• Sonuç bulunamadı

Bulgaristan’ın Bağımsızlık Süreci ve Sonrasında Osmanlı-Bulgar ĠliĢkileri

Berlin AntlaĢması ile özerk bir hal alarak bağımsızlığı yolunda önemli bir adım atmıĢ olan Bulgaristan, Berlin AntlaĢması sonrasında adım adım bağımsızlığa ulaĢmaya çalıĢmıĢtır. Bilindiği üzere 13 Temmuz 1878 tarihli Berlin AntlaĢması ile Bulgaristan özerk olurken Filibe merkezli ġarkî Rumeli Vilayeti oluĢturulmuĢtu. Ancak 1885‟teki Filibe‟de çıkan Bulgar komitecilerinin isyanı sonrasında Bulgaristan ġarkî Rumeli Vilayetini topraklarına katmıĢ, Osmanlı‟da bu fiili duruma 5 Nisan 1886 tarihli kararname ile razı olmuĢtu315. Bulgaristan, 1878 yılından

itibaren Osmanlı‟ya vergi bağı ile bağlı özerk bir yapı haline gelmesine rağmen 22 Eylül 1908‟e kadar fiilen bağımsız olarak hareket etmeye çalıĢmıĢtır. Osmanlı Devleti ise 1878 sonrasında Osmanlı-Bulgar iliĢkilerine önem vermiĢtir. Bulgaristan‟a komiser unvanlı bir temsilci tayin etmiĢtir. Osmanlı-Bulgar iliĢkilerinde ise bölgedeki Türklerin durumu, vakıf ve cemaat yönetimleri, Doğu Rumeli‟deki problemler, Bulgaristan‟ın Makedonya‟yı da topraklarına katarak Büyük Bulgaristan‟ı gerçekleĢtirme çabaları belirleyici rol oynamıĢtır316

.

Bulgarlar, Bulgaristan emaretinin kurulması ve bağımsızlığına giden yolda önemli olan Ayastefanos antlaĢmasını bir atlama taĢı olarak değerlendirmiĢler ve Ayastefanos‟un yıldönümlerini coĢkuyla kutlamıĢlardır. Bu Ayastefanos Ģenlikleri, bağımsızlık düĢüncesinin güçlenmesine katkı sağlamıĢtır. Bu kapsamda 25 ġubat 1908 tarihli Balkan gazetesinde Ayestefanos AntlaĢmasının 39. yıldönümünün parlak bir Ģekilde kutlanacağı belirtilmiĢtir. En büyük kutlamanın de Eski Zağra‟da gerçekleĢeceği bilgisine yer verilmiĢtir. Gazete, Eski Zağra‟da Plevne‟den daha önemli savaĢ fasıllarının geçtiğini öne çıkarmıĢ, Süleyman PaĢa‟nın burada Rusları

315

Aydın, ġarkî Rumeli, s. 255-289; Jelavich, Balkan Tarihi, s. 396-403.

316 Yusuf Sarınay, “Osmanlı Devleti‟nin Bulgaristan‟ın Bağımsızlığını Tanıması ve Türk-Bulgar ĠliĢkilerinin GeliĢmesi (1908-1914)”, Uluslararası Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Türk-Bulgar İlişkileri Sempozyumu 11-13 Mayıs 2005, Bildiriler Kitabı, EskiĢehir 2005, s. 133-134.

birkaç defa çıkardığı fakat daha sonrasında tekrar döndüklerini ifade etmiĢtir. Balkan gazetesi, Ayastefanos kutlamalarında Eski Zağra‟nın seçilmesi üzerine anlatının ardından Ģöyle demiĢtir: “Aynı günün askerliği Ģerefi ziyade kendisine ait olan Süleyman PaĢa merhum, Osmanlı kahramanının ruhu için acaba Osmanlı hükümeti ne yapıyor? Veya ne yaptı?” Bunun ardından da Osmanlı‟nın Süleyman PaĢa‟ya sahip çıkmadığı belirtilmiĢtir317

