• Sonuç bulunamadı

Bağlayıcı, Köprü ve Bağlantı Kuran Ağbağlar ve Sosyal

1.6. Sosyal Sermayenin Boyutları

1.7.3. Bağlayıcı, Köprü ve Bağlantı Kuran Ağbağlar ve Sosyal

veyahut da farklılıklar, dikkate alındığında sosyal sermaye; “bağlayıcı”, “köprü kuran” ve de “bağlantı kuran” sosyal sermaye olmak üzere üç farklı görünüme sahip olacaktır (Ferlander, 2007: 118; Woolcock, 2000: 17-19; Performance and Innovation Unit, 2002: 10-11; Stone, Gray ve Hughes, 2003: 4; Healy, 2002: 3).

Bağlayıcı1 (bonding) sosyal sermaye, yaş, eğitim, etnik yapı, sosyo-ekonomik

statü ya da politik görüş gibi ana karakteristik özelliklerinden biri ya da daha fazlası benzeşen bireyler arasındaki güçlü bağlara ya da ittifaklara atıfta bulunur (Loflin, 2003: 20; Woolcock, 2000: 17-19; Ferlander, 2007: 118) ve insanları benzer bir sosyolojik mevkiye göre birbirlerine bağlar (Field, 2006: 92). Bu yönüyle söz konusu sosyal sermaye biçimi daha ziyade yakın arkadaşlıklar, akrabalıklar ve aile üyeliği gibi göreceli olarak homojen gruplar arasındaki ilişkilerde ortaya çıkar (Healy, 2002: 3; Field, 2006: 92; National Statistics, 2001: 11; Eyal, 2008: 101; Buoye, 2004: 39) (bkn Şekil 5) ve bu homojen ağlar içsel bakışı ve aynılıkları güçlendirir (Ferlander, 2007: 118; Carolis ve Saparito, 2006: 42-43; Adler ve Kwon, 2002: 19). Böyle olunca da bağlayıcı yaklaşımda sosyal sermaye, bir topluluğu oluşturan bireyler arasındaki içsel bağlardan doğan ve o topluluk içindeki bireylerin ortak amaçlara ulaşmada yararlandıkları bir "kamusal mal" halini alır (Özen ve Aslan, 2006: 134).

Yani "sosyal yapı", "işbirliği" ve "ortak fayda" gibi sözcükleri anahtar kavramlar olarak ele alan bağlayıcı yaklaşım sosyal sermaye kavramını, bir topluluktaki (örneğin ulus, bölge halkı veya örgüt) bireylerin işbirliği içinde ortak amaçlara ulaşabilmesini sağlayan sosyal yapı özellikleri olarak ele almaktadır (Özen ve Aslan, 2006: 133; Newell, Tansley ve Huang, 2004: 46). Bu çerçevede bağlayıcı yaklaşımda sosyal sermaye, sosyal yapının özünde yer alan ve sosyalleşme süreçleriyle bireylerin içselleştirdiği adeta "kültürel" bir özellik haline bürünür. Bu anlamda toplumsal düzeyde sosyal sermaye ve bu yaklaşımda onun özdeşi olan

1 Bağlayıcı (bonding) sosyal sermaye kavramı, Türkçe yazında “bağlayıcı ya da içsel-sosyal merkezli

sosyal sermaye” (Özen ve Aslan, 2006) ve “dayanışmacı sosyal sermaye” (Öztaş, 2007) şeklinde de kullanılmaktadır.

güven, değişebilir ve geliştirilebilir bir varlıktan çok, sosyal yapıya içkin, verili ve statik bir varlık olarak ele alınmakta (Özen ve Aslan, 2006: 136) ve toplumsal ağa katılanlarla toplumsal ağı oluşturanlar arasındaki işbirliği ve güvenin kendiliğinden varolduğu ya da kendiliğinden ortaya çıkacağı varsayılarak bu konuda bir kanıt aranmamaktadır (Akdoğan, 2006: 170).

