• Sonuç bulunamadı

1.2. Mountstuart Elphinstone'a Göre Afganistan

1.2.2. Afganistan’da Nüfus ve Etnik Durum

1.2.2.1. Afgan AĢiretleri

1.2.2.1.10. Batı AĢiretleri

Elphinstone, seyahatnamesinde Afganistan’ın batısında yerleĢik olan aĢiret ve topluluklar hakkında da oldukça hacimli bir bölüm ayırmıĢtır. Onun bir oryantalist olarak bu konuda verdiği bilgiler oldukça önemlidir. Elphinstone, Batı aĢiretlerinin yaĢadığı yerleri doğuda Kâbil Nehri’nden batıda Sistan, kuzeyde Paropamisus Dağları ve güneyde Belucistan olarak belirtmektedir. Bu bölgede yaĢayan aĢiretler içerisinde Dürranî (Abdalî), Baraiç, Gılcay (Gılcaî), Aymak ve Hazaralarla ilgili önemli bilgiler vermektedir.

1.2.2.1.10.1. Dürraniler (Abdaliler)

Elphinstone, Afganistan’daki en önemli aĢiretlerden biri olan ve Afgan ġahlığı’nın kurucusu Ahmed ġah’ın da mensup olduğu Dürrani (Abdalî) aĢiretinin yayıldığı sahayı Ģu Ģekilde tespit etmektedir. “Dürrani topraklarının uzunluğu yaklaşık olarak 400 mil (643,74 km)‟dir. Kuzeybatı yönü haricinde genel genişliği ise 120 ila 140 mildir (225,31 km). Bölgeleri Kuzey yönünden Paropamisan Dağları ile çevrilmiş ve bu bölgede Aymaklar (Eimuklar) ve Hazaralar yaşamaktadır. Batı tarafında ilerisi İranlılara ait geniş kumluk alanlar bulunmaktadır. Güneybatıda Sistan ve onu Belucistan‟dan ayıran çöl bulunmaktadır. Nüfus dengeli bir şekilde dağılmamıştır.

Kabile iki ana kola ayrılmaktadır. Bunlar Zeruk ve Punjpaw‟lardır. Bu kollardan dokuz boy çıkmaktadır… Zeruk boyları Popalzay (Populzye), Alikozay (Allekkozye), Barakzay (Baurikzye), Açkozay (Atchikzye) boylarıdır. Punjpaw boyları ise Nurzay (Noorzye),

94 M. Elphinstone, a.g.e., s.80 vd.

34 Alizay (Alizye), İshakzay (Iskhaukzye), Hukyanî (Khougaunee) ve Maku (Maukoo) boylarıdır.”95

Elphinstone, bu kabileler içerisinde en öne çıkanın Sadozayların küçük bir boyu olan Popalzay kabilesi olduğunu, bunun sebebinin ise Afgan ġahı’nın bu aileden olmasına bağlamaktadır. Elphinstone bu konuda; “Muhtemelen Sadozaylar Dürrani kabilesinin en eski kollarından biridir ve üstünlüğünü toplumun ilk kuruluşundan almaktadır. Ana ikamet yerleri Tarnak vadisinin aşağısında Şir Safa (Sheher Suffa)‟dadır. Popalzay boyunun geri kalanı genellikle Kandahar‟ın kuzeyindeki tepelik bölgelerde yaşarlar. Sayıları yaklaşık olarak 12.000 hanedir. Bazıları çoban olmasına karşın çoğu tarımla ilgilenir. Dürrani kabilesinin en uygar boyu olarak tanınmaktadırlar” 96 bilgisini vermektedir.

Elphinstone’a göre Popalzaylardan sonra Dürraniler içerisinde en önemli ve sayıca üstün olan boy Barakzay (Baurikzye) boyudur. Bu büyük boy Kandahar’ın güneyinde, Arghasan (Urghessaun) vadisinde, Hilmend (Helmund) Nehri’nin kıyısında ve nehrin ayırdığı kuru düzlüklerde yaĢarlar. Kandahar yakınındakiler, Arghasan Vadisinde yaĢayanların çoğu ve Helmund Nehri üzerinde yaĢayanlar tarım yapmak için verimli olan topraklar ile geçinmektedir. Heyecanlı, cesur ve savaĢ seven bir kabiledir.

