• Sonuç bulunamadı

DÜNYA ĠNTERNET KULLANIM VE NÜFUS ĠSTATĠSTĠKLERĠ Dünya Bölgeler

Nüfus Ġnternet Ġnternet Kullanıcıları Nüfus (%Nüfus) Büyüme 2000- Kullanıcılar %Tablo 37

Dünyada ülkeler ve bölgeler arasındaki internet kullanım oranları bazı çalıĢmalarda ‗problem‘ olarak ortaya konmakta, internet kullanım oranlarının dengeli artıĢıyla birlikte sağlanacak olası bir eĢitliğin gereği vurgulanmaktadır. Bu da internet kullanım oranıyla toplumsal kalkınma arasında iliĢki kurulmasına yol açmaktadır. Ancak eleĢtirel yaklaĢımlar, özellikle eleĢtirel ekonomi-politik bakıĢ, kapitalist üretim iliĢkileri ve toplumsal yapıları göz önüne alarak, yeni iletiĢim teknolojileri ve internet gibi araçların-ağların yaygınlaĢmasının dünyada iletiĢim tekellerini giderek güçlendirdiğini ve denetimlerini yoğunlaĢtırdığını öne sürmektedirler. Bu kısımda geliĢmeler, kullanım oranları ve yasal düzenlemeler aktarılarak genel bilgiler verilmiĢtir.

(2010 Est.) Kullanıcıları 31Aralık 2000 Son Veriler 2010 Afrika 1,013,779,050 4,514,400 110,931,700 10.9 % 2,357.3% 5.6 % Asya 3,834,792,852 114,304,000 825,094,396 21.5 % 621.8 % 42.0 % Avrupa 813,319,511 105,096,093 475,069,448 58.4 % 352.0 % 24.2 % Ortadoğu 212,336,924 3,284,800 63,240,946 29.8 % 1,825.3% 3.2 % Kuzey Amerika 344,124,450 108,096,800 266,224,500 77.4 % 146.3 % 13.5 % LatinAmerika/Karayipler 592,556,972 18,068,919 204,689,836 34.5 % 1,032.8% 10.4 % Okyanusya/Avustralya 34,700,201 7,620,480 21,263,990 61.3 % 179.0 % 1.1 % DÜNYA TOPLAM 6,845,609,960 360,985,492 1,966,514,816 28.7 % 444.8 % 100.0 %

Notlar: (1) Internet Kullanımı ve Dünya Nüfus Ġstatistikleri 31 Haziran 2010 içindir. (2) Demografik (nüfus) sayılar ABD Sayım Bürosu‘nun verilerine dayanmaktadır. (3) Ġnternet kullanım bilgilerini veri Nielsen Online tarafından yayınlanan, Uluslar arası Telekomünikasyon Birliği tarafından, GfK, yerel Regülatör ve diğer güvenilir kaynaklardan gelir.

Kaynak: Yukarıdaki veriler http://www.internetworldstats.com sitesinden uyarlanmıĢtır.

Yukarıdaki tablodaysa 31 Haziran 2010 tarihinde dünyada internet kullanım oranları nüfus istatistiklerine göre her bölgeye göre değerlendirilmiĢtir. Buna göre, dünyada kullanıcı sayısı giderek artmaktadır. Dünyada 31 Haziran 2010 verilerine göre toplam 1,966,514,816 internet kullanıcısı bulunmaktadır. Ancak dünyadaki bölgeler arasında nüfus oranlarına göre internet kullanıcıları oranları ve artıĢlar arasında farklılıklar bulunmaktadır.38

Fakat yukarıda belirtildiği gibi, özellikle Avrupa gibi kıtalar için geçmiĢte yapılan tahminleri aĢan oranlar göze çarpmaktadır.

