• Sonuç bulunamadı

2. TİCARET ŞİRKETLERİNDE BİRLEŞME VE

2.7. Şirket Birleşme ve Devralmalarının Ekonomik ve

2.7.1. Ekonomik faaliyet alanlarına göre şirket birleşmelerinin

2.7.2.1. Biçimsel birleşmeler

Firmalar arası birleşme işlemlerinin yazılı biçimde gerçekleştirildiği birleşmelere biçimsel birleşme adı verilmekte olup altı çeşidi vardır.

2.7.2.1.1. Tröst

Tröst, iki ya da ikiden çok tekel piyasası ihdas etmek maksadıyla yeni oluşturdukları bir tüzel kişilik etrafında kendi kişiliklerini de kaybederek birleşmeleri haline denir. Tröstler, oylama ve yatırım tröstü olarak iki türden oluşmaktadır (Özdemir, 1997: 544).

88

Oy hakkının satın alındığı tröst türünde, şirketin yönetiminin kontrol altına alınabilmesi maksadıyla piyasada bulunan hisse/pay senetleri ele geçirilmektedir. Bu işlem akabinde ise ilk genel kurul toplantısında şirketin yönetimi kontrol altına alınır.

Yatırımsal tröst çeşidi, sermaye yatırımını ilke edinmiş şirketler tarafından gerçekleştirilen birleşme tarzıdır. Önemli sermayeye sahip olan şirketler bu tröst çeşidinde sahip oldukları sermayeyi riske atmadan maksimum kara ulaşma imkanı edinirler. Tröst ile birleştirilen sermayeye karşılık bunun sahiplerine tröst katılım sertifikası verilir. Bu şekilde oluşan sermaye ile yurt içi veya yurt dışı tahvil veya hisse senetleri satın alınır. Bu sayede değişik sektör ve ülkelerdeki yatırımlar ile kar seviyesi artırılırken risk de minimize edilir.

2.7.2.1.2. Birleşme (combination )

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, Türk; birleşme kavramını, devralma yolu ile birleşme ve yeni ortaklık kurulması yolu ile birleşme olmak üzere iki şekilde ifade etmektedir. Devralma yolu ile birleşmede, en az bir ortaklığa ait ortakların bir başka ortaklığa alınması ile devredilen ortaklığın malvarlığının veya işletmesine ait aktif ve pasiflerinin tasfiye edilmeksizin bütün olarak devralan ortaklığa geçirilmesi olarak ifade edilirken; yeni ortaklık kurulması yolu ile birleşme ise, birbirinden ayrı ve farklı iki ortaklığın malvarlığının veya işletmesine ait aktif ve pasiflerinin tasfiye edilmeksizin bütün olarak yeni kurulan bir ortaklığa alınarak bu şekilde birleşmelerini ifade etmektedir (Türk, 1986: 41).

Her devralmanın birleşmeyi oluşturduğu da söylenemez. Zira birleşmeden bahsedilebilmesi için devredilen şirketin tüm aktif ve pasifiyle birlikte devralan şirkete geçmesi gereklidir. Buna karşılık devreden şirket ortaklarına belirli bir oran karşılığında katılınan şirket paylarından verilir. Bu zaviyeden değerlendirildiğinde nakit ödeme yapılarak satın alma veyahut da hukuki varlık ve tüzel kişilik korunarak gerçekleştirilen birliktelikler TTK anlamındaki birleşme işlemi olarak değerlendirilemez. Bu kavram, birinci bölümde 32. sayfada açıklandığından buraya atıfla yetineceğiz.

89 2.7.2.1.3. Ele Geçirme ( take over)

Bir şirketin, idaresinin ve paylarının ele geçirmek maksadıyla satın alınmasıdır. Ele geçirme, iki şirketin isteyerek birleşmesi anlamına gelebildiği gibi, teklif edilen bir fiyat karşılığında devralınmak istenen şirketin ortaklarının bazılarının karşı çıkmasına rağmen teklif edilen tutardan bazı ortakların paylarını satması anlamına da gelebilir. Ele geçirme neticesinde ele geçen şirket ekonomik anlamda özgürlüğünü yitirir ve ekonomik açıdan kontrol öbür şirkete geçer. Bu kavram, yine birinci bölümde 38. sayfada açıklandığından buraya atıfla yetineceğiz.

2.7.2.1.4. İş ortaklıkları (joint venture)

Bazı durumlarda belirli bir işin tek bir işletme tarafından yerine getirilme olanağı yoktur. Bu gibi durumlarda iki ya da ikiden fazla işletme birleşerek oluşturulan bu birliktelik sinerjisi ile sorumluluğu birlikte üstlenmektedirler.

İş Otaklığı (joint venture ) için şöyle bir tanım yapılabilir: Hukuki ve ekonomik yönden birbirinden ayrı birden fazla gerçek ya da tüzel kişi, süreli veya sürekli bir faaliyeti yerine getirmek ve gelir elde etmek maksadıyla ticari bir ortaklık kurarak ya da kurmayarak, akit etrafında buluşarak işin bütününden zincirleme olarak birlikte sorumluluk üstlendikleri hallerde ortaya çıkan ortaklık türüdür (Barlas, 2012: 261vd.).

