• Sonuç bulunamadı

3.2. Dış Ticaret Politikasının Araçları

3.2.4. Bağlı Ticaret

Dış ticaret politikasının araçlarından birisi de bağlı ticaret şeklinde yapılan ticarettir. Bazen döviz tasarrufu sağlamak, serbest dövizle satılamayan düşük kaliteli yerli üretimin ihracını mümkün kılmak, yabancı sermaye yoluyla büyük sanayi tesisleri kurmak gibi nedenlerle “bağlı ticaret”e başvurulabilir. Bu tür ticaret genellikle ülkeler arası anlaşmalara dayanmaktadır ve taraflardan en az birisi devlet kuruluşu olmaktadır. Bağlı ticaret, eskiden sadece takas ve kliring şeklinde olmakta iken,

92

günümüzde karşılıklı ticaret, karşı satın alım, geri satın alım, bağlı muamele, offset gibi değişik yol ve yöntemleri de kapsayacak şekilde genişletilmiş bulunmaktadır. Karşılıklı ticaret genel anlamda bir takas işlemi olarak tanımlamak mümkündür. Takas işlemi, iki ülke arasında ihracat ve ithalat konusu olan mal, hizmet veya teknoloji transferi bedelinin kısmen veya tamamen olmak üzere yine mal, hizmet veya teknoloji ile ödenmesi olarak tanımlanabilir. Karşılıklı ticaretin en önemli özelliği de ihracat ve ithalatın aynı iki ülke arasında yapılmasıdır. Uluslararası ticaret terminolojisinde karşılıklı ticaret “firmalar veya hükümetler arasında satıcının sattığı mal ve hizmetler karşılığında alıcıdan belirtilmiş miktarda mal ve hizmet alacağını taahhüt ettiği anlaşmaları kapsayan bir ticaret şeklidir” diye tanımlanmaktadır (Ertem, 2013:153).

Karşı ticaret genel anlamda bir takas işlemi olarak, özellikle merkezi planlı ülkeler ile yapılan ticarette yoğun bir biçimde uygulanmaktadır. Bunun yanında az gelişmiş ülkeler ile sanayileşmiş ülkeler arasındaki ticarette de giderek artan bir önem kazanmaktadır. Karşılıklı ticaret uygulamasında, ithalat için yeterli miktarda dövizi bulunmayan ancak ihraç edebileceği malı bulunan ülkelerin tercih ettiği bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani iki ülke arasında mal ile mal veya mal artı paranın ters yönde aktığı iki yönlü bir ticaret uygulamasıdır. Karşı ticaret işlemlerinin süresi birkaç günden on yıla kadar değişebilmekte mal, hizmet, teknolojinin yanı sıra kısmen konvertibl döviz veya milli para ile ödeme yapılabilmekte, karşı ticaret yapılan mallar arasında bazen ilişki bulunmasına rağmen bazen de ilişki bulunmamakta karşı ticaret genellikle iki sözleşme ve bunları bağlayan bir protokol ile yürütülmektedir (Ertem, 2013:154).

Takas işlemi, iki ülke arasında alım satım konusu olan mal ve mallar için herhangi bir parasal ödeme ve fon transferinin söz konusu olmadığı bir işlemdir. Takas işlemi uygulamasında taraflarca eş değer olarak kabul edilen iki mal grubunun doğrudan ve aynı anda değiştirilmesi söz konusudur. Takas işlemleri genellikle bir sözleşmeye dayalı olarak yapılmakta olup, bu sözleşmeler uzun vadeli olarak değil, bir defa uygulanabilen sözleşmeler olarak yapılmaktadır.

93

Takas işlemi, taraflar arasında para söz konusu olmadan mal ya da hizmetlerin değiştirilmesi ile yapılan karşılıklı ticaret şekli olarak tanımlanmaktadır. Teoride basit bir uygulama gibi gözükse de, uygulamada oldukça karışık ve pahalıya mal olan bir sistemdir. Bunun nedeni ise, karşılıklı değişimi yapılacak birbiriyle ilgisiz malların göreli değerlerinin saptanması ve gerekli anlaşmanın sağlanmasıdır (Ertem, 2013:154).

