• Sonuç bulunamadı

BMDHS’de Yer Alan Coğrafî Açıdan Elverişsiz Devletlere İlişkin Tanım

BMDHS’nin “münhasır ekonomik bölge”nin düzenlendiği V. Bölüm m.70/2’de yer alan düzenleme çerçevesinde, coğrafî açıdan elverişsiz devletler şu şekilde tanımlanmıştır:

“Bu bölümün amaçları uyarınca, coğrafî açıdan elverişsiz devletler; kapalı ve

yarı-kapalı denizlere kıyısı olan devletler de dâhil olmak üzere, coğrafî konumları, nüfuslarının tümü veya bir kısmının beslenme ihtiyaçlarını yeterli şekilde sağlamaları için, onları, bölgelerindeki veya alt-bölgelerindeki diğer devletlerin münhasır ekonomik bölgelerindeki canlı kaynakların kullanılmasına bağımlı kılan kıyı devletleri ve kendi başlarına münhasır ekonomik bölge iddia edemeyen kıyı devletleri anlamına gelir.”

Her şeyden evvel, tanımda açıkça ortaya konulduğu üzere, bu tanımın sadece BMDHS’nin “münhasır ekonomik bölge”nin düzenlendiği V. bölümü için geçerli olduğu belirtilmelidir. Oysa, BMDHS’nin deniz yatağına ilişkin, teknoloji transferine ilişkin ve bilimsel araştırmalara ilişkin bölümlerindeki hükümlerde de coğrafî açıdan elverişsiz devletlere dair düzenlemeler mevcuttur. Sorun, bu tanımın bu alanlar için de geçerli olabilecek şekilde genişletilip genişletilmeyeceği sorunsalında düğümlenmektedir. Aşağıda da görüleceği üzere, m.70/2’de yer alan “coğrafî açıdan elverişsiz devletler” kavramı son anda yapılan değişikliğe maddeye eklenmiştir. Bu husus bile, bu maddeyi tasarlayan ve kabul edenlerin genel bir tanım verme saikiyle hareket etmediklerini göstermektedir. Buna rağmen, BMDHS’yi onaylarken, Sudan, bir beyanla, m.70/2’de yer alan tanımın, m.254 için de uygulanabileceğini kabul ettiğini belirtmiştir.217 Tam da bu noktaya ilişkin olarak, Caflisch ve Symonides, hem bu maddede yer alan tanımın sadece bu bölüm için kullanılabileceğini savunanların, hem de bu madde yer alan tanımın BMDHS’nin diğer bölümlerindeki coğrafî açıdan elverişsiz devletlere ilişkin düzenlemeler için kullanılabileceğini savunanların olabileceğini belirtmişlerdir.218 Bazı yazarlar tarafından da ortaya konulduğu gibi219, birinci yorumun daha doğru olduğu

217 via www.un.org/Depts/los/convention_agreements/convention_declarations.htm (son ziyaret tarihi: 03/08/10); KWIATKOWSKA, 1989, s. 23.

218 CAFLISCH, 1987, s. 655; SYMONIDES, 1988, s. 307.

219 KWIATKOWSKA, 1989, s. 23; COMMONWEALTH SECRETARIAT, Land-Locked and Geographically Disadvantaged States under UNCLOS, CLB, vol. 30/4, 2004, s. 790, para. 12;

düşünülmelidir. Bu sava, antlaşmaların yorumlanmasına ilişkin kurallara bakıldığında rahatlıkla ulaşılabileceği görülebilir; çünkü, m.70/2’de yer alan tanımın, maddenin ilk cümlesinin başında yer verilen “bu bölümün amaçları uyarınca” ibaresinin de açık bir şekilde gösterdiği üzere, ilgili bölüm kapsamında düzenlendiği ve o bölümdeki amaçları gerçekleştirmesinin düşünüldüğü, ek başka bir veriye gerek duyulmaksızın anlaşılmaktadır. Dikkatle incelendiğinde, maddedeki düzenlemenin de, ilgili bölümle alâkalı olarak geliştirilmiş olduğu görülmektedir. Öte yandan, eğer iddia edildiği gibi bu tanımın, V. bölüm dışında, BMDHS’nin genelinde kullanılması plânlansaydı, tanımın, ilgili Sözleşmenin başında, tanımlara ilişkin genel bölümde yer alması gerekirdi.

Öte yandan, m.70/2’deki düzenlemede son âna kadar, “coğrafî açıdan elverişsiz devlet” terimi yerine, “özel coğrafî özelliklere sahip devletler” (States with

special geographical characteristics) terimi kullanılmıştır. 1982 yılındaki son

toplantıda “özel coğrafî özelliklere sahip devletler” terimi, “coğrafî açıdan elverişsiz devletler” terimi ile değiştirilmiştir.220

Ayrıca, maddedeki düzenlemeden çıkartılan belirgin diğer sonuç ise, coğrafî açıdan elverişsiz devletlerin, sadece maddede sayılan niteliklere sahip kıyı devletleri olmasıdır. Diğer bir deyişle, en azından V. bölüm uygulamaları kapsamında, coğrafî açıdan elverişsiz devletler denize kıyısı olmayan devletleri kapsamamaktadır. Zira, III. DHK esnasında ve sonrasında da bu anlayışın delegeler ve temsil ettikleri devletler tarafından da kabul edildiği görülmektedir.