. Gazetedeki bu ifadeler, Ayastefanos Ģenliklerinin Bulgar bağımsızlığı sürecinde önemli bir yer tuttuğunun göstergesi olmuĢtur. Ayastefanos Ģenlikleri gazetenin baĢyazarı Ethem Ruhi Bey tarafından da ele alınmıĢtır. Ethem Ruhi Bey‟in yazısında Ayastefanos‟un Bulgarlar açısından önemi üzerinde durulmuĢtur. Ayastefanos‟a göre Edirne, Selanik, Manastır vs. Bulgaristan‟a bırakılmıĢtı ve Berlin AntlaĢması bu durumu bozmuĢtur. Ethem Ruhi Bey, Ayastefanos AntlaĢmasının milli gün olarak kutlanması amacının bu olduğunu ifade etmiĢ ve Ģöyle demiĢtir: “Yani eğer, Ayastefanos Muahedesini Berlin Muahedesi bozmasaydı bu gün Edirne, Selanik, Manastır vilayetleri de Bulgaristan hakimiyetinde bulunacaktı, ki Bulgarların bu muahede gününü bir ıyd-i millî ittihaz eylemeleri bundandır318.” Burada da görüldüğü gibi Bulgarların en kazançlı çıktığı

antlaĢma Ayastefanos AntlaĢması‟dır ve bu anlaĢma içeriği Bulgarlar tarafından tarihi bir hedef olarak görülmekte ve o içeriğe sahip metin kutsanarak kutlamaların gerekçesi olmaktadır. Bulgarların hedefi Makedonya‟yı da içerisine alacak bir Ģekilde oluĢturulacak olan Büyük Bulgaristan‟dır.

Bulgaristan‟ın 1878‟den sonraki takip ettiği politika Osmanlı-Bulgar iliĢkilerinin de hep gergin bir pozisyonda olmasına sebep olmuĢtur. Osmanlı Devleti, Bulgaristan‟ın Osmanlı hâkimiyetinde olduğundan hareket ile siyaset takip etmekte, bölgenin Osmanlı toprağı olarak kalması üzerinde çalıĢmaktadır. Bu çerçevede bölgedeki problemlerle yakından ilgili olmuĢtur. En önemli sorunlardan biri Osmanlı‟ya bağlı olan Bulgaristan‟ın silahlanmasıdır. Bulgaristan‟ın silahlanması Osmanlı idarecileri tarafından tepki ile karĢılanmaktadır. Bu çerçevede büyük devletlere nota da vermiĢlerdir. Paris Sefiri Münir PaĢa‟nın notasında, Bulgaristan‟ın vakitsiz olarak redif askerlerini silahaltına çağırması ve Osmanlı hududunda ateĢ ve

317 Balkan, 12 ġubat 1323/25 ġubat 1908, Nr: 374, s. 3.

318 Ethem Ruhi, “Ayastefanos Muahedesi ġenlikleri”, Balkan, 20 ġubat 1323/4 Mart 1908, Nr: 381, s. 1-2; ġenlikler için bkz. Balkan, 22 ġubat 1323/6 Mart 1908, Nr: 383, s. 2-3.

manevra yapması eleĢtirilmektedir. Büyük devletlerin bu duruma müdahale etmesi istenmektedir319. Osmanlı-Bulgar probleminin çözümü için zaman zaman görüĢmeler de yapılmıĢ, ancak nihayetinde bölgedeki problemleri tamamıyla çözecek bir anlaĢma imkânı ortaya çıkmamıĢtır. Ağustos 1907‟de iti taraf arasında problemlerin çözüldüğü yönünde Balkan gazetesinde bir haber çıkmıĢ olsa da bu mümkün olmamıĢtır320

.

1907 yılında Avusturya ve Rusya, Bulgaristan‟ın bağımsızlığını ilan etmesi halinde bu duruma karĢı çıkmayacaklarını ve Bulgaristan‟ın bağımsızlığını tanıyacaklarını ilan ettiler. Bu durum, Bulgaristan tarafından güzel bir geliĢme olarak değerlendirilmiĢtir. Ayrıca Bulgaristan, Osmanlı Devleti ile çatıĢma çıkması durumuna karĢın Rusya ve Avusturya‟nın askeri ve diplomatik desteğini de sağlamıĢtır321. Bu süreçte Ethem Ruhi Bey, Bulgaristan ve Osmanlı‟yı, yani her iki

tarafı da itidalli davranmaya çağırmakta, Bulgaristan ile Osmanlı arasındaki ihtilafın çözülmesi gerektiğini düĢünmektedir322

.

