı toplumda, aynı zamanda yaşayan diğer kadınlar üzerinden tanımlanır. Nermin, Hala Hanım ve Sabriye kişilerinin karşısında anlatıcı, Nedime ve Fatma Hanım kişilerini koyarak eksiklikleri ve olması gerekeni aktarır.

Esir Şehrin Mahpusu’nda Faytoncu Osman Ağa, Faytoncu Osman Ağa, bu koğuşun ağasıdır ve hapishanede yöneticiler ile de el ele vererek zorbalıkla gayrimeşru işler çevirmektedir. Mahkûmlar arasında “Samur Os-man” yahut “Farlak OsOs-man” olarak da bilinir. Kuvayı Milliye’ye karşıdır ve birtakım cinsel sapkınlıklar Kâmil Bey, halktan bir tip olduğunu düşündüğü Faytoncu Osman Ağa’ya karşı gelmez ve onun çizdiği sınırların dışına çıkmaz. Fakat çok saygı duyduğu ve milleti temsil ettiğini düşündüğü Fatma Hanım’a hakaret edilmesi karşısında onu öldüresiye döver. “Millici Abi” başlıklı ikinci ana bölümün başında, Faytoncu Osman Ağa ha-tırlılar koğuşuna getirilip Kâmil Bey’in elini öperek ondan af diler. Mortocu Zekeriya Hoca, Zekeriya Hoca, argoda “İmam” anlamına gelen “Mortocu” ismiyle bilinir Mahkûmlar neredeyse bütünüyle Mortocu Zekeriya Hoca’nın anlatımıyla ortaya koyulur. Kâmil Bey ona mahkûmlarla ilgili birtakım sorular sorar ve Zekeriya Hoca bunları bildiği kadarıyla cevaplar. Zekeriya Hoca, bir din istismarcısıdır. Hurafeye dayanan inançları ile para kazanmaya çalışır ki bunların başında eline geçirdiği bir kitap yardımıyla rüya tabiri yapması gelir. Ze-keriya Hoca, Kâmil Bey, ikinci koğuştan çıktıktan sonraki süreçte; yani romanın ikinci bölümünde yer almaz.

Binbaşı Arif Bey, İtitihat ve Terakki hakkında bilgilerin, görüşlerin aktarıldığı kişidir. Nuh Bey, siyasi çıkar ortamında güven duygusunun, sorgusuz kabulün hapiste sonuçlanmasının temsilidir. Binbaşı Arif Bey’in hiz-metçisi Sefer, Hapishanede ise onun yardımına koşmakta, bir nevi hizmetçiliğini yapmaktadır. Sefer, Binbaşı Arif Bey ile cephede bulunmuştur. Sefer’in, Esir Şehrin İnsanları’ndaki Gardiyan asker İbrahim’in yerini alan

ve Anadolu’yu temsil eden bir tiptir. Mahpushane İmamı Mehmet Hoca eserde görülen olumsuz din adamı tiplerinin başka bir örneğidir.

Anlatıcı, üçlemenin ikinci romanında toplumun çeşitli kesimlerinden insanları hapishane çatısı altında bir araya getirmekte ve onları konuşturmak suretiyle karakter örnekleri sunar. Esir Şehrin Mahpusu’ndaki kart karakterler, diğer bütün kahramanlar gibi, Kâmil Bey ekseninde romana dâhil edilirler, her aşamada onunla ilişkileri noktasında kurguda yer alırlar. Bu noktada, “Hafız Ağa” başlıklı birinci ana bölümde karşılaşılan kahramanların, Kâmil Bey’in dar anlamda mekân değiştirmesi sonucunda, “Millici Abi” başlıklı ikinci ana bölümde bulunmazlar.

