• Sonuç bulunamadı

Bankalarda Kredi Riski Yönetimi ve Stratejileri

Bankalar geleneksel olarak iyi kredi verme düşüncesiyle, kredi kalitesi, sektörel raporlar, krediler portföyünün yoğunlaşma raporları, fiyatlama yaklaşımları gibi hususlara odaklanarak kredi tahsis-onay-izleme bölümleri raporları hazırlamakta ve alınan istihbaratlar doğrultusunda teminatların kalite durumları ve marj oranlarını kontrol ederek kredi riskini yönetmektedirler. Ancak günümüzde kredi riski paketlenip yönetilebilen bir değer olarak görülmekte, kredi riskini kontrol edebilmek için sürekli yeni analitik ürünler geliştirilmektedir. Bu doğrultuda özellikle Basel-II ile kredi riskinin yönetilmesine yönelik önemli düzenlemeler gerçekleştirilmiştir.

Kredi riski yönetiminin ana amacı, bankanın temel strateji ve hedefleri doğrultusunda, faiz, kur ve vade riskini de dikkate alarak kredi portföyünün maruz kalabileceği tüm riskleri yönetmek ve riske endeksli olan getiriyi maksimize etmektir. Bu doğrultuda kredi riski yönetimi, kredilendirme faaliyetleri nedeniyle ortaya çıkabilecek risklerin tanımlanması, değerlendirilmesi, izlenmesi ve ölçülmesi için gerekli süreçlerin geliştirilmesini ve uygulanmasını gerekli kılmaktadır66. Bu süreçler, kredilerin hem bireysel hem de portföy olarak değerlendirilmesini içermektedir. Kredi riski yönetimi stratejik olarak ele alındığında altı adımdan oluşmaktadır;

65 Berk, 2001, s.67.

66 Ayşe Epikman, "Kredi Risk Yönetimi ve İçsel Derecelendirme Modeli”, Deloitte & Touche Risk

ƒ İstenen risk seviyesinin tespiti: Gelecekte oluşabilecek kredi risk miktarı mevcutla karşılaştırılmak suretiyle her bankanın taşıyabileceği risk miktarı ve gerekli sermaye tespit edilir. Taşınacak genel risk içerisine ise bankanın likidite ve piyasa riski gibi riskleri de dahil etmesi gereklidir.

ƒ Performans Ölçümü: Mümkün olduğunca riskle ilişkilendirilmelidir.

ƒ Sermayenin Dağılımı: Sermaye riske göre düzeltilmiş performans ölçümlerine dayandırılır ve kredi riski ile ilişkilendirilir.

ƒ Portföy Yönetimi: Yönetimin istenen ve istenmeyen krediler konusundaki makro kararlarının risk olarak yansımasıdır.

ƒ Provizyon Ayırma: Temerrüde düşme ihtimalinin ölçülmesi ile beklenen kayıplar öngörülebilir ve bu kayıplar için karşılıklar ayrılır.

ƒ Fiyatlandırma: Kredi riski doğru tahmin edilebiliyorsa beklenen kayıpların karşılığı fiyata yansıtılmak suretiyle bankayı korumak mümkündür.

Kredi riski yönetim sürecinde bu adımların uygulanmasındaki aşamalar incelendiğinde, kredilendirme standartları ve içsel derecelendirme gibi temel unsurların uygulamaya konulmasından sonra kredi riski yönetiminin, üç önemli gelişim aşaması içerdiği söylenebilir.

AŞAMA3 Risk/Getiri Yönetimi

Uygulamalar: Portföy Optimizasyonu, Fiyatlama Kararları, Performans Ölçümü, İş ve Müşteri Segmantasyonu vb.

AŞAMA 2

Ekonomik Sermaye / Kredi RMD Yönetimi

Uygulamalar:Portföy Risk Konsantrasyonları,Sermaye,Tahsisat vb. AŞAMA 1

Beklenen Zararların Yönetimi

Uygulamalar:Risk Ölçümü, İşlem Yapılandırılması, Onay ve Fiyat Kararları, Karşılık Ayrılması vb.

