• Sonuç bulunamadı

Cennette Gölgelenmek 91 

Kur’an’daki ayetler cennette uzamış, koyu gölgelerin bulunduğunu bildirmektedir. Bunları ifade eden ayetler şöyledir:

“Uzamış gölge”407, “Gölgeli gölge, koyu gölge.”408 9.1. Vakıa Suresi 56/30. Ayetin Tefsiri

9.1.1. Taberî409

“Uzanmış gölgeler.”410

Ayette gölgelerin uzun olacağı ifade edilmektedir.411

Ebû Hureyre (r.a) Rasulullah (s.a.v)’ın bu hususta şöyle buyruduğunu rivayet edi- yor: “Cennette öyle ağaçlar vardır ki, binekli bir insan onun gölgesinde yüz yıl gider de onu bitiremez.” Rasulullah (s.a.v)’ın bu sözlerinden sonra: “Eğer dilerseniz “Uzanmış göl- geler” ayetini okuyun” buyurdu.412

Taberî’ye göre bu ayette kastedilen, cennetliklere verilecek olan gölgelerin boyları- nın uzun olacağıdır.

Ayrıca Taberî bu ayetin tefsirinde cennetteki gölgenin durumu hakkında bir hadis nakletmiştir.

9.1.2. Râzî413

“Yayılmış gölge.”414

Râzî ayette geçen “yayılmış gölge” ifadesi hakkında şu açıklamayı yapmıştır. 1. Bu zaman bakımından uzamış anlamında olup, “zeval bulmayan, hep sürüp gi- den” manasındadır.

2. Mekan bakımından uzamış anlamında olup, “Bu gölge, cennet mıntıkalarından büyük bir şey üzerine düşüp, onu örter.” demektir.

3. “Memdud” sözüyle “döşenmiş, yayılmış” manası kastedilmiştir. Ayetteki “yayılmış gölge” ifadesi, “O gölge, yeryüzünde tıpkı geceleyin olduğu gibi, bir direk gibi olur.” anlamın- dadır. Bu izaha göre, bu gölge cennet ağaçlarının sağladığı gölge değil, tam aksine Allah Teâ- lâ’nın yaratmış olduğu gölge olmuş olur.415

407 Vakıa, 56/30. 408 Nisa, 4/57. 409 Taberî, a.g.e, Trc: c. 8, s. 137. 410 Vakıa, 56/30. 411 Taberî, a.g.e, Trc: c. 8, s. 137.

412 Buhârî, K.Tefsir el-Kur’an, Sure:56, Bab: 1 (Taberî, a.g.e., Trc. C: 8, s. 137, Dipnot 1’den naklen) 413 Râzî, a.g.e, Trc: c. 21, s. 202.

414 Vakıa, 56/30.

92

Râzî burada cennetteki gölgeler hakkında bilgi vermiştir. Özellikle gölgelerin uzun olması konusunda üç ayrı yorum yapmıştır ki, bu gölgeler zaman ve mekân bakımından uzamış ve döşenmiş özelliğine sahiptir.

Cennetteki gölgelerin, ağaçların sağladığı değil de, Allah’ın yaratmış olduğu gölge olması yorumuyla Râzî gölgeye farklı bir boyut kazandırmıştır.

9.1.3. Kurtubî416

“Yayılmış gölgelerde.”417

Ayette geçen yayılmış gölgenin neyi ifade ettiği hususunda tefsircilerin görüşlerine bir göz atalım.

Yayılmış gölge, Rabi b.Enes’e göre, arşın gölgesi; Amr b.Meymun’a göre ise yet- miş bin yıllık bir mesafesi olan bir gölgedir.

Ebu Ubeyde, Arapların uzun zamana, uzun ömre ve kesintisi olmayan her şeye, uzayıp giden ifadesini kullandıklarını bildirir.

Bu görüşlerden anlaşılan odur ki, cennetteki gölgenin boyu çok uzun olacaktır.418 Tirmizi’nin Sünenin’de ve Ebû Hureyre (r.a)’nin Peygamber (s.a.v)’den rivayet et- tiği hadiste şöyle denilmektedir: “Cennette süvarinin gölgesinde yüzyıl boyunca aldığı hal- de gölgesini bitiremeyeceği bir ağaç vardır.”419

Kurtubî’nin cennette bulunan gölge hakkındaki görüşü şudur: Devamlı, kalıcı, git- meyen, güneşin ortadan kaldırmadığı bir gölgedir.

