• Sonuç bulunamadı

Bireysel başvuru Anayasa Mahkemesince incelenip karara bağlanan bir konu olması nedeniyle anayasa yargısının bir parçası ve aynı zamanda anayasa yargısına erişim yollarından birisidir. Bu nedenle burada anayasa mahkemelerine erişim usullerinin (doğrudan veya dolaylı) neler olduğu ana hatlarıyla irdelenecek, özelde ise doğrudan bir erişim usulü olan bireysel başvurunun türleri ele alınacaktır.

Anayasa yargısına bireysel erişim, bireylerin anayasal olarak garanti edilen hak ihlallerinin ya ayrı ayrı ya da diğerleriyle ortak olarak Anayasa Mahkemesi veya bu konuda yetkili bir mercii önüne getirilmesini sağlayan mekanizmalar anlamına gelmektedir. Erişim mekanizmaları ya dolaylı ya da doğrudandır. Dolaylı erişim bireysel sorunların Anayasa Mahkemesine hüküm için aracı bir kurum yoluyla ulaştığı mekanizmalardır. Doğrudan erişim bir bireyin şahsen, yani üçüncü bir tarafın müdahalesi olmaksızın, Anayasa Mahkemesine başvurabilmesine, imkân veren kanuni yollardır.329

Türk hukukunda AYM’ye başvurmada yakın zamana kadar “dava yolu” ve “itiraz yolu” olmak üzere iki yöntem var iken son anayasa değişikliğiyle hukuk hayatımıza giren bireysel başvuru olarak da anılan bu yöntem ile sayı üçe çıkmıştır. İtiraz yolunda denetim belli bir somut olay ve bir dava aracılığıyla gerçekleştiğinden “somut norm denetimi”; böylesi bir somut olaya ihtiyaç olmaksızın Anayasa’da tanımlanan kişi ve makamların dava yoluyla başvurusu üzerine gerçekleşen denetim usulüne ise “soyut norm denetimi” denir.330

327 Hankişioğlu, a.g.m., s. 226-227. 328 Bkz. Aliyev, a.g.e., s. 94. 329

Study on Individual access to constitutional justice, CDL-AD(2010)039rev., European Commission for Democracy Through Law (Venice Commission) http: //www.venice.coe.int/webforms/documents/?pdf=CDL-AD(2010)039rev-e E.T. 18.1.2013

330 İbrahim Özden Kaboğlu, Anayasa Yargısı Avrupa Modeli ve Türkiye, B. 4, İmge Kitabevi, Ankara, 2007, s. 76 vd.

143

Bireysel başvuru yolu temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen bireylerin olağan tüm yasa yollarını tükettikten sonra Anayasa Mahkemesine başvurabildikleri bir mekanizma olup, İspanya, Almanya ve Avusturya gibi ülkelerde başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.

Anayasa şikâyetinin/bireysel başvurunun anayasa mahkemelerinin önüne geliş yöntemine, konusuna ve kapsamına bakılarak türlerini şu şekilde inceleyebiliriz.

1. Yalnızca Normatif İşlemlere Karşı Bireysel Başvuru a. Normatif Anayasa Şikâyeti331 (Normun İptali Talebi)

Normatif anayasa şikâyeti, bir bireye bir kanuna dayanan bireysel bir işlem nedeniyle sübjektif temel haklarının ihlaline karşı şikâyet etme hakkı vermektedir. Bu denetim somut bir dava ile ilgilidir. Ancak normatif işlemin uygulaması niteliğinde olan somut işlem aleyhine anayasa mahkemesine başvurulamamaktadır. Dolayısıyla anayasa mahkemesince yapılan denetim, normun uygulanması ile ilgili değildir.

Bu yol, sadece anayasal bir kanun veya muadil bir norm bireysel temel hakları ihlal ederse devreye girmektedir. Normatif şikâyet, örneğin, Ermenistan, Avusturya, Belçika, Hırvatistan, Estonya, Gürcistan, Macaristan, Polonya, Letonya, Lüksemburg, Rusya ve Romanya’da bulunmaktadır. Bunun kısıtlı bir uygulaması, belirli Parlamento kararlarına ve Başkanlık kararlarına itiraz edilebilen Estonya’da getirilmiştir. Anayasa Mahkemesine ilişkin Federal Rusya Anayasa Mahkemesi Kanununun 96. maddesine göre, “hakları ve özgürlükleri belirli bir davada uygulanması gereken veya uygulanmış olan kanunca ihlal edilmiş” vatandaşlar Anayasa Mahkemesine doğrudan bir şikâyette bulunabilirler. Fakat burada bireysel davadaki kanunun somut uygulamasının değil sadece bireysel işlemin dayandığı kanunun anayasallığını denetlemek mümkündür. Normatif anayasa şikâyetinin etkisi, özellikle genel mahkemelerin anayasa mahkemesinin hukuki gerekçelerini izlemesi yönünde herhangi bir bağlayıcı düzenleme olmadığında, anayasa mahkemesince

331 Study on Individual access to constitutional justice, CDL-AD(2010)039rev., European Commission for Democracy Through Law (Venice Commission) http: //www.venice.coe.int/webforms/documents/?pdf=CDL-AD(2010)039rev-e E.T. 18.1.2013