Bulgaristan‟ın Rusya ve Avusturya desteği sağladığı bir dönemde Osmanlı Devleti‟nde Jön Türklerin mücadelesi sonucunda 23 Temmuz 1908‟de II. MeĢrutiyet ilan edilmiĢtir. II. MeĢrutiyet‟in ilanı Balkan gazetesi tarafından da coĢku ile karĢılanmıĢtır. Zaten Ethem Ruhi Bey de Jön Türkler içerisinde yer almıĢ ve meĢrutiyet idaresine geçilmesinin Osmanlı‟nın tek kurtuluĢ reçetesi olduğuna inanan bir kiĢiydi. MeĢrutiyetin ilanından birkaç gün sonra Ethem Ruhi Bey imzasıyla “YaĢasın PadiĢahımız” baĢlıklı yayınlanan bir yazı da Ģöyle denilmiĢti: “PadiĢahım! Siz ki evlad-ı milletinize hayat-ı ebedi bahĢ eylediniz. Emin olunuz ki ruh-ı peygamberi, ervah-ı ecdat-ı azâmınızı Ģâd ettiniz323.”

MeĢrutiyetin ilanı sadece Ethem Ruhi Bey tarafından değil Bulgaristan tarafından da olumlu bir geliĢme olarak görülmüĢtür. Belki de bağımsızlığa giden yolda önemli bir aĢama olarak değerlendirilmiĢtir. Ethem Ruhi Bey ve Balkan

319 Balkan, 5 Eylül 1322/18 Eylül 1906, Nr: 41, s. 4. 320 Balkan, 26 Temmuz 1323/8 Ağustos 1907, Nr: 232, s. 3. 321

Sarınay, “Türk-Bulgar ĠliĢkileri”, s. 134.

322 Ethem Ruhi, “Aklımızı BaĢımıza Alalım”, Balkan, 12 Eylül 1324/25 Eylül 1908, Nr: 553, s. 1-2. 323 Ethem Ruhi, “YaĢasın PadiĢahımız”, Balkan, 15 Temmuz 1324/28 Temmuz 1908, Nr: 506, s. 1. (EK-19).

gazetesi meĢrutiyetin ilanı sonrasında Osmanlı ile Bulgaristan arasındaki problemlerin çözümü için büyük bir fırsatın doğduğunu düĢünmüĢtür324

. MeĢrutiyetin ilk ayı her problemin çözüleceğine dair inancı pekiĢtirmiĢtir. Ancak bu durum kısa sürmüĢtür. 5 Ekim 1908‟de Avusturya-Macaristan Ġmparatorluğu Bosna- Hersek‟i topraklarına kattığını duyurmuĢtur. Aynı gün Bulgaristan Emareti de bağımsızlığını ilan etmiĢtir. Ferdinand, Tırnova‟da ulaĢtığında kendisini karĢılayan bakanlar, krallığın istiklalini ilan eden telgrafı bütün Bulgaristan‟a çekmiĢler ve kutlamalar baĢlamıĢtır. Bu durum Osmanlı Devleti tarafından büyük tepki ile karĢılanmıĢtır325. Osmanlı Devleti derhal askerî hazırlıklara giriĢmiĢ, bir harp ihtimali

güçlü bir Ģekilde ortaya çıkmıĢtır. Babıali, Düvel-i Muazzama‟ya notalar vermiĢ, bu notada, Bulgaristan meselesinde Osmanlı‟nın sulh ya da harbe hazır olduğunu, meselenin çözümü için harbe de kadir olduklarını ifade etmiĢtir326. Babıali, Bulgaristan‟ın tek taraflı olarak bağımsızlık ilanında bulunamayacağını da belirtmiĢtir. Çünkü Bulgaristan‟ın statüsünü ortaya koyan Berlin AntlaĢması uluslararası bir antlaĢmadır. Uluslararası bir antlaĢma ile ortaya konulan yapının tek baĢına Bulgaristan tarafından değiĢtirilmesi anlaĢmanın içeriğine aykırı olarak değerlendirilmektedir. Yapılacak bir Ģey varsa büyük devletlerin katılımı ve onaylarıyla olmalıdır. Babıali‟nin Bulgaristan‟ın bağımsızlığına bakıĢı özetle bu Ģekilde olmuĢtur. Babıali, Osmanlı-Bulgaristan problemini çözmek ve Bulgaristan‟ın bağımsızlığı meselesini görüĢmek üzere uluslararası bir konferans toplanması talebinde de bulunmuĢ ancak baĢarılı olamamıĢtır327

.

