• Sonuç bulunamadı

7.Hafta e-Ders Kitap Bölümü

BEŞİNCİ BÖLÜM 4. BERBERİLER

4.2. Berberi Tarihi

Berberilerin kökenleri ve anayurtlarını tam olarak tespit edebilmek için yeterli bilgiye henüz sahip değiliz. Arkeolojik veriler ile Yunan, Latin ve Arap kaynakları bu konuda çelişen görüşler ileri sürmektedirler.

Bunun yanında yazarların bir kısmı Berberiler’ in Afrika’nın yerli halkı olduğunu, diğer bir kısmı doğudan geldiklerini, üçüncü grup da anayurtlarının Ege bölgesi olduğunu ileri sürmektedirler. Arap kaynakları ise Berberilerin Yemen’den veya Ken’an ülkesinde (Filistin ve Lübnan sahilleri) peygamber Davud’un Kral Câlût’u öldürmesinden sonra Kuzey Afrika’ya gittiklerinden bahsetmektedir. Çağdaş bilim insanları da bu çelişkili görüşlerden ötürü ortak ve net bir sonuca ulaşamamaktadırlar.

Bölgede, kendi aralarında rekabet içerisinde olan kabileler halinde yaşayan, bazen de dışarıdan gelen herhangi bir saldırı karşısında birleşen bu kabileler güçlü ve daimi devletler oluşturamamışlardır. Aynı zaman bölge içinde doğu ve batı arasında bir birlikten söz etmek mümkün değildir. Öyle ki; Kartaca (Pön) savaşları döneminde doğuda karışıklıklar devamlı bir suretle varlığını korurken merkezde ve batıda siyasi bir birliğin başlangıcı görülmektedir.

Ancak bu bölünmüşlüğün doğal sonucu olarak dışarıdan gelen tehdit ve istilalara tam anlamıyla karşı koyamamışlar, Fenike Kolonileri’nin ve Kartaca Devleti’nin kurulmasına engel olamamışlardır. Kral Masinissa, Roma’nın da desteğini alarak bütün Numidia’yı kendi hâkimiyeti altına almıştır. Birkaç sene içerisinde de Mulüya’dan Syrt’e kadar bütün Berberileri hâkimiyeti altına alarak bir krallık kurmuştur. Ancak bu krallığın ömrü pek uzun olmamış ve M.Ö.46 yılında bu krallık tarih sahnesinden silinmiştir ve bunun sonucunda da Kuzey Afrika yavaş yavaş bir Roma eyaleti haline gelmiştir. Birkaç yıl sonra Numidia Krallığı yeniden kurulmuş ve Roma’nın hâkimiyeti altına girmiştir.

4.2.1. Fenikelilerin Kurmuş Olduğu Koloniler

Berberilerin yaşamış oldukları Kuzey Afrika’da M.Ö. 1200’den sonra hızla gelişen Fenike kentleri deniz aşırı devletlerle ticari ilişkiler içerisine girmişlerdir. Zengin ticaret ağı sayesinde Fenike Uygarlığını kurmuşlardır. Fenikeliler Mezopotamya, Mısır, Ege Bölgesi ve Arabistan arasında bir köprü görevi görmüştür.

Fenikelilerin denizcilikteki gelişmelerine paralel olarak M.Ö. 1200 yıllarında bölgedeki siyasal güçlerin ortadan kalkması ile birlikte en parlak dönemlerini yaşamışlardır. Fenikeliler yalnızca kendi kentleri arasında ticaret yapmamış aynı zamanda bütün Akdeniz’i dolaşmış ve uygun yerlerde ticaret kolonileri kurmuşlardır.

Ekonomik anlamda güçlenen Fenikeliler, aynı başarıyı askeri bağlamda gösterememişlerdir.