38

Ġrfan Erdoğan ‗Bilgi Toplumu ve Cehaletin BesleniĢi Üzerine‘ adlı makalesinde, ülkeler arasında ―bilgi gediği‖ (digital uçuru) olduğu farz edilerek, her okulda ve her sınıfta, her evde ve hatta her evin her odasında bilgisayarların ve internet bağlantılarının olması gereğinin hep öne sürüldüğünü aktarır. Erdoğan‘a göre, ‗uçurum kapanması‘ ve ‗bilgi çağına‘ eriĢilmesi, hem de katılımcı ve tüketim demokrasisi gerçekleĢmesi gibi uydurular gereği bilgisayar ve internetin satın alınmasının teĢvik edildiğini, önerildiğini vurgular. Erdoğan bu durumdan yola çıkarak 1960‘larda kalkınmak için evlerde radyo ve televizyon, okullarda televizyonlu eğitimin yaygınlaĢtırılmaya çalıĢıldığını ve savunulduğu hatırlatır (Erdoğan, 2010: s.n.y). (bkz. www.irfanerdogan.com).

2. 1. 3. 1. 2. Dünyada Ġnternetle Ġlgili Yasal Düzenlemeler

Ġnternetle ilgili dünyada hukuki anlamda çeĢitli uluslar arası düzenlemeler, kararlar, uygulamalar, bildiriler, yasalar oluĢturulmuĢtur. Günaydın‘a göre, ilk olarak Ġnternetin ifade özgürlüğünün anlamı ve sınırları yasal sistemler arasında farklılık göstermesi nedeniyle uluslar arası standartlar oluĢturmak için ilk olarak 1996 yılında Dünya Fikri Haklar Organizasyonu (WIPO) tarafından telif hakları ve eser sahibi hakları üzerinde bir antlaĢma konusunda uzlaĢma olmuĢtur. Ġnternet ortamında yayıncılık ve ifade özgürlüğüne iliĢkin çeĢitli uluslar arası düzenlemeler yapılmıĢtır. Ġnternet ortamında yayıncılığa iliĢkin uluslar arası düzenlemeler; 1996‘da Avrupa Konseyi‘nde ―Ġnternette Yayınlanan YasadıĢı ve Zararlı Ġçeriklerle Ġlgili Üye Devletlerin Hükümet Temsilcileri Kararı‖, ―276/1999/EC Numaralı Avrupa Parlamentosu ve 25 Ocak 1999 tarihli Avrupa Konseyi Kararı‖, 23.11.2001 tarihinde BudapeĢte‘de imzaya açılan ve 14 Avrupa ülkesi tarafından onaylanan ―Avrupa Konseyi Siber Suç SözleĢmesi‖, ―Avrupa Birliği‘nin Elektronik Ticarete ĠliĢkin Yönergesi‖, 28 Mayıs 2003‘de kabul edilen ―Avrupa Komitesi Bakanlar Komitesi Ġnternette ĠletiĢim Özgürlüğü Bildirgesi‖, 6 Temmuz 2006 tarihli ―Ġnternette Ġfade Özgürlüğü Konusunda Avrupa Parlamentosu Kararı‖, 13 Mayıs 2005 tarihli ―Avrupa Konseyi Bilgi Toplumunda Ġnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Bakanlar Komitesi Bildirgesi‖, 13-14 Haziran 2003 tarihinde yayınlanan ―Avrupa Güvenlik ve ĠĢbirliği TeĢkilatı Medya Özgürlüğü Temsilciği Amsterdam Ġlkeleri‖ olarak sıralanmaktadır. Bununla birlikte ifade özgürlüğünü düzenleyen baĢlıca insan hakları metinleri de internet yayıncılığını kapsayıcı nitelikte hükümler içermektedir. BM Genel Kurulu tarafından 10 Aralık 1948‘te Paris‘te ilan edilen ―Ġnsan Hakları Evrensel Bildirgesi‖, 1966 tarihli ―Medeni ve Siyasi Haklara ĠliĢkin Uluslar arası SözleĢme‖, 04.11 tarihinde kabul edilen 03.09.1953 tarihinde yürürlüğe giren ve Türkiye tarafından da 10.03.1954 tarih ve 6366 sayılı kanun ile onayladığı ―Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi‖, 29 Nisan 1982 tarihinde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından kabul edilen ―Avrupa Konseyi Ġfade ve Bilgi Özgürlüğü Bildirisi‖ olarak sıralanabilir. Öte yandan Ġnternet ortamında yayıncılık açısından ifade özgürlüğünün bazı ülkelerdeki yasal düzenlemeleri Ģöyledir:

