• Sonuç bulunamadı

66 Yaş ve eğitim süresinin SMMT puanları üzerine etkisi incelendiğinde ise; her iki değişkeninde SMMT 

6.1.  Örneklemin Özellikleri 

Çalışma  örneklemi  iki  gruptan  oluşmaktadır.  İlk  grup  ''şizofreni  grubu''  ikinci  grup  ise  şizofreni  grubuna yaş, cinsiyet ve eğitim süresi bakımından benzer özelliklerde olmasına dikkat edilerek alınmış 

''sağlıklı  kontrol  grubu''  dur.  Madde/alkol  kullanım  bozukluğu  ve  AKB  gibi  bireylerin  saldırganlık 

düzeyini arttırdığı bilinen ek tanılar dışlanarak örneklem oluşturulmuş; böylece araştırmak istediğimiz 

''düşük  şiddette  ve  süreğen  saldırganlık''  ve  saldırganlıkla  ilişkili  faktörler  daha  homojen  bir  grupta 

incelenmiştir.   

Çalışmaya katılan şizofreni grubunun yaş ortalaması 33,81 (SS:9,61) ve eğitim süresi ortalaması 10,94  (SS:3,75)  olarak  hesaplanmıştır.  Yaş  ve  eğitim  süresinin  özellikle  emosyon  testlerine  uyumu  etkileyeceği  göz  önünde  bulundurulursa;  uygun  bir  hasta  grubuyla  çalıştığımız  söylenebilir.  Şizofrenide saldırganlık etyolojisinin araştırıldığı literatürdeki bir çok çalışmanın genel kısıtlılığı sadece  erkek  hastalardan  oluşan  örneklem  grubuyla  çalışılmasıdır.  Bizim  araştırmamızda  kadın  hastalar  da  çalışmaya  dahil  edilmiş  fakat  eşit  dağılım  sağlanamamıştır.  Örneklemin  %80,6'sını  erkek  (n:29),  %19,4'ünü  ise kadın (n:7) hastalar oluşturmaktadır.  

 

Şizofreni  grubunda  ailede  psikiyatrik  hastalık  öyküsü  %61,1  (n:22)  oranında  bulunmuş,  kontrol  grubunda ise bu oran %22,2 (n:8) olarak hesaplanmıştır. Bu oranlar iki grup arasında anlamlı farklılık  yaratmıştır.  Şizofreni  grubunda  saldırganlık  etyolojisinde  rolü  olduğu  düşünülen  ailesel  faktörler  arasında incelenen ailede şiddet veya diğer suçlardan cezaevine girme öyküsü (Fazel & Grann et al. 

2009) tüm örneklemde sorgulanmıştır. Ailede herhangi bir nedenden cezaevine girmiş olma şizofreni 

ve sağlıklı kontrol grubunda anlamlı farklılık göstermemiştir. Ailede şiddet suçundan ceza almış olma  her  iki  grupta  da  oldukça  düşük  oranlarda  saptandığından  saldırganlıkla  ilişkili  faktörlerin  belirlenmesinde  analize  dahil  edilmemiştir.  Bireylerin  ceza  alma  öyküleri  incelendiğinde  ise  sağlıklı  bireylerin  herhangi  bir  suçtan  ceza  alma  öyküsünün  olmadığı  görülmüş,  şizofreni  grubunda  ise  yanlızca  2  kişi  şiddet  suçundan  ceza  almıştır.  Bu  oranlar  da  gruplar  arasında  anlamlı  farklılık  yaratmamıştır. 

 

Hastalık  özellikleri  incelendiğinde;  şizofreni  grubunun  ortalama  semptom  başlangıç  yaşı  23,9  (±5.8)  olarak hesaplanmıştır. Bu başlangıç yaşı literatürle uyumludur. Hastalık süresi ve yatış sayısı sırasıyla  10,1 (±7,8) ve 3 (±2,8) olarak hesaplanmıştır. İzlemde olası tanısal değişikliğin önlenmesi açısından ilk  atak  psikozlar  çalışmaya  dahil  edilmemiştir.  Çalışmamızdaki  şizofreni  grubunun  en  düşük  hastalık  süresi bir yıl olarak hesaplanmıştır. 

70

Şizofreni  grubunda  klinik  belirtiler  PANSS  ve  CŞDÖ  kullanılarak  değerlendirilmiş;  ayrıca  antipsikotik  tedavi yan etkilerinin belirlenmesi amacıyla EBDÖ  kullanılmıştır.  Hastaların ilk değerlendirmelerinde  pozitif  ve  negatif  belirtilerinin  benzer  şiddette  olduğu  saptanmıştır.  Grubun  CŞDÖ  puanı  ortalaması  2,9  (±3,1),  EBDÖ  puan  ortalaması  8  (±4,9)  olarak  hesaplanmıştır.  CŞDÖ'nün  türkçe  versiyonunun  depresif  bozukluğun  eşlik  ettiği  şizofreni  için  kesme  puanı  11/12'dir  (Aydemir  et  al.  2010).  Bu  bağlamda  değerlendirildiğinde  şizofreni  grubunun  ortalama  depresif  belirti  düzeyinin  düşük  olduğu  söylenebilir.  Fakat  çalışmadaki  hastaların  yaklaşık  yarısının  (%41,7)  antipsikotik  tedaviye  ek  olarak  antidepresan tedavi de aldıkları göz ardı edilmemelidir. 