Nüfusları 30.000 haneden fazla değildir.97

Elphinstone, Açkozayları (Atchikzye) Barakzay boyunun bir kolu olarak göstermektedir. Ona göre; “Açkozaylar, Ahmet Şah tarafından muhalif boyların sayılarının azaltılması politikası kapsamında Barakzaylardan bölünmüşlerdir. Şu an başlarında ayrı bir reis bulunmakta ve ayrıldıkları boydan tamamen ayrı bir şekilde yaşamaktadırlar. Hoca Ümran (Khojeh Amraun) menzilinde Dürranilerin kırsal alanlarında ikamet ederler. Ana meslekleri meracılık ve yağmadır.”98

Elphinstone, Dürranilerin diğer kabileleri hakkında da önemli bilgiler vermektedir. Ona göre, yaylak-kıĢlak hayatı yaĢayan Nurzayların nüfus olarak Barakzay boyu ile eĢit olduğunu fakat çok geniĢ bir sahaya yayıldıkları için Afgan ulusunda çok

95 M. Elphinstone, a.g.e., s.90-96.

96 M. Elphinstone, a.g.e., s.96 vd.

97 M. Elphinstone, a.g.e., s.97.

98 M. Elphinstone, a.g.e., s.98.

35 önemli bir figür değildir.99 Zemindaver’de çoğunlukla tarımla uğraĢan Alizayların 15.000 hanelik bir nüfusa sahip olduklarını100 söyleyen Elphinstone, Hilmend Nehri kısyısında yaĢayan Alikozayların ise 10.000 haneden oluĢtuğunu belirtmektedir.101 Zemindaver ve çöl arasında yaĢayan Ġshakzayların tarım ve meracılıkla uğraĢtıklarını ve yaklaĢık olarak 10.000 hanelik bir topluluğa sahip olduklarını belirten Elphinstone,102 Maku ve Hukyanîleri ise küçük boylar olarak saymakta bu boyların uzun süredir yeni reis seçimi yapmadıklarını kısa süre içerisinde muhtemelen yok olacaklarını söylemektedir.103

Dürranilerin nüfusunu 800.000 ila 1.000.000 kiĢi olarak tahmin eden Elphinstone, Nadir ġah’ın kabilelerin topraklarını taksim ederken erkek sayısına göre kabileleri saydığı, buna göre Dürranileri 60.000 hane olarak tespit ettiğini söylemektedir.

Dürranîlerin yönetimi diğer kabilelerinin yönetiminden oldukça farklı olduğunu bunun sebebini ise ġahlık ile olan bağları ve topraklarında bulundurdukları askeri gücü kullanma hakkı olduğunu belirten Elphinstone, ayrıca ġah’ın kabilelin doğal reisi ve aynı zamanda ordunun komutanı olduğunu ilave etmektedir.104

Dürraniler arasındaki anlaĢmazlıkların köyün yaĢlıları ya da mollalar aracılığıyla en yakın mahkeme tarafından çözüldüğünü söyleyen Elphinstone, kabilenin reisinin uzakta bulunduğu zamanlarda iĢlerin Naib ya da vekili tarafından (genellikle kardeĢi, oğlu ya da en yakını) yürütüldüğünü aktarmaktadır. ġah, ülkesinde bulunmadığı zaman Kandahar Ģehzadesi ġah’a vekâlet etmektedir.105

Elphinstone, Dürranîlerin bir kısmının tarım, bir kısmının ise hayvancılıkla iĢtigal ettiğini, bu durumun davranıĢ ve adetlerinde farklılıklara yol açtığını söylemektedir.

