• Sonuç bulunamadı

Eylemlerle açığa çıkan bilginin hassas ve karmaşık kullanımını gerektiren ve karar verme süreçlerinde kendini gösteren; karmaşık durumlarda etik ve sosyal

şartları ele alarak doğru ve yanlışı ayırt edebilme becerisi, güven, iletişim ve sezgiye dayalı kişisel bir olgu olarak tanımlanabilir.

Bilgelik ile yapılan çalışmalar ve yapılan tanımlamalar sonucunda bilgeliğin farklı özellikleri belirlemiştir. Bilgelik birçok disiplin ve araştırmacı için hala gizemli

bir kavram olduğundan belirtilen bu özellik ve tanımlamalar zaman içinde

şekillenmektedir. Bu doğrultuda gelecekteki çalışmaların da mevcut bilgelik tanım ve özelliklerini değiştirebileceği söylenebilir.

XVII. yüzyıldan sonra ahlâkla ilgili bir anlam kazanmaya başlamış olan bilgelik, sonrasında erdemle eş anlamlı duruma gelmiştir. İnsanla ve evrenle ilgili bütün bilgileri kapsayan bilgelik; XVII. yüzyıldan sonra özel olarak ahlâkla ilgili bir anlam kazanarak erdemle eş anlamlı duruma gelmiş ve davranışlarını aklın ışığında düzenleyen, hoşgörülü ve uzlaşmalı, dinginliğe kavuşmuş kişi olarak tanımlanmaktadır (Timuçin, 2004: 65).

Sternberg ise bilgelik konusunda 1990 ve 1998 yıllarındaki farklı çalışmalarında bilgeliği, “âdil biçimde değerlendirme ve bilgi, deneyim ve anlayışa dayalı eylemlerden en güvenilir dersleri çıkarabilmek” olarak tanımlamaktadır (Trowbridge, 2005: 41).

Holiday ve Chandler 1986 yılındaki çalışmalarında bilge kişi için bir prototip geliştirmeye odaklanan örtük bilgelik teorisini geliştirmeye çalışmışlardır. Bu çalışmada genç, orta yaşlı ve yaşlılardan, zihinlerindeki “bilge kişi” modelini tanımlamaları istenmiş ve bu tanımlamalardan elde edilen verilerle bilgeliğin karakteristik özellikleri listelenmiştir. Başka bir örneklem grubundan ise bu listelenen karakteristik özellikleri puanlamaları istenmiştir. Sonuç olarak bilgeliğin beş temel özelliğe dayandığı elde edilmiştir. Bu sonuçlar; olağanüstü anlayış, yargılama ve iletişim becerileri, genel yetkinlikler, kişiler üstü yetenekler ve tevazu (Limas, 2004: 10) olarak belirlenmiştir.

Rooney ve McKenna’ya göre ise bilgeliğin özellikleri ise şöyledir (2007: 115); • Akıl ve gözleme dayalıdır; mantıklı tümdengelim açıklamalar ve olguları

saptamak için dikkatli gözlemler yapar.

Deneyimlerin sübjektif ve rasyonel olmayan yönlerini içerir; karar

vermenin ve yargının önemli bileşenlerini kabul eder. Ayrıca yaşamdaki beklenmedik olayları ve durumları anlar.

İnsanî ve erdemli sonuçlara dayalıdır; kişiler arasındaki görüşlere karşı erdemli ve hoş görüşlüdür

Estetik, açık ve faydalıdır; estetik yargıları ifade eder, bilginin sağladığı

içsel görüşleri kabul eder.

Değerler ve inançlar da bilgeliğin bir parçasıdır. Neyin gözlemleneceğini, algılanacağını ve içselleştirileceğini büyük ölçüde değerler belirlemektedirler.

İnsanlar, inançlarına ve değerlerine ters düşen bilgileri almayı ve öğrenmeyi bilinçaltı bir tercihle reddedebilmektedirler. Bu açıdan değerler ve inançlar, öğrenmeye ilişkin düşünceyi, davranışı ve eylemleri etkilemektir.