 

Çalışmaya  katılan  tüm  bireylere  SMMT  uygulanmıştır.  Böylece  bireylerin  bilişsel  yetileri  değerlendirilmiş ve çalışmada kullandığımız öz bildirime dayalı ölçeklere ve emosyon testlerine uyum  sağlayıp sağlayamayacakları konusunda bir ön inceleme yapılmıştır. Bu test genellikle yaşlı bireylerde  bilişsel  performansı  ölçmek  amacıyla  kullanılmaktadır  ve  türkçe  versiyonunun  hafif  demans  için  kesme  puanı  23/24 olarak bildirilmiştir (Gungen  et al. 2002). Çalışmamızda bu  kesme  puan  dikkate  alınmış; test puanı 23 puanın altında olan bireyler çalışmaya dahil edilmemiştir. Örneklemde şizofreni  ve  kontrol  grubunun  SMMT  puan  ortalaması  sırasıyla  27,2  (±2,1)  ve  28,5  (SS:1,9)  olarak  hesaplanmıştır.  Kontrol  grubunun  SMMT  puan  ortalaması  şizofreni  grubuna  göre  anlamlı  yüksek  çıkmıştır.  Bu  bulgu  literatürle  uyumludur.  Şizofreni  hastalarının  sağlıklı  bireylere  göre  dikkat,  algı,  sözel  bellek,  karar  alma,  sorun  çözme,  uzaysal  görüş,  soyutlama,    planlama  yetileri  ve  ince  motor  beceri  alanlarında  düşük  performans  gösterdikleri  zaten  bilinmektedir  (Purdon  2000).  Çalışmadaki  hasta  grubun  büyük  bir  kısmının  40  yaşının  altında  olması  ve  eğitim  sürelerinin  görece  düşük  olmamasının SMMT puan ortalamasını yükselttiği kanısındayız. 

6.2. Saldırganlık Düzeylerinin Değerlendirilmesi 

Saldırganlık  (agresyon)  daha  kapsayıcı  bir  anlama  sahip  olması  ile  şiddet  (violence)  kavramından  ayrılır.  Bu  iki  kavramın  günlük  hayatta  çok  geniş  bir  kullanıma  sahip  olması  ve  zaman  zaman  birbirlerinin yerine de kullanılabilmeleri bilimsel literatüre de yansımıştır ki; bu da bazı karışıklıklara  neden olmaktadır. Literatürde şizofrenide saldırganlık etyolojisine yönelik yapılmış çalışmaların çoğu  şiddet suçu nedeniyle cezaevinde ya da adli koğuşta bulunan ya da geçmişte şiddet suçu işlemiş olan  bireyleri  içermiştir.  Şizofreni  hastalarında  saldırganlık  ve  şiddet  davranışı  her  zaman  adli  bir  olaya  sebebiyet  verecek  kadar  yoğun  olmamakla  beraber;  genel  populasyon  ile  karşılaştırıldığında  bu  grupta  daha  yüksek  risk  her  zaman  izlenmektedir  (Hodgins  1992).  Saldırganlık  ve  şiddetin  tanımına  göre  değişmekle  beraber  bu  oranların  erkek  hastalarda  4‐8  kat,  kadın  hastalarda  ise  6.5‐27.5  kat  olduğu belirtilmektedir (Swanson et al. 2006; Swanson et al. 2008). Bizim çalışmamızda da şizofreni 

71

Saldırganlık  düzeyini  belirlemek  için  kullandığımız  İrritabilite  Ölçeği  hasta  bildirimlerinin  yanı  sıra   ailenin/bakım verenlerin bildirimlerini de içermektedir ki bu alt ölçekler ayrı ayrı değerlendirildiğinde  her  iki  alt  ölçekte  de  saldırganlık  düzeyi  şizofreni  grubunda  belirgin  daha  yüksek  saptanmıştır.  Bu  çalışma  literatürdeki  birçok  çalışmadan  farklı  olarak  mahkum  edilmiş  veya  şiddet  suçundan  yargılanmış  bireylerden  oluşmamaktadır.  Fakat  çalışmadaki  şizofreni  grubunun  hastalığın  alevli  döneminde olmalarının saldırganlık düzeylerini arttırdığı da atlanmamalıdır. 

 

İrritabilite  Ölçeği  öz  bildirime  dayalı  bir  ölçek  olduğundan  çalışmamızdaki  şizofreni  grubunun  saldırganlık  düzeyini  belirlemek  amacıyla  klinisyenler  tarafından  değerlendirilen  bir  ölçek  olan  Açık  Saldırganlık  Ölçeği  de  kullanılmıştır.  Klinisyen  tarafından  yeterli  gözlem  ve  birebir  yakın  görüşmesi   yapılamadığından  Açık  Saldırganlık  Ölçeği  sağlıklı  bireylere  uygulanmamış;  bu  nedenle  gruplar  arası  karşılaştırma  yapılamamıştır.  Hasta  grubunda  hesaplanan  Açık  Saldırganlık  Ölçeği  puan  ortalamaları  incelendiğinde ise; sözel saldırganlık en yüksek saptanan saldırganlık  çeşidi olmuştur. Bunu sırasıyla  nesnelere  yönelik  fiziksel  saldırganlık,  kişilere  yönelik  fiziksel  saldırganlık  ve  kendine  yönelik  fiziksel  saldırganlık puanları izlemiştir.