Fenikeliler Kuzey Afrika’yı egemenlikleri altına aldıktan sonra koloniler kurmuşlardır. Fenikelilerin kurdukları koloniler Cadiz, Utica, Leptis Magna (Büyük Leptis), Hadrumetum (Suse)’dır. Ayrıca Kartacalıların gelişimi ile birlikte kurmuş oldukları yeni kentler bulunmaktadır. Bu kentlerin Kartacalılardan önce Fenikeliler tarafından kurulmuş olup olamayacağı hala bir tartışma konusudur.

Kuzey Afrika’da Fenikeliler (Pönler) tarafından kurulduğu tahmin edilen koloniler ise şunlardır; Oea (Trablusgarp), Sabratha, Acholla, Thapsus, Leptis, Parva, Hermakon (Bon Burnu), Philipeville, Kostantin, Kollo, Cicelli, Tipasa, Guraya, Melilla, Emsa, Sidi Abdselam ve Tamuda’dır.

4.2.2. Numidia Krallığı

M.Ö V. Yüzyılda Libyalılar ilk defa Kartacalılar tarafından yenilgiye uğratılmıştır. Kartaca, onun batısında yer alan Libyalılar, Numidialılar ve diğer kabilelerle anlaşmalar yaparak onlara askeri yardımlarda bulunmuştur. Bu kabileleri kendine bağlamayı düşünmemiştir.

M.Ö. 211 yılında Kartacalı Komutan Hasdrubal, Numidia Kralı Massinissa’dan aldığı askeri yardımla İspanya’da Romalıları yenilgiye uğratmıştır. Romalılar, P. Cornelius Scipio’dayı Consul seçerek Afrika’ya yollamışlardır. Scipio, Numidia için mücadele eden iki prensten bir olan Massinissa ile ittifak yapmıştır. M.Ö.

203 yılında Scipio ile yapılan savaşta Kartacalılar yenilgiye uğratılmıştır. Bu savaş sonunda Numidia’nın doğusu Massinissa’nın egemenliği altına girmiştir.

Romalılar ile Kartacalılar arasında M.Ö. 202 yılında yapılan Zema Savaş’ında Romalı komutan Scpio, Kartacalı Hannibal’ı büyük bir yenilgiye uğratmıştır. Bu savaşın en önemli özelliği Kartaca Devleti’nin yıkılması olmuştur. M.Ö. 201 yılında yapılan İzama barış anlaşması yapıldı. Bu anlaşma ile Numidia Devleti, iki prensten biri olan Kral Massinissa’ya verildi.

Roma Devletinin gücünü arkasına alan Massinissa, bölgedeki hâkimiyetini artırmıştır. Kartaca hiçbir şekilde Roma’nın izni olmadan Numidia’ya karşı bir harekette bulunmayacaktı. Bütün bu gelişmeler Numidia Krallığını güçlendirmişti. Aynı zamanda Numidia Kralı Massinissa, Roma’nın Afrika’daki çıkarlarının koruyuculuğunu da üzerine almıştır. Massinissa yapılan Zama anlaşmasına dayanarak Kartaca’ya ait birçok limanı işgal etmiştir.

Kartaca’nın Roma’ya yaptığı başvurularda ise kararlar hep Numidia lehine sonuçlanmaktaydı. Roma hala Kartaca’yı tehlike olarak görüyordu. Kartaca’nın ekonomik zenginliği özellikle altın, fildişi ve çinko

ticaretinin merkezi olması bilinçli ziraatın yapılması Roma’yı huzursuz ediyordu. Numidia’nın aralıksız saldırıları sonucunda direnç kaybeden Kartaca, Roma’ya sormadan savaşa başlamıştır. Bu durum Roma’nın aramış olduğu bahane olmuş ve Kartaca’ya savaş ilan etmiştir. Numidia Kralı Massinissa Kartaca ile yaptığı savaşı kazanmıştır. Yenilen Kartaca Roma’ya bağlılığını bildirmek zorunda kalmıştır.

