• Sonuç bulunamadı

MUHAMMED ABDUH’UN KUR’AN’IN KADINLARLA İLGİLİ MEDENİ HUKUK HÜKÜMLERİNE BAKIŞ

E. BOŞAMA/TALÂK

4. Babanın Çocuğuyla Görüşmes

Abduh, babanın hadâne yaşındaki çocuğununun bir başka yere götürülmesini engelleyebileceğini ifade eder. Bu hususta iki durum söz konusudur:

1. Anne çocuğun mahremi olmayan biriyle evlendiği takdirde hadâne

hakkı düşer. Bu durumda eğer ehilse hadâne hakkı ana anneye geçer.

2. Baba hadâne müddetince, hadâne hakkına sahip olan kimsenin rızası

olmasa da çocuğun bulunduğu şehirden bir başka şehre götürülmesine engel olabilir.413 Babanın izni olsun olmasın, anne çocuklarını inançlarının değişmeyeceği bir yere götürürse hadâne ve nafaka ücretlerini isteme hakkı düşmez. İnançlarının değişebileceği bir yerde kalmaya devam ettikleri müddetçe hadâne ve nafaka ücreti babanın üzerinden düşer.414

Abduh’a şöyle bir soru sorulmuştur: Tahiralı bir adam Zekazik’te bir hanımla evlilik akdi gerçekleştirmiş, Tahira’da zifafa girmiştir. Evlilikleri bir müddet devam ettikten sonra adam karısını boşamışıtır. Bu hanımdan üç yaşlarında bir oğlu vardır. İddet sırasında kadın çocuğu Mısır’a götürmüş, bir hafta ya da daha fazla orada kaldıktan sonra Neca Hemadi’ye gitmiştir. Bütün bunlar çocuğun babasının izni olmadan olmuştur. Kadın ve çocuk burada ikamet ederlerken baba yine Tahira’da ikamet etmektedir. Aradaki mesafe uzak olduğundan babanın gündüz çocuğunu görüp, gece evine dönmesi mümkün olmamaktadır. Babanın, her gün çocuğunu görebilme hakkının zayi olmaması için annenin çocuğu babasının gündüz görüp, gece eve dönebileceği bir yere götürmesi gerekmez mi? Kadın bundan kaçınırsa hâkim onu zorlayabilir mi?

Cevap: Âlimlerimiz, gidilen şehir kadının şehri değilse veya şehri olup evlilik orada gerçekleşmemişse kadının oğlunu oraya götürme hakkı yoktur, demişlerdir. Babanın, oğlunu götürmemesi için kadına engel olma hakkı vardır. Bu durum baba

412 İbn Rüşd, Bidâyetü’l- Müctehid, 2/61

413 el- Fetâvâ’l- İslâmiyye, 1/339, Fet. tar. 29 Safer 1321 414 el- Fetâvâ’l- İslâmiyye, 1/263-264

çocuğunu aynı gün içinde görüp evine dönemeyeceği iki şehir ya da belde arasında geçerlidir. Anne taşınmazsa babanın haklarını korumak için taşınmaya zorlanır.415

Hanefîlere göre hadâne hakkının anneye ait olduğu sabileştikten sonra anne çocuğunu alıp başka bir şehre iddet dolmadan gidemez. İddet dolduktan sonra gideceği şehir kendi şehri ve nikâhın kıyıldığı şehir ise gidebilir.416 Bu iki şarttan biri eksik olursa götüremez. Bu durum iki şehir arasındaki mesafe uzak olduğu zaman geçerlidir. Anne çocuğu babanın bulunduğu yerden uzak olmayan, babanın çocuklarını zorlanmadan görebileceği bir yere götürmek isterse götürebilir.417

Anne bir başkasıyla evlenirse çocuk üvey babadan cefa ve eziyet görebileceği, anne de kocasının işleriyle uğraşacağı için çocuğu babası alabilir.418

Annenin annesi de hadâne hususunda anne gibidir. Çünkü hadânede anne akrabalığı baba akrabalığından önde gelir.419