Yol Ayrımı’nda Esir Şehrin İnsanları ve Esir Şehrin Mahpusu romanlarının aksine şahıs merkezli bir anlatım yoktur. Gazeteci Murat, okurun karşısına ilk kez Esir Şehrin Mahpusu’nda çıkar. Murat, burada Kâmil Bey’i hapishanedeyken ziyarete gelen Fatma Hanım’ın yanındaki komşu çocuğudur. Yol Ayrımı’nda anlatıldığına göre, Murat’ı, annesi öldükten sonra Fatma Hanım evine alarak kendi çocuğu Kadir’den ayırmadan büyütür.

Gazeteci Murat, hâlihazırda Vakit gazetesinin röportaj yazarıdır ve anakronik de olsa yazarın diğer romanla-rında olduğu gibi, anlatıcının yansıtıcısı konumundadır. Eserde, Doktor Münir Bey, Avukat Mahmut Celâdettin Bey İttihat ve Terakki temsilcileridir. Mahmut Celadettin Bey siyasi menfaati için her düzene ayak uyduran ka-rakterdir. Doktor Münir Bey ise karakter olarak anlatıcı tarafından olumlanır, İttihat ve Terakki’nin anlatıcının bakış açısından okura aktarılması bu kişiler üzerinden aynı düzende iki farklı kişiden hareketle anlatılır. Selim Nuri, edebiyat fakültesinde okumakta ve Vakit gazetesinde musahhihlik yapmaktadır. Şairdir ve arkadaşlarıyla Kurtuluş adını verdikleri bir derginin çıkarılmasına öncülük eder. Ramiz Efendi, Esir Şehrin İnsanları’nda, Kâmil Bey ile Anadolu’ya bazı planları kaçırmak konusunda işbirliği yapan ve onun tevkifhane arkadaşı olan Ramiz Efendi, Esir Şehrin Mahpusu’nda mücadeleye katılmak için Anadolu’ya geçmiştir. Yol Ayrımı’nda ise son derece ümitsiz ve perişan hâliyle dikkat çekmektedir. Bunun en büyük sebebi, çok sevdiği karısı Fatma Hanım’ın kanserden ölmesi ve oğlu Kadir ile arasındaki uçurumdur. Ramiz Efendi’nin oğlu Kadir, romanda büyük ölçüde olumsuz bir karakter olarak ortaya konulur. Kadir, Avukat Mahmut Celâdettin Bey’in yanında staj yapar ve Serbest Cumhuriyet Fırkası kurulduktan sonra sıkı bir şekilde onun tarafını tutar. Bu taraftarlık-ta, herhangi bir dava bilinci değil, tamamen çıkar kaygısı söz konusudur. Ramiz Efendi ve Kadir arasındaki mesafe, “yol ayrımı” ifadesinin dar anlamdaki örneğini oluşturur. Geniş anlamda, kurtarıcı zihniyet -Kuvayı Milliyeci- ile -Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulmasından sonra kendisini iyice hissettiren- “tasfiyeci”

yahut “çıkarcı” zihniyetin karşı karşıya gelmesini vurgulayan bu terkip, şahsî hayatta Ramiz Efendi ve Kadir arasındaki zıtlıkta kendisini bulur. Ramiz Efendi’nin sık sık “yol ayrımı” vurgusu yapması, zaman içindeki karşıtlığın, değişimin leit motifidir.

- Ama… Direndik direndik geldik yol ayrımına… Murat, bu sözü daha öncekilere bağlamaya çalışarak sor-du:

- Galiba her meselede… Bu yeni parti meselesi çıktı çıkalı hep bu laf geliyor dilimin ucuna… Neden bil-mem!

Geldik evet… Bir sıçrarsın çekirge… İki sıçrarsın çekirge, hesabı. (s. 178)

- Ne dersiniz? Bir tek söz geçti aklımdan aralıksız… Art arda… Sanki dönme dolap gibi… Bazen gayet ya-vaş, bazen fırıl fırıl dönerek… ‘Yol ayrımı’ sözü… Var mı böyle bir deyim sizin oralarda Çorumlu? (s. 327) Evet! Ne derler buna Murat oğlum! Geldik yol ayrımına… Birden öfkeyle ellerini kaldırdı: Halt etmişsin!

