• Sonuç bulunamadı

3.2. Altının Uluslararası Para Sistemi İçindeki Yeri ve Önemi

3.2.4. Bretton Woods Dönemi

Altın standardının çökmesinin ardından uluslararası finansal sistemde uzun bir belirsizlik ve boşluk dönemi yaşamıştır. Yaşanan büyük savaş sırasında birçok ülke eski savaş öncesi güvenli ve istikrarlı finansal ortama dönmek istiyordu.

İkinci Dünya Savaşı sürerken, Temmuz 1944 tarihinde ABD’nin New Hampshire eyaletine bağlı Bretton Woods kasabasında bir araya gelen 44 ülkenin temsilcileri savaş sonrası dönemde uygulanacak uluslararası ödemeler sisteminin temel prensiplerini belirlemiştir. Bu sistemin temelini Altın Standardı Sistemi’nde olduğu gibi yine altın oluşturmuştur (Menase, 2009: s.12-13). Burada yapılan konferansta Avrupa ekonomisini iyileştirecek, büyüme ve gelişmeye yardım edecek yeni bir uluslararası parasal ve ticari sistem yaratacak bir plan tasarlandı (Balaam ve Vereth, 2008: s.133).

Bu konferansın temel amacı yaşanan finansal sıkıntıları en az indirecek ve tüm ekonomilerin savaş öncesi dönemde olduğu gibi büyüme oranlarını artıracak yeni bir uluslararası ticaret ve ekonomi sistemi oluşturmaktı.

Bretton Woods Sistemi, İngiltere ile Amerika arasında bir uzlaşmanın sonucunda şekillenmiştir. Konferansa birisi Keynes tarafından hazırlanan “İngiliz Planı” , diğeri de Hazine Bakanı White tarafından sunulan Amerikan Planı olmak üzere iki tasarı sunulmuştur. Keynes planında dış açıkla karşılaşan ülkelere otomatik kredi sağlayacak bir mekanizmanın kurulması öngörülüyordu. Ayrıca bu plana göre, uluslararası denkleşmenin yükü yalnızca açık veren ülkelerin omuzlarına yüklenmemeli, fazla veren ülkeleri de denkleşmeye zorlamalıydı. Keynes Planı bir uluslararası Kliring Birliği’nin kurulmasını içeriyordu (Seyidoğlu, 1999: s.543).

3.2.4.1. İngiliz (Keynes) Planı

Bu planda Keynes, toplantıya katılan ülkelerin merkez bankalarının, konferansın ardından kurulacak olan bir Dünya Bankası’nın şubeleri olması fikrini ortaya atmıştır.

Bu banka ikili dış ticaret işlemlerini sona erdirerek merkez bankaları arasındaki alacak ve borç ilişkilerini netleştirecekti. Bu durum uluslararası ticareti çok taraflı ödemeler sistemine dönüştürecekti. Tek bir uluslararası rezerv (banknot) öngörülen bu planda, banknot, altın ve diğer anahtar paraların yerini alacaktı. Açık veren ülkeler bu açığı altın veya banknottan dilediği birisini seçerek ödeyebilecekti. Keynes altının uluslararası ödemelerde giderek azalan bir rol oynadığına inandığı için banknotu altını ikame etmek üzere ortaya çıkarmıştır. Bu amaçla altının konvertibilitesini tanımamıştı. Ülkeler altın vererek istedikleri kadar banknot alabilecekleri halde, banknot karşılığı Kliring Birliğinden altın alamayacaklardı. Ayrıca bu bankaya sınırsız miktarda altın alma yetkisi de verilmişti. Ancak bu plan teorik çerçevesinin yetersizliğinden ziyade siyasi nedenlerle kabul görmemiştir. Çünkü ABD, Bretton Woods’da kendi planı dışındaki herhangi bir öneriyi tartışma konusu dahi yapmamıştır. Ayrıca ABD, II. Dünya Savaşı’ndan galip çıkan bir ülke olarak diğer ülkelerden daha güçlü bir ekonomiye sahipti (Cılız, 2010: s.31). Ancak Keynes’in hazırladığı plan Bretton Woods Konferansı’nda kabul görmemiştir.