Balkan gazetesi baĢyazarı Ethem Ruhi Bey, Osmanlı-Bulgar problemlerinin

çözümü için itidali önermiĢti. Ancak Ethem Ruhi Bey‟in arzuladığı gibi olmamıĢ ve Bulgaristan istiklalini kati olarak ilan etmiĢtir. Ardından Ethem Ruhi Bey gazetedeki baĢyazısında “Asla Meyus Olmayalım, Gözümüzü ġimdi Açalım” baĢlığıyla Ģöyle demektedir: “Hatta ilan-ı istiklal gününün ferdasına, Osmanlı Bulgar hududunda kanlı müsademelerin vukuuna gayet tabii bir ihtimal ile intizar edildi. ĠĢte bu velvele-

324 Ethem Ruhi, “Devlet-i Aliye ve Bulgaristan”, Balkan, 9 Ağustos 1324/22 Ağustos 1908, Nr: 528, s. 1-2; Ethem Ruhi, “Devlet-i Aliye ve Bulgaristan 2”, Balkan, 10 Ağustos 1324/23 Ağustos 1908, Nr: 529, s. 1-2; Ethem Ruhi, “Devlet-i Aliye ve Bulgaristan 3”, Balkan, 12 Ağustos 1324/25 Ağustos 1908, Nr: 530, s. 1-2.

325 Balkan, 23 Eylül 1324/6 Ekim 1908, Nr: 562, s. 4; Sarınay, “Türk-Bulgar ĠliĢkileri”, s. 134. 326 Balkan, 7 TeĢrinievvel 1324/20 Ekim 1908, Nr: 574, s. 4.

i Ģayiat ve hadisat içinde idi ki nefs-i Filibe‟de o gece yapılan Ģenlikler arasında bilhassa sabah, ertesi gün, Bulgar komĢularımızın akıllı usluları, ileri gelenleri arasında Ģevk ve Ģadiden ziyade garip bir hüzün ve tefekkür, oldukça Ģayan-ı dikkat bir durgunluk hükümferma idi. (…) Bundan böyle Osmanlı milleti otuz sene zarfında eski namussuz hükümetin mahvettiği hukuku istirdada değil, ancak elindeki hukuku kaptırmamaya azmetmiĢ ve bu hakkın müdafaası yolunu asır ve zamana muvafık bir surette takibe muktedirdir. Onun için ki Bulgar ilan-ı istiklalinden asla meyus olmayız ve öyle de olmalıyız. Meyus olmayalım, gözümüzü dört açalım.” Ethem Ruhi Bey, bu yazı ile bağımsızlığını ilan eden Bulgaristan‟a yapılabilecek bir Ģey olmadığını da böylelikle vurgulamakta, bundan sonra gözlerin dört açılması gerektiğini ifade etmiĢ olmaktadır328. Ethem Ruhi Bey, “Mazinin Rahneleri” baĢlıklı

bir yazısında da “Avusturya Bosna Hersek‟i zamime-i memaliki etmiĢ, Bulgaristan otuz sene evvel kazandığı istiklali Ģimdi resmen ilan etmiĢ, daha daha Yunanistan da Girit‟i, o zavallı Girit‟i resmen taht-ı hakimiyetine aldığını ilan etmiĢ veya edecekmiĢ; bunlar hep bir rub‟ asır zarfında altı yüz yıllık Ģanlı bir mazinin sahibi olan bir millet-i Osmaniye elinde müstebitlerin keyfi idareleri sebebiyle, bizim gafletimiz saikasıyla nez„ olunmuĢ hukuktur. Hakkını müdafaa etmeyi bilmeyen bir millet ise o haktan elbette sakıttır” demiĢtir. Devamında da millete düĢen vazife üzerinde durmuĢ ve “bizim için en büyük tedbir ve basiret o yaraları büsbütün deĢip de kangren olmaya bırakmamaktır. Bakiyye-i mevcudiyetimizi bu tedbir ve basiretle idameye muvaffak olursak, istikbal yine bizim demektir” demiĢtir329