Elphinstone’un Dürranî köyleri hakkında verdiği Ģu tasvirler oldukça kıymetlidir: “Bu yapacağım gözlemler Kandahar civarında yaptığım gözlemlerdir. Genelde Dürranî köyleri dört sokaktan oluşmakta ve bu dört sokak merkezde bir meydanda birleşmektedir. Bu meydanda bazen bir havuz ve her daim ağaçlar bulunmaktadır. Bu meydanda insanlar akşamları spor oyunlarına katılmak için, yaşlılar etrafa bakmak ve

99 M. Elphinstone, a.g.e., s.98.

100 M. Elphinstone, a.g.e., s.98.

101 M. Elphinstone, a.g.e., s.99.

102 M. Elphinstone, a.g.e., s.99.

103 M. Elphinstone, a.g.e., s.99.

104 M. Elphinstone, a.g.e., s.99-100.

105 M. Elphinstone, a.g.e., s.106.

36 sohbet etmek için bir araya gelmektedir. Evler pişirilmiş ya da pişirilmemiş tuğla, çamur ve saman karışımı ile inşa edilmektedir. Çatılar genelde balkonludur. Evler genelde 20 adım genişlik ve 20 adım uzunluktaki odadan oluşmaktadır. Evlere bitişik dışarıdan girişi olan iki ya da üç yapı daha bulunmaktadır. Bu yapılar küçük ve büyükbaş hayvanlar için ahır olarak kullanılmaktadır. Her evin önünde hava sıcak iken hane halkının oturduğu küçük avlular bulunmaktadır… Köyler genellikle meyve bahçeleriyle çevrilidir. Bu bahçelerde Avrupa kökenli meyveler de bulunmaktadır.

Dürranî köylerinde çok az sayıda dükkân bulunmakta ve dükkânlar Afganlar tarafından işletilmemektedir. Örnek olarak Kandahar yakınlarındaki Bulledee köyünde 200 hane bulunmakta ve üç tane tahıl, şeker ve diğer yiyeceklerin satıldığı dükkân bulunmakta, bir tane meyve dükkânı, bıçak, tırnak makası, tarak, ayna ve diğer malzemelerin satıldığı dükkân bulunmaktadır. Her köyde marangoz ve demirci bulunmaktadır. Bazen bir ya da iki tane dokumacı bulunmakta ve kumaşlar kadınlar tarafından yapılmaktadır.

Dürranî köylerinde en az bir tane ve çoğunlukla daha fazla cami bulunur. Köydeki molla ezanı okur ve çocuklara eğitim verme karşılığında her erkekten belli bir oranda tahıl alır. Çoğu köyde köy meydanında halka ait bir bina bulunur ve bu binada erkekler bir araya gelir sohbet ederler ve kendilerini eğlendirirler.”106

Elphinstone, çiftçilikle meĢgul olan Dürrani köylülerinin buğday, arpa ve diğer tahıllardan oluĢan ürünlerini Kasım ayında ektiklerini ve baklagillerden oluĢan ürünlerini ise Haziran ayında ekip Eylül ayında hasat ettiklerin söylemektedir. Tarımsal amaçlı olarak öküzü kullandıklarını ve her hanede üç ya da dört çift öküz bulunduğunu yine pek çoğunun koyunlarının bulunduğunu belirtmektedir. Yük hayvanı olarak katır ve deve kullanıldığını tüccarlara da kiraya verdiklerini ilave etmektedir.107 Üst tabaka Dürranilerin topraklarını “Buzgur” adı verilen yarıcılara ya da kölelere ektirip biçtirdiklerini söyleyen Elphinstone, bu haliyle Ġngiltere’deki orta halli çiftçilere benzediklerini belirtmektedir.108

Dürranî Hanlarının yüksek duvarlarla çevrili kale benzeri konaklarda yaĢadıklarını söyleyen Elphinstone, bu durumun güvenlik ve mahremiyet amaçlı olduğunu belirtmektedir. Köyler bu konaklara bitiĢik konumlanmıĢ olup, bazı köylerde askerî

