• Sonuç bulunamadı

VIII. II Dünya Savaşı’nın Sonu ve Mısır’ın Tam Bağımsızlık Girişimi

2.4. Ortadoğu Komutanlığı’ndan Bağdat Paktı’na Giden Süreç

2.4.3. Kuzey Kuşağı Projesi’nden Bağdat Paktı’na

2.4.3.4. Bağdat Paktı’nın Mısır Açısından Önemi ve Sonuçları

Daha önceden de belirttiğimiz üzere, Ortadoğu’da bir savunma bloğu oluşturma fikri İngilizlerin bölgede hatta özellikle Süveyş’te kalması üzerine yoğunlaştırılmışken, daha sonra ise bu durum, bölgede Sovyet tehdidinin algılanması üzerine yoğunlaştırılmıştı. İngiliz öncülüğünde kurulması planlanan, MEC (Ortadoğu Komutanlığı - Middle East Command), daha sonra MEDO (Ortadoğu Savunma Organizasyonu - Middle East Defence Organization) başarılı olamayınca ABD, yeni bir oluşum için durumu ele almış ve Dulles’in Ortadoğu gezisinin ardından Türkiye’nin öncülüğünde Arap Ortadoğusu’nun da katılımıyla bir Kuzey Setti Kuşağı (Sovyetlere Karşı) kurulması planlanmıştı. ABD ve İngilizler için, Türkiye ve Arap Ortadoğusu bir

90 Ayın Tarihi, No:255, Ankara, Şubat, 1955, 393. 91 Mehmet Gönlübol ve Diğerleri, a.g.e, s. 277. 92 Haluk Gerger, a.g.e, s. 91.

93

Fahir Armaoğlu, “Amerikan Belgeleri ile Ortadoğu Komutanlığı’ndan Bağdat Paktına” (1951–1955), Belleten, C.LIX, S. 224, Ankara, 1995, s.235.

94 John C. Campbell, a.g.e, s.61. 95 Türel Yılmaz, a.g.e, s. 89.

tarafa Mısır’ın bu oluşumda yer alması çok önemliydi96

. Nitekim Türkiye, Mısır’ın güvenini kazanmak için her türlü girişimde bulunuyordu. Mısır’ın Bağdat Paktı’na katılarak diğer Arap devletleri üzerinde büyük etki yaratacağı düşüncesindeydi97

. Ancak bu sıralarda Mısır öncülüğünde Arap Birliği’ni oluşturmaya çalışan Nasır, bu düşüncenin tamamiyle, Batı’nın bölgede, varlığını korumak amacıyla yapmış olduğu emperyalist bir girişimden öteye gidemeyeceğini anlamış ve şiddetle bu oluşum ve oluşuna ön ayak olanlara karşı çıkmıştır.

İlk olarak Türkiye - Pakistan antlaşması bu paktın ön ayağını oluşturmuşken Türk - Irak işbirliği adı altında kurulan Bağdat Paktı Nasır’ı çıldırtmıştı adeta. Türkiye ile Irak’ın böyle bir ittifak için harekete geçmeleri, Başkan Nasır’ın kendi liderliği altında gerçekleştirmek istediği Arap bloğunu engelleyici nitelikte ve daha da önemlisi Mısır’ın liderliğini köstekleyici nitelikteydi. Bunun için Mısır’ın tepkisi sert oldu98

. Nitekim Mısır, Milli İstihbarat Bakanı Salah Salim, “ Türkiye ile Irak bu antlaşmayı imzaladıkları anda Mısır, Araplararası Güvenlik Pakt’ından çıkacakacağını”99

ve üye devletlerin başka devletlerle her türlü ittifak yapmasını meneden yeni bir askeri pakt hazırlayıp, Arap devletlerine bunu imzalamalarını teklif edeceğini bildirmiştir100

. Pakt’ın imzalanmasından sonra Nasır, yeni bir Arap birliği için girişimde bulunmuş ve bunu öncelikle Suriye ve Suudi Arabistan ile gerçekleştirmek istemiştir. Bu şekilde Nasır’ın amacı Irak’ı izole etmek ve Mısır liderliği altında Arap pozisyonunu Batılı güçlere karşı birleştirmek olmuştur101

.