. Ethem Ruhi Bey, bir baĢka makalesinde ise Bulgaristan‟ın istiklal ilan etmesinin Osmanlı tabiiyetinden korkmasından olmadığını, Rusya ve Avusturya istilasından çekindiği için olduğunu iddia etmiĢtir. II. MeĢrutiyet öncesinde bağımsızlık ilanının olmamasını ise Osmanlı‟nın Almanya ve Avusturya nüfuzu altında olmasına bağlamıĢ, II. MeĢrutiyet‟in ilanı sonrasında Avusturya ve Alman nüfuzundan ülke çıkınca Bulgaristan‟ın böyle bir hamle yaptığını ifade etmiĢtir. Ayrıca Ģimdiki halde

328 Ethem Ruhi, “Asla Meyus Olmayalım, Gözümüzü ġimdi Açalım!”, Balkan, 26 Eylül 1324/9 Ekim 1908, Nr: 565, s. 1-2.

hem Türklerin hem de Bulgarların büyük tehlikede, bir yol ağzında, topun ağzında olduklarını da vurgulamıĢtır330

.

Bulgaristan bağımsızlığını ilan ettikten sonra Osmanlı bu duruma Ģiddetli tepki göstermiĢ, harp hazırlığı bile yapılmıĢ olsa da en sonunda Bulgaristan‟ın bağımsızlığının belli Ģartlar çerçevesinde kabulü kararlaĢtırılmıĢtır. Bu Ģartlardan biri tazminat meselesidir. Osmanlı Devleti Bulgaristan‟dan tazminat talebinde bulunmuĢtur. Bulgaristan ile etapta büyük devletlerin arabuluculuğunu talep ederek tazminattan uzak durmaya çalıĢsa da sonuçta Osmanlı‟nın tazminat talebine olumlu yanıt vermek zorunda kalmıĢtır. GörüĢmelerde 125.000.000 frank talebinde bulunulmuĢ, Bulgaristan bunu ödeyemeyince Osmanlı‟nın 1877-1878 Osmanlı-Rus SavaĢı dolayısıyla Rusya‟ya ödemesi gereken tazminattan düĢülmesi noktasında anlaĢma sağlanmıĢtır. Tazminat meselesi böylece halledilince de 19 Nisan 1909‟da Osmanlı ile Bulgaristan arasında Ġstanbul‟da iki protokol imzalanmıĢ ve bu protokollerle Osmanlı Devleti Bulgaristan‟ın bağımsızlığını kabul etmiĢtir331

. Bu protokol Ethem Ruhi Bey‟in “Bulgaristan Ġslamı ve Türkiye Bulgarya Protokolü” baĢlıklı yazısında değerlendirilmiĢtir. Bu protokolün hazırlanmasında hürriyetperver hükümetlerin etkisinin olduğu belirtilmiĢtir, Müslüman Türkleri ilgilendiren birçok maddenin olduğu vurgulanmıĢtır. Ancak bu protokollerin bölgedeki sorunlarının çözümüne merhem olmayacağını da ifade etmiĢ, “ne olduysa yine en can alacak bu noktaya, bir Bulgaristan Müslümanlarına olmuĢtur.” demiĢtir332

. Ethem Ruhi Bey, bir diğer makalesinde de “Osmanlı Bulgar protokolü imzalandı. Devlet-i Aliye ile Bulgaristan arasındaki gerginlik siyaseten mündefi oldu. Bulgaristan rical-i siyasiyesinin kıyametler kopardıkları istiklal o çarlık tacı kazanıldı. Bunun için düğünler, bayramlar, Ģenlikler yapıldı ve daha da yapılacak! Fakat bu gibi düğünlerin, bayramları sonu gelmiyor. Bunu bize tarih, tecrübe, daima ispat ediyor… Evvel ve ahir Bulgaristan için düĢünülecek bir mesele varsa o da Osmanlı Devleti ve milletiyle münasebet-i kaviyye-i ticariye ve iktisadiye teminine bakmaktır.