Bağlayıcı sosyal sermaye, sıklıkla eğitimsel başarıyı yükseltme, iş arama maliyetini azaltma ve iş ilişkisinde görevi kötüye kullanma riskini azaltma gibi kamusal değerlerle ilişkilendirilmekle (Field, 2006: 126) birlikte, Leonard’a göre (2004: 929) genellikle etnik azınlık grupları gibi belirli gruplar için etkili bir kaynak olmasına rağmen bağlayıcı sosyal sermayenin faydası sınırlıdır. Homojen popülasyonlarda ortaya çıkan ve cemaatsel bir nitelik taşıyan bağlayıcı sosyal sermayede bağlantıların hayli güçlü olması örgütlü suçlar, mafya, uyuşturucu çeteleri, dışlayıcı politik mekanizmalar gibi sosyal sermayenin istenmeyen negatif yönlerini de beraberinde getirebilir. Bu tip gruplarda, paylaşılan değerler ve grubun içsel bütünleşme düzeyi, yani grup içinde sosyal sermaye düzeyi, yüksek olmakla birlikte geneli düşündüğümüzde bu durum toplumsal bütünleşme düzeyini ve genel refahı düşürecektir (Leonard, 2004: 929; Loflin, 2003: 21; National Statistics, 2001: 11; Knorringa ve Irene, 2006: 90; Coffe ve Geys, 2007: 123). Aslında bağlayıcı sosyal sermayenin söz konusu istenmeyen etkileri, ağbağların güçlü bağlar olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla yukarıda güçlü bağlar için söylenilen olumlu ve olumsuz yönler, bağlayıcı sosyal sermaye için de aynen geçerli olacaktır.

Köprü kuran2 (bridging) sosyal sermaye ise, bağlayıcı sosyal sermayenin

aksine, iş birlikleri, tanışıklık, farklı etnik gruplardan edinilen arkadaşlıklar, arkadaşların arkadaşları gibi daha zayıf ve daha az yoğun, ama daha çeşitli ve çapraz kesişen sosyal bağlardan türemekte ve insanları kendilerinden çok farklı bir döngüde hareket eden daha uzaktaki tanıdıklara bağlamaktadır. Daha zayıf ve daha az yoğun, ama daha çeşitli ve çapraz kesişen sosyal bağlardan türediği için köprü kuran sosyal

2 Köprü kuran (bonding) sosyal sermaye kavramı, Türkçe yazında “birleştirici ya da dışsal-ben

merkezli sosyal sermaye” (Özen ve Aslan, 2006) ve “aracı sosyal sermaye” (Öztaş, 2007) şeklinde de kullanılmaktadır.

sermayede, belirli bir toplumsal kimlik paylaşılmamakta ve benzer toplumsal kökene ya da statüye sahip olmak ağın bir parçası olmada bir ölçüt olmaktan çıkmaktadır. Bu ağ yapısı içerisinde farklı çevrelerden gelen aktörler, kendi başlarına gerçekleştiremeyeceklerini düşündükleri şeyleri gerçekleştirmek için daha önceden herhangi bir ilişkilerinin olmadığı ağlara girmekte ve bu ağlarda ortak eylemlerde bulunmaktadırlar. Bu tür ortak eylemler, şarkı söylemek ya da spor yapmak gibi boş zaman aktiviteleri olabileceği gibi bir kamu kuruluşunda ya da özel sektörde çalışmak da olabilmektedir (Bkn Şekil 5) (Akdoğan, 2006: 170; Szreter, 2002: 576; Field, 2006: 92; Loflin, 2003: 21; Healy, 2002: 3; Eyal, 2008: 101; Buoye, 2004: 39).