1-Amerika BirleĢik Devletleri (ABD): Ġnternet‘in anavatanı olan ve aynı

zamanda Ġnternet kullanımının ortaya çıkardığı sorunlara iliĢkin ilk hukuki düzenlemelerin yapıldığı Amerika‘da 8 ġubat 1996 tarihinde yürürlüğe giren ĠletiĢim Ahlak Yasası (Communucation Deceny Act-CDA), dünya üzerinde internetin ortaya çıkardığı sorunların çözümüne yönelen ilk hukuki düzenlemedir.

2-Almanya: Ġnternetle ilgili hukuki sorunlara iliĢkin düzenlemeyi

gerçekleĢtiren Avrupa Birliği üyesi ülke Almanya‘dır. 13 Haziran 1997 tarihinde yürürlüğe giren Tele Servisler Yasası (TDG) 14.12.2001 tarihinde değiĢiklikle, sorumluluk bölümü geniĢletilmiĢ, yeni ve daha ayrıntılı bazı ilkeler kabul edilerek, internetteki ceza sorumluluklarına iliĢkin esaslar düzenleme altına alınmıĢtır. 2002‘de ise Almanya Tele-Hizmetler Yasasını yeniden değiĢtirmiĢtir.

3-Fransa: Fransa‘da ise internete iliĢkin olarak bir yasadan söz etmek mümkün

değildir. Bununla birlikte, Fransız Ceza Yasası‘nda öngörülen bazı suç tiplerinin, internet aracılığıyla iĢlenebilmesi olasılığı da göz önüne alınarak hazırlandığı belirtilmektedir.

4-Ġngiltere: Ġngiltere‘de ĠSS‘ler hukuka aykırı içerik dolayısıyla yayıncı sıfatıyla

sorumlu tutulabilmektedir. Müstehcen ve ahlaka aykırı yayınlar söz konusu olduğunda 1959 tarihli Müstehcen Yayınlar Kanunu hükümleri hakaret ve sövme teĢkil eden içerik için ise 1996 tarihli hakarete iliĢkin kanun hükümleri uyarınca ĠSS yayıncı sıfatıyla sorumlu tutulabilecektir. Ġngiltere‘de ĠSS‘lerin sorumluluğu açısından AB Elektronik Ticaret Direktifindeki Ġlkeler aynen uygulanmaktadır.

5-Ġtalya: Ġtalya‘da Ġnternet süjelerinin ceza sorumluluklarına iliĢkin olarak

henüz özgün bir yasal düzenlemeye gidilmemiĢtir. 22 Mayıs 1997 tarihinde Ġtalya Posta Telekomünikasyon Bakanlığı tarafından yasa taslağı hazırlanmıĢtır. ―Ġnternet Servislerinin Özdenetim Yasası‖ baĢlıklı yasa tasarısının hazırlanmasında amaç sorumluluk kültürünü internet ağındaki bütün süjelere yayarak, internet ağının hukuka aykırı veya zararlı bir Ģekilde kullanılmasını önlemektir (Günaydın, 2010).

2. 1. 3. 2. Türkiye'de Ġnternet

Dünyada internetle ilgili bu bilgilerin açıklanmasının ardından, internetin Türkiye‘deki süreci ve durumuna değinilecektir.