Bütün bu gelişmeler Numidia Krallığı’nın güçlenmesini sağlamıştır. Numidia’nın güçlü kralı olan Massinissa M.Ö. 148’de ölmüştür. Yerine geçen oğlu Micipsa kayda değer başarı gösteremeyen Micipsa krallığını oğulları Atherbal, Hiempsal ve yeğeni Iugurtha’ya bırakmış ve M.Ö. 118’de ölmüştür.

Iugurtha, Numidia’nın tamamını ele geçirmek için her yola başvurmuştur. Aracı Roma devletinin kurmuş olduğu komisyon üyesi senatorlarını elde ederek taksimatta en iyi toprakları elde etmiştir. Iugurtha, krallık için önünde engel olan Hiempsal’i öldürtmüştür. Krallığın diğer mirasçısı Atherbal’ın başkenti Citra’ya(bugünkü Cezayir’de Konstantiniye şehri)saldırmış ve Citra’yı ele geçirerek Adherbal’ı öldürmüştür.

Şehirde yaşayan pek çok Romalıyı da öldürülmüştür. Romalılar, Numidia’ya savaş ilan etmişlerdi. Afrika Ordularının başına M.Ö. 107 yılında C. Marius geçirilmiştir. Marius kazandığı askeri başarıları sonucunda M.Ö. 106 yılında Iugurtha’yı yenilgiye uğratmıştır. Krallığın doğusu Massinissa’nın torunu Gauda’ya batısı ise Mauretania krallığına verilmiştir. Küçük bir kısmı ise Afrika eyaletine eklenmiştir.Marius esir aldığı Numidia kralı Iugurtha’yı M.Ö. 104 yılında zafer alayında teşhir etmiş ve daha sonra idam etmiştir.

Numidia krallığı varlığını Ceaser dönemine kadar devam ettirmiştir. Caeser 47 yılında Afrika topraklarına ayak basmıştır. Utica şehri kumandanlığını yapmış olan M.P Cato, Caeser’in şehri ele geçirmek için hareket ettiğini öğrenince intihar etmiştir. Ceaser, Numidia topraklarınıda ele geçirerek krallığa son vermiştir. Numidia topraklarının bir kısmı üzerinde Afrika Nova eyaletini kurmuş bir kısmınıda Mauretenia kralı Bocchus’a vermiştir.

Kuzey Afrika’da kısa sürelide olsa Berberileri egemenliği altına almayı başaran krallık Numidia Krallığıdır. Krallığın başarılı olmasını sağlayan kral hiç şüphesiz Masinissa’dır. Kral Massinissa Roma ve Kartaca arasındaki anlaşılmazlıkları iyi değerlendirmiştir. Massinissa dış politkada elde ettiği başarıları sayesinde ülkesini büyütmüş ve zenginleştirmiştir. Ancak kendisinden sonra kral olan oğlu Micipsa aynı başarıyı gösterememiştir.

Micipsa’nın ülkenin yönetimini oğulları ve yeğeni arasında bölüştürmesi ise iç karışıklıklarına neden olmuştur. Bütün Numidia’nın yönetimini ele geçirmek için olan mücadeleler ve savaşlar ülkeyi zayıflatmıştır.

Krallığı ele geçiren Iugurtha’nın Roma’ya karşı düşmanca tavrı ise krallığın sonunu hazırlamıştır. M.Ö. 46 yılına kadar varlığını sürdüren Numidia krallığı Caeser tarafından tarih sahnesinden silinmiştir.

4.2.3. Romalılar Dönemi

Berberiler üzerindeki Roma hâkimiyeti beş yüzyıl kadar devam etmiştir. Bu süre içerisinde sahil bölgelerinde yaşayan Berberiler’in Latin kültürünü benimsedikleri, Roma’ya asker ve vergi verdikleri bilinmektedir fakat iç bölgelerde yaşayan Berberiler, kendi kültürlerini devam ettirmiş, Roma hâkimiyetine direnerek kabileler halinde bir yaşam sürmüşlerdir. Romalılar Berberi Kabilelerinin idaresini mahalli reislere (Reguli) bırakmıştır. Roma döneminde Berberilerin bağımsızlık fikri hiçbir zaman sona ermemiştir. Bu nedenle Augustus ve Domitianus krallık dönemlerinde Kuzey Afrika’da isyanlar çıkmıştır. Bu isyanlar Romalılar tarafından kanlı bir şekilde bastırılmıştır, bu isyanların temelini vergi yükümlülüğünün ağırlığı ile bağımsızlık düşünceleri oluşturmuştur. Roma hâkimiyeti altında yaşayanlar zaman zaman isyan edip bağımsızlıklarını kazanmak isteseler de kazandıkları başarılar kısa süreli olmuş ve Roma egemenliğinden kurtulamamışlardır.