9.1.4. İbn Kesîr420

“Yayılmış gölge.”421

Ebû Hüreyre (r.a)’den Rasulullah (s.a.v)’ın şöyle dediği bildirmiştir: “Doğrusu cen- nette öyle bir ağaç vardır ki; bineği ile bir kişi onun gölgesinde yüz yıl yürür de yine biti- remez.”

İbn Kesîr cennette yer alan gölgenin uzunluğu hakkında müfessirlerin şu görüşleri- ne de yer vermiştir:

416 Kurtubî, a.g.e, Trc: c. 17, s. 29-30. 417 Vakıa, 56/30.

418 Kurtubî, a.g.e, Trc: c. 17, s. 29.

419 Buhârî, c: 3, s.1187, c. V, s. 2398; Müslim, c. 4, s. 2175-2176; Tirmizi, c. 4, Hadis No: 671, Müsned, c. 2,

Hadis No: 257 (Kurtubî, a.g.e, Trc. C: 17, s. 30, Dipnot 1’den Naklen).

420 İbn Kesîr, a.g.e, Trc: c. 14, s. 7687-7689. 421 Vakıa, 56/30.

93

Cennetteki gölgenin uzunluğu İbn Ebu Hatim’e göre, yetmiş bin senelik alan, İbn Cerir’e göre beş yüz bin yıllık mesafedir. Dahhâk, Süddi ve Ebu Hârise ise, cennetteki göl- genin bitip tükenmeyeceğini, fecir doğmadan önceki zaman gibi ısısının olacağını bildir- mişlerdir.422

İbn Kesîr “yayılmış gölge” ifadesi hakkında müfessirlerin birbirinden farklı görüş- lerine yer vermiştir. Bu görüşlerden çıkan sonuç şudur ki, cennetin gölgesi uzun olmakla beraber, havası da mutedildir.

9.1.5. Yazır423

“Uzanmış bir gölge.”424

Bu gölgenin çekilmesi ve boşluğu yoktur. Fecr ile güneşin doğması arasındaki sa- bah gölgesi gibi hoş ve güzel bir gölgedir.425

Yazır’a göre cennette bulunan gölgenin özelliği şöyledir: Çekilmesi ve boşluğu yoktur. Sabah gölgesi gibi hoş ve güzeldir.

Kur’an-ı Kerim’de mutedil bir iklimin olduğuna, insanı rahatsız eden hiçbir hava durumunun olmadığına dair şu ayeti zikredebiliriz:

“Orada ne güneşin sıcaklığını, ne de soğuğun şiddetini görürler.”426 9.2. İnsan Suresi 76/13. Ayetin Tefsiri

9.2.1. Taberî427

“Orada ne güneşin sıcaklığını, ne de soğuğun şiddetini görürler.”428

Ayette geçen “zemherir” kelimesinden maksat, “şiddetli soğuk” demektir. Allah Teâlâ, cennetlikleri hem güneşin sıcağından, hem de kışın soğundan koruyacak, selâmet yurdu olan cennette huzur içinde yaşatacaktır.429

Taberî, ayette yer alan “zemherir” kelimesinin kısa bir tanımını yapmış. Ona göre Allah Teâlâ, cennettekileri hem üşümeyecekleri, hem de terlemeyecekleri, aksine hoşlana- cakları bir yerde yaşatacaktır.

422 İbn Kesîr, a.g.e, Trc: c. 14, s. 7688. 423 Yazır, a.g.e, s.neşr, c. 7, s. 399. 424 Vakıa, 56/30.

