• Sonuç bulunamadı

1.2. Mountstuart Elphinstone'a Göre Afganistan

1.2.5. Afganistan’da Ticarî Hayat

Elphinstone’un Afganistan’ın ticarî hayatıyla ilgili verdiği bilgiler oldukça dikkat çekicidir. Kur’an’da Müslümanların faiz alması yasaklandığı için Afganistan’da bankacılık sektörünün Hinduların elinde bulunduğunu söyleyen Elphinstone, Hinduların faiz yoluyla kazandıkları gelirlerini insanlara verdikleri borçtan kazandıklarını söylemekte, Kâbil’de bazı bankerlerin küçük sermayelerle kurulmuĢ çok sayıda küçük dükkânının da bulunduğunu belirtmektedir.169 Onun tespitlerine göre Afganistan’da tüccarlar genelde Tacik, Ġranlı ya da Afgan kökenlidir. Ülkede küçük çapta görülmesine rağmen ticaret genellikle toplumun üst kesimi tarafından yapılmaktadır. Ticaret uzun süren iç savaĢlardan, yolların emniyetsiz ve kervanların baskına uğramasından dolayı azalmıĢtır. Tüccarlar bu yüzden kanaatkâr, uyanık ve mütevazı insanlardır, dolayısıyla gösteriĢli bir yaĢam sürmemektedirler. ġah ġücâ tarafından kendisine bakan niĢanı verilen tüccar “Molla Cafer Sistani” daima sıradan bir insan gibi giyinmekte, birden fazla hizmetçiyi yanında taĢımamakta ve kendisine bir unvan ile hitap edilmesine asla izin vermemektedir.170

Elphinstone’a göre ticaret, üzerinde seyahat edilebilir nehirden yoksun, tekerli arabalarla seyahat etmeye uygun olmayan bir ülke olarak Afganistan’da ticaret hayvan

166 M. Elphinstone, a.g.e., s.318 vd.

167 M. Elphinstone, a.g.e., s.185 vd.

168 Enfiye Ġskoç enfiyesine benzer kuru ve ince pudra benzeri bir enfiyedir ve Ġngilizlerin aksine düz kutularda değil yuvarlak ve oval meyve çekirdeği gibi kutularda muhafaza edilmektedirler. Bu kutular Hindistan’dan ithal edilmektedir. Kutuların kapakları bulunmamakta ve üst kısmında enfiyenin dökülmesi için küçük bir delik bulunmaktadır. Bkz. M. Elphinstone, a.g.e., s.307.

169 M. Elphinstone, a.g.e., s.333.

170 M. Elphinstone, a.g.e., s.335 vd.

59 sırtında yapılmak zorundadır. Elphinstone, Afganistan’daki ticarî faaliyetleri ve önemli ticaret yollarını Ģu Ģekilde tarif etmektedir: “Bu taşıma şekli için en uygun hayvanlar ise develerdir. Develer susuzluğa dayanıklı, güçlü hayvanlardır. Ticaret bu hayvanlardan oluşturulan kervanlarla yapılmaktadır. Kervanlar genellikle geceleri hareket etmektedir. Kervanlar yolculuklarının sonunda kırsal kesimde kamp kurmamakta, genellikle kasabalarda bulunan çevresi duvarlarla çevrili, içerisinde hamam, cami, han bulunan yerlerde konaklamaktadırlar. Bu konaklama yerlerinin sahipleri tüccarlara odaları makul ücretlerle kiralamaktadır. Türkistan tarafına giden kervanlar yolculuklarını yollar Hindukuş Dağlarının eteklerinde dağlık alanda olduğundan dolayı genellikle at üzerinde yapılmaktadır. Çin Türkistanı‟na giden kervanlar Keşmir ve Peşaver‟den yola çıkmaktadır. Kâbil Türkistan‟ın bağımsız pazarıdır. Kandahar ve Herat ise İran için bir pazaryeridir. Hindistan yönüne olan ticaret ise birkaç bölüme ayrılır. Pencap ve Kuzey Hindistan Peşaver‟e gelmektedir. Caypur çölünü geçen ve daha güneye doğru olan yerler Şikarpur‟a, Bahavalpur‟a ve Multan‟a gelmektedir.

Deniz yoluyla taşınacaklar Karaçi‟ye taşınmakta ve oradan Şikarpur ve Kandahar‟a gelmektedir. Kâbil Şahlığı dış ticaretini esas olarak Hindistan, İran ve Türkistan ile yapmaktadır. Ticaretin önemsiz ve küçük bir bölümü ise Kâfiristan ile yapılmaktadır.

“Usul Toos” adı verilen şal yününden yapılmış olan kumaş Tibet‟ten ithal edilmektedir.