Köprü kuran sosyal sermaye bireylere, onların dışsal sosyal bağlarına ve bireylerin bu bağlardan edindikleri sosyal sermayeyi, kendi faydaları için nasıl kullandıkları konusuna odaklanmaktadır (Carolis ve Saparito, 2006: 42-43). Dolayısıyla köprü kuran sosyal sermaye yaklaşımında sosyal sermaye, bir aktörün dışsal ilişkilerinde, hatta farklı sosyal aktörler arasındaki yapısal boşluklarda oluşmakta ve aktörlerin amaçlarına ulaşmada kullandıkları "özel mal" türünden bir kaynak olarak tanımlanmaktadır. Sosyal sermaye bireyin dışsal ilişkilerinden türeyen bir özel mal konumuna getirildiğinde de aktörlerin sosyal sermayelerini tahminleyebilmek için aktörün sosyal ilişkilerinin doğrudan ya da dolaylı olma derecesine, ağbağların zayıf ya da güçlü, yerleşik ya da mesafeli olmasına, frekansına, süresine, sosyal ağın büyüklüğüne ve yoğunluğuna odaklanılması gerekmektedir. Yine bu yaklaşıma göre sosyal sermaye, herşeyden önce zaman içinde oluşmuş potansiyel ve soyut bir kaynaktır. Bu nedenle sosyal sermayenin doğduğu sosyal ilişkiler yapısı ya da aktörlerin bundan sağladığı performans faydaları ölçülebilir, ancak aktörlerin bu sermayeyi oluşturmak üzere zaman içerisinde bilinçli ya da bilinçsiz gösterdiği çabaları ölçmek mümkün değildir (Özen ve Aslan, 2006: 134-137).

Şekil 5: Bağlayıcı, Köprü ya da Bağlantı Kuran Sosyal Sermaye Bağlayıcı SS Köprü kuran SS Aile Mesafeli arkadaşlar Meslektaşlar Dini Örgütler Klüpler ve topluluklar Sivil Toplum Kuruluşları Bağlantı kuran SS Mahkemeler Polis Hükümet Yakın arkadaşlar Akrabalar Kaynak: (Grafton, 2007: 4).

Yine köprü kuran sosyal sermaye anlayışında güven, sosyal sermayenin oluşmasına katkıda bulunan önemli bir etmendir, ancak kesinlikle sosyal sermayenin kendisi değildir. Bu anlayışta güven kavramı, daha çok kişisel ilişkilerle oluşan, "ilişkisel" veya "süreç temelli" güvendir. Bu güven anlayışında, kişisel ilişkiler yoluyla elde edilen bilginin daha güvenilir ve ucuz olmasından ötürü, insanlar kişisel ilişkileri zedelememek adına birbirlerine güvenirler. Yine bu güven anlayışında ayrıca, aktörler zaman içerisinde birbirlerini test ederek güven oluşturmakta, geçmişte istismar edilmedikleri bilgisinden hareket etmekte ve her iki tarafın da yararına olan bu arkadaşlık ilişkisinin bozulacağı düşüncesiyle birbirlerine güvenmeyi sürdürmektedirler. Ancak belirtilmelidir ki, köprü kuran sosyal sermaye anlayışında ne sosyal sermaye ne de güven olgusu verili değildir, her ikisi de zaman içerisinde sosyal ilişkiler yoluyla oluşur, azalır veya çoğalırlar (Özen ve Aslan, 2006: 137).

Bağlayıcı ve köprü kuran sosyal sermaye arasındaki farklılaşma önemlidir, çünkü Tablo 9’da da görüldüğü üzere hangi yaklaşımın tercih edildiği sosyal sermayenin nasıl tanımlandığını, sosyal sermayenin bireylerin mi yoksa kollektivitenin mi bir ürünü olduğunu, sosyal sermayenin oluştuğu yeri, sosyal ağ anlayışını, sosyal sermayenin kaynağını, oluşumunu ve sosyal sermayenin en önemli boyutlarından birisi olan güven kavramının nasıl algıladığını belirleyici bir etkiye sahiptir. Söz konusu tercih sosyal sermayenin nasıl algılandığını belirleyici bir etkiye sahip olmakla birlikte, yine söz konusu tercihe göre sosyal sermayenin ölçümü ve ölçüm sonuçları da değişecektir. Yani bağlayıcı bakış açısıyla sosyal sermayesinin düşük ya da yüksek olduğu söylenen bir topluluk, köprü kuran sosyal sermaye açısından değerlendirildiğinde tam tersi sonuçlar elde edilmesi mümkün olabilecektir.

