• Sonuç bulunamadı

Bu bağlamda empati, emosyon tanıma ve şizofrenide emosyon tanıma kavramlarından aşağıda bahsedilecektir

 

1.7. Empati Kavramı 

Empati  bir  kişinin  kendisini  bir  başkasının  yerine  koyabilmesi  ve  bu  yolla  onun  duygu,  düşünce,  tutumlarını  ve  yaşantısını  anlayabilmesidir  (Basch  1983;  Feshbach  1997;  Wolitzky  &  Eagle  1999).  Kimi yazarlar empatiyi affektif (Chakrabarti & Baron‐Cohen 2006), kimileri de bilişsel (Baron‐Cohen 

&  Wheelwright  2004)    bir  süreç  olarak  tanımlamıştır.  Decety  &  Jackson  ise  empatiyi;  emosyonların 

yüz  ifadelerinde,  konuşma  ve  davranışta  tanıma,  başkalarının  emosyonel  durumlarına  karşı  emosyonel  duyarlılık  (affektif  empati),  diğer  insanların  görüşlerini  benimseme  (kognitif  empati)  şeklinde 3 ana bileşene ayırmışlardır (Decety & Jackson, 2004).      

 

    Şekil 2: Empati bileşenleri (Decety & Jackson 2004) 

22

Empati  bireyin  sosyal  yaşama  uyumunu  kolaylaştırmak  için  ortaya  çıkmış  olan  önemli  sosyal  bilişsel  bir yetidir. Bu nedenle empatik davranıştaki defisitler major psikiyatrik bozukluklar için karaktaristik  olan sosyal disfonksiyona neden olabilir (Segrin 2000; Blair 2005; Henry et al. 2008). Empati eksikliği  bazı  hastalıkların  önemli  bir  bulgusudur.  Örneğin,  otizm  ve  Asperger  sendromu  gibi  bazı  nöropsikiyatrik bozukluklarda belirgin bilişsel empati bozukluğu olduğu bilinmektedir (Dziobek et al. 

2008).  Yukarıda  da  bahsedildiği  gibi  AKB’nin  duygusal  empati  bozukluğuyla  ilişkili  olduğu 

belirtilmektedir  (Blair  2005).  Aynı  zamanda  frontotemporal  demansta  da  empati  eksikliği  olduğu  bildirilmiştir (Lough et al. 2006). 

 

1.8. Yüz Tanıma ve Yüz Emosyonu Tanıma 

Yüz  tanıma,  algılama  ve  işleme  kişilerarası  ilişkilerin  ve  sosyal  gruptaki  işlevselliğin  önemli  bir  parçasıdır. Yüz işleme sürecinde yüzün yapısal özellikleri aracılığıyla ait olduğu kişinin kimliğini tanıma  ve  yüzün  öznitelikleriyle  (göz,  ağız,  kaş)  duyguların  dışavurumunu  sağlayan  yüz  ifadelerini  tanıma  gerçekleşir  (Hernandez  et  al.  2009).  Bu  sayede  yüz  tanıma  işleminde  sırasında  yalnızca  yüz  tanıma  işlevi yerine getirilmez, ayrıca yüzdeki emosyonel ifadeyi tanıma gerçekleştirilir (Bal et al. 2010).   

Paul Ekman isimli araştırmacı uzun süredir bütün kültürlerde emosyonların yüz ifadelerini çalışmıştır 

(Ekman 1999). Ekman, çalışmalarının sonucunda bazı temel emosyonların bütün kültürlerde evrensel 

olarak  bulunduğunu  ortaya  koymuştur.  Bu  emosyonlar  mutluluk,  üzüntü,  öfke,  korku,  tiksinme,  şaşkınlıktır.  Temel  duygular  farklı  sinyal,  fizyoloji,  değerlendirme  mekanizmasına  sahip,  ayrı  afektif  durum  kümeleridir.  Emosyonlara  eşlik  eden  fizyolojik  değişiklikler  organizmanın  uygun  yanıt  vermesini  sağlar.  Temel  duyguların  dışavurumu  olan  yüz  ifadeleri,  yüz  kaslarının  çeşitli  pozisyon  hareketleri  ve  yüz  cildinin  de  bu  hareketleri  deforme  etmesi  neticesinde  meydana  gelir  (Neth  & 

Martinez 2010). 

