• Sonuç bulunamadı

A. BİREYSEL BAŞVURU KAVRAMI VE TANIMI

2. Bireysel Başvurunun Tanımı

Bireysel başvuru Anayasa’da sayılan hak ve özgürlüklerden Anayasa’nın 148 maddesi ve 6216 sayılı Kanunda belirtilenlerden herhangi birinin kamu gücü işlemleri nedeniyle ihlal edildiğini iddia eden kimselerin başvurabildikleri anayasal bir hak arama yoludur.

Bir kısım hukukçular tarafından, bireysel başvuru “temel hak ve özgürlükleri yasama, yürütme veya yargı organlarının işlemleri tarafından ihlal edilen bireylerin

başvurdukları olağanüstü bir kanun yolu” olarak tanımlanmıştır.211

Bireysel başvuru, olağanüstü kanun yolu olarak nitelendirilmemelidir. Çünkü böyle bir ifade, öncelikle bir yargı düzeni içinde kalan olağan - olağanüstü kanun yollarının tasnifinde yer alan klasik olağanüstü kanun yolları terimi ile karıştırılmasına yol açabilecektir. Bu nedenle bu kurumu anılan terimlerle anlatmak gerekirse olağanüstü kanun yolu tabiri yerine “olağanüstü yargı düzeni yolu” demenin belki daha yerinde bir tanım olacağı düşünülmektedir.

Türk hukuku farklı yargı düzeni esasına göre teşkilatlanmış olup, adli, idari, askeri ve anayasa yargı düzenleri şeklinde yapılanmıştır. Bilindiği üzere kanun yolu bir yargı düzeni içinde görevli ve yetkili bir yargı merciinin (mahkeme veya savcılık) nihai ve ara kararlarına karşı gidilebilecek bir çareyi ifade eder. Bu yollar kendi arasında olağan ve olağanüstü kanun yolları olarak iki ana kategoride sınıflandırılır.

209 Bahri Öztürk (Editör), Durmuş Tezcan, Mustafa Ruhan Erdem, v.d., a.g.e., s. 54 ve dipnot.1 210 Örneğin İspanya’da “amparo başvurusu” tabiri kullanılmaktadır.

211

116

Olağan kanun yolları212

henüz kesinleşmemiş kararlara karşı kabul edilen yolları; olağanüstü kanun yolları213

ise kesinleşmiş kararlara karşı gidilebilen yolları ifade eder.

Bireysel başvuru yolunu bu ölçütler çerçevesinde değerlendirdiğimizde; her şeyden önce klasik bir kanun yolu değildir. Diğer bir ifade ile anılan yargı düzenlerinde verilmiş kararlara karşı gidilen bir yol değildir. Burada belirleyici olan en önemli farklardan birisi ayrıntısı daha sonraki bölümlerde açıklanacağı üzere bir mahkeme kararının klasik bir hukuka uygunluk denetimini öngörmemesi214

ve bir yargı düzeni içinde sıralı bir yasa yolu niteliğinde olmamasıdır. Çünkü bireysel başvuru incelemesinin konusu kanun yolunda gözetilmesi gereken hususların dışında olup; ayrıca bu yol bir yargı düzeni içinde öngörülmüş sıralı bir hak arama yolu değildir.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında bireysel başvuruyu tanımlamak için en iyi ifadenin kendine özgü bir yargı yolu olduğudur. Belki bu ifadeyi tamamlamak için kendine özgü anayasal bir kanun yolu demek daha doğru olacaktır. Çünkü olağanüstü yasa yolu nitelemesi her şeyden önce bireysel başvurunun diğer yargı mercileri üzerinde bir konumu olduğu algısına yol açabilecektir. Bu durum ise hem müessesenin getiriliş amacına, hem de içeriğine ve sağlıklı bir şekilde işleyişine zarar verebilecektir.

Kanun yolu kavramı teknik olarak bir yargısal kararın başka bir mercii veya üst mahkeme tarafından denetlettirilmesi amacıyla taraflara tanınmış usuli bir olanak215 şeklinde tanımlandığında bile yukarıda ifade edildiği gibi, bireysel başvuru bu manada bir yasa yolu değildir. Çünkü bireysel başvuru ile anayasa mahkemesi önüne götürülen dosya hakkında, daha önceden yapılan yargılamaların devamı niteliğinde bir yargılama ve inceleme yapılmayacaktır. 216

212 Olağan kanun yolları ceza ve hukuk yargılamasında itiraz, istinaf ve temyizdir.

213 Olağanüstü kanun yolları ceza yargılamasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı, kanun yararına bozma ve yargılamanın yenilenmesidir.

214

Bkz. 6126 sayılı Kanunun 49/1(6) fıkrasına göre “…Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi

gereken hususlarda inceleme yapılamaz”

215 Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, B. 6, İstanbul, Alfa Yayınları, 1997, s. 816.

216 Hakan Pekcanıtez, “Mukayeseli Hukukta Medeni Yargıda Verilen Kararlara Karşı Anayasa

117

Bu bağlamda bireysel başvuru, verilmiş bir mahkeme kararının düzeltilmesini hedeflemeyen, ancak bu karardan doğan, konusu ve tarafları ilk mahkemedeki yargılamadan tamamen farklı olan başvurunun Anayasa Mahkemesince incelenip karara bağlanmasını içeren, sui generis hukuki bir yol veya davadır.217

Anayasa yargısının temel görevi kapsamında, bir yasaya karşı veya bir idari ya da yargısal işleme karşı doğrudan bireysel başvuru yapılmış olsa bile, yapılacak inceleme dolaylı olarak anayasaya uygunluk denetimi mahiyetinde olacaktır. Bu denetim şeklinin asli amacı, temel hakları etkin bir güvence altına almaktır. Aslında bir yönüyle bu durum, anayasa yargısının en temel görevini oluşturmaktadır.218

Bireysel başvuru hakkı, Avrupa’daki Anayasa Mahkemelerinin işleyişinde çok farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır.

Koruma altına alınan hakların kapsamı: Anayasalarda yer alan temel hak ve özgürlüklerin sadece bazıları, anayasalarda belirtilen temel hak ve özgürlükler, anayasayla sınırlı kalmayacak şekilde tüm temel hak ve özgürlükler;

Şikâyete konu olabilecek kamu gücü işlemleri: Genel düzenleyici işlemler, birel işlemler, mahkeme kararları;

Mahkemeyi harekete geçirecek süjeler: Gerçek kişiler, kamu tüzel kişileri, özel hukuk tüzel kişileri, tüzel kişiliği olmayan topluluklar, yerel yönetimler, dini topluluklar, Ombudsman, Başsavcılık;

Başvuru şartları: Hukuki yarar, hak düşürücü süreler, kanun yollarının tüketilmiş olması, dava ehliyeti;

Şikâyet sonucunda verilen kararın hukuk sistemindeki etkisi: Erga omnes veya inter partes etki, geçici tedbir kararı gibi durumlar, ülkelerin sosyo-politik yapısına ve hukuk geleneğine bağlı olarak farklılık arz etmektedir.219

217 Özbey, a.g.e., s 73 218 Tunç, a.g.e, s. 87. 219

118