Roma İmparatorluğu’nun M.S. III. yüzyıldan itibaren giderek güç kaybetmesine rağmen Berberilerin kabileler halinde yaşaması ve birlik oluşturamaması sebebiyle belli bir bağımsızlık sağlanamamıştır. Bununla birlikte Roma’ya karşı sürdürülen mücadelelerin neticesinde Kuzey Afrika’daki Roma hâkimiyeti zayıflamaya başlamıştır.

4.2.4. Vandallar

Vandallar Doğu Germen kavimlerindendir. Roma imparatorluğunun parçalanmasına sebep olan kavimler göçünde de Vandalların önemli rolü olmuştur. Gotlar ve Lombardlar yakın akrabaları olmalarına rağmen onlarla savaş halindeydiler. M.S IV.yüzyılın başlarında Gotlar Vandalları bozguna uğratmıştır.

Roma İmparatoru Çonstantinus I, Vandallar’a bugünkü Avusturya’nın Kuzeydoğusunu, Macaristan’ın da batısını kapsayan Pannonia’da, Roma uyruğunda yaşama izni verdi. Hunların baskısı sonucu Vandallar 60 yıldır yaşadıkları Pannonia’dan Galya’ya(bugünkü Fransa) göç ettiler. Burada Franklar’a yenilince, M.S.

409’da kralları Geiserich’in önderliğinde Pireneler’i aşarak İspanya’ya girdiler. Vandallar aynı göç sonucunda İspanya üzerinden Afrika’ya geçmişlerdi. Afrika’da bulunan Berberilerin Romalılara karşı besledikleri düşmanlık, Vandalların bölgeye yerleşmesini kolaylaştırmaktan öteye gitmemiştir. Kavimler Göçü sırasında İspanya üzerinden Afrika’ya geçen Vandallar M.S. V. Yüzyılın ortalarına doğru Kral Geiserich önderliğinde başkent Kartaca merkezli bir krallık kurdular. Geiserich bölgede yaşayan Berberilerle mücadele etmek yerine onlarla iyi geçinme ve onlardan asker alma siyasetini benimsemiştir. Geiserich’den sonra başa geçen Vandal kralları bu politikadan vazgeçmişler ve Berberilerle mücadele yolunu seçmişlerdir. Vandalların etkilerinin tamamıyla hissedildiği bugünkü Cezayir haricinde kalan batıda Moritanya, Kabiliya, Avrâs, doğuda Trablus bölgelerindeki Berberiler bağımsızlıklarını korumuşlardır. Yaklaşık bir asır süren bu Vandal hâkimiyeti, daha fazla sürmemiş Bizans İmparatoru Justinianos’un komutanlarından Belisarios tarafından sona erdirilmiş ve Vandal devleti yıkılmıştır. (M.S. 534)

4.2.5. Bizans Dönemi

Bizans imparatoru Justinianos’un komutanı Belisarios yaklaşık 18000 kişilik küçük bir ordu ile Afrika’ya çıkmıştır. Bu yıllarda Vandallar kralları Geiserich dönemindeki parlak devri kapatmışlardır.

