• Sonuç bulunamadı

B. Venedik Tüccarlarının Faal Oldukları Osmanlı Ticaret Merkezleri

7. Balkanlar

Venedikli tüccarların, her ne kadar XVII. yüzyılda Balkan topraklarındaki ticaretleri sekteye uğrasa da, hala buralarda aktif olduklarını görmekteyiz. Venedikliler Osmanlı ülkesine giriş yolu olarak, aralarındaki husumetin bir getirisi olarak Dubrovnik’i tercih etmezlerdi. Bunlar, Arnavutluk’un Avlonya ve Draç limanları ile 1592’den sonra da İspilit vasıtasıyla Balkanlara girmekteydiler. Balkanlarda Dubrovnikli tüccarların ticarî hâkimiyeti ve Balkan şehirlerinde koloniye benzer bir yapı kurmuş olmaları423, ayrıca bunların Osmanlı Devleti’nin himayesinde olup % 2 gibi düşük bir gümrük oranı ödemeleri (Venediklilerden alınan gümrük oranı % 5’tir)424, yine bunların Osmanlı Devleti’ne tâbi olmalarından

419 Ek 23: Evâil-i Muharrem 1037 (12-21 Eylül 1627), MAD. 6004, s. 130-131. 420 Evâil-i Receb 1028 (14-23 Haziran 1619), MAD. 6004, s. 1/4.

421 Suçluların isimlerinin de geçtiği bu hüküm için bkz. Evâsıt-ı Receb 1028 (24 Haziran - 3 Temmuz 1619), MAD. 6004, s. 4/1.

422 Evâsıt-ı Zilkade 1031 (17-26 Eylül 1622), MAD. 6004, s. 24/2. Korfoz’a yapılan diğer bir saldırı hakkında bkz. Evâil-i Muharrem 1034 (14-23 Ekim 1624), MAD. 6004, s. 109; Ek 16: Evâsıt-ı Muharrem 1034 (24 Ekim - 2 Kasım 1624), MAD. 6004, s. 111, 112.

423 Köse, a.g.t., s. 104. 424 İnalcık, a.g.e., s. 317.

ötürü ihracı yasak ürünleri bile satın alabilmeleri425; Venedikli tüccarların Balkanlarda Dubrovniklilerle rekabet edebilmelerini önlemiştir426. Yine yerel

tüccarlar olan Boşnak, Arnavut ve Makedonlar, Venediklilerin Adriyatik limanları vasıtasıyla Balkanlardaki ticaret hacmi içerisinde kendilerine rakip olarak çıkmalarının önünü kesmişlerdir. Bunun dışında Osmanlı görevlilerinin bu yerel unsurları ve Dubrovniklileri, Venediklilere karşı kayırması ve karayolunun eşkıyalardan ötürü güvenli olmaması da eklenince tüm bunlar, Venedikli tüccarları özellikle 1570’den sonra, o da İngiliz ve Hollanda navlun gemileri aracılığıyla İzmir ve Suriye limanlarında faaliyet göstermeyi seçmelerine neden olmuştur427.

XVII. yüzyılda Venediklilerin gerileyen Balkan ticareti içerinde yine de bazı tüccarlar, Bosna ve Dalmaçya gibi Balkan kıyılarının haricinde daha iç bölgelerde de faaliyet yürütüyorlardı. Mesela Sofya, Saray, Belgrad, Üsküp ve Yenipazar’a gelen Venedikli tüccarların varlığından haberdarız. Ayrıca Ohri’ye, çuha ve kumaş ticareti yapmak için gelen428 ve Balkanlardaki pek çok panayırda mal satan Venedikli bazerganlar da mevcuttu. Yine Bosna ve Hersek’e periyodik olarak gidip gelen ve ticaret yapan Venedikli tüccarlar da vardı429. Bosna’nın Kırka, Gabele ve Moşka iskeleleri Venediklilerin tuz ihraç ettikleri yerlerdi430. Venedikli tüccarlar Kırka’da

425 Ayrıca Dubrovniklilerin Bosna’daki tuzlaların iltizamlarını Venediklilere kaptırmamaları ve tuz ile buğday tekelini ellerine almaları hakkında bkz. İnalcık, a.g.e., s. 315, 317, 321.

426 Öyle ki, Balkanlar’da ticaret yapan Dubrovniklilerle ilgili Ahkâm defterimizdeki hükümlerin bolluğu karşısında Venedikli tüccarlarla ilgili olanların daha nadir bulunması da bu savı desteklemektedir.