106 M. Elphinstone, a.g.e., s.107.

107 M. Elphinstone, a.g.e., s.108 vd.

108 M. Elphinstone, a.g.e., s.109.

37 garnizonların bulunmaktadır.109 Elphinstone’a göre Dürranilerin görünüĢleri etkileyicidir. Güzel tene sahip, kimisinin yuvarlak dolgun yüzleri, kimisi ise çıkık yanaklıdır. Tatiller haricinde silahlı olarak dıĢarı çıkmazlar. Birbirleri ve komĢuları ile düĢmanlık etmezler. Dürranilerin tamamı inançlıdır. Ġçinde molla bulunmayan köy bulunamamakla beraber namazlarını kaçırmazlar.110 Ġzdivaç adetleri diğer Afganlarla aynıdır. Erkekler genellikle 18–20 yaĢlarında, kızlar ise 14–16 yaĢlarında evlenmektedir. Kadınlar ibadetlerini erkeklerinkiyle aynı olarak yapmaktadır. Kocaları kadınlarına kibar davranmaktadır. Kadınlar ve erkekler aile içinde yemeklerini beraber yerler fakat eğlence zamanı kadınlar ve erkekler ayrılmaktadır. Ziyaretler, sporlar ve tüm toplantıları ayrı olarak yapılır.111 Konukseverlik tüm Afganlar arasında en göze çarpan bir özelliktir. Bu özellikle Dürranilerde de böyledir. Gelen her yabancı nereye giderse gitsin hoĢ karĢılanır. En küçük ve en fakir köyde bile misafirler için yer vardır.

Konukseverlik sadece Afganlar ya da Müslümanlar için geçerli değildir. Bir Hindu bir Dürrani köyüne gelirse aynı Ģekilde hürmet görür.112

1.2.2.1.10.2. Baraiçler ve Tarinler

Elphinstone’un Batı Afganları içerisinde saydığı bir diğer kabile Baraiçlerdir. Ona göre, Baraiç kabilesi ġorabeg bölgesinde kuzeyde Dürrani topraklarında güneyde Belucilere ait dağlarda yaĢar. Lora Nehri ile ikiye ayrılmaktadır. Tüm bölge yaklaĢık olarak 60 mil kare (96,56 km) büyüklüğündedir. Nüfusu 2.500 ya da 3.000 hanedir.

Dört Han’ın yönetiminde dört boya ayrılmaktadırlar. ġah bu kabileden 400 at vergi almaktadır. Çok fazla sayıda develeri bulunmakta ve develer ile topraklarını sürerler.

Kerpiçten yapılma evlerde yaĢarlar. Zenginlerin evleri vardır ve yazları çölde çadırlarda geçirirler. Onlar için büyük zevktir. Giyim kuĢamları, yeme içmeleri ve davranıĢları kaba Dürranilere benzer fakat sıkça deve eti ve hatta at eti yerler. Oldukça sade ve zararsız insanlardır.113

Elphinstone, Baraiçilerin doğusunda yer alan PiĢhin’de Tarinlerin yaĢadığını ifade etmektedir. Ona göre, Tarin kabilesi iki büyük kola ayrılmıĢtır. Tor (Kara) ve Speen (Ak) Tarinler. PiĢin’de Tor Tarinler (Kara Tarinler) yaĢamaktadır. PiĢin Dürrani

109 M. Elphinstone, a.g.e., s.109.

110 M. Elphinstone, a.g.e., s.120-122.

111 M. Elphinstone, a.g.e., s.122 vd.

112 M. Elphinstone, a.g.e., s.122-125.

113 M. Elphinstone, a.g.e., s.134 vd.

38 bölgesinde kuzey yönündeki tepeler ile ayrılmaktadır. Diğer tepeler doğuda Caukers’den ayırır. Güneyde Shawl’dan Kelat’tan Tukkatoa menzili ile ayrılmaktadır.