 

Emosyonların  nasıl  algılandığı  üzerine  görüşler  emosyonların  tanımlamasına  göre  farklılıklar  göstermektedir.  Emosyonların  ayrık  olduğu  varsayılan  “kategorik  algılama”  görüşünde  her  bir  emosyon  kümesine  farklı  bedensel  uyarılar  (signal)  eşlik  etmektedir.  Her  bir  duygunun  dışavurumu  olarak  öznel  yüz  ifadeleri  kesin,  sınırları  belirli  yapısal  özellikleri  içermektedir.  Diğer  bir  görüş  ise  emosyonların ayrık birer kategori olmadığını, bir uzam içinde süreklilik gösterdiğini ileri sürmektedir.  Bunun yanında bir kısım duygunun birbirinden ayrı kategorilerden meydana gelirken çoğu duygu yüz  ifadelerinin  ise  birden  çok  duygu  kategorisinin  değişen  derecelerde  karıştığı  bulanık  yüz  ifade  kategorilerinin  (Fuzzy  Facial  Expression  Categories)  varlığından  söz  edilmektedir.  Bu  görüşlerin  test  edildiği  “Megamix”  deneylerinde  her  iki  görüşün  bir  arada  görülebileceği  bildirilmiştir. 

23

Komputasyonel  yüz  emosyon  tanıma  modelinde  yüzün  öznitelikleri  (göz  ve  ağız  çevresi)  filtreleme  işleminden geçirildikten sonra bilgilerin bütüncül temsilleri oluşturulduktan sonra yüz ifadeleri duygu  kategorilerine  göre  sınıflandırıldığı  çok  katmanlı  bir  algılama  sistemi  ileri  sürülmüştür  (Dailey  et  al. 

2002). 

 

Yüz  ifadelerini  tanıma  işlevi  yaygın  ve  dağıtılmış  sinir  ağları  aracılığıyla  gerçekleştirilir.  Bu  ağ  oksipitotemporal korteks, bazal ganglion, frontal ve parietal operkula, insula, amigdala, orbitofrontal  korteksten  oluşmaktadır.  Duygusal  yüz  ifadelerini  işlemede  amigdala  önemli  bir  rol  oynamaktadır.  Ayrıca  nörogörüntüleme  çalışmalarında  yüz  ifadelerini  tanıma  sırasında  fusiform  yüz  alanı  (FYA),  süperior  temporal  girus  alanlarında  da  aktivasyon  gösterilmiştir  (Philippi  et  al.  2009).  Amigdala,  muhtemel  tehdit  algılamayla  ilişkili  olarak  duygusal  bir  uyarana  ani  yanıt  veren  ve  diğer  beyin  alanlarıyla etkileşim içinde olan bir yapıdır (Anderson et al. 2001). Amigdala, sosyal ve affektif bilgileri  içeren  gözlere  dikkatin  ve  bakışın  yönlendirilmesinde  önemli  rol  oynamaktadır  (Kawashima  et  al. 

1999).  Ayrıca  yüz  ifadelerinden  kişilik  özelliklerinin  yargılanması  ve  yüz  ifadesini  anlama  da 

amigdalanın  işlevlerindendir.  Sosyal  ilişki  içerikli  bilgiler  üst  kortikal  bölgelere  amigdala  aracılığıyla  iletilmektedir  (Pasley  et  al.  2004).  FYA  yüz  ifadelerini  tanıma  sırasında  doğrudan  etkisi  bulunmamasına rağmen daha çok nötr yüz ifadelerinde aktive olmaktadır. Yüz kimliğini tanımada rol  alan FYA hasarında yüz ifadeleri tanıma etkilenmemektedir (Vuilleumier et al. 2004). 

 

1.9. Şizofrenide Yüz Emosyonu Tanıma 

Son  yıllarda  şizofreni  hastalarındaki  yüz  tanıma  çalışmaları  araştırmaların  göze  çarpan  bir  yöntemi  olarak  ortaya  çıkmıştır.  Son  25  yıldır  bu  konudaki  litaratür  giderek  artmaktadır.  Önceki  çalışmaların  verileri  daha  çok  uzun  süre  hastane  yatışları  olan  küçük  örneklemlerle  ve  standardize  olmayan  tasklarla  yapıldığından  kısıtlıdır.  1990’larda  standardize  taskların  kullanılması  ve  şizofreni  için  demografik  ve  klinik  özelliklere  göre  içleme  ve  dışlama  kriterlerinin  daha  belirli  olmasından  dolayı  çalışma tasarımları gelişmiştir.  

 

Çalışmalarda emosyon tanıma için kullanılan tasklar spesifik emosyonları tanımlama ve ayırt etmeye  odaklı olarak ikiye ayrılabilir. Tanımlama taskları yüz ifadesini gösteren resimlerin hangi ifadeye sahip  olduğunu  belirli  seçenekler  arasından  bulmaya  dayalıdır.  Ayırt  etme  taskları  gerekli  emosyon  tanımlaması olmadan iki görsel uyaranı ayırt etmeye yöneliktir. Birçok çalışma her iki taskı da içerir.   

24