Adi şirketin bu çeşidinde ekseriyetle ulusal ya da uluslararası şirketler ya da gerçek kişi işletmeleri yol, köprü, müteahhitlik işleri yani, büyük çaplı ve sürekli olmayan faaliyetleri görmek ve neticede elde edilecek kazancı paylaşmak üzere bir araya gelmelerinden oluşmaktadır. Bu tür ilişkilere iş ortaklığı (joint venture) adı verilmektedir (Aydın, 1997 27 vd.) İş ortaklığı tarzındaki adi ortaklıklar VUK anlamında KVK mükellefidirler (Bilgili ve Demirkapı, 2018: 29).

Bu tarz ortaklık ilişkileri; var olan riski azaltmak, ekstra finans kaynağı oluşturmak, teknolojik anlamda etkileşimde bulunmak, alanında uzmanlaşmış

90

teknik elemanlardan faydalanmak ve değişik piyasalara temas edebilmek, gibi birden çok sebepten hareketle oluşturulmaktadır (Önal, 1993: 49).

Hukukumuzda ne Ticaret Kanununda ne de diğer kanunlarda iş ortaklığı şeklinde şirket düzenlemesi bulunmamaktadır. Ticari hayatta ise bu eksiklik TBK’da yer alan adi şirkete ilişkin hükümler iş ortaklıkları hakkında da uygulanarak aşılmaktadır. Öte yandan 5422 sayılı KVK’nın 1. maddesine 3239 sayılı kanun ile ilave edilen (E) bendi ile KVK mükelleflerine ilaveten “iş ortaklıkları” şeklinde yeni bir tür eklenmiştir.

Sözleşmesel ortak girişim Türk hukukundaki adi şirkete benzemektedir. Bu bağlamda KVK’da “iş ortaklığı” adı altında salt sözleşmeye dayalı ortak girişimin özel bir türünün düzenlendiğine işaret etmek gerekir (Altay, 2009: 38). Buna göre iş ortaklığı, kurumlar vergisi yükümlülerinin (sermaye ortaklıkları, kamu iktisadi kuruluşları, Kooperatifler ile dernek ve vakıf iktisadi işletmeleri) kendi aralarında yahut kişi ortaklıkları veya bizzat gerçek şahıslarla birlikte, bir işin beraberce ortak bir şekilde yüklenilerek yapılması ve bu işten elde edilen kazancın paylaşılması maksadıyla kurulan ortaklık türüdür (KVK m. 2/7). İş ortaklığına ait iştigal konusunun ve süresinin belirli olması gereklidir. Bu husus 1 Seri No’lu KVK Tebliği’nin 2.5 numaralı maddesinde de ifade edilmiştir.,

2.7.2.1.5. Holding

Holding, bir anonim şirketin (ana veya çatı ortaklık) ekonomik bütünlük sağlamak amacıyla bir veya daha fazla anonim şirkete (yavru ortaklıklara) yönetim ve kontrol imkanı verecek şekilde (oranda) katılmasıdır (Bilgili ve Demirkapı, 2018: 99). Bu tanıma göre;

- Ekonomik bir bütünlük sağlamak,

- Başka (yavru) anonim şirketlere yönetim ve kontrolü elde edecek oranda katılmak.

- Yatırım amacıyla hisse senetlerini satın almaktır.

Sermaye şirketlerinin holding yapısında toplanmasından maksat, yönetimde, sermayede ve denetimde birleşerek hem yapısal hem de ekonomik

91

yönden yapılarını güçlendirmek hem de ticari hayatta daha güçlü bir şekilde var olabilmeyi temin etmektir (Usta, 2000: 153).

Holdinglerde konu ve amaç başkaca şirketlere iştirak olsa da holdingin tek bir şirketten oluşması da mümkündür (Tekinalp, 1996: 299). Şirketler topluluğundan bahsedilebilmesi için ise başından beri birden fazla şirketin varlığı şarttır. Daha önemlisi, şirketler topluluğu holding anonim şirketin aksine bir şirket türü değildir. Bir çatı şirketi olan holdingin yavru şirketlerle ilişkisi konzemi oluşturur (Barlas, 2012: 228). Şirket topluluğundan bahsedilebilmesi için bir hakim şirketin bir de bağlı şirketin üzerinde, sermaye bakımından veya oy çoğunluğu açısından yahut da idare kurulunda bulunan üyelerin çoğunluğuna sahip olması açısından hakimiyet sağlamış olması icap eder (Boyacıoğlu, 2006: 125)

Konzem, birden çok hukuken bağımsız olan işletme veya şirketin ekonomik bir bütünlük sağlamak amacıyla bir şirketin sevk ve yönetimine girerek oluşturdukları hukuki bir yapıdır. Bir konzem ilişkisinde iki temel yapıtaşı vardır (Barlas, 2012: 228):