Holliday ve Chandler ise (1986: 33) yaptıkları çalışmada bilgeliği sağduyuyu kullanan, tecrübelerden öğrenilen; şeyleri geniş bağlam içinde inceleyen istisnaî anlayış nitelikleri ile farkındalık yaratan; aklın kaynağı olan; hayatı anlamaya; karar vermeden önce dikkatlice düşünmeyi; olayları tüm yönleriyle görmeyi sağlayan muhakeme ve iletişim nitelikleri olarak iki kategoride görmektedirler. Ayrıca 450 katılımcı üzerinde yaptıkları üç aşamalı çalışmada bilge kişilerin eylemlerini ve karakteristik özelliklerini tanımlamayı; bilge kişinin prototipini çıkarmayı amaçlamış ve bu model Bilgeliğin Faktör Yapısı olarak adlandırılmışlardır. Başka bir çalışmada ise bilgeliğin beş faktörü taşıdığını belirtmektedirler (Chandler ve Holliday, 1990: 137–138). Bu faktörler;

• Deneyimlerden öğrenme ve “büyük resmi” görmeye dayalı olağanüstü bir anlayış,

• Günlük yaşamdaki olayları doğru ve objektif bir bakış açısıyla yargılama ve iletişim becerileri,

• Genel zekâya ve eğitimle ilgili yeterlilikler,

• Duyarlılık ve sosyallik kapasitesi ile ilgili kişisel yetenekler,

• Farklı ve önyargısız olmayı gerektiren insanlara karşı mütevazılıktır. Kaufman, bilge kişiyi zekâsını basiretli biçimde yaşamının tüm yönlerine uygulayan kişi olarak tanımlamaktadır (Kaufman,2006: 130), Zeleny ise bilgeliğin etik ile yakından ilişkili olduğunu ve etik anlayışa sahip olmayan birinin asla “bilge” olarak nitelendirilemeyeceğini belirtmektedir (Zeleny, 2005: 5).

Jason ve arkadaşları, denge/uyum, akış, maneviyat, değerlendirme, samimiyet, çevre duyarlılığı ve zekâ olmak üzere yedi bilgelik unsurunun olduğunu belirtmektedirler (Jason vd., 2004: 292).

Kunzmann ve Baltes (2005: 112), bilgelik konusunda psikolojik çalışmalara da kılavuzluk edecek yedi bilgelik karakteristiği olduğunu ifade etmişlerdir. Bu özelliklere göre bilgelik,

• Hayatın kuralları ve anlamı ile ilgili zor problemleri tanımlayabilir. • Bilgi, muhakeme ve aklın göze çarpan bir biçimde gösterir.

• Bilgi ile karakter, zekâ ve erdem arasında mükemmel bir bütünlük kurar • Bireysel ve sosyal gelişmeyi koordine ve teşvik eder.

• Denge ve ölçü sağlar.

• Elde edilmesi zor fakat fark edilmesi kolaydır.

• Dünyadaki belirsizlikler ve bilgi sınırları hakkında farkındalığı içerir. Bernand ve Rooney ise 2005 yılındaki bir çalışmalarında bilgeliğin dokuz karakteristik özelliğini belirlemişler ve bu özellikleri psikolog Hammer’in 2002 yılında yaptığı çalışma sonucunda belirlediği karakteristik özelliklerle karşılaştırmışlardır. Bu özellikler Tablo 3.5.’de gösterilmektedir.

Tablo 3.25. Bilgelik Karakteristikleri

9 Bilgelik Karakteristiği Hammer Bilgelik Karakteristiği

Bilgeliğin sebepten bağımsız spritüel ve metafiziksel özellikleri vardır.

Karar verilmesi gereken durumlarda mantıksal ve dikkate değer unsurları göz önünde bulundurur. Karar vermenin önemli bileşenlerini içsel ve

duyusal olarak kabul eder.

Bilgeliğin amacı erdemli bir eylemdir. Diğerlerine değer vermek, toplumsal bilinç ve

değer odaklı bir yaklaşım. Mantıklı bir maddecilik gösterirken aslında

ihtiyatlı ve pratiktir.

Etkili stratejik karar verme, ihtiyatlı davranış

Yaşamdaki durumların olasılıklarını anlar. Öğrenmeye açık olmak ve her şeyi

bilemeyeceğini kabul etmek.

İnsanların kim ve ne olduklarına saygı duyan bir

gelenek ve anlayış oluşturur.

Uygun deneyim

Yargıları estetik ve açık biçimde belirtir. Kişilerarası etkin süreçler.

Toleranslıdır ve insanlık için doğal bir sevgiye sahiptir.

İnsanlarla iyi ilişkiler, güvenlerini kazanma ve

çalışanları geliştirme ve onlara koçluk

yapabilme. Kaynak: Bernand ve David, 2005: 20.