Kuzeydoğudan güneydoğuya uzunluğu yaklaĢık 80 mildir (128,75 km). GeniĢliği ise yaklaĢık olarak 40 mildir (64,37 km). Ġnsanları tarım ile iĢtigal etmektedirler. Fakat büyük çoğunluğu Kandahar ve Yukarı Sind arasında olanlar ticaret ve taĢımacılık ile ilgilidir. DavranıĢ ve karakterleri Dürraniler ile aynıdır. Hanları Dürrani serdarı ile aynı konumdadır ve Kral onlara hiç müdahalede bulunmaz. PiĢhin’in nüfusu 8.000–10.000 hane arasındadır.114

1.2.2.1.10.3. Gılcaylar

Elphinstone, Afganistan’ın önemli aĢiretlerinden birisi olan Gılcaylar hakkında Ģu bilgileri paylaĢmaktadır: “Tarnak vadisinin aşağı bölümü Dürranilere ait olmakla beraber bu bölgeden Tut‟un doğusunda bulunan Pul-i Seng (Poolee Sungee) yani Taş Köprü arasındaki bölge Gılcayların bölgesidir. Kuzeybatı sınırını Paropamisan Dağları oluşturur. Kuzeyde Pencşir Nehri Kâbil Kûhistanı‟ndan bölgeyi ayırır. Fakat bu nehir Kâbil Nehri‟ne katıldıktan sonra Gılcay bölgesi nehri keser ve nehrin her iki kıyısını Berdürrani bölgesini karşıladıktan sonra Celalabad kadar içine alır. Doğu sınırını Süleyman Dağları oluşturur. Güneydoğusunda Wauneh vardır. Gomul civarlarında ise diğer çorak bölgeler mevcuttur. 32 derece güney enleminde bulunan Gılcay bölgesi çoğunlukla kumluk ovalar, yüksek taşlık alanlar ya da çorak tepelerden oluşmuştur.

Uzunluğu yaklaşık olarak 180 mil (289,68 km) genişliği 85 mil (136,79 km) olan paralel kenar bir bölgeden oluşmaktadır. İklim her yerde soğuk ve kış mevsimindeki soğuğu İngiltere‟deki havadan daha soğuktur. Yazları ise oldukça sıcaktır. Gılcaylar eski zamanlarda büyük farkla Afganların en ünlüleridir. Geçen yüzyılın başlangıcında bu kabile tek başına İran‟ı fethetmiş ve Osmanlı ordusunun güzergâhını değiştirmiştir.”115 Elphinstone’un burada vermiĢ olduğu Gılcayların 1722’de Ġran’ı hâkimiyetleri altına aldığı ile ilgili tarihî bilgiler oldukça isabetlidir. Ġran’daki Gılcaylar ile ilgili olarak da Nadir ġah tarafından Kandahar’ın ele geçirilmesinden sonra bu hanedanın

114 M. Elphinstone, a.g.e., s.135-137.

115 M. Elphinstone, a.g.e., s.137-145.

39 yıkıldığını ve aĢiretin bazı üyelerinin Kerman vilayetinde HubeĢ ve NermanĢehr (Nermaunsheer)’de yaĢadıklarını ilave etmektedir.116

Elphinstone, isabetli olarak Gılcay kabilesinin “Turan” ve “Buran” aileleri olmak üzere ikiye ayrıldığını ifade etmektedir. Ona göre; Turan en eski ailedir ve Hotakî (Hotukee) ve Tokî (Tokhee) boylarını içine almaktadır. Gılcay hanedanının Hotakî boyundan ġahlar, Tokî boyundan ise vezirler çıkmıĢtır. Buran ailesine Süleymanheyl, Aliheyl, Suhak, Ander ve Turkî (Turrukee) boyları mensuptur. Eskiden kalabalık bir boy olan Hotakî boyunun sayıları 5.000–6.000 haneye düĢmüĢtür. Genellikle tarım ve ticaretle uğraĢırlar. Genellikle çadırlarda yaĢarlar ve çok sayıda hayvan beslerler.