427 Bu konuda bkz. Köse, a.g.t., s. 103-104. Fransızların, ama özellikle İngilizlerin tekstil ve dokuma ürünlerinin Balkanlardaki piyasayı ele geçirmeye başlaması da, Venedik ticareti aleyhindeki tüm bu olumsuzluklara eklenmelidir.

428 Yine Eflak voyvodası Radol, çıkan isyanlar nedeniyle reayanın tarım yapamadığını rapor etmiş ve Osmanlı merkezinden, Bosna’ya gelen Venedikli tüccarlardan alışveriş yapılabilmesi için gereken izni almıştı. Bkz. Köse, a.g.t., s. 105. Ahkâm defterimizdeki bir hükümde Boğdan voyvodası olarak geçen Radol da aynı kişi olmalıdır. Buna göre; Radol’un adamlarından olan Belgros Fortdote adlı zımmînin, kendisine borcu olan ve Edirne’de ikamet eden Kostantin’den bu alacağını tahsil edebilmek için durumu Osmanlı yönetimine arz etmiştir. Bunun üzerine konunun halledilmesi için Edirne kadısına, bu kişinin bulunması ve Belgros’un elindeki mühürlü temessükte de sabit olan 300 altın alacağının verilmesi emredilmiştir. Bkz. Evâil-i Receb 1028 (14-23 Haziran 1619), MAD. 6004, s. 1/2.

429 Gökbilgin, “Yeni Belgelerin Işığı Altında Kanunî Sultan Süleyman Devrinde Osmanlı-Venedik Münasebetleri”, Kanunî Armağanı, Ankara 1970, s. 176; İnalcık, a.g.e., s. 322; ayrıca bkz. Köse,

a.g.t., s. 104.

430 Kırka için bkz. 30 Zilkade 1031 (6 Ekim 1622), MAD. 6004, s. 24/1; Evâil-i Ramazan 1032 (29 Haziran - 8 Temmuz 1623), MAD. 6004, s. 41/2; Evâil-i Cemâziyelâhir 1033 (21-30 Mart 1624), MAD. 6004, s. 59/1; Gabele ve Moşka iskeleleri için bkz. Evâhir-i Zilkade 1033 (4-13 Eylül 1624), MAD. 6004, s. 123/1.

satın aldıkları tuzu depolamak için mahzenler tutarlardı431. Buna göre yine diğer yerlerde de tuz için mahzenler kiraladıkları düşünülebilir.

Bosna, Venedik’e tâbi olan topraklara komşu ve İspilit limanının ardülkesi olması, İspilit-İstanbul kervan güzergâhının üzerinden geçmesi ve de şehirlerinin ticarî önem taşıması dolayısıyla Venedikli tüccarların aktif oldukları Balkan ülkelerindendi. Korfoz’dan ve diğer Venedik’e tâbi yerlerden de tüccarlar Bosna’ya gelerek ticaret yaparlardı432. Buraya getirerek sattıkları başlıca ürünler, yine çuha ve kumaştı. Yine Bosna iskelelerinden tuz ikmali yaparlardı. Ayrıca Boşnakların da Venediklilerle ve ayrıca diğer İtalyan şehir devletleriyle ticarî ilişkileri bulunmaktaydı ki, bunlar da İtalya ile olan faaliyetlerinde Dubrovnik’in dışında Zadar (Zara), Şibenik ve İspilit limanlarını kullanırlardı433.

Osmanlı idarecileri ve görevlileri, diğer Adriyatik limanlarında olduğu gibi ve yine benzer sebeplerden, merkezden gelen söz konusu olan hükümlere rağmen Venedikli tüccarlara oldukça zorluk çıkartmaktaydılar. Örneğin bizzat Bosna beylerbeyi, “Korfoz beği ben seferden geldikden sonra pişkeş göndermedi” diye bahane ederek Bosna’ya gelen Korfoz tüccar ve rençberleri ile Venedikli tüccarların, Korfoz’a veya Venedik’e mal götürmelerine engel olması üzerine Osmanlı yönetiminin uyarısıyla karşılaşmıştır. Gönderilen hükümde Korfoz beyi ve tüccarlarıyla iyi geçinilmesi, rencide edilmemeleri ve bunlardan pişkeş ya da başka bahane ile bir şey alınmaması bildirilmiştir434. Kırka’da ise bir takım emin, mültezim ve voyvodalar, Anton adında bir Venedikli tüccarın mahzenini açarak 3 bin guruşluk tuzuna el koymuşlardı. Bunun üzerine Osmanlı yönetimi Kırka sancakbeyine gönderdiği hükümle bunların el koydukları tuzun geri verilmesi veya parasını ödemeleri, bu kişilerin ise cezalarının verilerek bir daha bu tip davranışların meydana gelmesinin önlenerek Venedikli tüccarların korunup himaye edilmeleri

431 MAD. 6004, s. 24/1.

432 Bkz. harita 2; mesela Korfoz’dan Bosna’ya gelen tüccarlar için bkz. Evâil-i Receb 1028 (14-23 Haziran 1619), MAD. 6004, s. 1/4.