330 Ethem Ruhi, “Türkiye ve Bulgarya Bir Yol Ağzında”, Balkan, 4 TeĢrinievvel 1324/17 Ekim 1908, Nr: 572, s. 1-2.

331 Yasemin Avcı, “Bağımsız Bulgaristan ile Osmanlı Arasında „Modern Diplomasi‟ (1908-1912)”, Uluslararası Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Türk-Bulgar İlişkileri Sempozyumu 11-13 Mayıs 2005, Bildiriler Kitabı, EskiĢehir 2005, s. 292-293.

332 Ethem Ruhi, “Bulgaristan Ġslamı ve Türkiye Bulgarya Protokolü”, Balkan, 14 Mayıs 1325/27 Mayıs 1909, Nr: 748, s. 1-2.

Bulgaristan‟ın istikbali, yalnız bu noktaya bağlıdır” demiĢ ve iki taraf arasındaki iliĢkilerin geliĢtirilmesini istemiĢtir333

.

Osmanlı Devleti Bulgaristan‟ın bağımsızlığını 19 Nisan 1909‟da iki protokol ile kabul etmiĢtir. KarĢılıklı elçi atamaları yapılmıĢtır. Ancak Balkan SavaĢına doğru giden süreçte iki taraf arasındaki iliĢkiler gergin bir Ģekilde yürütülmüĢtür. Bunun temel sebebi de Bulgaristan‟ın Makedonya bölgesinde gözü olmasıdır334

. Ethem Ruhi Bey de “Bulgaristan ve Makedonya” baĢlıklı bir makalesinde bu durum hakkında Ģöyle demiĢtir: “Bu iki isim daima nazar-ı dikkati celp eder. Sanki Balkanların bütün mana-yı siyaseti, bu iki söz üzerinde okunur. Bulgaristan dendi mi Makedonya meselesini düĢünmek, veya Makedonya dendi mi Bulgaristan‟ı hatırlamamak hiç kabil midir? Niçin? Çünkü Bulgaristan‟da güç geçmez, hadise geçmez ki Makedonya lafı temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp yine meydana atılmasın335.” Ethem Ruhi Bey‟in de belirttiği gibi Bulgarlar, Makedonya meselesiyle

hep ilgili olmuĢlardır. Örneğin Makedonya‟da silah toplatılması çalıĢmaları üzerine Bulgaristan, Osmanlı Devleti‟ne ve Düvel-i Muazzama‟ya bir nota vermiĢ ve Osmanlı‟nın silah toplama bahanesiyle bölge halkına zulmettiğini iddia etmiĢtir336

. Osmanlı Devleti bu notaya cevap vermiĢ, silah toplanmasının sebebinin sırf refahın temini olduğunu belirtmiĢ, Bulgaristan‟ın iddialarını reddetmiĢtir337

.

Osmanlı-Bulgar iliĢkilerinin önemli bir tarafı da ticaret olmuĢtur. Yer yer Osmanlı Devleti‟nin ticaret boyutuyla Bulgaristan‟a yaptırım uyguladığı görülmektedir. Örneğin 1906 Eylül‟ünde Bulgaristan‟dan Osmanlı‟ya gönderilen hayvanın giriĢini yasaklamıĢ ve buna gerekçe olarak da sarî bir hastalık zuhurunu sunmuĢtur338. Ara sıra da buna benzer tedbirlere baĢvurmuĢtur. Osmanlı Devleti ile

Bulgaristan arasındaki ticari anlaĢmazlıklar gazetenin baĢyazarı Ethem Ruhi Bey tarafından da ele alınmıĢtır. Ethem Ruhi Bey, “Devlet-i Aliye ve Bulgaristan Ġhtilafta” baĢlıklı bir yazısında Bulgaristan‟dan gönderilen hayvanların Osmanlı tarafından hudutta kabul edilmediğini, bu durumun Bulgaristan tüccarlarını zarara

333 Ethem Ruhi, “Bulgaristan‟ın Ġstikbali”, Balkan, 19 Mayıs 1325/1 Haziran 1909, Nr: 752, s. 1. 334 Sarınay, “Türk-Bulgar ĠliĢkileri”, s. 134.