Takas malların mallarla değişimi şeklinde olduğundan, ihracatçıya ithalatçı ülkeden mal veya hizmet şeklinde ödeme yapılmaktadır. Tek bir sözleşme iki yönlü akımı içermektedir. İhracatçı trampa yoluyla elde ettiği malların satışından sağlayacağı gelir yeterli oluncaya kadar bağlı kalmaktadır. İhracatçı firma sattığı mallar karşılığında aldığı malların nerede, nasıl ve hangi fiyattan satılması gerektiğini araştırmak zorundadır. Ayrıca karşılıklı olarak alınan malların ihracatçının malının orijinal fiyatına eşit olup olmaması da bir sorun teşkil edebilmektedir (Ertem, 2013:155).

Uygulamada takas işleminin özel bir türü özel takas olarak karşımıza çıkmaktadır. Özel takas uygulamasında, mal veya hizmet ihraç ve ithalini gerçekleştiren tarafların aynı gerçek kişi veya firmalar olması söz konusudur. Bu durumda, karşılıklı olarak ihraç ve ithal edilen mal veya hizmetlere ilişkin bedellerin bir parasal ödeme söz konusu olmaksızın ihraç ve ithal bedelleri olarak karşılıklı olarak takas edilmesi gündeme gelmektedir. Belirtilen takas işleminin yapılabilmesi belirlenen sürelere tabi bulunmaktadır. Özel takas uygulamasında takas işlemi, mal veya hizmet ihracatının önce yapılması halinde mal ihracatı için ihracatla ilgili olarak belirlenen tahsil süreleri, hizmet ihraç bedelleri için ise hizmete ilişkin fatura veya istihkak raporu tarihinden itibaren 180 gün içinde, mal ithalatının önce yapılması halinde fiili ithal tarihinden itibaren 180 gün, hizmet ithalinin önce yapılması halinde ise mal ihracına ilişkin bedellerin tahsil süreleri içinde bankalar üzerinde gerçekleştirilmesi gerekli bulunmaktadır (Ertem, 2013:155).

Karşılıklı satın alma, bir ülkenin ihracat konusu olan malları, hizmetleri veya teknolojilerine ilişkin bedellerin dış ticarette taraf olan ülkeler ve firmalar arasında yapılan anlaşmaya dayanılarak para yerine, diğer mal, hizmet ve teknoloji ithalatıyla karşılanması ve ortaya çıkabilecek aradaki artı ya da eksi farkların döviz transferleri

94

ile kapatılması uygulamasıdır. Karşılıklı satın alımda ihracatçı sipariş edilmiş malların satışını güvence altına almak amacıyla bir koşul olarak satıcının ihracat sözleşmesinde kayıtlı değerin belirli bir yüzdesindeki malı karşı taraftan ya bizzat alması ya da satışının bir üçüncü tarafça gerçekleştirilmesini sağlaması söz konusu olabilmektedir (Ertem, 2013:156).

Karşılıklı satın almada, bir ülkedeki kamu veya özel kuruluş, bir başka ülkedeki kamu ya da özel bir kuruluşa malını satmakta ve belirli bir süre içerisinde, karşı taraftan sattığı mala eşdeğerde mal satın almayı taahhüt etmektedir. Her satışta ödeme dövizle olmaktadır. Her iki ödeme birbirini tamamen ya da kısmen dengelediği için net döviz kaybı olmadan ticaret yapıldığı görüntüsü ortaya çıkmaktadır. Karşılıklı satın alma işleminde, aynı amaçlı fakat iki ayrı sözleşme mevcut olup, bunları birbirine bağlayan bir protokol ile işlem yürütülür. Bu protokol karşılıklı ticaret veya bağlı muamele sözleşmesinin finansman açısından normal ticarete benzemesine yol açmaktadır. Birinci satış anlaşmasında, satıcı belirli bir kalitede, miktarda malı, istenilen sürede istenilen yere göndereceği, alıcı da akreditif ya da diğer ödeme şekillerinden biriyle mal karşılığı bedeli ödeyeceği konusunda anlaşırlar. Bu ilk yapılan anlaşmanın normal ticari ilişkilerdeki karşı para sözleşmesinden farkı yoktur. İkinci anlaşma ise satıcının belirli sürelerde gerçekleştireceği satın almaların taahhüdünü içermekte ve çerçevesi ilk anlaşmaya göre çok daha geniş tutulmaktadır (Ertem, 2013:156).

