• Sonuç bulunamadı

Birleşmiş Milletler’in Sosyal, Ekonomik ve İnsan Hakları Bağlamında

1. SİVİL TOPLUMDAN KÜRESEL SİVİL TOPLUMA

1.5. Küresel Sivil Toplum Mümkün Müdür?

1.5.3. Birleşmiş Milletler’in Sosyal, Ekonomik ve İnsan Hakları Bağlamında

II. Dünya Savaşı’nın sonlanmasıyla iki büyük dünya savaşından sonra üçüncüsünün çıkmasını engellemek için kurulan bir örgüt olarak değerlendirilebilen Birleşmiş Milletler (BM) sadece uluslararası barışı ve güvenliği sağlamak için değil, insan haklarını geliştirmek ve ayrıca ekonomik, sosyal, kültürel gelişmeyi sağlamak amacıyla bütüncül bir yaklaşıma sahip bir örgüttür. Nitekim BM’nin amaçları olarak uluslararası barış ve güvenliği korumak; uluslararası dostça ilişkiler geliştirmek, ekonomik, sosyal, kültürel gelişmeyi sağlamak ve insan haklarını korumak kurucu antlaşmasının birinci maddesinde yer almaktadır. Başka bir ifade ile uluslararası barış ve güvenliğin, ekonomik

140 World Bank, “Working Together: The World Bank's Partnership With Civil Society”

http://documents.worldbank.org/curated/en/477131468767089339/Working-together-the-WorldBanks- partnership-with-civil-society. (04.02.2015); World Bank, 2013, “Civil Society Engagement: Review of Fiscal Years 2010-12”, http://siteresources.worldbank.org/CSO/Resources/228716-

1369241545034/ENGLISH.pdf, Civil Society and IMF, http://www.imf.org/external/np/exr/cs/index.htm (04.02.2015).

141Jan Aart Scholte, “Civil Society and IMF Accountability”,

ve sosyal kalkınma ile insan haklarından soyutlanamayacağı, bunların destekleyicisi oldukları vurgulanmaktadır.142

Kendi içinde örgütsel yapısı ile uluslararası kriz ve sorunları çözebilme yeterliliği ve becerisi ayrı bir tartışma konusu da olsa143 BM örgütünün kuruluşundan itibaren en

büyük başarısı olarak silahsızlanma, soykırımla mücadele, insan hakları, kadın ve çocukların korunması, sömürgecilik, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele, yeni uluslararası ekonomik düzen, çalışma yaşamının düzenlenmesi, uluslararası hukukun kodifikasyonu, çevre ve sürdürülebilir kalkınma gibi küresel nitelikli sorunlar için bir müzakere ve çözüm platformu işlevi144 görmesi olarak gösterilebilir. Bu sorunların her birinin tartışılması ve

çözüm üretme süreçleri küresel sivil toplumun oluşmasında bir adım olarak değerlendirilmelidir. Çünkü bu sorunlara çözüm bulma çalışmalarında sadece ulusal politik aktörlerle müzakere edilmemiş aynı zamanda konuyla ilgili çeşitli sivil toplum örgütlerinin katılımı ile gerçekleşmiş ve en başta sorunun tartışılmaya açılmasında etkili olmuşlardır. Kısaca Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin BM tarafından kabul edilmesinin başlı başına önemli bir adım olması haricinde örgütün kendi yapısı içerisinde yer alan Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESOCOC) ile BM ile İlişkilendirilmiş Uluslararası Örgütler ve Bağlı Uzmanlık Kuruluşları145 çeşitli sivil toplum örgütleri ile yaptıkları

çalışmalar, iş birlikleri, yürüttükleri projeler ya da sağladıkları finansmanlar aracığıyla sivil toplum alanının genişlemesini sağlamıştır.

142Melda Sur, “Birleşmiş Milletler Örgütünün Gelişimi ve Geleceği”,

http://dergipark.ulakbim.gov.tr/jyasar/article/view/5000066315 (04.02.2018).

143 Adam Roberts, “The Crisis in UN Peacekeeping”, 2008, DOI: 10.1080/00396339408442752

(04.02.2018); Fikret Birdişli, “Birleşmiş Milletler (BM)’in Uluslararası Sorunları Önleyebilme Yeteneği”, http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt3/sayi11pdf/birdisli_fikret.pdf, (04.02.2018).

144 Mehmet Hasgüler, Mehmet B. Uludağ, Devletlerarası ve Hükümetler Dışı Uluslararası Örgütler, Alfa

Yayınları, İstanbul 2012, s. 294.

145 Bu örgütler ve kuruluşlar; Uluslararası Çalışma Örgütü, Uluslararası İmar Ve Kalkınma Bankası,

Uluslararası Para Fonu Dünya Ticaret Örgütü, Ve BM Ticaret Ve Kalkınma Konferansı, BM Sınai Kalkınma Örgütü Ve Kalkınma Programı Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü BM Eğitim Bilim Ve Kültür Örgütü UNESCO BM Gıda Ve Tarım Örgütü Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Denizcilik Örgütü, Dünya Meteoroloji Örgütü Uluslararası Telekomünikasyon Birliği, Evrensel Posta Birliği, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, Dünya Entelektüel Haklar Örgütü.