335

Ethem Ruhi, “Bulgaristan ve Makedonya”, Balkan, 11 Nisan 1326/24 Nisan 1910, Nr: 1029, s. 1. 336 Balkan, 13 Temmuz 1326/26 Temmuz 1910, Nr: 1106, s. 3, 4.

337 Balkan, 17 Temmuz 1326/30 Temmuz 1910, Nr: 1110, s. 4. 338 Balkan, 14 Eylül 1322/27 Temmuz 1906, Nr: 49, s. 3.

soktuğunu ifade etmiĢtir. Bu mesele Bulgaristan Emaretini de endiĢeye sevk etmiĢtir. Ethem Ruhi Bey‟e göre komiserlik meselesi de probleme sebep olmuĢtur339

.

Balkan gazetesinin 22 Ağustos 1907 tarihli nüshasında Osmanlı hükümeti ile

Bulgaristan arasında imzalanmıĢ olan ticaret ve gümrük muahedesine yer verilmiĢtir. Bu ticaret ve gümrük muahedesinin üçüncü maddesi ile vergiye tabi olması gereken eĢyanın benzerinin yabancı ülkelerde meydana getirilenleri olsun ya da olmasın bunlar için Osmanlı tarafı gümrüklerince üretim yeri Ģahadetnamesi istenilmesi icap ettiği belirtilmiĢtir340. Altıncı maddesi ile Osmanlı mamulü ve mahsulünden bulunan

emtianın Bulgaristan‟da transit resminden muaf olacağı, Bulgaristan mamulü ve mahsulünden bulunan emtianın da Osmanlı‟da transit resminden muaf olacağı belirtilmiĢtir341. Ayrıca Bulgaristan ile Doğu Rumeli‟ye arpacık soğanı ve kereste

sevk etmek isteyen ticaret erbabına gümrüklerce yapılacak uygulamadan bahsedilmiĢtir. Burada emaret ve eyalete sevk edilecek arpacık soğanı anlaĢmanın 1 numaralı ekinin 24. kalemi gereğince vergisiz olarak geçirileceği gibi kerestenin de vergisiz olarak geçirileceği belirtilmiĢtir342

.

Balkan gazetesinin Sofya gazetelerine dayanarak verdiği bir habere göre Kasım

1908 itibariyle Bulgaristan‟ın Osmanlı‟ya ihracat ve ithalatı 7.175.662 frank olup Osmanlı‟nın Bulgaristan‟a ihracat ve ithalatı ise 18.000.000 franktan ibarettir343

. Osmanlı Devleti‟nin Bulgaristan‟dan alacağı da olmuĢtur. Örneğin 19.135.720 frank Ģimendiferlerin tasarrufu için verecektir344. Bulgaristan zaman zaman borçlarını

ödemiĢtir. Örneğin Bulgar hazinesinden Osmanlı hazinesine 284.000 frank ödemiĢtir. Bu paranın 180.000‟i fenerler hesabına, 104.000‟i Doğu Rumeli Sıhhiye vazifelerine ait olmuĢtur. Hatta 1.310.000 frangın Osmanlı hazinesine teslimi için gerekli emirler

339

Ethem Ruhi, “Devlet-i Aliye ve Bulgaristan Ġhtilafta”, Balkan, 16 Kânunuevvel 1323/29 Aralık 1907, Nr: 330, s. 1-2; Ethem Ruhi, “Devlet-i Aliye ve Bulgaristan Ġhtilafta 2”, Balkan, 18 Kânunuevvel 1323/31 Aralık 1907, Nr: 331, s. 1-2.