Kadın kocasından ayrıldıktan sonra nikâhın kıyıldığı şehirde oturuyorsa, çocuğu ile birlikte bir başka şehre taşınamaz. Çünkü bu durumda baba çocuğundan ayrılır. Baba çocuğunu görüp gece evine dönebileceği bir uzaklığa taşınabilir.420

G. NAFAKA

Nafaka evlilik421, nesep ve mülkiyetten dolayı gerekir. Hanımların nafakasının hukuki dayanağı, ِفوُﺮْﻌَﻤْﻟﺎِﺑ ﱠﻦُﻬُﺗَﻮْﺴِآَو ﱠﻦُﻬُﻗْزِر ُﻪَﻟ ِدﻮُﻟْﻮَﻤْﻟا ﻰَﻠﻋَو 422 ayetidir. Kadının nafakası, giyimi ve kalacağı yer kocanın üzerine vaciptir. 423Nafakanın hanıma ulaşması iki yolla olur. Kocanın hali vakti yerinde ise hanım kendisine yetecek kadar kocasının mallarından kullanır. Buna temkin denir. Kocasının bu sıfatı yoksa nafaka hususunda kocasını dava eder. Örfe göre hanıma aylık nafaka bağlanır.424

Bir başkası hanımın nafakasına vekil olursa daha sonra bundan dönemez. Abduh’un, 9 Safer 1320 tarihli fetvasını örnek olması açısından burada naklediyoruz.

415 el- Fetâvâ’l- İslâmiyye, 1/354, Fet. tar. 10 Recep 1318, SDİ, 2/96 m. 222 416 İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, 3/319

417 Kâsânî, a.g.e., 4/45 418 Serahsî, el- Mebsut, 5/197 419 Serahsî, a.g.e., 5/197 420 Serahsî, a.g.e., 6/198

421 Cassâs, a.g.e., 1/143; İbn Rüşd, Bidâyetü’l- Müctehid, 2/58 422 Bakara, 2/233

423 Fethu’l-Kadîr, 3/321 424 Serahsî, a.g.e., 5/169

Soru: Bir adam bir hanımla evlenir. Bu adamın babası kadına nafakasını garanti etmiş ve bu konuda kadına kefil olarak kadına yazmıştır. Bu karı kocanın evlilikleri devam ederken baba infaktan kaçınır. Bu baba kefil olmasından ve garanti vermesinden dolayı, bu nafakayı karşılamak zorunda mıdır?

Cevap: Mezhepteki kitaplara göre bir adam bir kadına, evli olduğu müddetçe nafakasını karşılayacağına dair kefil olsa bu caiz olur. Binaenaleyh kefaletin sıhhati, mekfûlün bihin varlığının şartlarından müstesnadır. Bu, bir adamın bir başkasının karısına ‘senin nafakana kefil oldum’ demesi gibidir ki bu kadın kocasının nikâhında olduğu müddetçe kefilin nafakayı ödemesi mecburidir. Raddü’l-Muhtar ve diğerlerinde de bu böyledir. Anlaşılmaktadır ki bu baba, gelini oğluyla evli kaldığı müddetçe nafakasını temin etmek zorundadır.425

Kadının nüşûzu ile nafaka düşer mi? Bu konuda iki fetva naklediyoruz.

Abduh’a şöyle bir soru sorulmuştur: Bir adam bir kadınla evlenmiş, karısı şer’î hâkimden kendisine kocası tarafından her gün nafaka verilmesine karar vermesini istemiştir. Hâkim kadının bu isteğini kabul etmiş, adama karısı için nafaka vermesini kararlaştırmıştır. Sonra bu kadın ailesinin yanında bir yıla yakın kalmıştır. Adam karısının serkeşlik (nüşûz) ettiğini iddia eder. Hâkimin önünde kadının itirafıyla buna hükmedilir. Bu hüküm geçmişte donmuş olan nafaka hakkını düşürür mü?