20 Ekim 1955’te Mısır ile Suriye arasında ve 27 Ekim 1955’te Mısır ile Suudi Arabistan arasında savunma işbirliği antlaşmaları imzalandı. Bu örgütlenmeye Yemen de katıldı ve 21 Nisan 1956 yılında Mısır, Suudi Arabistan ve Yemen arasında savunma işbirliği antlaşmaları imzalandı. Bu suretle Kuzey Seddi Bloğu’na karşı Ortadoğu’da bir karşı blok, Mısır - Suriye - Suudi Arabistan ve Yemen bloğu ortaya çıkmış oluyordu. Lübnan ve Ürdün bu iki bloğun dışında kalmanın daha doğrusu Nasır bloğuna katılmamış olmanın cezasını bundan sonra, Suriye ve Mısır’ın kışkırtmalarıyla

96

Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914–1980), C.I, Ankara, 1994, s. 526.

97Subhi Nazım Tevfik, Halfe şimali’l-atlasi ve halfe Bağdad fi vesaiki’l- mümesseliyyati’d-

diblumasiyyeti’l-Irakıyye fi Ankara ve İstanbul: 1945–1957, Bağdad: Beytü’l-Hikme, 2002, s.289.

98 Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914–1980), s. 526. 99

Halkçı Gazetesi, 28 Şubat 1955, s.3.

100 BCA, Fon Kodu: 030–01, Kutu No:35, Dosya No:215, Belge No:2.

101 Behçet Kemal Yeşilbursa, The Baghdad Pact ( Anglo- American Defence Policies in the Middle East,

hareketlenen iç karışıklıklarla ödeyeceklerdir102

. Ancak Mısır - Suriye ve Suudi Arabistan arasında imzalanan bu savunma antlaşması, Suriye halkı “Vatanileri istemiyoruz” sloganlarıyla Mısır ile yapılan antlaşmayı protesto etmişlerdir103. Bu protestolara rağmen artık bloklar kurulmuştu ve bu durum, ABD ve İngilizleri oldukça endişelendirecekti. Bunun sebebi ise, Mısır’ın karşısına Irak’ın çıkarılmasıydı. Mısır, Irak’ı pakta katılmakla Arap Ülkesine karşı çıkan bir ihanetçi olarak duyurdu ve Arap düşüncesinin Nuri el-Said’e karşı çıkması için elinden geleni yaptı104

.

Nitekim bu yıl yani 1955 yılı savaşın temellerinin atıldığı yıldı ve Mısır’ın bütün düşmanları ile olan ilişkileri aniden keskin bir şekilde bozuldu. Bunun başlangıç tetikleyicisi ise Türk ve Irak tarafından imzalanan Bağdat Paktı idi. Nasır bu paktın İngilizler tarafından yöneltilen bir savunma antlaşması olduğuna ve diğer Arap ülkelerini içine alacağına ve aynı zamanda da Mısır’ı dışlayacağına inanıyordu ve Nasır önceki İngiliz antlaşmasını hatırlayarak, bunu aldatıcı bir görünüş altında sömürgeci varlığını yenileyici bir vasıta olarak gördü. Bu gerginlikler, Antony Eden’in 1955 Şubat’ında Kahire’de ki İngiliz Büyükelçiliği akşam yemeğinde gündeme geldi. İngiliz Dışişleri Bakanı, Nasır’a Bağdat Paktı’na karşı düşmanca muamele etmemesini önerdi. Ancak Mısır lideri güldü ve ama bu bir suç dedi. Bağdat Paktı’nın Mısır’daki derin huzursuzluğu diğer taraftan Arap bölgelerinin yapısıyla açıklanabilir. Ortadoğu’da bir Anti-Sovyet savunma antlaşmasının varlığı Mısır başkanını kendi içinde rahatsız etmemiştir. Ama yine de bunun Bağdat lehinde, Kahire karşıtı bir girişim olduğundan şüphelendi. Nasır ve Irak lideri Nuri Said, hem Arap meşruiyeti hem de Batı desteği için doğrudan rekabet içindeydiler ve bunların bağlantıları kaçınılmaz bir şekilde bozulmuştu. Mısır basını tamamiyle Nuri Said’e suçlamalarla doluydu nitekim Nuri Said bir konuşmasında ben artık sizlerden değilim Siyonist oldum, artık Araplarla hiçbir ilişkim yoktur demiştir105. Nasır’ın Bağdat Paktı’na karşı bu sert tutumu sonradan kendi

lehine sonuçlanacaktır. Nitekim Bağdat Paktı, Nasır’ı bir anda Arap Âleminin lideri haline çıkarmaktaydı106

.

102 Fahir Armaoğlu, a.g.m, s. 235. 103

Halkçı Gazetesi, 15 Mart 1955, s.1.

104 John C. Campbell, a.g.e, s. 54. 105 Laura M. James, a.g.e, s.10–12. 106 Kamuran Gürün, a.g.e, s. 315.

Benzer Belgeler