Karşı satın alım işlemi, özel bir firmanın yabancı bir devlete mal satması ve belirli bir süre sonra da o ülkeden mal satın almasını ifade etmektedir. Bu durumda, varılan anlaşma gereği birinci satış işlemi ile ikinci satış işlemi birbirine bağlanmaktadır. Bir ülke diğer bir ülkeden mal almasını, diğer ülkenin de kendisinden mal alması şartına bağlamaktadır.

Geri satın alım işlemi, bir ülkedeki kamu veya özel sektör firmasından, diğer ülkedeki kamu veya özel sektör firmasına makine, teknoloji veya fabrika satılması ve bunların işletilmesi ile üretilen malın makine, teknoloji veya fabrikayı ihraç eden ülke tarafından satın alınması şeklinde yapılan karşılıklı ticaret işlemine dayanmaktadır. Geri satın alım işlemi uygulamasında ihraç edilen mallar genellikle sermaye malları ya da ekonomik üretime dayalı projeler olmaktadır. Bu durumda,

95

sermaye malı ya da ekonomik üretim esaslı proje şeklindeki ihraç malı veya hizmetleri bedelinin, ihraç edilen bu malların kullanılması ile gerçekleştirilecek üretimin ihracatçı ülke tarafından satın alınmasıyla ödenmektedir. Geri alım anlaşmaları çerçevesinde, bir özel kuruluş ya da kamu kuruluşu, bir başka ülkedeki kamu ya da özel kuruluşa, makine teçhizat, teknoloji ve/veya anahtar teslimi fabrika satmakta ve karşılığında bu ilk satıştaki malların kullanımı sonucu üretilen ürünlerin belirli bir oranını satın almaktadır. Anahtar teslim satışlardaki en önemli kural, fabrikanın veya teknolojinin satışının, geri satın alma taahhüdünden ayrı olarak yapılmasıdır. Birbirinden bağımsız iki ticaret sözleşmesi imzalanır ve işlemler bir protokolle yürütülür. Karşılıklı satın alma anlaşmalarından farklı olarak daha uzun süreli ve parasal değer olarak daha büyük rakamlarla işlem yapılması söz konusu olmaktadır. Geri satın alma tutarı diğer yerel finansal harcamaları da karşılayabilmek amacıyla genellikle ihracattan fazla tutulur. Oysa bu oranın karşılıklı satın alma anlaşmalarında ihracata eşit veya düşük olarak gösterilmesi söz konusudur (Ertem, 2013:158).

Üçlü ticaret işlemi ise, bir ülke tarafından ödenmesi gereken dış ticaret konusu bedelin başka bir ya da birden fazla ülkeye transfer edildiği işlemdir. Herhangi bir karşı ticaret anlaşması uyarınca, karşılıklı satın alma mallarını teslim alan firmanın bu malları satamaması durumunda, bir switch şirketine belli bir fiyat indirimi yaparak devretmekte, karşılığında nakite (dövize) kavuşmaktadır. Buna karşılık; Switch şirketi geliştirdiği ve sahip olduğu şirketler ağı ile ve şahıslar arası ilişkileri nedeniyle fiyat indirimli karşı satın alım malları için hazır pazarlara sahip bulunmaktadır. Switch şirketinin bu pazarlarda döviz karşılığı satış yapabilmesi durumunda işlemler zinciri sona ermektedir. Eğer potansiyel müşterinin dövizle ödeme yapmayıp ülkesinde üretilen mallar ile ödeme yapma teklifinde bulunması durumunda, şirket bu yeni malları elindeki mallar karşılığında almakta ve bu mallar için müşteri aramaya devam etmektedir. Sonuçta nihai dövizle ödeme ile orijinal malların maliyeti arasındaki fark, switch şirketinin karını oluşturmaktadır (Ertem, 2013:159).