Yok öyle şey! Biz yol ayrımına bile gelemedik! Yol ayrımına, yolu olan gelir! Hani bizim yolumuz? Hani diyorum!Hani? (s. 329-330)

Ahmet Ağaoğlu; romanda gerçek hayattan alınıp kurguya adapte edilen karakterlerdendir. Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluş sürecinde ve sonrasında olayların bizzat tanığı ve hatta baş aktörlerinden biri olması açısın-dan önemlidir. Roman daha çok onun hatıralarının esas alınarak kurgulanır. Ahmet Ağaoğlu’nun hatıralarında Serbest Cumhuriyet Fırkası ile ilgili yer alan eleştirel değerlendirmeler ve hareketin işleyişi Yol Ayrımı’nın temel odak noktalarından birini oluşturur.

Kart Karakterler arasında anlatıcı eksenli değişen özne olarak “Mustafa Kemal Atatürk” serinin son kita-bında olumsuzlanır. Bütün karakterler herhangi bir değişim göstermezken Atatürk, inkılaplar ve Osmanlı İmparatorluğu’nun tasfiyesi, Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulmasındaki tutum ve davranışlar nedeniyle ilk eserde anlatılan, idealize edilen karakter olarak yer almaz.

Değişmeyen özneler içinde; fon karakterler eserin dramatik eserin dönemini ve mekânını anlamada önemli işlev görür. “Başkişinin kimliğini ve kişiliğini belirginleştiren fon/figüratif kişiler” (Eliuz: 2009:279) insan öznesinin insani niteliklerini bozan, yozlaştıran, onu insani nitelikleri doğrultusunda var olmaktan uzaklaştıran yüklemlerin ortaya çıktığı noktada önemlidir.

Esir Şehrin İnsanları fon karakterler:

İkinci Kaptan Mösyö Albert, Dülger Cemil Usta, Kâmil Bey’in anneannesinden kalan köşkün harem kısmının yıkım işini alan Ermeni Bedros Ağa, Kâmil Bey’in bahçesinin düzeltilmesine yardım eden Derviş Lâleci Zül-fü Can, Karamanlı bakkalın çırağı, Duvarcı Tosun, Binbaşı emeklisi Hasan Bey, Kâmil Bey’in avukatı, Razi Baba, Şipşak, Binbaşı Suat Ağabey, Zarzar, Seringel, Bayram Çavuş, Fahriye Hanım, hapishanede söz sahibi olan Abdullah Ağa, Çukur lakaplı çaycı, Serkomiser Hergele Rıza, Tahsin Bey, Komiser Ali Bey, Abdullah Ağa’nın metresi Eleni, Mösyö Biencour, Mösyö Biencour’un ak saçlı karısı ve üniversitede felsefe okuyan gözlüklü kızı, Manav Ali Efendi, Antikacı Salamon Efendi, Karadayı idarehanesinin bulunduğu handaki oda-başı Süleyman Ağa, basımevinin sahibi Mığırdıç Efendi, Başmürettip Necmi Efendi, Yahudi Kâtip Hayım Efendi, Başdağıtıcı Ebuzer Ağa, Ebuzer Ağa’nın eski patronu Çorbacı, İkdamcı Cevdet Bey, Hüseyin Rahmi, Rıza Tevfik, Ahmet Rasim, Jandarma Kumandanı Kemal Paşa, Yahya Kaptan, Jandarma Kumandanı Kemal Paşa’ya bağlı hafiye, İhsan’ın Yedek subay arkadaşı İsmail, İsmail’in annesi, Hamal Kürt Muso, Tesviyeci Ahmet Usta, Karadayı idarehanesine gelen büyük şair ve iki genç şair, Çerkes Etem, Refet Bey, Salih Reis, Osman Reis, Hızır, Şaban Kâhya, Yüzbaşı Bilal, Yüzbaşı Hakkı, Teğmen Abdülvehap, Kayyum Ahmet, Tah-sin Kaptan, Hemşinli Mehmet, Bolşevik Mustafa, Marangoz Adil Usta, Kos Helvacısı Arnavut, Kel Simitçi, Rozalti, La Fransez vapur şirketinin direktörü, Boris, Kiraz Hamdi Paşa, Miralay Refik Bey, Kâmil Bey’in Ne-dime Hanım’ın evine giderken bindiği kayığın ihtiyar kayıkçısı, Sorgu Yargıcı Yüzbaşı, soruşturmanın