Sind‟de bulunan limanlar Arabistan ile ticareti sürdürmektedir… Dış ticaretin büyük bölümü son yıllarda azalmasına rağmen Hindistan ile yapılmaktadır. Hindistan‟a yapılan ihracat kalemlerini temel olarak at, midilli atı, fıstık, fındık, kürk, şal, meyve ve tütün oluşturmaktadır. Meyveler genellikle kurutulmuş olarak ihraç edilmektedir. Yaş ve taze olarak ihraç edilen meyvelerinde miktarı fazladır. Bu yüzden taze olarak ihraç edilecek meyveler erken ve olgunlaşmadan toplanmakta ve güzel bir şekilde pamuk ile sarılarak ahşap kasalarla paketlendikten sonra gönderilmektedir. Bu şekilde elma, armut ve üzüm gönderilmektedir. Nar ise bu şekilde paketlenmeye ihtiyaç duymamaktadır… Hindistan‟dan ithal edilen ürünler ise kalın pamuklu kumaşlar, muslin ve diğer ince kumaşlar, ipeksi kumaşlar, kalın indigo kumaş, fildişi, kireçtaşı, bambu, balmumu, kalay, tekne kerestesi ve şekerdir. Buhara‟dan misk otu, mercan, ilaç ve bir takım önemsiz mallar getirilmektedir. Hindistan‟dan aynı zamanda çok miktarda çeşitli baharat ithalatı da yapılmaktadır. Bu ürünler Bombay‟dan ve diğer yerlerden Malabar kıyısına, oradan Karaçi‟ye ve Sind limanlarına deniz yoluyla getirilmekte ve

60 kara yolu ile Kandahar ve Kâbil‟e ulaştırılmaktadır. Neredeyse ülkede kullanılan tüm baharatlar bu yolla getirilmektedir. Türkistan‟a yapılan ihraç mallarını genellikle Hindistan ve Kâbil‟in Hindistan illerinde üretilen mallar oluşturmaktadır. Bu bölgeye her türlü beyaz kumaş, şal, Hint türbanları ve basma kumaşlar ihraç edilmektedir.

İran‟a ihraç edilen ürünleri şal, Herat halıları, indigo kumaşı, basma kumaş ve diğer kumaş ürünleri oluşturmaktadır. “171

Elphinstone, Afganistan’ın en önemli ticaret kaynaklarından biri olarak at ticaretini göstermektedir. Hindistan’ın kuzeyinde “Kâbil atı”, Hindistan’ın batısında ise

“Kandahar atı” adıyla her yıl çok miktarda at satıldığını söyleyen Elphinstone, bu atların büyük bir kısmının Türkistan’dan getirildiğini, Kâbil’de kırsal kesimde at sahiplerinin kendileri için yetiĢtirdikleri atlar dıĢında Herat bölgesinde güzel atlar yetiĢtirildiğini belirtmektedir.172

Elphinstone bir tarım toplumu olan Afganistan’ın tarımsal faaliyetlerine yönelik olarak Ģu bilgileri aktarmaktadır; “Afganistan‟da beş çeşit çiftçi bulunmaktadır.

Birincisi kendi arazisini ekenler, ikincisi araziyi kira bedeli karşılığı ya da ürün karşılığı kiralayanlar, üçüncüsü Fransa‟dakine benzer ortakçılar, dördüncüsü köylüler, beşincisi ise toprak sahibinin ürününü karşılıksız eken ya da toplayanlar. Afganistan‟da toprak sahipleri geniş ölçekte değişmekte olup toprağın dağıtımı diğer ülkelerdeki dağıtımdan daha eşit durumdadır. Küçük aileler tarafından ekilen ve biçilen ve toprağın sahipleri olan kişilere ait çok miktarda arazi bulunmaktadır. Bu arazilerde çalışmak için tutulan işçiler çalıştırılmaktadır. Afganistan‟ın genelinde toprak genellikle yılda iki kez ekilmektedir. Yani iki hasat sezonu bulunmaktadır. Ekimin birincisi Sonbahar sonunda yapılmakta ve yazın toplanmaktadır. Bu dönemde ekilen ürünler arpa, buğday, burçak gibi ürünlerdir. Diğer ürünler ise bahar sonunda ekilir ve sonbaharda toplanmaktadır. Bu ürünler pirinç, darı, safran gibi ürünlerdir. Bahçelere ekilen ürünler ise havuç, turp, soğan, kabak, karnabahar, patlıcan, marul, ıspanak ve sarımsaktır. Arazi sulaması derelerden sağlanan kanallarla yapılmaktadır. Aynı zamanda sulama için açılmış su kuyuları da bulunmaktadır. Toprak sürülmeden önce

171 M. Elphinstone, a.g.e., s.381-385.

172 M. Elphinstone, a.g.e., s.386 vd.

61 sulanmaktadır. Toprak sürme derinliği Hindistan‟dakinden daha derindir. Değirmenler su, rüzgâr ve el değirmeni olarak üç çeşittir.”173

Elphinstone, Afganistan’da XIX. yüzyılın baĢlarında düzenli bir posta teĢkilatının olmadığını, bir yerden bir yere haber veya önemli bir Ģey gönderileceği zaman Çapar (Chupper) adı verilen atlı ulakların kullanıldığını söylemektedir. Özelikle ġahlığın özel ulakları olduğu ve bu ulaklara geçtikleri yerlerde aĢiret reisleri tarafından dinlenmiĢ at tahsis edildiğini söyleyen Elphinstone, ulakların seyahat esnasında uzun süre ata binmekten kas ağrısı ve yorgunluktan korunmak için vücutlarına, kol ve bacaklarına bezler bağladığını ilave etmektedir. ġah’ın ulakları baĢka insanların mektuplarını taĢımazlar ve sadece önemli mektupları taĢırlar. Diğer insanlar ihtiyaç duyduklarında

“Çapar” tutarlar. Zengin ve nüfuzlu insanlar sürekli olarak Çapar istihdam ederler.

Mektup göndermenin diğer bir yolu ise yayalardır. Bunlara “Cossid” denilmektedir.

Cossid’ler hızlı adımlarla yürümekte ve Kâbil PeĢaver arasında 210 mil (337.96 Km) mesafeyi dört günde yürüyerek kat etmektedirler.174