Cevap: Açıkça ifade edilmiştir ki kararlaştırılan nafaka nüşûz ile düşer. Bunun anlamı şudur: Kadın alması gereken bazı ayların nafakasını almamış, sonra da serkeşlikte bulunmuşsa iki durum vardır. Hâkim borçlanabileceğini söylemiş o da borç almışsa düşmez. Hâkim borç alma yetkisi vermemiş ise düşer.426

Muhammed Abduh’a herhangi bir şehirde bir hanımla evlenen birisi, geçim sıkıntısı nedeniyle bir başka şehre taşınmak istese, hanımı da buna razı olmasa, bu hanım eşiyle birlikte gitmeye zorlanır mı? Nafaka hakkı düşer mi? diye sorulmuş o da şöyle cevap vermiştir: Bu şahıs hanımının muaccel mehrini ödediyse, bu taşınma ile hanımının aleyhine bir düşüncesi yoksa iki şehir arasındaki mesafe yolcu sayılacak (90 km) mesafeden az ise böyle bir durumda kadın taşınmak istemiyorsa nâşiz sayılır. Kedisine nafaka ve giysi gerekmez.427

425 el- Fetâvâ, s.154, el- Fetâvâ’l- İslâmiyye, 4/1145, Fet. tar. 9 Safer 1320, SDİ, 2/193, m. 475 426 el- Fetâvâ, s.152, Fet. tar. 28 Muharrem 1320, SDİ 2/192, m. 471

Hanefîlere göre kadın nüşûz ederse, evine dönünceye kadar nafaka alamaz.428 Şâfiîlere göre koca karısına nüşûzda bulunursa, kocaya zorla nafaka, giyim ve kalacak yer temin ettirilir.

Kadın kocasına nüşûzda bulunursa Nisa 24. ayete binaen erkekler kadınların himayesinde ehli kıyamdır. Erkekler akıl, görüş, nafaka sağlama gibi hususlarda kadınlardan üstündür. Bu yüzden adınlar nüşûz ettiklerinde kocaları nasihatle, döverek429 veya odasını ayırarak onları cezalandırırlar. Sahih nikâh akdiyle nafakaya hak kazanan kadın, kendini kocasına teslim etmediğinde, evinden bir başka eve şehrinden bir başka şehre taşıdığında veya kocasından izinsiz seyahate çıktığında naşiz sayılır ve nafaka hakkı düşer.430

Hanefîlere göre batıl olan ayrılıklarda, talâk dışındaki ayrılıklarda, kadın ya da erkek tarafından meydana gelen ayrılıklarda, ric’î ya da bâin olan ayrılıklarda iddet nafakası verilmesi gerekir.431 Nafaka dinî bir vecibe olarak değil, hâkimin hükmüyle

veya eşlerin anlaşmasıyla olur. Zamanın geçmesiyle düşer.432

Şâfiîlere göre ric’i talâkta nafaka ve sükna vaciptir.433bâin talâkta ise sadece kalacak yer temini gerekir.434

Hanefîlere göre önceki nafaka helaldir.435

Hanefîlere göre boşanma ric’î ise kadın kocasının evinde iddet bekler ve nafaka alır. Üç kez boşanan kadının da nafaka ve iddet döneminde kalacak yer edinme hakkı vardır. 436Buna göre boşanma ricî olsun bâin olsun koca hanımının kalacağı yeri ve nafakasını temin etmek zorundadır. 437

Mâlikîlere göre ric’i talâkla boşanmış veya hamile kadınlara ham nafaka hem kalacak yer vardır. Bâin talâkla boşananlarda ise İmam Mâlik ve İmam Şâfiî’ye göre yer temini vaciptir. Nafaka vacip değildir.438

428 İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, 3/325 429 Maverdî, el- Hâvi’l-Kebîr, 9/596 430 Nevevî, el-Mecmu’, 18/249 431 Kâsânî, Bedâiu’s- Sânâî’, 4/16 432 Kâsânî, a.g.e., 4/25 433 Maverdî, a.g.e., 11/470 434 Nevevî, a.g.e., 18/276 435 İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, 3/332 436 Serahsî, a.g.e., 5/ 188 437 İbnü’l-Hümâm, a.g.e., 3/339 438 İbn Rüşd, Bidâyetü’l-Müctehid, 2/102

Bu noktada konuyla ilgisi olması açısından çocukların nafakasına değinmek istiyoruz.