433 Bosnalıların yine bu limanlardan Venedik’e incir, hayvan derileri, balık, şarap ve at gibi ürünler sattıkları ve İspilit’in açılmasından sonra Bosna’nın Venedik’le olan ticaret hacminin yükseldiği hakkında bkz. İnalcık, a.g.e., s. 323.

emredilmiştir435. Benzer hadiseler Gabele ve Moşka iskelelerinde de meydana gelmiştir. Burada da iskele eminleri tuz yükleyip gitmek isteyen tüccarların tuzlarına el koyarak akçelerini vermemiştir. Bunun üzerine de Gabele ve Moşka kadılarına gönderilen hükümde, tuz alışverişi yapan tüccarlara engele olunmaması ve bunların rencide edilmemesi salık verilmiştir436. Bunun dışında bazen Dubrovnikli tüccarlar ile Venedikliler de sürtüşüyorlar ve aralarında problemler çıkıyordu. Bosna beylerbeyine, defterdarına ve Hersek sancağı kadılarına gönderilen hükümle bu sorunların halledilmesi tenbih ediliyor, yoksa bu sıkıntılar giderilmezse bu iskelelerde ticaretin durup devlet gelirlerine zarar geleceği bildiriliyordu437.

Bunların haricinde transit karayolu ticareti ve taşımacılığında Balkanlardan geçen kervan yolları da önemli tehlikeler barındırıyordu ki, özellikle Venedikli tüccarlar bu yollarda pek çok sorunla karşılaşıyorlardı. Osmanlı yönetimi her ne kadar Bosna beylerbeyini ve diğer yerel idarecilerini uyarsa ve güvenlik de dâhil bütün tedbirlerin alınmasını salık verse438 de yeterli gelmiyor, bir yandan eşkıya saldırıları devam ederken, diğer yandan tüccarları koruması gereken Osmanlı görevlileri dahi yollarını zorlu kılıyor439, malları hatta canları bile güvende olmuyordu. Öyle ki bu yollar tüccarlar için olduğu kadar, ileri gelen Venedik beyleri için dahi tehlikeliydi. Nitekim bir Venedik beyzâdesi de İstanbul’dan Venedik’e doğru yol alırken, Budin’e bağlı Karabayır’da eşkıyaların saldırısına uğramış ve yedi adamıyla birlikte can vermişti. Bunları öldürerek mallarını ve eşyalarını gasp eden eşkıyaların ise yakalanarak haklarından gelinmesi ve el koydukları ne varsa alınarak vekillerine teslim edilmesi, Budin beylerbeyine bildirilmişti440. Bazı eşkıya çeteleri

435 30 Zilkade 1031 (6 Ekim 1622), MAD. 6004, s. 24/1. Tüccarın hakkının geri verilmemesi üzerine yeniden ve daha sert bir dille gönderilen hüküm için bkz. Evâil-i Cemâziyelâhir 1033 (21-30 Mart 1624), MAD. 6004, s. 59/1; ayrıca bkz. Köse, a.g.t., s. 188.

436 Evâhir-i Zilkade 1033 (4-13 Eylül 1624), MAD. 6004, s. 123/1. Benzer olayların ve çıkarılan zorlukların Kanunî devrinde de meydana geldiğine dair bkz. Gökbilgin, ”Kanunî Devrine Âit Bosna ve Hersek ile İlgili Türkçe Belgeler”, s. 322-323.

437 Bu sefer Venedikli tüccarların Dubrovniklileri rencide ederek ticaretlerine engel olmaya çalıştıklarını konu alan hükümler için bkz. Evâhir-i Zilhicce 1032 (16-24 Ekim 1623), MAD. 6004, s. 86/1, Boş 1/2, Boş 2.

438 Örneğin bkz. Evâil-i Receb 1028 (14-23 Haziran 1619), MAD. 6004, s. 1/3; Evâhir-i Zilhicce 1031 (27 Ekim - 4 Kasım 1622), MAD. 6004, s. 25/2.

