• Sonuç bulunamadı

Balkan Ġdaresine Gönderilen ġehir Mektupları

Balkan gazetesi idaresine Filibe Ģehrindeki durumlar hakkında da mektuplar

gönderilmiĢ ve bu mektuplar gazetede yayımlanmıĢtır. Bu mektuplardan biri gazetenin 5 Eylül 1907 tarihli nüshasında yayımlanmıĢtır. Bölgenin ekonomik durumunu da ele almakta olan ve pahalılıktan yakınılan bu mektupta Ģöyle denilmektedir:

“Mevsim geçiyor. Karlova‟ya, Hisar‟a, bütün etrafa Balkanlara dökülen zenginler akın akın gelmeye baĢladılar.

Filibe pek pahalık oldu. Böyle giderse Filibe hayatı pek bozulacak. Her Ģey ateĢ bahası.

Mevsim nihayeti olduğu için bittabi mekteplerde açılacak fakat henüz encümen efendilerin hiçbir faaliyeti görülmüyor. Mekteplerin açılmasına beĢ altı gün kaldığı halde henüz ne mektebin dersleri, programları vakit ve saati ve ne de muallimleri

tahsis ve tasnif edilmemiĢtir. Doğrusu ya bu durgunluk insanı meyus ediyor. Gönül arzu ediyor ki encümenlerimiz büyük büyük himmetler göstersinler mekteplerimiz Ģeref bulsun da hep iftihar edelim. Filibemiz hakikaten nümune-i imtisal olsun.

Filibe gençleri, Filibe çocukları Ġstanbul‟a hangi mektebe gitmiĢlerse gayet mümtaz mertebeler ihraz eylemiĢtir. Böyle evlatların esbab-ı ilm ve irfanını daima tenevvürde görmek ne kadar büyük Ģereftir! Her halde encümenlerimizin nazar-ı himmet maarifperverlerini celp etmekten kendimizi alamadık.

Ramazane‟l-mübarek de takarrüptedir. Bu sene Ramazanımız son bahar içinde geçeceğinden Ģehr-i sıyamın letafeti bittabi baĢka bir kuvvet kesb edecek. Bu sene Ramazane‟l-Mübareği inĢallah ahalimiz ağız tadıyla geçirecektir.

Dünkü gün müftü idaresine KarĢıyaka ahalisinden birkaç kiĢi müĢteki geldi. Bunların mühim Ģikâyeti KarĢıyaka Camii Ģerifi mahud imam Lütfullah‟un müsaadesiyle nalıncı deposu yapılmıĢ. Bunun üzerine Müftü Efendi meseleyi tahkike memur gönderir. ĠĢin ne renk kesb ettiği malumdu ki, elim değdikçe ve makbule geçerse bundan böyle birer Ģehir mektubu yazacağım520.”

ġehir Mektubu‟nda KarĢıyaka Camii imamına ahali tarafından büyük öfke gösterildiği de aktarılmaktadır. Ġmamın, bir imama yakıĢmayacak hal ve tavır içerisinde olduğu vurgusu ile Ģöyle denilmektedir:

“Filibe‟nin KarĢıyaka ahali-i islamiyesi kendi mahallelerinde imametle mükellef olan Balıkçı Lütfullah‟ın bir imama değil hiçbir Müslümana yakıĢmayacak fezayih-i ahlakiye ile muttasıf bulunmasından arkasında namaz kılmak, huzur-ı kibriyaya varmak caiz olamayacağından dolayı merkumun azlini müsted‟i bir mazbata müftülüğe takdim etmiĢler ve müftülük ise meselenin tahkiki yani merkum imamın iĢret istimal edip etmediğini tahkik için bazı kimselerin istihĢadına tevessül etmiĢtir.

Herhalde bir imamı bir cemaat kabul etmezse o imam zaten Ģer‟an imametten sakıt olacağından KarĢıyaka ahali-i islamiyesinin Ģu civan-merdane hareketi hakikaten Ģayan-ı takdir ve ibrettir521.”

Bu hadisede Müftü, imam ile ahalinin arasını bulmaya çalıĢmıĢ olsa da bu mümkün olmamıĢtır ve ahali ısrarla imamın görevden alınmasını istemektedir:

520 Balkan, 23 Ağustos 1323/5 Eylül 1907, Nr: 244, s. 2-3. 521 Balkan, 12 Eylül 1323/25 Eylül 1907, Nr: 259, s. 3.

“Müftü Efendi ahaliye imam Lütfullah hakkında bir adalet olmak üzere kendisinin nazar-ı afva Ģayan görülmesini ve KarĢıyaka imamına da ahalinin afvını istihsal eylemesini nasihat ettiyse de ileri gelen sakallı babalar: „Müftü Efendi! Biz millete leke getiren bir imamı millet gibi kabul etmiyoruz. Ancak namus-ı milleti vikaye etmek isteriz. Mukteza-yı Ģer‟ ne ise onu ika ediniz diye bâr bâr bağırıyorlardı. Aferin, böyle millet ve Ģeriat Ģerefi için merdane göğüs geren ehl-i islama! Varolsunlar522.” Buradan anlaĢılmaktadır ki Balkan gazetesi de bu meselede ahaliyi desteklemekte, ahalinin tepkisini yerinde ve haklı bir tepki olarak övmektedir.