Mokur’un güney alanlarında Tokîlerle karıĢmıĢlardır. Tokîler yaklaĢık olarak 12.000 haneden oluĢur. Ana yerleĢim yerleri Kalat-ı Gılcay’dır. Hotakîlerle paylaĢtıkları bölgenin yanı sıra Tarnak Vadisi de kendilerine aittir. Aynı zamanda Paropamisan Dağları eteklerinin tepelik alanlarına da sahiptirler.117

Elphinstone, Gılcaylar içerisinde yer alan Türkîlerin Mokur ve civarındaki topraklarda yaklaĢık 12.000 hane olarak yaĢadıklarını söylemektedir. Yine 12.000 haneden oluĢan Anderlerin ise ġilgur ve ona bitiĢik toprakları ekip biçtiklerini ilave etmektedir. Harotîlerin (Kharotee) Gomul ve Süleyman Dağları menzilinde yaklaĢık 6.000 hane olarak meskûn olduklarını, Aliheyllerin ise yaklaĢık 8.000 hane olarak Zurmul (Zoormool) ovası çevresinde yaĢadıklarını ifade etmektedir. Gılcay aĢireti içerisindeki Süleymanheyl boyunun 30.000–35.000 haneyle en kalabalık boy olduğunu söyleyen Elphinstone, Hurwar (Khurwar) ve Paghman’da yaĢayan Suhakların nüfusunu ise 5–6.000 hane olarak vermektedir.118

Elphinstone, Gılcayların davranıĢları ve görenekleri ile ilgili olarak; “Şiddet yanlısı ya da rahatsız edici insanlar değiller. Genellikle bir uyum içerisinde yaşamaktadırlar. Çok konukseverler ve köyde bir görevli bulunmakta ve konukları, masrafları köyden karşılayarak ağırlamaktadırlar. Beyaz pamuktan yapılmış Hint kıyafeti giyerler. Kıyafetleri beyaz türban takarak diğer kabilelerden ayrılmaktadır.

Dürranilerin şapkalarına benzer şapkalar takarlar. Dürranilerin taşıdıkları silahlardan

116 M. Elphinstone, a.g.e., s.145-147.

117 M. Elphinstone, a.g.e., s.147 vd.

118 M. Elphinstone, a.g.e., s.148 vd.

40 taşırlar. Cesur ve saygıdeğer insanlardır. Afganlar arasında muhtemelen en yakışıklı ve adil olanlardır. “119 demektedir.

1.2.2.1.10.4. Vardaklar-Kakarlar-Nasıriler

Elphinstone, Afgan toplumu içerisinde yer alan Vardaklarla ilgli olarak;

“Toprakları batıda Paropamisan Dağları ve diğer üç taraftan Gılcay toprakları ile çevrilmiştir. Bölgeleri tepeler ve Paropamisan Dağları arasında uzun bir çukurdur.

Gazne‟den ismini alan nehir güney topraklarından doğar ve tüm toprakları boyunca uzanır. Vardakların tamamı tarım ile iştigaldir. Sessiz sakin ve vergi verdikleri Şah‟a boyun eğen ve asker veren insanlardır. Komşularıyla savaş içersinde değildirler.

Herhangi bir anlaşmazlık durumu vuku bulduğunda kendi mollaları ya da mecliste Şah‟ın vekili anlaşmazlığı çözmektedir.” 120 bilgisini paylaĢmaktadır.

Kakarları (Cauker) Afganların haklarında en az bilginin bulunduğu kabile olarak değerlendiren Elphinstone, onların topraklarının sınırlarını kuzeyde Gılcaylar toprakları, kuzeybatıda Arghassan (Urghessaun), Açkozay (Atchikzyes) ve PiĢinlere ait Toba, güneyde Spin Teren (Speen Tereens), doğuda ise Süleyman Dağları ile çevrili olduğunu aktarmaktadır.121