2. 1. 3. 2. 1. Türkiye‟de Ġnternetin Tarihi

Türkiye ilk 1993 yılında Ġnternet'e bağlandı. YurtdıĢı bağlantısı NSFNET (ABD ulusal bilim kurulu ağı) üzerinden 12 Nisan 1993 tarihinde gerçekleĢtirildi. Bunun öncesinde 1986'da, TÜVAKA (Türkiye Üniversiteler ve AraĢtırma Kurumu Ağları) adlı organizasyon, Türkiye'deki araĢtırma ağı altyapısını oluĢturmak amacıyla kuruldu. EARN (European Research and Education Networking Association) bağlantısını Ġzmir'de Ege Üniversitesi üzerinden gerçekleĢtirdi. 1991 yılında TÜBĠTAK-ODTÜ iĢbirliği ile TR-NET giriĢimi kuruldu. TR-NET'le TÜVAKA'dan farklı bir yaklaĢım ile kullanıcı sınırlaması getirmeden her kiĢi ve kurum yeniçağ teknolojisi Internet ile tanıĢtırılmak amaçlanıyordu. Ağ finansal olarak TÜBĠTAK tarafından desteklenirken, teknik operasyon ODTÜ bilgi iĢlem ve TÜBĠTAK bilgi iĢlem merkezleri tarafından yürütüldü. TR-NET'in amacı; Türkiye'de mümkün olduğunca geniĢ bir platformda Internet'in kullanımının sağlanması ve yaygınlaĢtırılması idi. Fakat TR-NET kurumsal bir kimliğe sahip olmadığından, Türkiye'de oluĢturulması gereken ulusal ağ altyapısı konusunda bir yaptırım gücü bulunmamaktaydı. Nitekim Internet'e olan ilginin hızla artması üzerine, Internet'i yayma yönündeki çalıĢmalarını resmi bir kimliği olmadan sürdürmeye çalıĢan TR-NET, talebi karĢılayamaz hale geldi. Bu ortamda, zaten yoğunluktan dolayı çalıĢamaz duruma gelen yurt dıĢı (NSF) bağlantısı nedeniyle, bazı üniversite ve kuruluĢlar kendilerine özel yurt dıĢı çıkıĢları almaya baĢlamıĢlardı. TR-NET'in yurtdıĢı çıkıĢını artırması ise sorunu çözmeye ve müthiĢ potansiyeli karĢılamaya yetmemiĢti. Bu durumda, ticari ve akademik ağlar birbirinden ayrıldı. Bu aĢamada özel kuruluĢ ve kiĢilere yönelik Internet çalıĢmaları özel firmalar tarafından sağlanmaya baĢlanırken, akademik dünyaya yönelik olarak da, bir eğitim ve araĢtırma ağının, ULAKNET' in kurulması planlandı (TÜBĠTAK-ULAKBĠM, 2010). Türkiye‘de Ege Üniversitesi ve ODTÜ‘nün katkılarıyla baĢlayan internet hizmetleri, günümüzde birçok internet servis sağlayıcı (ISS) ile özel ve resmi kurumlara ve ULAKBĠLĠM ile de üniversitelere verilmektedir (Sağıroğlu, 2001: 17).

Ġlk bağlantı ODTÜ'den gerçekleĢtirilmiĢtir. 64kbit/san hızında olan bu hat, çok uzun bir süre, tüm ülkenin tek çıkıĢı olmuĢ ve Internet tüm Türkiye'de (öncelikle akademik ortamlarda) yaygınlaĢtırmaya çalıĢılmıĢtır. Ege Üniversitesi'nden olan bağlantı ise, 1994 baĢlarında, 64kbit/san. hızı ile gerçekleĢtirilmiĢtir. Ardından sırayla, Bilkent Ün.(1995 Eylül), Boğaziçi Üniv. (1995 Kasım) ve ĠTÜ (1996 ġubat) bağlantıları gerçekleĢmiĢtir. 1996 yılı Ağustos ayında da TURNET çalıĢmaya baĢlamıĢtır.

