• Sonuç bulunamadı

Küfe, Basra ve Mısır’dan gelen âsilerin şehid ettiği Hz. Osm an’ın yerine IVledine’deki sahabe ve isyancıların ısrarı üzerine “belki de eskiden beri içinde bir his olmakla birlikte elde edemediği, ancak son birkaç yıldan beri meydana gelen hadiselerin tabii olarak ortaya çıkardığı hilafet şansını”’^^ deneyerek 25 Zilhicce 35/24 Haziran 656 senesinde hilafet makamına gelen Hz. A li’nin beş yılı aşkın halifelik dönemini kapsayan iç karışıklık fetih hareketlerinin durmasına sebep olduğu için bu dönemdeki rivayetlerin çoğu iç savaşlarla ilgilidir. Dolayısıyla Hz. Hüseyin’in babasının halifeliği dönemindeki hayatıyla ilgili rivayetlerin çoğu da babası İle birlikte Kûfe’ye giderek bütün bu seferlere katıldığı hakkındadır.^^^

Herkesi biata çağırmasına rağmen hiçbir zaman bütün müslümanlann halifesi olamayan^^"* Hz. A li’nin ilk iç savaşı, Hz. Osman’ın kanını taleb eden Hz. Aişe, Talha b.

Ubeydullah, Zübeyr b. Avvâm ve bazı Ümeyye Oğullarından oluşan muhaliflerle karşı karşıya geldiği Cemel vak’ası (15 Cemâziyelâhir 36/9 Aralık 656) oldu.''^^ Hz. Hasan'la Hüseyin’in de iştirak ettiği^^® Hz. Ali ordusunun Cemel topluluğuna galip gelmesi ile sonuçlanan bu savaştan sonra halifenin karşısındaki ikinci muhalifi Hz. Osman’ın akrabası sıfatıyla onun kanını dava etme hakkına sahip olduğunu iddia eden^^^, fakat sonucunu bekleyerek Cemel savaşına katılmayan Suriye valisi Muâviye b. Ebî Süfyân oldu.

132 133 134 135 136

137

Ayçan, s. 124-125

Ibn Hacer, Isâbe, I, 333; Ibn Kesîr, III, 150 Ayçan, s. 129

Halîfe, s. 182-186; Taberî, III, 39 vd.; Mes’ûdî, II. 366-372

Ibn Habîb, Muhabber, s. 293; Ibn Abdürabbih, IV, 313-314 (Bu rivayette Hz.

Hüseyin’in ordunun sol, Hz. Masan ise sağ cenahının komutanı olduğu bildirilmektedir.); Halîfe, s. 184 (Ancak bunun zıddına rivayetler de mevcuttur) ; Zehebî, III, 288

Muâviye davasına dini gerekçe olarak Isrâ 17/33 ayetini gösteriyordu bk.

Minkarî, 32

Hz. A li’nin Muâviye’yi tekrar biate davet etmesine karşılık sonuç alamaması yüzünden müsiümanlar bu defa Zilhicce 36/Haziran 657 tarihinde Sıffîn’de karşı karşıya geldi. İki ordu arasında yaklaşık üç ay süren savaşa ağabeyi ile birlikte iştirak eden Hz. Hüseyin’in^^®, babasını hedef alan Ümeyye Oğullarının kölesini kardeşi Muhammed İbnu’l-Hanefiyye ile birlikte öldürdüğü rivayet olunm aktadır.’ ^® Sıffin’in en önemli günü ve savaşın sonunu getiren, her iki taraftan onbinlerce askerin öldüğü bilinen Leyletu’l-Herîr^‘’° çatışmasından sonra yenilginin eşiğinde olduğunu gören Muâviye, Kur’an sayfalarını askerlerinin mızraklarının ucuna taktırarak karşı tarafı Allah’ın kitabının hakemliğine davet etti.’"^ Kendisinin itirazına rağmen ordusundaki Iraklı kurrânın baskısı Hz. A li’yi davete icâbet etmek zorunda bıraktı.