Bir diğer ġehir Mektubu‟nda da hayat pahalılığı ve bunun olumsuz etkileri üzerine vurgu yapılmaya devam etmektedir. Bu mektupta, “Ortalıkta bir durgunluk var. Kimsede neĢe yok. Hep alıĢveriĢ kesatlığı ortalığın belini büküyor. Henüz mevsim bitmediği için herkes kırlarda kimsenin dünyaya bakmaya vakti yok. Ancak kıĢın takarrübü fakir fukarayı teellüm ve endiĢede bırakıyor. Böyle giderse Filibe hayatı bu kıĢ Avrupa‟dan pahalı olacak. Hele hayvan zahiresizliği fukara-yı ziraı kırıp geçiriyor. Allah verse de biraz sonbahar yağmurları eriverse! Biraz yağmurlar erse bir dereceye kadar herkesin yüzü gülecek deniyor523.”

Bir diğer ġehir Mektubu‟nun bazı kısımları aĢağıda verilmiĢtir: “Filibemizin maĢallahı vardır. Koca peri memleketi fitne ve fesattan bir an hali kalacak olursa mutlaka hastalık veya bir baĢka felaket olur vesselam. Ġnsanı en ziyade nefretler içinde bırakan, Ģu zavallı memleket fukara-yı ahalisinin değil o zavallı ahaliyi fakir oldukları için insandan addetmeyip mahza beĢ on kuruĢ kasalarında gördükleri için kendilerini hâkim-i alem zanneden, öteden beri meziyyet-i vicdaniyelerini kariilerimize tanıtmıĢ olduğumuz, eĢraflık iddiasından bulunan bazı Balkanlı muteberanın dini, imanı, mukaddesatı unutup zavallı ahali arasında nifak ve Ģikak uyandırmaktan bir an farîg olmamalarıdır. …

Filibe‟nin muteber tüccaranından ve eĢrafından geçinen ve Nalbur Uzun ġükrü ismini taĢıyan bu herif onca Müslümanın enzar-ı teessür ve hakaretinden değil, bilahare gördüğü civan-merdane mukabeleden dahi zerre kadar bittabi utanmadı. VahĢi bir hayvan gibi kapı dıĢarı atıldı.

522 Balkan, 13 Eylül 1323/26 Eylül 1907, Nr: 260, s. 3. 523 Balkan, 31 Ağustos 1323/13 Eylül 1907, Nr: 250, s. 3.

Acaba bu tessüre, bu zillete sebep ne idi? Sebep aĢikâr! Yazdığımız fenalıklardan dolayı vicdanında Ģüphesi olan gicikilinmiĢ! Fakat inĢallah o gicigini huzur-ı mahkeme-i adalette büsbütün döker. O zaman o vicdanda Ģüphesi olan hayâsız da ona zahir olmaya yeltenen hayvanat-ı ehliyede Bulgar tarihinin terk-i mezalimi diye tevsim eylediği yeniçerilik, hayvanlık zamanında olmadığımızı, yirminci asırda bulunduğumuzu anlarlar524.”

Balkan gazetesinde yayımlanan ġehir Mektuplarına bir diğer örnek aĢağıdadır.

Bu örnekte Filibe Müslüman Mezarlığı için Müftülüğün faaliyeti ele alınmakta ve Ģöyle denilmektedir:

“Epeyce vakitten beri tensikat ve teceddüdatına intizar olunan Filibe umur-ı vakfiyesinde ve ale‟l-husus müfti-i lâhık faziletlü Süleyman Faik Efendi‟nin icraat-ı ahiresinde memnuniyet bahĢâ bazı faaliyetler görülmeğe baĢlamıĢtır.

Müftü Süleyman Faik Efendi Ģimdiye kadar maiyetinde cemaat bulunmadığı için hiçbir teĢebbüs-i kat‟i icrasına bittabi muktedir olamamıĢtı. Binaenaleyh ilk defa periĢan ve muattal bir halde, mahva bırakılan Filibe Müslüman mezarlığını belediyeye bin defa müracaat, sıhhiye memurlarıyla defalarca müzakere ederek raporlar almak suretiyle Müslümanlardan alınmak istenilen eski mezarlığın bozulmaması emrini istihsale muvaffak olduktan baĢka bu mezarlığın yar ve ağyara karĢı metin bir duvarla ihata edilmesi için lazım gelen meblağı dahi Evkaf bütçesine dâhil etmek ve hatta bu emri hayra bir diğer yardım olmak üzere bu kurban derilerini bu cihete ithaf eylemelerini dahi tensip eylemiĢlerdir.

Herhalde reviĢ-i hâle bakılırsa müftü maiyetindeki komisyonun ciddiyet ahlak ve gayreti sayesinde bu sene Evkaf bütçesi mutlak surette tezyit ile mekâtib-i islamiyeye kat‟i bir yardım temini azminde imiĢ.

Hayra karin olan böyle teĢebbüs ashabının gayret ve ciddiyeti müzdad olsun. ĠnĢallah bundan böyle yeni vakıf komisyonumuzun böyle milli, ciddi, alicenabane katiyen arazsız icraatını görerek sütunlarımızı onları yad-ı hayrıyla, bir Müslüman gazetecisi gibi iftihar edeceğiz525.” Balkan gazetesi Süleyman Faik Efendi‟nin

524 Balkan, 27 ġubat 1323/11 Mart 1908, Nr: 387, s. 3.

müftülüğünün ilk baĢlarında Müftü Efendiye destek vermiĢ ancak bir müddet sonra Süleyman Faik Efendi‟nin icraatı, gazetenin ciddi eleĢtirilerine maruz kalmıĢtır526

.