Dolaylı ofset uygulaması ile satıcı tarafından dolaysız ofsete konu olan ürünlerin dışında kalan alanlarda yapılacak dolaylı ofset anlaşmaları ile alıcı ülkeye döviz kazandırılması amaçlanmaktadır. Alıcı ülkeden belirli mal ve hizmetlerin satın

96

alınması, pazarlama hizmetleri, ortak yatırımlara girişilmesi, teknoloji transferi gibi faaliyetler bu anlaşma kapsamına girmektedir.

Kliring anlaşmaları, takas işleminin daha geniş ve geliştirilmiş bir uygulaması olarak dış ticarette uygulanmaktadır. Ülkeler arasında yapılan kliring anlaşmalarına dayalı olarak yapılmaktadır. Kliring anlaşmalarına göre, herhangi bir döviz ödemesi söz konusu olmaksızın mallar mallarla değiştirilmektedir. Bunun için, mal mübadelesi yapacak ülkelerde ithalatçı ve ihracatçıların ödeme işlemlerini yürütmek ve karşılıklı hesap durumlarını takip etmek amacıyla kliring ofislerinin kurulması söz konusu olmaktadır. Ödemeler kliring ofisi üzerinden yapılmaktadır. Kliring uygulamasında taraflar arasında direkt bir ilişki söz konusu değildir. Taraflar alacak ve ödemelerini kliring ofisleri üzerinden yapmaktadır. Ayrıca; kliring sisteminde ihracatçının mal bedelini mutlaka mal olarak tahsil etmek zorunda değildir. İhracat yapan taraf mal bedelini döviz üzerinden de tahsil edebilmektedir (Öztürk, 2012:188).

Kliring anlaşmaları, genellikle belli miktar ve değerde kotaların takasına dayanmaktadır. Bu anlaşmalarda bir kredi limiti belirlenir ve taraflardan birisi bu limite ulaştığında hesabın bloke edilmesi gündeme gelmektedir. Kliring uygulamasında tarafların birbirleri olan ticari ilişkileri her iki ülkenin merkez bankaları veya kliring ofisleri tarafından sağlanmaktadır.

Kliring uygulaması, uygulamada şu şekilde gündeme gelmektedir. (B) ülkesindeki ithalatçılar, (A) ülkesinden yaptıkları ithalatın bedelini kendi yerel paraları ile (B) ülkesindeki merkez bankasına yatırmaktadır. Bu hesapta biriken paralar (B) ülkesindeki ihracatçıların (A) ülkesine yaptıkları ihracatın bedeli olarak ödenmektedir. Bu şekilde, bankaya yatırılan ithalat bedelleri, ihracatçıların alacakları için ödenmekte, ithalatçı ve ihracatçı ülke arasında herhangi bir döviz transferine ihtiyaç kalmamaktadır (Onursal, 2013:263).

Son olarak fason imalat da, sınai yönü ağır basan bir bağlı ticaret türüdür. Fason imalat, sanayileşmiş ülkelerin az gelişmiş ülkelerdeki ucuz işgücünden yararlanmak için bazı emek yoğun imalat faaliyetlerini bu ülkelerde yaptırmalarına dayanmaktadır. Gelişmiş ülke üretim için gerekli olan hammadde ve yarı mamul maddeleri az gelişmiş ülkeye göndermekte, az gelişmiş ülke bunları işleyerek mamul

97

hale getirip bu malları tekrar girdiyi sağlayan ülkeye göndermektedir. Burada, az gelişmiş ülkenin kazancı istihdam olanağı ile yaratılan katma değer karşılığı sağlanan dövizolmaktadır.

98

4.BELLİ BAŞLI DIŞ TİCARET POLİTİKALARI