tutana-ğını hazırlayan er giyimli delikanlı, Kâmil Bey’in Nedime Hanım’ın evine giderken bindiği arabanın arabacısı, merkez memuru Kenan Bey, Alaylı Nedime, gardiyanlık yapan asker İbrahim’in bahsettiği Hatip Hoca, Avukat Lütfi Fikri Bey, Arif Bey, Yakup Cemil Bey, Vahap Çavuş, Kâmil Bey’i hapishanede tıraş eden berber, Paris sefareti ataşemiliteri Celâl Bey, Mahpushane Müdür Vekili Teğmen Şerif Efendi, Teğmen Şerif Efendi’nin emir eri Mehmet, Teğmen Şerif Efendi’nin dostu Katina, Kâmil Bey’in vefat eden babası Selim Paşa’nın ismi zikredilmeyen eski Paşa arkadaşı, Ramiz Efendi’nin kardeşi Remzi, Ramiz Efendi’nin mahallesinin muhtarı Nuri Usta, hala hanımın hizmetçisi Eleni, Arif Paşaların büyük kızı, Süreyya Beyefendi’nin haremi, Ramiz Efendi’nin oğlu Kadir, Posta neferi, Nuri Usta’nın oğlu Mustafa, Gülcemal vapurunda büfecilik yapan İpodro-mos Çorbacı ve Tulumbacı Reisi Müslim Ağa sayılabilir.

Esir Şehrin Mahpusu fon karakterler:

Bekirağa Bölüğü’ndeki Gardiyan asker İbrahim, Kâmil Bey’i Sultanahmet’teki tevkifhaneye götüren Kanun Çavuşu, Amcabey diye tanınan Şahabettin, Arama gardiyanı Kürt Vahap Onbaşı, Fayrap Ömer, Emine Abla, Parlak Kâtip, Bakkal İsmail Efendi, Fantoma Memet, Vasıf Abi, Tanaş, Despina, Seringel, Toycu Mahmut, Zarzar, Laz Ali, Pandeli, Kömürcü Ağa, Sarafim Kaptan, Avukat Kıvırcık Cemil Bey, Kesik Süleyman Abi, Kör Rıza, Durmuş Hoca, Kadayıfçı Halil, Pamuk Zehra, Nezihe, Erşed Bey ile kardeşi, Binici Apostol, Ma-lika, Artin, Köprücü Arslan, Örücü Recep, Melek, Sebahat, hapishane berberi, Arap Corci, Kıvırcık Despina, Lâtarnacı Niko, Çeşmemeydanlı Behçet Bey, Yunanlı Yorgi, Topal Hamdi, Aksaraylı Çakır Halit Ağa, Şişli güzelinin Hamdi Bey, Şah İsmail Bey, Paşaoğlu Fuat Efendi, Niko Çorbacı, Arap Kadri Abi, Bulgurcu Aziz Bey, Cemile, Hafız Kâzım, Davud, Kadayıfçının dostu Zehra, Karamanyolacı Sava’nın dostu Sofya, Sarafim Kaptan’ın çetesinden Roza, Başgardiyan Musa Çavuş, Revirin Dörtkol terlikçisi Seyfi, Şipşak, Doktor Lütfi Bey, Hala Hanım’ın hizmetçisi Eleni, Hala Hanım, Sabriye, Kâmil Bey’in karısı Nermin, Kekeç İbiş, Ramiz Efendi ile Fatma Hanım’ın oğlu Kadir, Fatma Hanım’ın komşusunun oğlu Murat, İlyas Usta, Saka’nın haylaz oğlu Naci, Alay Komutanı Binbaşı Rahmi Bey, Doktor Sermet Baba, Bekçibaşı Arnavut Bayram, Ulviye, Arap Nuri, Yedek Üsteğmen Hüsnü Efendi, Veznedar Sıtkı Efendi, Maçka Güzelinin Mehdi Bey, Hapishane Dokto-ru Jak Barbut, Müdür Bey’in karısı Şükran, Rıfat Gedikpaşa, Saffet Beylerbeyi, Saray tablacılarından Rüstem Ağa, Asker okulları müfettişi İsmail Paşa, Tophane Müşiri Zeki Paşa, Fehamet Hanım, Nuh Bey’in kayınpe-deri Şaban Bey, Kolbaşı Rıfat Cağaloğlu, Arif Bey’in kızı Zeynep, Binbaşı Şükrü Bey, Topçu Yarbayı Kemal Bey, Harp Divanı’nın İkinci Reisi Âdil Erzurum, Yenişehirli Haydar, Falçata Seyfi, Haddaneli Arap Hulusi, Yarbay Nusret Bey, Sulu Anni, Deniz Kızı Eftelya, Kadırgalı Kör Emin, Hayganoş, Nikoladis, Havuzlu, Arap Abdullah, Aksaraylı Sarı Melahat, Dumancı Ester, Kayserliyan Çorbacı, Maliye Nazırı Cavit Beyefendi, Vez-nedar Sıtkı Efendi’nin evlatlığı Nadide, Mehdi Bey’in amcası Kâhya, Mehlika Hanım’ın hizmetçisi Güllü, Kirye Anesti, Vali Azmi Bey, Kemençeci Vasil, Küçük Eleni, Mehdi Bey’in babasının yeğeni Temel Reis, esirlik dönüşü karısını başkasının koynunda bulup vuran Yüzbaşı Ali Efendi, Gardiyan Salih, öteki cezaevinin Jandarma Komutanı Yüzbaşı Enver Girit ve Hademe Topal Hamdi

Esir Şehrin İnsanları’nda kart karakterlerin Esir Şehrin Mahpusu’nda figüratif veya fon karakter olarak bulun-ması söz konusudur. Esir Şehrin Mahpusu’nda, Kâmil Bey, başkişi olarak değişmemekle birlikte diğer

kahra-manların önem derecelerinde farklılıklar görülmüş, bazı kahramanlar büsbütün çekilip yahut yalnızca ismen bahis konusu edilirken, yeni bir mekân ve çevre ile birlikte pek çok yeni şahıs esere dâhil olmuştur.

Yol Ayrımı fon karakterler:

İsmet Paşa, Çoruh Mebusu Âsım bey, Âsım Bey’in kardeşi Hakkı Tarık Bey, Mareşal Fevzi Çakmak, Hademe Hıdır Onbaşı, Başmürettip Haydar Baba, Enver Paşa, Halil Paşa, Nuri Paşa, Külahı Eğri Salih Paşa, Millet Meclisi Reisi Kâzım Paşa, Selim Nuri’nin babası Nuri öğretmen, Ahmet Emin Bey, Başdağıtıcı Tatar Emirze, Bozüyük Mebusu Salih Bey, Vakit gazetesinin başmakinisti, Ağaoğlu Ahmet Bey, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Caviz Bey, Abdülhak Hamit Tarhan, Kontes Lüsyen, Makbule Hanım, Kütahya Mebusu Nuri, Genel Sekreter Saffet, Ankara Mebusu Talât Bey, Necip Ali Bey, Dadal Efendi’nin İstanbul’a geldiğinde karşılaştığı Biletçi ve Vatman, Yunus Nadi, Salih Bozüyük, Ali Kılıç, Zühtü Recep Bey, Abbas Cevat Bey, Bilecik Mebusu İbrahim Bey, Doktor Mustafa Bey, Urfa Mebusu Saip Ali Bey, Apsarlı İsmail Bey, İskilip’ten Münir Bey, Nabi Rıza Bey, Selim Nuri’nin arkadaşı Nevşehir’in Ağa oğullarından Kırkbirin Rüstemşah, Arif Oruç, “Paşaoğlu” de-dikleri Ali Tarkan, Tatar Emirze’nin Tatar tezgâhtarı, Falih Rıfkı Bey, Yakup Kadri, Hamdullah Suphi, Sabur Sami Bey, Sirt Milletvekili Mahmut Bey, İpsiz Recep, Yeni Sinema sahiplerinden Hüseyin Bey, Tanin gazetesi başyazarı Muhittin Sadri Ethem, Kemal Ragıp, Ahmet Ensari Bey, İttihad-ı Terakki kâtibi mesullerinden Veh-bi, Selâhattin ve İhsan Beyler, Yüzbaşı Rıza Bey, Nizamettin Nazif Bey, Ömer Kaptan, Adliye Vekili Mahmut Esat Bey, İzmir Valisi Kâzım Paşa, Halk Fırkası Mebusu Ali Haydar Rüştü Bey, Matmazel Tamara, Topçu İhsan, Murat’’n Emin dayısı ve Neriman teyzesi, Tango Ömer, Faytoncu Osman Ağa, Nuh Bey, Marangoz İsmail Usta, Saka’nın Naci, Saka’nın Naci’nin dostu Safinaz, Nazmi Cihangir, Albay Şükrü Nail Bey, Karagöz Selami, Pomak Çavuş, Avukat Celâdet Bey’in yazıhanesinin bitişiğindeki İngiliz tüccarın kâtibi Andonya-dis, Müşterilerden Sabriye Hanım, Fuat Mahir Bey, Sahrayı Cedit’te oturan Antikacı Halim Efendi, Keramet Pelvan, Adviye, hastabakıcı Yahudi kadın (Matmazel Berta), Hacı Rüstem Efendi, Üzeyir, hastalardan Celal Efendi, Nermin Hanım’ın kocası Operatör Doktor Lütfü Bey, Binbaşı Arif Bey, Topçu albayı Cehennem Ce-mil Bey, Madam Eleni, Kör Şaban, Arnavut Veznedar, Komiser Yardımcısı Bayram, Ayetullah, Sedat Bey, Ayşe’nin öğretmeni Şahende Hanım, Ayşe’nin arkadaşı Celile, Celile’nin babası Teğmen Hakkı Efendi, Hacı Murtaza Baba, Hacı Halim Efendi, Tellâl Ali Çavuş, Köse Dayı, Antikacı Dehri Beyefendi, Tellâl başı Kürt Cemo, Moiz Efendi, Selim Nuri’nin birlikte olduğu İmamın dul gelini Emine, İzmirli Leman öğretmen, gece makinisti kör Numan Usta, Behram Usta, Behram Usta’nın çırağı, Polis Müdüriyetinden Cafer Efendi, Tevfik Rüştü, Samet Ağaoğlu, Reşit Galip Bey, Garson Ahmet, Kahveci Hacı Abdurrahman, Madam Agavni,