- İki veya daha fazla hukuken bağımsız işletmenin arasında bağlantı ilişkisi, - Konzem işletmesi veya şirketi tarafından tek elden yönetim,

Konzemin iki temel vasfı vardır: İlki, hukuki bağımsızlık, diğeri ekonomik yönden birliktir. Gerçekten konzeme dahil bağımsız teşebbüsler konzem ilişkisi kurulduktan sonra da hukuksal bağımsızlıklarını aynı şekilde korurlar. Buna karşın konzeme iştirak eden şirketlerin ortak bir yönetim idaresine dahil olmaları, karar ve icra organlarında tamamen tek bir idari düzenin düzeninin hakimiyetine neden olduğundan ve şirketler ekonomik bağımsızlıklarını yitirdiğinden dolayı tek bir ekonomik birim halinde faaliyet göstermektedir.

Şirketler topluluğuna ilişkin hükümler Türk hukukunda TTK md. 195-209’da düzenlenmiştir.

Holdinglerde rekabetin sınırlandırılmasından daha ziyade maksat yönetim ve denetimde birlik ve profesyonellik sağlamaktır. Holdingler hakim şirket ve dahil şirketlerden oluşurlar. Ana şirket holding türü birleşmenin yönetim ve denetimini yürütür. Yavru şirketler ise üretim ve pazarlama eylemlerini yürütür.

92

Holdinglerin hisse senetlerinin ihraç edilmesinde ve şirkete finansman sağlanmasında kolaylık sağlamak gibi çeşitli fonksiyonları vardır. Genelde küçük çaplı firmalar hisse senetlerinin satılmasında güçlük çekerken piyasada tanınan iyi bir holdingin bu hisse senetlerini satması daha kolay ve basittir. ( Hatiboğlu, 1974: 361).

Son olarak, ifade etmek gerekirse birden çok şirketin hukuki anlamda bağımsızlıklarını muhafaza ederek şirket toplulukları ilişkisiyle birlik oluşturmaları TTK md. 136 anlamında birleşme değildir (Ferna-İpekel, 2014: 113).

2.7.2.1.6. Konsorsiyum

Şahıs veya tüzel kişi ortaklıklarının her birinin hukuki kişiliklerini de korumak suretiyle birtakım işleri beraberce sonuca ulaştırmak amacıyla iş birliği yaptıkları, bu durumda dahi birliğe katılan gerçek veya tüzel kişilerden her birinin işin yalnızca belirli bir kısmını üstlenmesi hallerinde bu tarz ortaklık söz konusu olur (Bahtiyar, 2017: 27). Örnek vermek gerekirse, bir metro için gerçekleştirilecek bir müteahhitlik işinde bir firmanın tüneli açması, diğerinin toprak betonlaması ve izole edilmesini bir diğerinin ise raylı sistemi yapmayı üstlenmesi halinde her bir şirketin sorumluluk alanı ve yüklendiği iş farklıdır (Barlas, 2012: 243-258 vd.) Konsorsiyum şeklindeki birlikteliklerden doğan faaliyetlerden kaynaklanan sorumlulukta borçlar kanunu uygulama alanı bulacaktır. Bu tarz sorumlulukta her bir firma üstlendiği işten ve bulunduğu taahhütten sorumludur.

Konsorsiyum tarzında yapılacak işlerde, her bir ortak yapmayı üstlendiği işi müteahhitlik sözleşmesinde açık bir şekilde belirtmek zorundadır. Belirtmek gerekir ki, bu sözleşmede belirtilmemekle birlikte, ortaklar -kendi iç ilişkilerinde- yapacakları iş ile ilgili diğer bir sözleşme daha yaparak aralarında her birinin sorumluluğunu belirleyebilirler ve işverence bu sözleşmenin kabulü halinde de bu birliktelik "konsorsiyum" şeklinde ortaklık olarak işlem görecektir (1 Seri Nolu KVK Teb.md.2.5.2).

93

Konsorsiyumda dış ilişkideki sorumluluk düzeni yönünden adi şirketten farkı, üçüncü kişi ile yapılan sözleşmede konsorsiyum ortaklarının müteselsil sorumluluğu yoktur (Barlas, 2012: 243-258 vd.).

Bu tarz ortaklıklarda işletmeler hukuki varlıklarını kaybetmediklerinden dolayı iişin bitirilip iş sahibine teslim edilmesiyle bu ortaklık son bulacaktır.

Konsorsiyumu birleşmeden ayıran özellik, konsorsiyum tarzı ortaklıkta ortaklığa dahil olan firmalar hukuken bağımsızlık ve varlıklarını korumaktadırlar (Ferna- İpekel, 2014: 113). Son olarak, ifade etmek gerekirse birden çok şirketin hukuki anlamda bağımsızlıklarını muhafaza ederek şirket toplulukları ilişkisiyle birlik oluşturmaları TTK md. 136 anlamında birleşme değildir (Bahtiyar, 2017: 51).