Afganistan’da kendilerine ait toprakları bulunmayan tek grubun Nasirîler (Nausser) olduğunu söyleyen Elphinstone, onların özgür ve kendilerine neresi uyarsa orada yaĢadıklarını söylemektedir. Ona göre; “Nasirîleri diğer Afgan kabilelerinden ayıran özellik tamamen göçebe olmalardır. Bahar mevsiminde gruplar halinde üç, dört ya da beşli çadırlarla Tokî ve Hotakî topraklarına dağılırlar. Yılın diğer aylarında birkaç yüz çadır bir araya gelerek yeşeren çayırlarda hayvanlarını otlatmak için kamplar kuralar. Sonbahar başlar başlamaz çadırlarını toplar ve Damaun‟un sıcak ovalarına göç ederler… Kadınlar tüm işleri yapar. Çadırları kurar, odun toplar, su getirir ve yemek yaparlar. Erkekler yalnızca hayvanlarla ilgilenir. Tamamen hayvancılıkla iştigallerdir. Besledikleri koyunların postlarını çadır, halı yapmak ve unları muhafaza ettikleri çuvallar için kullanırlar. Günlük yiyecek olarak kendi ürettikleri peynir ve tereyağını tüketirler. Et onlar için lüks bir yiyecektir. Koyun üretimi ve deve kiralama ile de ihtiyaçlarını giderirler. Çok fazla sayıda koyun ve

119 M. Elphinstone, a.g.e., s.155-160.

120 M. Elphinstone, a.g.e., s.161.

121 M. Elphinstone, a.g.e., s.162.

41 develeri vardır. Çadırları küçük ve hafiftir. Sahip oldukları şeyler sadece bir ya da iki tane elbise, birkaç çorap, yarım düzine topraktan yapılmış çanak çömlek ve bir ya da iki tane bakır tenceredir… Kıyafetleri doğu ve batıdaki kabilelerin kıyafetleri gibidir.

Fakat giydikleri beyaz bol türban onları batı kabilelerinden ayırır. İnsanları küçük, kara ve çirkindir. Davranış olarak barbar, kaba ve görüşüşte bakımsızdırlar. Fakat yinede zararsız ve onurlu insanlardır. Sayılarının 12.000 hane olduğu tahmin edilmektedir. Yönetimleri kırsal kesimde yaşayan bağımsız kabilelerin yönetimine benzer. Kırsal kesimde yaşamanın vermiş olduğu despotik özellikler taşır. İnsanlar kamplarda toplandıkları zaman “Müşir” adı verilen yönetici tarafından yönetilirler.

Diğer bölgelere dağıldıkları zaman göç halinde herhangi bir yönetime bağlı değillerdir.

Göçleri sona erdiğinde yerleştikleri yerde bulundukları yerin Hanı‟na bağlanırlar.

Herhangi bir sorun ortaya çıktığında sorunu kamptaki “Müşir” çözer ve Şah‟a vergi verirler.” 122

1.2.2.1.10.5. Aymaklar ve Hazaralar

Elphinstone’un seyahatinde dikkat çektiği en önemli gruplardan birisi de Aymak ve Hazaralar ile ilgili olanıdır. Aymak ve Hazaraların Paropamisan Dağlarında, Kâbil ve Herat arasında yaĢadıklarını, kuzeylerinde Özbekler, güneylerinde ise Dürraniler ve Gılcayların bulunduğunu belirten Elphinstone, Hazaracat olarak bilinen bu bölgenin 300 milden (482,80 km) daha fazla uzunluğunda ve yaklaĢık 200 mil (321,87 km) geniĢliğinde olduğunu ifade etmektedir. Afganistan’ın merkezi olarak kabul edilen bu bölgedeki insanların görünüĢleri ve davranıĢlarının farklı olduğunu söyleyen Elphinstone, onları Türk komĢularına benzeyen bir görünüĢe sahip olarak tasvir etmektedir. Ancak bu insanların kökleri ve dillerine dair bir bilgiye sahip olmadıklarını çoğunlukla Moğol ve Çağataylarla karıĢtırıldıklarını ilave etmektedir. Elphinstone, Hazaraların kendilerini bu kabilelere ait kabul ettiklerini, aynı Ģekilde Kâbil’de bulunan

“Kalmuk” kabilesiyle bağlarının olduğunu söylemektedir. Ancak Aymak ve Hazaraların Moğol dilini bilmediklerini tarihçi Ebulfazl’ın Aymak ve Hazaraların Cengiz Han’ın torunu Mengü Han’ın ordusundan geri kalanlardan olduklarını ileri