2. 1. 3. 2. 2. Türkiye‟nin Ġnternet Politikası ve Kilit KuruluĢlar

Türkiye‘de internet hizmetleri özel sektör eliyle sunulmakta, bu alanda düzenleyici kurullar oluĢturulmakta ve düzenlemelere gidilmektedir. Türkiye‘de internet eriĢimi ticari alanda büyük oranda Türk Telekom‘un tekelindedir. Ayrıca Ġnternet Üst Kurulu ve Telekomünikasyon ĠletiĢim BaĢkanlığı gibi kuruluĢlar vasıtasıyla internet içeriği izlenmekte, denetlenmekte, yeri geldiğinde sınırlandırılmakta yahut sansürlenmektedir. Hatta kullanıcıların ifade özgürlüğü tartıĢmalı bir durumdadır denilebilir. Tüm bunlar içinse yasal düzenlemelere gidilmiĢtir.

a) Türk Telekom: Türkiye'de babit, mobil ve internet hizmetlerini bir arada

sunan kuruluĢ Türk Telekom'dur. 1840 yılında ―Postahane-i Amirane‖ adıyla kurulan Türk Telekom, 2005 yılına kadar kamu kuruluĢu olarak hizmet vermiĢtir. Ancak kuruluĢ, 2005 yılında %55 oranındaki hissesinin Oger Telekom tarafından satın alınması ile özelleĢtirilmiĢtir. 2008 yılındaysa Türk Telekom'un, 3,5 milyar TL olan ödenmiĢ sermayesinin, %15'ine tekabül eden ve T.C. Hazine MüsteĢarlığı'na ("Hazine") ait 525 milyon TL nominal değerli D Grubu Hamiline Yazılı Payları, Sermaye Piyasası Kurulu onayını takiben halka arz yöntemiyle özelleĢtirilmiĢtir. Halka arzın sona ermesinin ardından halka arz edilen paylar 15 Mayıs 2008 tarihinde Ġstanbul Menkul Kıymetler Borsası Ulusal Pazar'da iĢlem görmeye baĢlamıĢtır. Türk Telekom, sabit hat ve GSM‘den geniĢ bant internete kadar bütünleĢmiĢ telekomünikasyon hizmetleri sunmaktadır. Türk Telekom grup Ģirketlerinin 31 Mart 2009 itibariyle 17,3 milyon sabit hat, 6 milyon ADSL hattı ve 12,6 milyon GSM abonesi bulunmaktadır. ġirket, tüm ülkeyi kapsayan Ģebeke altyapısıyla Türkiye genelindeki bireysel ve kurumsal müĢterilerine geniĢ bir hizmet yelpazesi sunmaktadır. TTnet, Argela, Innova, Sebit, Sobee ve AssisTT Ģirketlerinin %

99,9‘una sahip olan Türk Telekom, aynı zamanda Türkiye‘deki üç GSM operatöründen biri olan Avea‘nın hisselerinin %81‘ine de sahiptir. Bunun yanı sıra Türk Telekom, Arnavutluk‘taki yerleĢik telekom operatörü Albtelecom Ģirketinde de azınlık hissesine sahiptir. Türk Telekom‘un hisselerinin % 55‘i Ojer Telekomünikasyon A.ġ. ve %30‘u Türkiye Hazine MüsteĢarlığı‘na aittir. Geriye kalan % 15‘lik hissesi de halka arz edilmiĢtir (Türk Telekom, 2010).

Türkiye‘de internet eriĢimini sağlayan altyapının büyük çoğunluğu Türk Telekom‘un tekelindedir. Ġnternet servis sağlayıcılar internet yurtdıĢı çıkıĢlarını ve yurt içi bağlantılarını Türk Telekom‘dan kiraladıkları hatlar üzerinden yapmaktadırlar. Bunun yanında net sağlayıcılar küçük çapta da olsa yurt dıĢına bağlantı için uydu servisleri kullanmaktadır. Özellikle 21 Mayıs 2003‘te meydana gelen Cezayir Depremi sonucu Türkiye‘nin yurtdıĢı bağlantı kapasitesinin büyük bir bölümünün devre dıĢı kalması ve bu durumun bir aya yakın bir süre devam etmesi sonucu, internet servis sağlayıcılar bu gibi durumlardan etkilenmemek için uydu servislerine ağırlık vermeye baĢlamıĢlardır (Dede, 2004: 27-28).