İsmet Paşa, Çoruh Mebusu Âsım bey, Âsım Bey’in kardeşi Hakkı Tarık Bey, Mareşal Fevzi Çakmak, Hademe Hıdır Onbaşı, Başmürettip Haydar Baba, Enver Paşa, Halil Paşa, Nuri Paşa, Külahı Eğri Salih Paşa, Millet Meclisi Reisi Kâzım Paşa, Selim Nuri’nin babası Nuri öğretmen, Ahmet Emin Bey, Başdağıtıcı Tatar Emirze, Bozüyük Mebusu Salih Bey, Vakit gazetesinin başmakinisti, Ağaoğlu Ahmet Bey, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Caviz Bey, Abdülhak Hamit Tarhan, Kontes Lüsyen, Makbule Hanım, Kütahya Mebusu Nuri, Genel Sekreter Saffet, Ankara Mebusu Talât Bey, Necip Ali Bey, Dadal Efendi’nin İstanbul’a geldiğinde karşılaştığı Biletçi ve Vatman, Yunus Nadi, Salih Bozüyük, Ali Kılıç, Zühtü Recep Bey, Abbas Cevat Bey, Bilecik Mebusu İbrahim Bey, Doktor Mustafa Bey, Urfa Mebusu Saip Ali Bey, Apsarlı İsmail Bey, İskilip’ten Münir Bey, Nabi Rıza Bey, Selim Nuri’nin arkadaşı Nevşehir’in Ağa oğullarından Kırkbirin Rüstemşah, Arif Oruç, “Paşaoğlu” de-dikleri Ali Tarkan, Tatar Emirze’nin Tatar tezgâhtarı, Falih Rıfkı Bey, Yakup Kadri, Hamdullah Suphi, Sabur Sami Bey, Sirt Milletvekili Mahmut Bey, İpsiz Recep, Yeni Sinema sahiplerinden Hüseyin Bey, Tanin gazetesi başyazarı Muhittin Sadri Ethem, Kemal Ragıp, Ahmet Ensari Bey, İttihad-ı Terakki kâtibi mesullerinden Veh-bi, Selâhattin ve İhsan Beyler, Yüzbaşı Rıza Bey, Nizamettin Nazif Bey, Ömer Kaptan, Adliye Vekili Mahmut Esat Bey, İzmir Valisi Kâzım Paşa, Halk Fırkası Mebusu Ali Haydar Rüştü Bey, Matmazel Tamara, Topçu İhsan, Murat’’n Emin dayısı ve Neriman teyzesi, Tango Ömer, Faytoncu Osman Ağa, Nuh Bey, Marangoz İsmail Usta, Saka’nın Naci, Saka’nın Naci’nin dostu Safinaz, Nazmi Cihangir, Albay Şükrü Nail Bey, Karagöz Selami, Pomak Çavuş, Avukat Celâdet Bey’in yazıhanesinin bitişiğindeki İngiliz tüccarın kâtibi Andonya-dis, Müşterilerden Sabriye Hanım, Fuat Mahir Bey, Sahrayı Cedit’te oturan Antikacı Halim Efendi, Keramet Pelvan, Adviye, hastabakıcı Yahudi kadın (Matmazel Berta), Hacı Rüstem Efendi, Üzeyir, hastalardan Celal Efendi, Nermin Hanım’ın kocası Operatör Doktor Lütfü Bey, Binbaşı Arif Bey, Topçu albayı Cehennem Ce-mil Bey, Madam Eleni, Kör Şaban, Arnavut Veznedar, Komiser Yardımcısı Bayram, Ayetullah, Sedat Bey, Ayşe’nin öğretmeni Şahende Hanım, Ayşe’nin arkadaşı Celile, Celile’nin babası Teğmen Hakkı Efendi, Hacı Murtaza Baba, Hacı Halim Efendi, Tellâl Ali Çavuş, Köse Dayı, Antikacı Dehri Beyefendi, Tellâl başı Kürt Cemo, Moiz Efendi, Selim Nuri’nin birlikte olduğu İmamın dul gelini Emine, İzmirli Leman öğretmen, gece makinisti kör Numan Usta, Behram Usta, Behram Usta’nın çırağı, Polis Müdüriyetinden Cafer Efendi, Tevfik Rüştü, Samet Ağaoğlu, Reşit Galip Bey, Garson Ahmet, Kahveci Hacı Abdurrahman, Madam Agavni,

Outline

Benzer Belgeler