Bunun dışında, iki ayrı parça hâlinde tanım ele alınabilir. Bunlardan ilki, tanımın son bölümünü teşkil eden, kendi başlarına münhasır ekonomik bölge ilân edemeyen devletlerdir. İkinci grup ise, çok karmaşık bir düzenlemeye sahip olan cümlenin ilk kısmından oluşmaktadır. Buna, kapalı veya yarı-kapalı denizlere kıyısı olan devletler de dâhil olmak üzere, halkının besin ihtiyacının karşılanması için komşu devletlerin münhasır ekonomik bölgelerindeki canlı kaynaklara ihtiyaç duyan devletler dâhil olmaktadır. Açıkça belirtmek gerekir ki, ikinci gruba giren devletleri

VASCIANNIE, 1990, s. 13-15; VASCIANNIE S.C., Land-Locked States and Geographically Disadvantaged States, CLB, vol. 31/1, 2005, s. 64.

220 CAMINOS H., The Regime of Fisheries in the Exclusive Economic Zone, in The Exclusive

Economic Zone: A Latin American Perspective, edited by Orrego-Vicuña, Colorado, 1984, s. 158,

belirlemek için bir objektif kriter yaratılmamıştır. Bunun sebebi, tanımın bilinmeyenlerle (kavramlar da dâhil) oluşturulmasıdır. Örneğin; bölge ve alt-bölge kavramları, özellikle deniz hukuku göz önüne alındığında neyi ifade etmektedir, daha önemlisi nasıl belirlenecektir, belli değildir. Öte yandan, bir devletin besin ihtiyacının kime göre, hangi koşullarla belirlenebileceği belli değildir; belli olmamasının ötesinde oldukça da sübjektif bir karar gerektirecek şekilde düzenlenmiş olduğu görülmektedir.

D-Sonuç

Tüm bu anlatılanlar çerçevesinde birtakım sonuçlara ulaşmak mümkündür: - Denize kıyısı olmayan devletlere oranla, deniz hukukunda yaşanan değişime paralel olarak çok daha sonraları ortaya çıkan “coğrafî açıdan elverişsiz devlet” kavramının tanımlanmasına dair çok farklı kriterler sunulmuştur. Bu husustan da anlaşılacağı üzere, coğrafî açıdan elverişsiz devletlerin genel kabul gören bir tanımının var olduğunu iddia etmek zordur.

- Her ne kadar BMDHS m.70/2’de coğrafî açıdan elverişsiz devletlere ilişkin bir tanım yapılmış olsa da, yukarıda açıklanan sebepler doğrultusunda, bu tanımın genel bir tanım olarak kullanılması sorgulanabilir niteliktedir. Her şeyden evvel, maddenin kendisi, açık bir şekilde kullanım sahasını kısıtlamaktadır.

- BMDHS m.70/2’de yer verilen tanım, genel bir tanım olarak kullanılamayacak olsa da, bu tanımda yer verilen kriterler coğrafî açıdan elverişsiz devletlerin tespitinde kullanılabilecektir.

- Gelinen bu aşamada açıkça fark edileceği üzere, coğrafî açıdan elverişsiz devletlere ilişkin bir tanıma ulaşmak kolay değildir. Bu bağlamda, tartışmaların odak noktası hâline gelebilecek bir tanım oluşturmaya çalışmaktansa, tıpkı doktrindeki bazı yazarların yapmış oldukları gibi, coğrafî açıdan elverişsiz devletlerin belirlenmesinde kullanılabilecek kriterleri saymak en akılcı çözüm olarak addedilmelidir. Zaten, bir tanımın verilmeye çalışılmasının amacı da coğrafî açıdan elverişsiz devletlerin belirlenmesine yöneliktir. Sonuçta, sübjektif ve tartışılır bir

tanım yapmaktansa; var olan, bir şekilde üzerinde mutabakata varıldığı gözlenen kriterlerin sayılmasının, aynı işlevi daha sağlıklı yerine getirebileceği düşünülebilir. - Coğrafî açıdan elverişsiz devletlerin belirlenmesinde kullanılabilecek, yukarıda incelendiği üzere birçok yazar tarafından belirtilen kriterler, şu şekilde sıralanabilir: deniz kıyısına sahip olmamak; kısa bir kıyı şeridine sahip olmak; sadece kapalı ve yarı kapalı denizlere kıyısı olmasından dolayı, deniz alanlarına sahip olamamak (münhasır ekonomik bölge, kıta sahanlığı gibi); kapalı ve yarı-kapalı denizlere kıyısı olunmasa ve muteber bir şekilde deniz alanlarına sahip olunsa da, sahip olunan bu deniz alanlarının beklenilen verimlilikte olmaması. Sayılan bu kriterlerden birine ve/veya birkaçına sahip olan devletler coğrafî açıdan elverişsiz devletler olarak mütalâa edilebileceklerdir. Sayılan bu kriterler dışında da birçok kriter doktrinde yazarlarca belirtilmiştir. Fakat, hemen tüm yazarlarca ortak olarak belirtilen kriterler, genelde, bu sayılan kriterler olmaktadır. Aynı şekilde, bu kriterler m.70/2’de yer verilen tanıma da daha yakınlardır.

- Sayılan kriterlerin, kavramın işaret ettiğinden farklı olarak, sadece coğrafî birtakım özelliklerle sınırlı kalmadığı ve ekonomik ve biyolojik unsurları da içerdiği belirtilmelidir.