439 Mesela Bosna’da Kilis’e bağlı Şevlin mevziinde Venedikli tüccarların yollarını keserek paralarını almaya çalışan Bekir adlı yeniçeri için bkz. 1032 (1623), MAD. 6004, s. 41/3.

ise belli ki iyi organize olmuşlardı ve hatta Bosna’ya bağlı olan Kilis’te, İspilit sınırına yakın bir yerde kale dahi yapmışlardı. Daha önce de herhalde yine eşkıyalıklarından ötürü devletin emriyle yıkıldığı anlaşılan bu kaleyi tamir etmişler ve Venedikli tüccarların mallarıyla paralarını gasp etmeye devam etmişlerdir. Bunun üzerine Kilis beyi ve kadısı uyarılmış ve bu kimselerinden haklarından gelinerek kalelerinin yıktırılması emredilmiştir441.

Ayrıca Bosna’nın, özellikle sancağı olan Kilis’in Venedik’e bağlı olan topraklara sınır olması, sınır ihlalleri yapılarak Venedik reayasına zarar verecek hareketlerde bulunulmasını beraberinde getiriyordu. Osmanlı merkezinin uyarılarda bulunarak önlenmesini istediği konulardan biri de buydu442. Hatta bazen Bosna’daki Osmanlı asker ve subayları dahi Mağripli korsanlarla işbirliği yaparak Venedik’e tâbi yerlere saldırılarda bulunabiliyorlardı443.

Nova’da ise Venediklilere karşı olan hava, saldırganlığa ve düşmanca hareketlere yol açıyordu. Nova sakinlerinden bazı kötü niyetli kimseler Kotor’dan gelen Venedikli tüccarlara tüfeklerle saldırarak bir kişiyi öldürmüşler, sonra da mallarına ve kayıklarına el koymuşlardır444. Bir seferinde ise Nova kalesinden bir takım kimselerin, Nova’dan Kotor’a gidecek bir geminin içindeki mallarla birlikte alıkoymaları üzerine Hersek beyine ve Nova kadısına bir hüküm gönderilmiş, bu olaydaki sorumluların cezalarının verilerek malların ve geminin sahiplerine geri verilmesi ve bir daha böyle bir şikâyetle karşılaşılmak istenmediği bunlara bildirilmişti. Venediklilerle iyi geçinilmesi ve ahidnâmeye uygun şekilde

441 Evâil-i Muharrem 1034 (14-23 Ekim 1624), MAD. 6004, s. 108/1; Köse, a.g.t., s. 109. Ayrıca Karadağ’dan geçerken yollarından çevrilerek, paralarına ve mallarına el koyulduktan sonra hapsedilen Venedik tüccarları ile ilgili olan hüküm için bkz. Evâsıt-ı Rebîülevvel 1034 (22-31 Aralık 1624), MAD. 6004, s. 115/1; ayrıca bkz. Evâil-i Zilhicce 1034 (4-13 Eylül 1625), MAD. 6004, s. 124/1.

442 Örneğin bkz. Evâhir-i Receb 1028 (4-13 Temmuz 1619), MAD. 6004, s. 4/4. Kilis’te sınırı geçerek Venedik’e tâbi yerlere saldırıldığı hakkında bkz. Evâhir-i Rebiülâhir 1030 (15-23 Mart 1621), MAD. 6004, s. 13/2. Yine Kırka’dan Venedik’e tâbi olan Zadre’ye yapılan saldırılar için bkz. Evâil-i Ramazan 1032 (29 Haziran - 8 Temmuz 1623), MAD. 6004, s. 41/1.

443 1624’te Bosna kalesi subaylarının Mağripli korsanlarla birlikte Venedik’e tâbi yerlere yaptıkları saldırılar hakkında bkz. Evâil-i Muharrem 1034 (14-23 Ekim 1624), MAD. 6004, s. 109; Ek 16: Evâsıt-ı Muharrem 1034 (24 Ekim - 2 Kasım 1624), MAD. 6004, s. 111, 112. Ayrıca 1627’de Bosna beylerbeyi olan Abdi isimli kişinin, Venedik reayasından 33 kişiyi esir ederek, bunları forsa olarak gemisine koyduğu ile ilgili hüküm için bkz. Evâhir-i Muharrem 1037 (2-11 Ekim 1627), MAD. 6004, s. 135/2.

davranılması, aksi halde Nova’daki subayların yerine yenilerinin atanacağı, yine bu hükmün içerisinde yer alan uyarılardır445. Yine 1625’te Mağripli korsanların Bosna

kalesinin bazı subaylarıyla birlikte Korfoz’a yaptıkları saldırıya, Nova kalesinden de destek verilmişti446.