Bizans ordusu, Vandal ordusunu Decimum ve Tricamarum yakınında yenilgiye uğratmış ve Vandal krallığına son vermiştir. Vandal kralı Gelimer’i teslim alan Belisarios M.S. 534’de esir kralla birlikte İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’a gelişinde muzaffer bir komutan sıfatıyla törenlerle karşılanmıştır. Kuzey Afrika’da Vandal egemenliğine son veren Bizans bu tarihten itibaren Berberi kabileleri ile uğraşmak zorunda kalmıştır. Bizans egemenliğine direnen Berberi kabilesi gerilla savaşını seçmişlerdir.

Kartaca’da kurmuş olduğu Eksarkhos bölgede sadece askeri değil aynı zamanda sivil idareyi temsil etmekteydi. Ancak bu güçlü kral İstanbul’da çıkan isyan sonucunda düşürülmüştür. Yerine senatonun desteğini alan Phokas imparator olmuştur. Phokas’ın kötü yönetimi kendini destekleyen güçleride onun düşmanı yapmıştır. Devlet içinde iç savaş alevleri yayılmıştı. Kartaca Eksarkhos’u, Herakleios imparator Phoka’ya karşı ayaklanmıştır. Mısırdan da yardım alan Heraklios aynı adı taşıyan oğlunu bir donanmanın başında İstanbul’a göndermiştir. Herakleios İstanbul’a gelerek Phokas’ın yönetimine son vermiştir. Heraklios Patrick’in elinden imparatorluk tacını giyerek imparator olmuştur ve bu sayede iç savaşlara sahne olan Phokas dönemi son bulmuştur.

Bizans Kuzey Afrika’da varlık göstermiş ve burada egemenliğinin merkezi olarak Kartaca’yı belirlemiştir.

Kuzey Afrika’daki Bizans hâkimiyeti sırasında Bizans valilerinin halka zulmetmeleri yüzünden çiftçiler topraklarını terk etmiş ve ticaretle uğraşanlar ise dükkânlarını kapatmışlardı.

Bu dönemde ülkede dış tesirlere karşı bağımsızlığını korumayı sağlayan Berberiler, Kuzey Afrika’da etkili güç olan Bizans ile mücadeleye giriştiler. Bizans Kralı, vali olarak buraya Solomon’u atadı. Vali Solomon Numidiayalı Berberiler ile mücadele etti. İlk savaşlar Bizans yenilgisiyle sonuçlandı Daha sonra Bizanslılar Kayrevan’ın batısında Momma’da Berberileri yendiler. Bu süre içerisindeki vali Solomon görevden alınmış yerine başka Bizans valileri atanmıştır. Ancak bu yeni valilerin başarı gösterememeleri üzerine eski Vali Solomon ikinci kez atanmıştır. Solomon’un ikinci valilik döneminde Avrâs bölgesine sefer yapmıştır. Buradaki Berberileri yenerek Fas’a kadar ilerlemiştir. Ancak bu sefer Solomon’un sonunu hazırlamıştır. Toalolus ve etrafında bulunan Levâte kabilesi ile mücadele esnasında öldürülmüştür (M.S. 546).

Bizans İmparatoru bu durumda çok zorlanmış yeni vali olarak Trogalita’yı atamak zorunda kalmıştır.

Bu dönem içerisinde Berberi tehlikesi kısmen kontrol altına alınmıştır.

4.2.6. İslami Dönem Öncesinde ve Sonrasında Berberiler

İslam fetihlerinden önceki dönemlerde Berberiler üç büyük grup halinde Berka’dan Atlas okyanusuna kadar yayılmışlardı. Bunlar; Doğuda Trablus, Berka, Cerîdve Avrâs bölgelerinde Levâteliler (Hevvâre, Avrîga, Nefzâve, Evrebe)

Batıda Orta ve Uzak Mağrib’de Sanhâceliler, Küçük Kabiliye’de Kütâmeliler, Büyük Kabiliye’de Zuvâveliler, Kabiliye ile Şelif arasında Cezayir sahillerinde Zenâteliler, Şelif’ten Mülûye’ye kadar olan bölgede İfrenliler, Rif’te Gomâreliler Fas’ın Atlas Okyanusu sahillerinde Masmûdeliler, Büyük Atlaslar’da Cezûle, Güney Fas’ta Lemtalılar, Batı Sahra’da Sanhâceliler Trablus’tan Cebeliamur’a kadar yaylaların sınır boylarına, orta ve uzak Mağrib’e kadar yayılan Zenâteliler’dir.