144

alınan kararların genel mahkemeler tarafından izlenmesine bağlıdır. Genel mahkemeler anayasa mahkemesi kararının gerekçesini dikkate almadığında ve yalnızca şeklen etkin kısmını uyguladığında, normatif bir anayasa şikâyeti bireylerin anayasal haklarını korumakta etkisiz kalabilmektedir. Anayasa mahkemesi anayasal hükümlerin nihai yorumunu yapar, onun kararları anayasa hukukunun kaynağıdır ve genel mahkemeler dâhil olmak üzere, tüm devlet kurumları tarafından izlenmelidir.

b. Anayasa Dilekçesi (Normun Yorumu Talebi)

Anayasa dilekçesiyle, bir kimse herhangi bir kanunun uygulamasının anayasal haklarından herhangi birinin ihlaline yol açmış olduğunu veya olabileceğini ileri sürerek, anayasa mahkemesinden söz konusu kanunun uygulamasına yönelik bağlayıcı bir yorum talep eder. Bu durumda, uyuşmazlığa konu fiilden ziyade normatif bir kanunun yorumu söz konusudur. Böylece, anayasa dilekçesi esasen normatif bir Anayasa şikâyetinin işlevini yerine getirmektedir. Bu yöntem Ukrayna da uygulanmaktadır.332

2. Bireysel İşlem ve Eylemlere Karşı Tam Anayasa Şikâyeti

Son yıllarda insan hakları korumasının artan değeriyle birlikte, bireylerin başvurusu üzerine herhangi biri yargı kararını veya bireysel idari işlemleri anayasal denetime açmaya yönelik olan açık bir eğilim gözlemlenmektedir. Venedik Komisyonu’nun görüşü “tam anayasa şikâyeti”nin etkili ve yararlı bir yöntem olduğu şeklindedir. Bu görüşünü şu gerekçelere dayandırmaktadır:

- İnsan haklarının korunmasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından temin edilen yardımın tali nitelikte olduğu ve bu sorunun esasında ulusal düzeyde çözümlenmesinin beklendiği düşüncesi,

- Strazburg Mahkemesinin iş yükünün ağırlığı dikkate alındığında meselelerin ulusal düzeyde çözüme kavuşturulmasının daha isabetli olacağı değerlendirmesi.

332 Bkz. http: //www.venice.coe.int/webforms/documents/?pdf=CDL-AD(2010)039rev-e E.T. 18.1.2013

145

Tam anayasa şikâyetleri şüphesiz anayasa yargısına tam kapsamlı bireysel erişimi ve böylece, bireysel hakların en etraflıca korumasının temini hususunda etkin bir rol oynar. Bir birey, hukuk düzeninde öngörülen tüm başvuru yollarını tükettikten sonra, doğrudan temel haklarını ihlal eden yetkili kamu organlarınca çıkarılan herhangi bir bireysel işlem veya fiile itiraz edebilmektedir. Bu yöntem, örneğin Arnavutluk, Andora, Ermenistan, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Bosna Hersek, Hırvatistan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Gürcistan, Almanya, Macaristan, Letonya, Lihtenştayn, Malta, Karadağ, Polonya, Sırbistan, Slovenya, Güney Afrika, İspanya333, İsviçre’de; sınırlı bir dereceye kadar da, Kıbrıs, “Eski Makedonya Yugoslav Cumhuriyeti” ve Slovakya’da uygulanmaktadır. Bu ülkelerin her birinde anayasa şikâyetlerine ve bunların alt biçimlerine dair farklı koşullar bulunabilmektedir. Bunun en çarpıcı örneği, bireye bireysel idari iş ve işlemlere karşı doğrudan değil, genel mahkemelerce verilen nihai kararlara karşı bir çarenin sunulduğu “anayasal denetim”dir. Bu yöntem, Arnavutluk, Bosna Hersek, Şili ve Malta’da uygulanmaktadır. Öte yandan Avusturya’da, yalnızca sığınma mahkemesi kararları ve bireysel idari fiiller denetlenebilmektedir. Buna karşın medeni hukuk ve ceza hukukuna dair kararlar denetlenememektedir334.

Tam anayasa şikâyeti kovuşturmasında, anayasa mahkemesi genellikle davanın esasına ilişkin karar vermeyecektir. Daha ziyade, sorunun yalnızca anayasal yönünü ele alacaktır. Ayrıca, Mahkeme tüm norm hiyerarşisinin gözetilip gözetilmediğini denetler. Tam anayasa şikâyetlerinin işlevi öncelikle bireyin anayasal temel haklarını korumaktır.

333

Şili, Peru, Arjantin ve Meksika gibi Güney Amerika ülkelerinde var olan bireye genel mahkemeler önünde haklarını savunmak üzere belirli bir davanın verildiği belirli bir anayasa şikâyeti türü olan

recursos de amparo başvurusu İspanya uygulamasından farklılık arzeder. http: //www.venice.coe.int/webforms/documents/?pdf=CDL-AD(2010)039rev-e E.T. 18.1.2013

334 Ne var ki, bireysel idari fiillere Yüksek İdare Mahkemesine bir başvuruya paralel olarak itiraz edilebilir: İlk olarak, Anayasa Mahkemesi Anayasal hakların ihlal edilmiş olup olmadığını doğrular ve olumsuzda sıradan kanunların ihlal edilmiş olup olmadığına dair doğrulama için davayı İdare Mahkemesi’ne havale eder. Bu Avusturyalılarca üstesinden gelinmesi gereken bir boşluk olarak görülmüştür. http: //www.venice.coe.int/webforms/documents/?pdf=CDL-AD(2010)039rev-e E.T. 18.1.2013

146

E. AİHS ÇERÇEVESİNDE ETKİLİ BİR BAŞVURU YOLU OLARAK