Her iki tarafın aralarında Hz. Hasan’la Hz. Hüseyin’in’ "*^ de bulunduğu en seçkin kimselerin 13 Safer 37/ 31 Temmuz 657 tarihinde Tahkimnâmenin imzalanmasından sonra’ ''^ da yapılan görüşmelerle aradaki problemler çözülmediği gibi yeni bir karışıklık daha ortaya çıktı. Hz. Ali, oğulları Haşan ve Hüseyin’in de katıldığı’ "''' taraftarları ile birlikte, "Hüküm yalnız Allah’ındır” sloganıyla ordusundan ayrılarak daha sonraları İslam tarihinde siyasî ve itikadî bir mezhep oluşturan Hâricilerle’ ''® başlattığı mücadeleyi 9 Safer 36/17 Temmuz 658 yılında onları Nehrevan’da’ ''® kesin yenilgiye uğratarak bitirdiyse de bütün bu hadiseler üzerine bıkmış, artık savaşmak istemediklerini bildiren sebatsız askerlerini Muâviye'ye karşı yeni bir sefere teşvik edememiştir. Bunun aksine.

130

içinde bulunduğu durumdan yararlanan Muâviye ise Mısır başta olmakla Hz. A li’nin idaresi altında olan bölgeleri ele geçirmek için saldırıya başlamıştır.’’'’^

Hz. A li’nin büyük gayret sarfederek yaklaşık üç yıl kadar uzun zaman içinde hazırladığı orduyu Muâviye’ye karşı çıkarmak teşebbüsü kendisinin Haricî Abdurrahman b. Mülcem tarafından yaralanması ile engellenmiştir. Ölümüne sebep olan bu yaralanma sonrasında Hz. Ali kendisinden sonra Hz. Hasan’a biat olunması hususunu soranlara bunu ne emretmiş, ne de yasaklamış^"®, oğullarına hakkı ve adaleti gözetmeleri, dinlerinden taviz vermemeleri konusunda bazı nasihatlerde bulunmuş^''®

ve aldığı yaranın tesiriyle iki gün sonra 19 veya 21 Ramazan 40/26 veya 28 Ocak 661 tarihinde vefat etmiştir.^®°

Hz. Hüseyin’in babasının halifeliği dönemindeki hayatıyla ilgili rivayetler yukarıda zikredildiği gibi genelde bu dönemin hemen hemen tamamını kapsayan iç savaşlara iştiraki hakkındadır. Fakat diğer rivayetlerden bu dönemde de Hz. A li’nin oğullarına, özellikle Hz. Hasan’la Hz. Hüseyin'e müslümanlar tarafından özel muamele gösterildiği anlaşılmaktadır. Burada dikkat edilecek bir husus da gördükleri saygının onlann halifenin oğulları olmasından ziyâde Hz. Peygamber’e olan yakınlıklarından kaynaklanmasıdır. Nitekim Hz. A li’nin valisi Yezîd b. Kays el-Erhabî Kûfe’ye gelirken Hasan’la Hüseyin’e bazı özel hediyeler getirdiği halde, halifenin Benû Hanefiyye’ye mensub hanımından olan oğlu M uhammed’e aynı sıcaklığı göstermemiştir. Sadece Hz.

Ali’nin, üzülmemesi için oğlunu teselli ettiğini öğrenmesi üzerine ona da hediye göndermiştir.''®'

Oğulları arasında böyle bir ayırım sadece başkaları tarafından değil, bizzat Hz.

Ali’nin kendisince de yapılmıştır. Ibn Hişâm’dan naklolunan bir rivayete göre Hz. Ali,

147

148 149 150 151

Geniş bilgi için bk. Belâzürî, III, 169 vd.; Taberî, III, 126 vd.; Ya'kubî, II, 194 vd.;

Ibn Hibbân, II, 297 vd.; Mes'udî, II, 420; Ibn A'sem, i, 445 vd.

Taberânî, 1, 100; Mes'udî, II, 425

Mes'udî, II, 425; Müberred, III, 1168; Taberî, III, 157; Ibn A'sem, I, 508 Taberî. III, 157; Ibn A'sem, I, 509

Ibn Kuteybe, 'Uyûnu'l-ahbâr, II, 205

Medine yakınlarında Aynu Ebî Nayzara^®^ ve Buğeybiğa^®^ isimli iki araziyi Hasan’ia Hüseyin'e miras olarak bıraktığı zaman oğlu Muhammed’i bu konuda onlara ortak yapm am ıştır.’®'’