Rıza ile ya da hâkimin hükmüyle sabit olduktan sonra üzerinden zaman geçmesiyle çocukların nafaka borcu ve hak ettikten sonra annenin hadâne ücreti babanın zimmetinden düşmez.

Abduh’a göre, baba zenginse çocuklar için kendi malından harcar. Zengin değilse çocukların mallarından harcar. Bu konuyla ilgili bir fetva şu şekildedir.

Soru: İki çocuk ana annelerinin yanında kalmaktadır. Bu çocukların zengin olan babalarının elinde malları vardır. Ana anne babalarından nafaka ve hadâne ücreti istemiştir. Baba bir ablaları çocukları ana annelerinden almak için infak ve terbiyeye gönüllü olmuştur. Bu çocuklar ablaya mı verilir? Gönüllü olan ana annenin yanında mı bırakılır? Baba infaka ve hadâne ücreti ödemeye zorlanır mı?

Cevap: Gönüllü ana anne varken gönüllü ablaya itibar edilmez. Zengin ise baba çocuklara kendi malından infak eder. Zengin değilse çocukların mallarından harcama yapar.439

Çocukların nafakalarıyla ilgili bir fetvaya daha yer vermek istiyoruz.

Soru: Bir adam karısını boşamıştır. Bunların iki küçük oğlu vardır. Baba bu ikisine nafaka vermeye karar verir. Çocuklar annelerinin hadânesi altındadır. Annelerinin de çocuklarına ararlaştırılan nafakayı almakla görevli hukuki bir vekili vardır. Sonra bu anne çocuklara yabancı/ mahrem olmayan birisiyle evlenmiş ve hadâne hakkı düşmüştür. Vekil çocukların nafakasını aylık olarak almaktadır. Çocuklardan biri yedi yaşına gelince vekil çocuğu babasına teslim etmiştir. Müvekkilinin evlendiğini babadan gizleyerek nafaka almaya devam etmiştir. Küçük çocuğun evli olup eşi ve çocuklarıyla ilgilenen ve babanın oturduğu bölgeden uzakta oturan bir ana annesiyle, evli olmayan hadâneye ehil bir babaannesi vardır. Annenin evlendiği tarihten sonra vekilin aldığı nafakayı baba tekrar isteyebilir mi? Çünkü küçük çocuk bu süre içinde annenin hadânesi altında değildir. Vekil evliliği gizlemiştir. Hadâne hakkı babaanneye intikal eder mi?

Cevap: Anne mahrem olmayan birisiyle evlenmesi halinde hadâne hakkı yaşlı da olsa annenin annesine geçer. Ana anne yoksa veya hadâneye ehil değilse bu hak yaşlı da olsa babaanneye geçer.

Annenin evlenmesinden sonra vekilin çocuk için aldığı nafakayı baba geri isteyemez. Çünkü küçük çocuğun nafakası babaya aittir. Baba ödediği miktarı küçük çocuğunun nafakası için vermiştir. Bu miktar çocuğa infak edilmişse baba bunu isteyemez.440

Babanın hadâne ücretini ödeyemeyecek durumda olması halinde zorlamanın bir faydası olmayacağını ifade eden Abduh anne babanın rızasıyla çocuğun hayatını korumak için çocuğa kefil olacak birine verilmesinin caiz olacağını söyler.