Tablo 9: Bağlayıcı ve Köprü Kuran Sosyal Sermaye Yaklaşımları Arasındaki Farklılıklar

Farklılık Boyutları Bağlayıcı Sosyal Sermaye Köprü Kuran Sosyal Sermaye Öncülleri Putnam, Coleman ve Fukuyama Burt, Baker, Bourdieu ve Wacquant

Tanımlardaki vurgu

Bir topluluğun işbirliği içinde ortak amaçlara ulaşabilmesini sağlayan sosyal yapı özellikleri

Bir aktörün sosyal ilişkilerinden doğan ve ona çeşitli avantajlar

sağlayan kaynaklar, fırsatlar bütünü

Sosyal sermayenin sahipliği Topluluğun ortak malı Aktörün özel malı

Sosyal sermayenin oluştuğu

yer Topluluğun içinde

Sosyal aktörün diğer sosyal aktörlerle arasındaki yapısal

boşluklarda

Sosyal ağ anlayışı Topluluk içinde yer alan diğer aktörlerle biçimsel olmayan ilişkiler

Aktörün, topluluğun içinde ve dışındakilerle farklı nitelik ve konfigürasyonlardaki bağlar

Sosyal sermayenin kaynağı

Topluluktaki sosyal ilişkileri biçimleyen egemen değerler,

inançlar ve normlar

Sosyal ilişkilerin yapısı (doğrudan, dolaylı, frekans, yoğunluk vb.)

Sosyal sermayenin oluşumu Verili bir varlık Sonradan edinilebilir, geliştirilebilir

Güven kavramının statüsü Güven, sosyal sermayenin kendisi ya da bir türü oluşmasını sağlayan bir etmen Güven, sosyal sermayenin Kaynak: (Özen ve Aslan, 2006: 133).

Sosyal sermayeye ilişkin analizlerde, yukarıda sözü edilen bağlayıcı ve köprü kuran sosyal sermayeye ilaveten, göz önünde bulundurulması gereken bir başka yaklaşım da “bağlantı kuran (linking) sosyal sermaye” olarak isimlendirilen bir üçüncü yaklaşımdır. Sosyal sermayenin bu ayrımı ilk kez Woolcook (2000: 17-19) tarafından önerilmiştir ve sosyal sermaye kategorizasyonuna göreceli olarak yeni bir ilavedir. Woolcook’a göre (2000: 17-19) bu sosyal sermaye çeşidi, politik seçkinler ile halk arasındaki ya da farklı sosyal sınıflardan bireyler arasındaki bağlar gibi sosyal statü ya da gücün farklı düzeylerinden kaynaklanmaktadır.

Yani bağlantı kuran sosyal sermaye, bir hiyerarşideki farklı düzeylerdeki farklı güç, statü ve refaha sahip bireyler ve gruplar arasındaki ilişkilere atıfta bulunur (National Statistics, 2001: 11) ve daha ziyade kurumsal bağlantıları içerir (Stone, Gray ve Hughes, 2003: 4) (bkn Şekil 5). Diğer iki sermaye çeşidi ile kıyaslandığında dikey ilişkilerden ve farklılıklardan türeyen sosyal sermayenin bu çeşidi, insanların kendi sosyal çevrelerinin dışındaki bağlantılardan kaynak, fikir ve bilgi edinmelerini sağlamaktadır (Field, 2006: 92).