425 Yazır, a.g.e, s.neşr, c. 7, s. 399. 426 İnsan, 76/13.

427 Taberî, a.g.e, Trc: c. 8, s. 519. 428 İnsan, 76/13.

94

9.2.1. Râzî430

“Orada ne bir güneş, ne de bir zemherir görmeyecek.”431

Râzî cennetteki havanın nasıl olduğu hususunda iki görüş beyan etmiştir: a) Cennetin havası, sıcaklık ve soğukluk bakımından mutedildir.

b) Cennet pür aydınlık olup, onda ne Güneş’e, ne de Ay’a ihtiyaç duyulur.432

Râzî bu ayeti, diğer ayetlere göre daha kısa bir şekilde açıklamıştır. Bu ayetle kas- tedilen şudur: Cennette mutedil bir hava hakim olacaktır. Ne çok sıcak, ne çok soğuk. Ay- rıca Râzî bu ayetten, cennetin çok aydınlık olduğu, bu özelliğinden dolayı orada Güneş’e ve Ay’a ihtiyacın olmayacağı anlamının da anlaşılabileceği görüşündedir.

9.2.3. Kurtubî433

“Orada güneş de görmeyeceklerdir, soğuk da.”434

Cennette güneşin sıcağı gibi fazla sıcak görmeyecekleri gibi aşırı derecede soğuk ta hissetmeyeceklerdir.

Ayette geçen zemherir , Murre el-Hemedani’ye göre aşırı soğuktur; Mukatıl b.Hayyan’a göre çok soğuk ve semadan inen iğne uçlarına benzemektedir.

İbn Abbas cennetteki havanın kesintisiz bir aydınlık içinde olacağı, gece ve gündü- zün, Ay’ın ve Güneş’in bulunmayacağı görüşündedir.

Ayrıca cennetteki ağaçların gölgeleri iyi kimselere pek yakın olacaktır. Cennettekilerin nimetlerinin daha da arttırılması için bu ağaçlar onları gölgelendirecektir.435

Kurtubî’ye göre cennetlikler, aşırı sıcak ve soğuğun olmayacağı, güzel bir iklim içinde yaşamlarını sürdüreceklerdir.

9.2.4. İbn Kesîr436

“Ne yakıcı sıcak ne de dondurucu soğuk görmezler.”437

Cennette ne rahatsız edici bir sıcak, ne de eziyet verici bir soğuk vardır. Sürekli ve ebediyyen aynı rahatlıkta ve güzellikte bir hava vardır. Cennet ehli oradan çıkıp, döndü- rülmek istemezler.438 430 Râzî, a.g.e, Trc: c. 22, s. 342, 343. 431 İnsan, 76/13. 432 Râzî, a.g.e, Trc: c. 22, s. 342, 343. 433 Kurtubî, a.g.e, Trc: c. 5, s. 277, 279. 434 İnsan, 76/13. 435 Kurtubî, a.g.e, Trc: c. 5, s. 277-279. 436 İbn Kesîr, a.g.e, Trc: c. 14, s. 8219. 437 İnsan, 76/13. 438 İbn Kesîr, a.g.e, Trc: c. 14, s. 8219.

95

İbn Kesîr bu ayete kısa bir yorum getirmiştir. Cennetin havası, ehline çok sıcak ol- masından dolayı eziyet vermeyecektir. Buradaki güzel hava hep devam edecektir. Cennet- likler, buradaki havanın güzelliği ve rahatlığından dolayı hep orada kalmayı isteyecekler- dir.

9.2.5. Yazır439

“Orada donatılmış koltuklar üzerine dayanmışlardır. Orada ne yakıcı güneş görür-

ler, ne de şiddetli soğuk.”440

Orada şiddetli soğuk görmezler. Çünkü aşırı sıcak azap olduğu gibi, aşırı soğuk da azaptır.441

Yazır’a göre aşırı sıcak ve aşırı soğuk azaptır. Cennet azap yeri olmadığı için o se- lam yurdunda cennet ehlini sıkıntıya düşürecek hiçbir şey olmayacaktır.

Ayetlerden anlaşılacağı üzere cennet ehli cennette kendilerine keyif veren bir iklim içinde olacaklar. Kendilerine rahatsızlık veren sıcak ve soğuk bir hava içinde bulunmaya- caklar.

Şimdi de cennet ehline verilecek başka bir nimet türünden bahsedeceğiz ki, bu da onlarda kin, nefret namına hiçbir şeyin bulunmayacağı ve onların o güzel yerde hiçbir me- şakkat çekmeden kalacaklarıdır. Konumuzla ilgili ayeti sunarak, açıklamalarımıza devam edeceğiz.