b) Ġnternet Üst Kurulu ve Ġnternet Haftası: Ocak 1998'de ana iĢlevi

UlaĢtırma Bakanlığına danıĢmanlık yapmak olan Ġnternet Üst Kurulu kurulmuĢ ve bu kurul ‗Türkiye'de internetin sağlıklı bir Ģekilde geliĢebilmesi, konuya iliĢkin çok sesli ve katılımcı, Ģeffaf siyasal, ekonomik ve toplumsal politikaların oluĢabilmesi‘ olarak tanımlanan hedefler için Nisan ayının ikinci ve üçüncü haftaları arasını "Ġnternet Haftası" olarak belirlemiĢtir. Ġnternet Haftası'nın amacını BiliĢim STK Platformu Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Akgül Ģu Ģekilde aktarmaktadır: "Ġnternet kültürünü geniĢ kitlelere yaymak, haberdar etmek, toplumun interneti düĢünmesi, tartıĢması, tanımasına yönelik her tür etkinliği yapıyoruz. Özellikle, ulusal boyutta sorunların tartıĢılmasına, toplumun gündemine internetin oturmasına yönelik çabalar yoğun. Haftayı ülkenin her köĢesinde, her okulda, her kütüphanede, Üniversitede, kaymakamlıkta, büyükçe iĢ yerinde, ticaret/sanayi odasında, baroda, tabip odasında, esnaf odasında yapmak istiyoruz. Ġnsanların internetle tanıĢması, kullanması, öğrenmesi, yatırım yapmasında bir ivme vermeye çalıĢıyoruz" (Binark ve Bayraktutan Sütçü, 2007).

c) Telekomünikasyon ĠletiĢim BaĢkanlığı (TĠB): Türkiye‘de internet

içeriğini denetlemek, izlemek ve yargı kararlarıyla eriĢim engelleme kararlarını uygulamak için Telekomünikasyon Kurumu içinde 2005 Ağustos‘unda Telekomünikasyon ĠletiĢim BaĢkanlığı (TĠB) kurulmuĢtur. Kurum kurulduktan sonra tümüyle iĢlevsel olarak 2006 Temmuz‘unda çalıĢmalarına baĢlamıĢtır. Böyle bir birimin oluĢturulmasındaki temel amaç, 2559,119 2803,120 2937,121 ve 5271 sayılı Kanunlara tabi olan iletiĢimin izlenmesi ve tespit edilmesi uygulamalarında yetkileri merkezileĢtirmek ve tek bir birimde toplamaktır. 5651 Sayılı Kanuna göre39

TĠB, Ġnternet içeriğinin izlenmesi/denetlenmesinden ve yargıç, mahkeme ve cumhuriyet savcıları tarafından verilmiĢ eriĢim engelleme kararlarının uygulanmasından sorumlu kurum olarak belirlenmiĢtir. TĠB, Türkiye‘de barındırılan belli bazı Ġnternet içeriklerine ve 8. maddede sayılan suçlar bağlamında Türkiye dıĢında barındırılan içeriğe eriĢimi, idari kararla engelleme yetkisine de sahiptir (Akdeniz, Altıparmak, 2008: 4-24). Ayrıca 7258 sayılı ―Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve ġans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun‖un40