TEMEL

Kredi Derecelendirme ve Kredilendirme Standartları Uygulamalar:Risk Ölçümü,Teklif, Kredi Yönetimi vb.

Şekil 6: Kredi Risk Yönetimi Uygulama Aşamaları (Kaynak: Deloitte, Deloitte & Touche Risk Yönetimi Haber Bülteni, Mayıs/Haziran 2001)

Bu aşamalar içinde bankaların kredi riskini kontrol altında ya da en azından minimum düzeyde tutmak amacıyla uygulayabilecekleri yöntemleri üç temel kriter çerçevesinde belirlemek mümkündür. Birinci kriter kredilerin seçimi ile ilgilidir. Bu çerçevede kredi değerliliği, kredi derecelendirme notlarına göre belirlenerek karar vermede kullanılır. Riski düşük firmaların bankaya verimi düşük olurken, buna karşılık firmaların risk arttıkça bankaya olan verimi de yüksek olacaktır. Bankanın risk kapasitesi ve toleransına göre bu firmalar arasında ideal oransal denge sağlanmalıdır. İkinci kriter kredi riskinin sınırlandırılmasıdır. Vade, teminat, nakit, firma, sektör ya da ekonomik faaliyet alanına göre kredi büyüklüklerinin sınırlandırmasını içermektedir. Bu yaklaşımla bankanın kredi riski ortadan kaldıramamakla birlikte azaltabilmektedir. Kredi risklerinin sınırlandırılmasında en çok kullanılan yöntemler şu şekilde sıralanabilir;67

ƒ Kredi riskinin dağıtılması; kullandırılan kredilerin vadeleri, türleri ve tutarları bazında basit çeşitlendirme yapılmasıdır.

ƒ Etkin bir kredi portföyü oluşturulması; riskleri elde edilebilir getirinin üzerinde olan krediler ve riskleri beklenen getiri ile karşılanamayacak krediler portföye dahil edilmemelidir.

ƒ Riskin Bölüşülmesi; sendikasyon vb. krediler ile riskin bölüşülmesidir.

ƒ Risk sınıfı oluşturulması; farklı risk sınıflarına göre kredilere uygulanan faiz oranlarının belirlenmesidir.

ƒ Riskin Denkleştirilmesi, fırsat ve risklerin birbirlerine ters olan işlemlerle, verilen kredi ile negatif ilişkili pozisyonun yaratılması şeklinde bir çeşit hedging yapılmasıdır.

Üçüncü kriter olarak kredi çeşitlendirilmesi ele alınabilir. Bankalarda kredi riski anlamında ciddi problemlerin kaynağı, kredi portföyündeki yoğunlaşmalardır. Risklerin yoğunlaşması çeşitli şekillerde olabilmekte ve benzer karakterdeki önemli miktarda kredinin söz konusu olması durumunda ortaya çıkmaktadır. Bankanın portföyünde; tek bir şirkete, bağlantılı şirketler grubuna, belli bir sanayi ya da sektöre, coğrafik bölgeye veya yabancı bir ülke ya da ekonomileri arasında sıkı ilişki bulunan bir guruba, büyük miktarda dolaylı ve doğrudan kullandırılmış krediler varsa yoğunlaşma söz konusudur. Yoğunlaşma aynı zamanda benzer vadelere sahip

krediler olması durumunda da yaşanır. Yoğunlaşma portföydeki krediler arasındaki ince ve karmaşık ilişkiler dolayısıyla ortaya çıkabilir. Risklerdeki yoğunlaşma sadece kredi verme faaliyetleriyle değil bankanın borçluya ait risk taşıyan tüm faaliyetleriyle ilişkilendirilerek ele alınır. Kredi portföyünü çeşitlendirmedeki temel düşünce yeni verilecek her kredi ile toplam portföyün riskini azaltma isteğinden kaynaklanır. Portföy, marjinal gelirin, çeşitlendirmenin marjinal maliyetine eşit olduğu noktaya kadar genişleyebilir.68 Ancak portföy çeşitlendirmesi geri dönmeyen kredilerin

ortalamasını azaltmaz, sadece gerçek kredi kayıplarının değişkenliğini, dolayısıyla da bankanın kârının değişkenliğini azaltır.69