340 Balkan, 9 Ağustos 1323/22 Ağustos 1907, Nr: 235, s. 4. 341

Balkan, 10 Ağustos 1323/23 Ağustos 1907, Nr: 236, s. 3-4. 342 Balkan, 11 Ağustos 1323/24 Ağustos 1907, Nr: 237, s. 3-4. 343 Balkan, 22 TeĢrinievvel 1324/4 Kasım 1908, Nr: 581, s. 3. 344 Balkan, 10 Kânunusani 1324/23 Ocak 1909, Nr: 646, s. 3.

de verilmiĢtir. Bu paranın da 110.000 frangı Doğu Rumeli telgraf ve postaları hesabına aktarılmıĢtır345

.

1909 Nisan ayında Bulgaristan‟ın bağımsızlığı Osmanlı tarafından kabul edilince ikili ticari iliĢkilerin geliĢtirilmesi ve ticaret anlaĢması için görüĢmeler yapılmıĢtır346. Osmanlı-Bulgar ticaret anlaĢması müzakereleri uzunca bir süre devam

etmiĢtir. Bu süreçte Osmanlı makamları zorluk çıkarmasa da Bulgarlar tereddüt içerisinde hareket etmiĢlerdir. Müzakereler uzun sürünce buna dönük haberler sıkça

Balkan gazetesinde yer almıĢtır347. Gazetedeki “Devlet-i Osmaniye-Bulgaristan

Ticaret Muahedesi ve Zanlar” baĢlıklı bir baĢyazıda, iki taraf arasında imzalanacak olan ticaret anlaĢmasının Bulgaristan siyaset ve iktisadını sürekli meĢgul ettiğinden bahsedilmiĢ, bu ticari anlaĢmanın Bulgaristan ticareti için hayati önem taĢıdığı üzerinde durulmuĢtur. Ayrıca gerek Bulgaristan gerekse de Osmanlı‟nın diğerinden hiçbir vergi almaması gerektiği de ifade edilmiĢtir348. GörüĢmeler uzadıkça

uzamıĢtır. Gazete 17 Ocak 1911 tarihli nüshasında görüĢmelerin 27 Ocak‟ta biteceği ve anlaĢmanın imzalanacağını haber yapmıĢtır349. Ancak kesin bir netice elde edilememiĢtir. Bunun üzerine 6-19 ġubat 1911 tarihlerindeki görüĢme neticesinde 1911 yılı için geçici bir ticaret anlaĢması imzalanmıĢtır350. 14 maddeden oluĢan bu

ticaret anlaĢması ile geçici de olsa Osmanlı ve Bulgaristan krallığı arasındaki ticaret ve seyr-i sefain hususları belli kurallara bağlanmıĢtır. Taraflar tebaasının diğer tarafın memleketinde kanunlar ve yerel nizamnamelere dayanarak serbestçe seyahat etmeleri uygun görülmüĢtür351. Bu ticaret antlaĢması 1912 yılı için de uzatılmıĢtır352

.

345 Balkan, 5 Ağustos 1325/18 Ağustos 1909, Nr: 819, s. 3.

346 GörüĢmeler baĢlamadan önce gazetelerde iki taraf arasında ticaret mukavelesi için müzakerelerin yakında baĢlayacağı haberleri yapılmıĢtır. Balkan, 31 Kânunusani 1325/13 ġubat 1910, Nr: 969, s. 2- 3; Balkan, 19 ġubat 1325/4 Mart 1910, Nr: 985, s. 4; Balkan, 21 ġubat 1325/6 Mart 1910, Nr: 987, s. 4.

347

Balkan, 30 Eylül 1326/13 Ekim 1910, Nr: 1171, s. 3; Balkan, 9 TeĢrinisani 1326/22 Kasım 1910, Nr: 1205, s. 4.

348 K. ġanof, “Devlet-i Osmaniye-Bulgaristan Ticaret Muahedesi ve Zanlar”, Balkan, 10 Kânunuevvel 1326/23 Aralık 1910, Nr: 1228, s. 1-2.

349 Balkan, 4 Kânunusani 1326/17 Ocak 1910, Nr: 1247, s. 4. 350

Balkan, 9 Mart 1327/22 Mart 1911, Nr: 1302, s. 4.

351 Ticaret anlaĢmasının metni için bkz. Hükümet-i Osmaniye ile Bulgaristan Hükümeti Beyninde Münakit Ticaret ve Seyr-i Sefain Mukavelenamesi, Dersaadet 1327.