Ekonomik ve Sosyal Konsey yetkisi dahilindeki konularla ilgili sivil toplum kuruluşlarına (STK) danışarak faaliyetlerini yürütmektedir. 2,100’den fazla STK’nın Konsey’de danışman statüsü146 vardır. Konsey, bu kuruluşların görüşlerini ifade etme

fırsatlarının olduğunu ve kendi alanlarında özel bir deneyim ve teknolojik bilgiye sahip olduklarını kabul eder. Konsey, STK’ları üç sınıfa ayırmıştır: Birinci kategorideki kuruluşlar Konsey’in faaliyetleri ile en çok ilgili olan kuruluşlardır. 2. kategorideki kuruluşların belli alanlarda özel yetkileri vardır ve Konseye ara sıra katkıda bulunan kuruluşlar geçici danışmanlık listesinde yer almaktadır. 3. Kategorideki Danışman Statüsündeki STK’lar, Konsey toplantılarına ve onun yardımcı organlarına gözlemci gönderebilir ve alanıyla ilgili konularda yazılı beyanlarda bulunabilir. Ayrıca, her iki tarafı da ilgilendiren konularda Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği ile istişarede bulunabilirler. Yıllar içinde, Birleşmiş Milletler ve ilgili STK’lar arasındaki ilişki önemli ölçüde gelişmiştir. STK’lar gitgide siyasi konular ve programlar hakkında danışılabilecek ortaklar ve sivil toplumla aradaki bağlantıyı sağlayan mekanizmalar olarak görülmeye başlanmıştır. Tüm dünyada sayıları giderek artan STK’lar, BM ile Birleşmiş Milletler Anlaşmasında belirtilen hedeflere ulaşmak için günlük çalışmalar yürütmektedir.147

BM’nin insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için çaba göstermesi sivil toplumun gelişmesi açısından üzerinde durulması gereken ayrı bir konudur. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi (BMİHYKO), BM bünyesinde insan haklarının korunması ve teşvik edilmesi için çalışan önde gelen kuruluş olup insan hakları çalışmalarının azami derecede etkili olabilmesi için BM’nin çeşitli alanlarda uzmanlaşmış fonları ve programları (Dünya Sağlık Örgütü, BM Mülteci Ajansı, UNICEF, ILO, UNESCO gibi) ile yakından çalışmaktadır. Uluslararası insan hakları sözleşmelerine dayanarak bağımsız uzmanlardan oluşan heyetler ya da sözleşme organı kurmakta; bu heyet ve organlar düzenli ve periyodik olarak ülkelerin insan hakları yükümlülüklerini

146 BM şartının 71. maddesi ile STK’lara barışın tesisi sürecinde “danışmanlık” rolü (consultative role)

verilmesi sivil toplum örgütlerinin dünya düzeni içerisinde politik aktör olarak meşruiyet sağlamıştır.

147 Bu bilgiler için bkz.: Birleşmiş Milletler Teşkilatı, http://www.unicankara.org.tr/today/1.html#1h,

nasıl yerine getirdiklerini değerlendirmektedirler. Ayrıca BM üye devletlerinin oluşturduğu hükümetlerarası organlar ya da kurullar insan hakları konularını ve sorunlarını görüşmek üzere kurulabilmektedir. Bu bağlamda önde gelen hükümetlerarası organ İnsan Hakları Konseyi’dir ve Konsey’in çalışmaları, diğerleri yanında, bağımsız Özel Mekanizmalar ve Ulusal Periyodik İnceleme mekanizmaları ile desteklenmektedir.148

BM İnsan Hakları Konseyi, ifade özgürlüğü, örgütlenme ve barışçı toplantı özgürlüğü, sivil toplum aktörlerine karşı sindirme ve misilleme gibi sivil toplum için önem arz eden konularda birçok karar/önerge kabul etmiştir. BM İnsan Hakları Konseyi sivil toplum alanı ile ilgili 2013 ve 2014 yılında kabul ettiği 27/31 ve 24/21 sayılı kararlarında “barışçıl, müreffeh ve demokratik toplumlar oluşturmak için vazgeçilmez olan şeffaflık ve

hesap verebilirlik gibi ilkeler de dâhil olmak üzere iyi yönetişimin her düzeyde teşvik edilmesinde sivil toplumun her düzeyde katılımının hayati önemde olduğunu” teyit

etmiştir.149

Yukarıda açıklanan BM’nin yasal düzenlemelerinin küresel neoliberal ekonomi ve politikaların ortaya çıkardığı sorunları nasıl çözümlediği ayrı bir tartışma konusudur. BM’nin Güvenlik Konseyinde yer alan başta ABD olmak üzere Konsey üyesi devletlerin ulusal dış politikalarını uygulamak için örgütü ve temel aldığı uluslararası hukuku meşrulaştırma aracı olarak kullanıldığının en çarpıcı örneği 2001 yılında ABD’nin Irak Devleti’ne açtığı savaştır; devletlerarası hukukun temel ilkelerinden olan egemenlik hakkının ihlalini haklılaştırmak için sunduğu argümanlardır. BM çatısı altında ortaya konulan kurallar küresel neoliberal düzenin hegemonik söyleminin bir parçası olarak kullanılmaktadır.150 Küresel sivil toplumun hukuksal zemini olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi temellinde şekillen uluslararası hukukun böylesine araçsallaştırılması “küresel

148 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, “Sivil Toplum için Pratik Bir Rehber, Sivil

Toplum Alanı Ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sistemi”,

http://www.ohchr.org/Documents/AboutUs/CivilSociety/CS_space_UNHRSystem_Guide_Turkish.pdf, (01.03.2018), s. 3-5.

149 A.g.m., s. 6.

kapitalizmde insan haklarının kirlenmiş normativitesi”151şeklinde değerlendirilmelere

neden olmaktadır. Sonuçta bu kategoride belirtilen unsurlar küresel sivil toplumun somut ve gözlenebilir bir alan olmasının göstergesi olduğu gibi küresel sivil toplumun olanakları olarak belirtilen hegemonik ve karşı hegemonik özellikler de taşıyabilmektedir.