5728 sayılı yasayla değiĢik 5 nci maddesinde yer alan ―…sabit ihtimalli veya müĢterek bahis oynatanlar, oynanmasına yer veya imkan sağlayanlar …‖ hakkındaki düzenleme ―Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228)‖ suçuna paralel Ġnternet ortamında gerçekleĢmesi durumunda genel uygulamaya dahil edilmiĢtir. 24/10/2007 tarihli ve 26680 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ―Telekomünikasyon Kurumu Tarafından EriĢim Sağlayıcılara Ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine ĠliĢkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik‖, 01/11/2007 tarihli ve 26687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ―Ġnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik‖, 30/11/2007 tarihli 26716 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ―Ġnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik‖ ve son olarak 01/03/2008 tarihli ve 26803 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ―Telekomünikasyon Kurumu Tarafından EriĢim Sağlayıcılara Ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine ĠliĢkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik‖ hükümleri çerçevesinde mezkur Kanunun çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmektedir (TÜĠK, 2010) "Ġnternet Toplu Kullanım

39

Bkz: Ek – 6. 40

Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" 05/08/2009 tarihli ve 27310 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiĢtir. "Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan ĠletiĢimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi ve Kayda Alınmasına Dair Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon ĠletiĢim BaĢkanlığının KuruluĢ, Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" 07/08/2009 tarihli ve 27312 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiĢtir (BTK, 2010).

2. 1. 3. 2. 3. Türkiye‟de Ġnternetle Ġlgili Yasal Düzenlemeler

Türkiye 2001‘e kadar Ġnternet‘i düzenleme konusunda müdahaleci olmayan bir yaklaĢım benimsemiĢtir. O tarihe kadar Ġnternet‘i düzenleyen özel bir kanun mevcut değildir. Ġnternet üzerinden yayılan ifade için de ifade suçlarıyla ilgili genel düzenleme sisteminin yeterli olduğu düĢünülmüĢtür. Davalar Eski Türk Ceza Kanunu kapsamında açılmıĢtır (Akdeniz, Altıparmak, 2008: 8). Türkiye‘de internetle ilgili yasal düzenlemelerin ilk adımı 2002‘de atılmıĢtır. 2002 yılında yapılan düzenlemeyle, ―sanal ortamda‖ iĢlenen suçlar ilk kez yaptırıma bağlanmıĢtır. Buna göre, Basın Yasası‘ndaki41

―Yalan haber, hakaret ve benzeri fiillerden doğacak maddi ve manevi zararlar‖ konusundaki hükümleri biliĢim teknolojileri ve internet ortamında sayfa açılması veya elektronik gazete, elektronik bülten yoluyla yayınlanan her türlü yazı, iĢaret, sesli veya sessiz görüntü ve benzerlerine de uygulanmıĢtır (Geray, 2003: 171). Daha sonra 2007 yılında internetle ilgili 5651 Sayılı ―Ġnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla ĠĢlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun‖ yürürlüğe girmiĢtir. Bu kanunla, Ġnternet ortamında iĢlenen belli suçlarla mücadeleyi amaçlanmakta ve bu suçlara iliĢkin süreçleri, içerik, yer ve eriĢim sağlayıcılar aracılığıyla düzenlenmektedir. Tasarı 4 Mayıs 2007‘de kabul edilmiĢ ve önceki CumhurbaĢkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanarak 22 Mayıs 2007 Resmi Gazete‘de yayımlanmıĢtır. Kanunun 3 ve 8. maddeleri yürürlüğü 23 Kasım 2007‘e bırakılmıĢ, diğer hükümler ise 23 Mayıs 2007‘de hemen yürürlüğe girmiĢtir. BaĢbakanlık, bu dönemde Kanunla ilgili üç yönetmelik yayınlamıĢtır. Ġlk olarak, 24 Ekim 2007‘de,