3.2.4.2. Amerikan (White) Planı

ABD Hazine Bakanı Henry Morgenthaf’un baş danışmanı H.D.White ve arkadaşlarının hazırladıkları White Planı, Bretton Woods Sistemi’nin temelini oluşturmuştur. White Planı, istikrarlı ve sabit döviz kuru sistemi kurmayı ve döviz kontrollerinden uzaklaşmayı amaçlamıştır. Plan’da Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası olmak üzere iki kurumun kurulması öngörülmekteydi. Plan, ancak dış ödemleri yapısal olarak açık veren ülkelerin kur ayarlaması yapmasına izin vermiştir. Plan’da para birimi sabit altın paritesine dayanan “unitas” olarak belirlenmiş ve bunun üyelerin Fon’a yatırdıkları altın değerini ifade etmek için kullanılması öngörülmüştür. Bir unitans 10 ABD doları olarak kabul edilmiştir.

Keynes Planı’nın aksine, dünya para sisteminin altına dayandırılması öngörülmüştür (Karluk, 1998: s.417). Söz konusu fon, dış ödemelerinde açığı olan üyeleri istikrarlı ve birbirine çevrilebilen paralara sahip kılmak üzere kaynak tahsisinde bulunmayı ve sabit bir kambiyo düzeni kurmayı amaçlıyordu (Scammel, 1961: s.128).

Uluslararası yeni bir finansal sistemin oluşması beraberinde pek çok yararı getirdi. Takip eden uzun dönemde ekonomik dalgalanmaların azalması, finansal piyasalara yeniden güvenin ve istikrarın gelmesi ile ülkelerin yeniden büyüme trendine girerek üretimlerini artırması ve buna bağlı olarak da işsizlik rakamlarının düşmeye başlaması bu yararların başlıcalarıdır. Bununla beraber sistemin işleyişinden kaynaklanan kendine özgü bazı zayıf yönleri de vardı.

Bretton Woods Sistemi’nin en zayıf yönlerinden birini, sisteme dahil olan ülkelerin dış rezervlerini dolar cinsinden tutması oluşturmaktadır. Buna göre ABD haricindeki ülkelerin dolar rezervi biriktirmeleri ancak ABD’nin dış ödemeler açığı vermesiyle mümkün olabilmektedir. Bu durum ABD dışı ülkelerde oluşan dolar rezervlerinin, ABD’nin toplam altın stokunu aşması durumunda sistemin devamlılığında sorunlar yaşanması anlamına gelmekteydi (İskenderoğlu, 1988: s.6- 7).

Yaşanan pek çok sorun yüzünden, altının para ve parasal politikaların ilerlemesindeki rolü, Bretton Woods’da öngörülen şekliyle düz para politikası uzun vadede paranın ödeme gücünün stabilizasyonunu garanti edememiştir. Ancak para politikası bazlı altın, enflasyonun erken teşhisinde yararlı bir gösterge olamamıştır. Altın fiyatlarındaki kısa vadeli değişimlerin genel fiyat seviyesindeki değişimlerden daha fazla olan kararsızlık derecesi yüzünden Temmuz 1944’den Mart 1973’e kadar devam eden Bretton Woods legal olarak sona erdirildi (Cılız, 2010: s.39).

Sonuç itibariyle dünyada ödemeler dengesi sorunlarının artması, ABD dolarına karşı duyulan güvenin azalması, az gelişmiş ülkelerin kalkınma sorunları ve tüm bu sorunların mevcut sistem içinde çözülememesi, Bretton Woods Sisteminin 1973 yılında çökmesine neden olmuştur (Çörtük, 2006: s.11).