Trowbridge tarafından yapılan deneye dayalı çalışmada ise çeşitli araştırmalarda vurgulanan bilgelik boyutları derlenmiştir. Bu unsurlar toplam 22 tane olmak üzere aşağıda belirtildiği gibidir (Trowbridge, 2005: 67–68);

• Yargılama, • Yansıtıcılık, • Açıklık, • Sosyal yetenekler, • Merkezîleşmeme, • Özerklik, • Erdemlilik, • Göreceli düşünebilme,

• Diaelektik ve kritik düşünme, • Kendini bilme,

• Sınırlarını bilme ve tevazu, • Kendini kontrol edebilme, • Önem, anlam, estetik, değer ve

içeriği kavrama,

• Karmaşık sorunlarla baş edebilme,

• Belirsizliklerle baş edebilme, • Geniş bilgi ve deneyime sahip

olabilme,

• Merhamet, empati, şefkat, üretkenlik, • Mizah, • Yaratıcılık, • Sezgi, • Sükûnet, • Zekâ

Trowbridge’ e göre bir kişinin “Bilge” olarak nitelendirilebilmesi için bu özelliklerin tümünü taşıması ve durumların gereklerine göre kullanabilmesi gerekmektedir.

Söz konusu çalışmalar, farklı bilgelik unsurları olduğunu ele almalarına rağmen bilgeliğin bu unsurların bir sonucu olduğu görüşünde de birleşmektedirler. Ancak bununla birlikte bilgeliğin tek bir kişilik özelliği mi yoksa birden fazla özelliğin birleşiminden oluşup oluşmadığı ya da bu özelliklerin bir sonucu olup olmadığı tartışması henüz netlik kazanmamış olup bu doğrultuda da çeşitli çalışmalara yapılmaktadır.

Örneğin Ahsan ve Shah (2006), bilgeliği kişinin kendi zihni ile toplumun ve diğer kişilerin çıkarları arasında kurduğu kısa ve uzun vadeli dengeyle ulaşılan zekâ ve tecrübelerin uygulanması olarak ifade etmekte ve bunun bir sonucu olarak ta bilge kişilerin çevresine karşı sorumlu olduklarını ifade etmektedirler (Çalışkan, 2008: 12).

Bilgelik, bilgenin niteliğidir ve bu yüzden yeni durumları değerlendirmeyi değil, deneyime dayalı olarak durumlara yeni tepkiler geliştirmeyi de sağlayabilen, yaşamdaki tek gayesi iyi bir hayat yaşamaktan ziyade olası eylemlerin en iyisini

yapmaya odaklanmak olan (Kohl, 2001: 87), yaşamın tüm karmaşıklığını, ilişkilerini (Erikson, 1988: 184) anlamlandıran kişilere bilge denilmektedir.

Bilge, bireyin sıradan insanın düşünmesinden farklı bir düşünme yetisine sahip, bilme edimini eksiksiz, bilgiye bir üst düzlemde bakabilen, bilgiler arasında bağ kurup, bunları farklı alanlara aktarabilendir ki, bu bağlamda bilge zaman ve mekânı aşan olağanüstü, “öznelliği”, “özgünlüğü” ve “özgüllüğü” olan hatta ölümsüz bir “birey”dir (Topdemir, 2010: 3). Bilgi ve bilge arasında yakın ilişki olmasına rağmen, çok bilgili olmak bilge olmak anlamına gelmemektedir. Aynı biçimde herhangi bir eğitim kurumunda eğitim alınarak “bilge” olunmamaktadır. Bilgelik hiç beklenmedik bir anda beklenmedik bir durumda, herhangi bir eğitim almış ya da almamış kişide de görülebilmektedir. Bilge gerçek bilgilerin sınırlarını aşarak olaylar hakkında derin ve sistematik bir şekilde düşünen, konuşan ve hareket eden kişidir.

Ayrıca bilge, bilginin kendisine bir üst düzlemde bakabilen, bilgiler arasında bağ kurup bunları farklı alanlara aktarabilen (Topdemir, 2010: 3) ve her konu hakkında akla ve mantığa en uygun kararları alabilen bir “birey”dir. Bilge kişinin özelliklerinin çok boyutlu olduğunu ve içinde bulunulan çevreye ve şartlara bağlı olarak bu özellikleri bütünleştirerek karar ve yargıda bulunabildiğini söylemek mümkündür.

Bilgeliğin ölçülmesinin zorluğu bilgeliğin ve bilge kişiyle ilgili yapılacak tanımları da zorlaştırmakta kesin bir yargıya varmayı engellemektedir. Buna rağmen yapılan çeşitli çalışmalarda birbirine benzer unsurlar tanımlanmıştır. Çoğu zaman zekâ, bilgi ve deneyim kendi başlarına bilgelikle aynı olarak kabul edilse de aslında birbirlerinden farklıdırlar. Salt zeki bir insanın eylemleri topluma, kendine zarar veriyorsa; erdemden yoksun davranışlar sergiliyorsa onun bilgeliğinden söz edilemez. Bu nedenle zekâ, bilgi, deneyim ve erdem bilgeliğin değişmez unsurlarıdır ancak bilgelik bu boyutların birleşiminden daha büyük bir olgudur.