İslamiyetin yayılmaya başlamasıyla birlikte Berberiler yeni bir tehdit ile karşı karşıya kalmışlardır.

Kuzey Afrika’da bağımsız devletinin gücü sadece sahil kesiminde varlığını devam ettirmekteydi. Önce iç kesimler ve daha sonrada sahil kısmı Bizans’ın elinden çıkarak Müslümanların eline geçmiştir. Emevi halifesi Abdülmelikin görevlendirdiği Hassan b. Nu’man el-Gassani komutasındaki İslam kuvvetlerinin kesin hücumu sonucunda Berberi kuvvetleri mağlup edilmiş ve bölge İslam devleti hâkimiyetine geçmiştir. Berberiler 740 yılında Araplara karşı büyük bir galibiyet kazanmışlardır. Bunun sonucunda ise Mağrib ve Endülüs’ün bir kısmı Berberilerin hâkimiyetine geçmiştir. Emevi hâkimiyetinin son yıllarda iç karışıklıklar sebebiyle ortaya çıkan kopmalar Abbasiler döneminde de devam etmiştir. Kuzey Afrika’da ki bu kopmalar bağımsız Berberi devletlerinin kurulmasının temellerini atmıştır.

VII. yüzyılın ortalarında Arap hakimiyetine giren ve İslamiyet’i kabul eden Berberiler Araplaşmaya başlamış olsalar da bu hızlı olmamıştır. Kendi kültürlerini koruyabilen Berberiler birçok devlet teşkil etmişlerdir.

Ancak İslam – Arap kültürünün giderek gelişmesi zayıf bir kültür sayılabilecek Berberi kültürünün asimile olmasına ve sonunda tamamen yok olmasına sebebiyet vermiştir. Bunun sonucunda Berberiler isimlerini, adetlerini, geleneklerini terk etmişler ve tamamen Araplaşmışlardır. Günümüzde ise Moritanya, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Sudan, Nijer, Mali ve Yukarı Volta’da hala benliklerini koruyan ve kendi dillerini konuşan Berberilere rastlamak mümkündür.

SONUÇ

Bu haftaki konumuzda Berberi adı ve kökeni hakkında bilgiler verilmiş ve daha sonra Berberi Tarihi ana başlığı altında ara başlıklar halinde Fenikelilerin Kurmuş Olduğu Koloniler, Numidia Krallığı, Romalılar Dönemi, Vandallar, Bizans Dönemi, İslami Dönem Öncesinde ve Sonrasında Berberiler konularını işlenmiştir.

KAYNAKÇA

Basset, R. (1894). Etude sur les dialectes Berbères, Paris.

Basset, R. (1910). Recherches sur la réligion des Berbères, Paris.

Basset, R. (1979). “Berberîler”, MEB İslâm Ansiklopedisi-2, İstanbul, 525 – 534

Clark J. G. D. (1970). South-West Europe and North Africa, Cambridge Ancient History, Vol. I-1, Cambridge.

Fournel, H. (1875). Les Berbères, Paris.

Güzel, M. Ş. (1997). Cezayir ve Berberiler, İstanbul.

Haddadou, M. A. (2003). Les Berbères Célèbres, Cezayir.

Lane, S. P. (1980). The Story of the Barbary Corsairs, New York-London.

Naci, H. (1955). Tarih Boyunca Kuzey Afrika ve Berberiler, İstanbul.

Scott, S. P. (1904). History Moorish Empire in Europe, London.

Yıldız, H. D. (1992). “Berberiler”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi- 5, İstanbul, 478 – 483.

KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ

1. Berberiler Yaşadıkları bölgelere göre çeşitli isimler almıştır. Aşağıdakilerden hangisi Berberiler için