Bu gerçeğin sadece hadâneye de mahsus olmadığını dile getiren Abduh, infak vasıtalarının kalmadığı bütün durumlarda çocuğun hayatını korumak için bunun caiz olacağını bildirir. Ona göre annenin yavrusuna bakmaya ve infaka gücü yetiyor da babanın gücü yetmiyorsa annenin çocuğa bakması gerekir. Bu durumda çocuğun başkasına verilmesi caiz olmaz. Annenin çocuğuna bakmaya ve infakta bulunmaya gücü yetmezse babanın nafaka vermesi gerekir. Anne bakımdan kaçındığı takdirde hadâne hakkı anneyi takip eden şahsa geçer.

Baba infaktan ve hadâne masrafını karşılamaktan aciz ise zorlamanın bir faydası yoktur. Anne baba razı olursa çocuğu terbiye edecek bir vekil bulunur.441

Abduh’un bu konuda birkaç fetvasını burada nakletmeyi uygun görüyoruz. Soru: Bir adam bir kadınla evlenir. İki kızı bir oğlu olur. Sonra karısını üç kez boşar. Kadın annesinin evinde iki yıl kalır. Sonra yöneticilerden küçük çocuklara hadâne masrafı ve nafaka bağlanmasını ister. Şer’î mahkemeden buna dair bir rapor alır. Bu rapordan sonra kocası dört yıl bir şey ödemez. Bu süre içerisinde kadın bir başkasıyla evlenir. Çocukların hadâne hakkı ana annelerine geçer. Anne evlendiği adamla takriben bir yıl evli kalır, sonra ayrılır. İlk kocası geçmişteki payları vermemek için onu kandırarak tekrar evlenir. Daha sonra anlaşamayıp tekrar ayrılırlar. Bu kadın daha önce kararlaştırılan nafakayı ve hadâne ücretini alabilir mi?

Cevap: Bu kadın raporun takririnden itibaren takdir edilen hadâne ücretini alabilir. Çocukların nafakasına gelince; bazıları, kadın alacağını istemediği taktirde bir aydan fazla süre geçmişse nafaka düşer, demişlerdir. Zeylaî rıza veya hüküm olduğu takdirde nafakanın düşmeyeceğini ifade eder. Bazı âlimler zaman uzadığı takdirde birinci görüşü tercih ederler. Sika müftülerin de içinde bulunduğu bir kısım âlimler ise

440 el- Fetâvâ, s. 153, Fet. tar. 29 Muharrem 1320, SDİ, 2/193, m. 473

ikinci görüşü tercih etmişlerdir. Özellikle de erkeklerin nafakayı geciktirmesinin yaygınlaştığı günümüzde bu görüş daha adildir. Zira kadın istedikçe erkek geciktirir ve bir ay dolar, hatta yıllar geçer. Birinci görüş alınacak olsa hâkimlerin verdiği hükümlerin hiçbir değeri olmaz. İkinci görüşle amel edilmesi gerekir. Çünkü süre geçmesiyle çocukların nafakası düşmez. Bu durum ancak anne bir başkasıyla evlenip çocukların bakımından sorumlu olmadığı takdirde geçerli olmaz. Çocukların babasına geri döndüğünde ise zaten ücret talep etmeksizin çocuklara bakmakla görevlidir. Fakat bu arada çocukların bakımını üstlenen ana anne baktığı süre zarfınca ücret isteyebilir. Çünkü hâkim önünde ücret takdir edilmesi kocanın çocuklara bakan kişiye ücret ödemesini gerekli kılmaktadır. Zaruri olarak bu ana anneye geçer. Hadâne ücreti, radâ ücreti gibi akit gerekmeksizin lazım hale gelir.442

Hanefîlere göre çocukların nafakası babaya aittir. Bir başkası bu hususta babaya ortak olmaz. Kızın nafakası malı olmadığı durumda evleninceye kadar babasına aittir. Malı olmayan erkek çocuğun nafakası kazanmaya gücü yetmediği takdirde yine babasına ait olur.443

Şâfiîlere göre koca hanımının ve çocukların nafakasını temin etmek zorundadır. Çocukların nafakası ergenlik çağına kadardır.444