41

―EriĢim Ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik‖ yayınlanmıĢtır. 58 1 Mart 2008‘de bu Yönetmeliğin değiĢtirilmiĢ hali Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiĢtir.59 1 Kasım 2007‘de ―Ġnternet kafeler‖ diye de anılabilecek ―toplu kullanım sağlayıcılar‖ ile ilgili olarak ―Ġnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik‖ yayınlanmıĢtır. Daha sonra 30 Kasım 2007‘de 5651 Sayılı Kanun‘un uygulanmasına iliĢkin izlenecek usulleri ve ayrıntılı kuralları içeren ―Ġnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik‖ yayınlanmıĢtır.61 Anılan üç Yönetmelik de 5651 Sayılı Kanun‘un 11. maddesinin 1. fıkrası uyarınca hazırlanmıĢ, üçü de UlaĢtırma Bakanlığı, ĠçiĢleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı‘na danıĢılarak kaleme alınmıĢtır (Akdeniz, Altıparmak, 2008: 15). BarıĢ Günaydın‘a göre, Türkiye‘de yürürlükte olan 5651 sayılı kanun ifade özgürlüğünü önemli ölçüde etkilemiĢtir. Toplumsal yararı olan web siteleri için de eriĢimin engellenmesi kararlarının verilmesi alternatif ve farklı görüĢmelere ulaĢma olanağı tanımamaktadır. 5651 sayılı yasaya göre verilen engelleme kararları anayasa ve uluslar arası insan hakları hukukunda öngörülen temel güvencelerden yoksundur. Ġçerik sağlayıcılara web sitelerinin hukuka uygunluğunu ileri sürme fırsatı verilmemektedir. Bütün süreç gizlilik içinde geçmekte ve gerekçeler kamuoyuna açıklanmamaktadır. 5651 sayılı yasanın yürürlüğüne devam etmesi ve uygulamaların sürmesi sansürle eĢ değer anlamdadır. Türkiye‘de mahkeme kararları ve idare engellemelerle 1000‘den fazla web sitesi Ģu anda eriĢime kapatılmıĢ bulunmaktadır. Bu sayı giderek artmaktadır42

(Günaydın, 2010: 169).

2. 1. 3. 2. 4. Türkiye‟de Ġnternetin Yaygınlığı

Öte yandan Türkiye‘de internet kullanımıyla ilgili özellikle 2000‘li yıllardan itibaren araĢtırmalar, ölçmeler, değerlendirmeler yapılmakta, çeĢitli veriler ortaya konmaya çalıĢılmaktadır. Türkiye Ġstatistik Kurumu‘nun (TÜĠK) resmi verileri, Devlet Planlama TeĢkilatı (DTP) değerlendirmeleri özellikle Ģirketler, bireysel kullanıcı odaklı olmak üzere haneler, kentler, bölgeler bazında yoğunlaĢmaktadır.

42 Konuyla ilgili en bilinen örnek dünyaca ünlü Youtube davalarıdır. Sitenin sansürlenmesinin süreci ve diğer davalarla ilgili en güncel çalıĢma Günaydın‘a ait.Günaydın, BarıĢ (2010). Ġnternet Yayıncılığı ve Ġfade Özgürlüğü: 5651 Sayılı Kanun ve Ġlgili Mevzuat (1.Baskı). Ankara: Adalet Yayınevi. (bkz).

Ayrıca internet ortamındaki dünyayla ilgili evrensel ölçüm yapan sitelerden de veri elde edilebilmektedir. Türkiye‘de internet kullanıcısı sayısı son yıllarda artıĢ göstermiĢtir. Türkiye‘de, internet kullanımı ile ilgili olarak hazırlanmıĢ alexa.com raporunun sonuçlarına göre, Türkiye, Ġnternet kullanımı bakımından Avrupa‘da 7. Sırada yer almaktadır. Ancak rapor hazırlanırken internet kafelerin, mobil internet araçlarının (cep telefonu, PDA vb.), kamu kurum ve kuruluĢlarındaki bilgisayarlarının ve halka açık alanlardaki diğer internet eriĢimlerinin hesaba katılmadığı belirtilmiĢtir. Ülke genelinde internet‘e eriĢimin hanelerden ziyade, yaygın olarak internet kafeler aracılığıyla sağlandığı düĢünülürse, Türkiye‘nin sıralamada daha üst basamaklarda yer alacağı açıktır. Ayrıca Türkiye kiĢi baĢına