122 M. Elphinstone, a.g.e., s.174-180.

42 sürdüğünü aktarmaktadır. Ayrıca Aymakların katı Sünni, Hazaraların ise ġii mezhebinden olduğunu ilave etmektedir.123

Elphinstone, Aymakların Teymanîler, Aymak Hazaraları124 Teymurîler ve Zurîler olarak dört boydan müteĢekkil olduklarını ifade etmektedir. Alt boylar arasında Kıpçaklar, Dürziler, CemĢîdiler ve Firuzkûhîler gibi pek çok kabile mevcuttur. Kendi topraklarında bağımsız reisleri tarafından yönetilen Aymakların güçlü kalelere sahip oldukları ve bağımsız askerî kuvvetlerinin bulunduğunu söyleyen Elphinstone, adalet iĢleri dâhil tüm yönetim iĢlerinin reisler tarafından yürütüldüğünü ifade etmektedir. Ona göre Aymaklar, kendilerinin “Yurd” (Oard) olarak adlandırdıkları kamplarda yaĢamakta ve her bir yurd Kethuda tarafından Han adına yönetilmektedir. “Kirgah” adını verdikleri çadırları ise Tatarlar tarafından kullanılan çadırların aynısıdır.125 Aymakların görünüĢ itibariyle Ġranlılara benzemekle beraber bazı ayırt edici özellikleriyle Tatarlara benzediğini ifade eden Elphinstone, siyah kuzu postundan baĢlıklar giydiklerini, yiyeceklerinin ise diğer Afganlar ile aynı olmakla beraber at eti de yediklerini söylemektedir.126

Elphinstone, eserinde Afganistan’ın merkezinde yaĢayan Hazaralar ile ilgili oldukça önemli bilgiler paylaĢmaktadır. Aymakların topraklarından daha engebeli ve verimsiz bir arazide oldukça sert bir iklimde yaĢayan Hazaraların, dar vadilerde çok az tahıl tarımı yaptıklarını söyleyen Elphinstone, onların kamıĢ ve sazdan yapılmıĢ evlerde yaĢadıklarını ve Özbeklerinkine benzer kıyafetler giydiklerini ilave etmektedir. Ona göre; “Hazara kadınları uzun kaftan ve ayaklarında dizlerine kadar uzanan geyik derisinden çizmeler giymektedir. Kadın ve erkeklerin güçlü Tatar özellikleri vardır.

Kadınları güzeldir. Kadınlar evi çekip çevirir, mal ve mülke bakarlar. Kadınlar asla dövülmez ve eve hapsedilmez. Erkekler kıskanç olmasalar bile aldatma konu olduğunda öldürme yoluna giderler. Tamamı iyi çalgı çalar ve iyi şarkıcıdır. Açık havada eğlence olarak avcılık, geyiğe atış yapma ve yarışlar yaparlar. Çok iyi okçu ve atıcıdırlar. Her erkeğin tabancası vardır. Diğer silahları ise İran kılıcı, ince ve uzun hançer ve mızraktır… Hazaralar çok hırslı, aşırı derecede kararsız ve kaprislidirler. Birisi ile bir saat hoşbeş ettikten sonra küçük bir söz onun karar değiştirmesine ve verdiği sözü geri

123 M. Elphinstone, a.g.e., s.202 vd.

124 Aymaklar içerisinde bulunan Hazaralar diğer Hazaralardan ayrı Aymak Hazaralarıdır.

125 M. Elphinstone, a.g.e., s.205 vd.

126 M. Elphinstone, a.g.e., s.207.

43 almasına sebep olabilir. Bu negatif özelliklerine karşın çok iyi, mutlu, hoş sohbet ve konuksever insanlardır. Hazaralar genellikle 20–200 evden oluşan köylerde yaşarlar.

43 almasına sebep olabilir. Bu negatif özelliklerine karşın çok iyi, mutlu, hoş sohbet ve konuksever insanlardır. Hazaralar genellikle 20–200 evden oluşan köylerde yaşarlar.