• Sonuç bulunamadı

BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZİ (REC) TÜRKİYE ÇALIŞMA ALANLARI

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMADA BÖLGESEL

5. BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZİ (REC) TÜRKİYE ÇALIŞMA ALANLARI

5.1. Türkiye’de Çevre Politikaları ve Gelişim Süreci

Çevre sorunlarının tüm dünyayı tehdit eden bir durum halini alması, çevreye gösterilen önemin artmasına, bu yönde yapılan çalışmaların devlet çevre politikaları içinde yer alması ve yerine getirilmesi zorunluluğunu doğurmuştur. Ülkemizde bu sorumluluk gereği evrensel manada konuya hakim oluşumlara katılarak duruma duyarlılığını kanıtlamıştır. Gelişmiş ülkelerdeki duruma benzer şekilde Türkiye’de de sanayileşmeyle artan kentleşme, çevre sorunlarının hissedilmeye başlamasını tetiklemiştir. Türkiye’de çevre konusunda hassasiyetlerin oluşmaya başlaması özellikle 1972 yılında düzenlenen ve Avrupa Birliği çevre politikasını oluşmasında da önemli rol oynayan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı sonrasında ortaya çıkmıştır. Konferansın etkisiyle, Türkiye’nin ulusal çevre politikası, “çevrenin korunmasına ilişkin tedbirlerin ekonomik kalkınmayı engellemeksizin mevzuata dâhil edilmesi şartıyla ” ilk kez 1973 – 1977 dönemini kapsayan Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı içerisine yansıtılmıştır (Ulucak ve Erdem, 2012).

Kalkınmakta olan bir ülke olarak, Türkiye’nin küresel çevre sorunları bağlamında karşı karşıya bulunduğu çevresel sorunların nedenlerinin çeşitli faktörlerce belirlendiği görülmektedir. Bölgeler arası gelişmişlik düzeyindeki büyük farklılıklar ve gelir dağılımındaki eşitsizlikler, nüfus artışının gelişme hızından yüksek olması, kalkınmanın çevre sorunlarıyla bağlantılı olarak ele alınması gereksinimi, bu bağlamda çevrenin korunması ve ekonomik büyüme hedefleri arasında uzlaşma sağlanamaması, hukuki ve kurumsal düzenlemelerin eksikliği, kalkınmakta olan ülkelerin uluslar arası örgütlerce ya da çok taraflı diğer düzenlemeler çerçevesinde desteklenen programların çoğu kez beraberinde çevre sorunlarını da getirmesi, çevrenin korunmasına ilişkin kamuoyu bilinçlendirmesinin ve katılımının yetersiz olması gibi faktörler bunların başlıcalarıdır. Bu gelişmelerin yol açtığı çevre sorunları, çevre kirliliği ile mücadele ve ekonomik ve sosyal kalkınmanın bir arada ele alınması gereğini doğurmuştur (Ökmen, 2006).

Türkiye, karmaşık bir nitelik gösteren ve çoğunlukla sosyo-ekonomik konularla bağlantılı olarak karşımıza çıkan çevre sorunlarının çözümü için yapılan uluslararası işbirliğinde aktif rol oynamaktadır. Ülkemiz, çevre sorunlarının çözümüne katkı amacıyla, ulusal çıkarlarını ve sosyo-ekonomik konumunu ve kalkınma önceliklerini göz önünde bulundurmak suretiyle, gerek BM düzeyinde, gerek bölgesel düzeyde çevre ile ilgili 41 sözleşme ve 30’un üzerinde protokole taraf olmuş ve çok sayıda deklarasyon ve karar metnini kabul etmiştir. Son dönemde uluslararası platformda yaşanan gelişmelerle gelecekte bu yükümlülüklerin daha da artması beklenmektedir. (MFA, 2014).

AB, adaylığa kabul ettiği Türkiye’nin çevre politikalarına yön vermekte ve bu konuda çok fazla yasal, kurumsal değişimi gerektirmektedir. Bu konuda 2005 yılında yayınlanan Genişleme Stratejisi’nde Türkiye’nin çevre konusunda sınırlı ilerleme sağladığı; atık yönetimi ve gürültü dışında, müktesebatın iç hukuka aktarılması konusunda genel düzeyin düşük olduğu;

uygulamanın zayıf kaldığı belirtilerek Türkiye’nin çevre politikasını diğer politikaların saptanması ve uygulanmasıyla bütünleştirecek yeni bir yaklaşım biçimini bir an evvel benimsemesi ve hayata geçirmesi gerektiği yani gelinen noktanın yetersiz olduğu belirtilmiştir. 2007 yılında ise İlerleme Raporu yayımlanmış ve merkezi düzeyde idari kapasitenin artırılmasında ilerleme olduğu ancak yatay mevzuat, hava kalitesi, kimyasallar, doğanın korunması ve atıklara ilişkin atılan adımların yetersiz olduğu; endüstriyel kirlenme ve risk yönetimi, su kalitesi, gürültü ve Ulusal Çevre Ajansı’nın kurulması konusunda ise hiçbir ilerleme kaydedilmediği belirtilmiştir (Ulucak ve Erdem, 2012).

Türkiye’nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf olmasının da etkisiyle sera gazı emisyonlarını azaltma yükümlülüğüne binaen küresel ısınma ve iklim değişikliğinin tetikleyicisi olmakla birlikte önemli bir hava kirliliği göstergesi olan sera gazı emisyonlarını azaltma taahhüdü vardır. Bu doğrultuda dokuzuncu beş yıllık kalkınma planının 461. Maddesi uyarınca ulusal politika olarak iklim değişikliği eylem planı stratejisi hazırlanmasına karar verilmiş ve konuyla ilgili yapılan çalıştayda karbondioksit emisyonunu azaltmak amacıyla kömürle çalışan mevcut enerji santrallerinin rehabilitasyonu, yeni bir nükleer enerji biriminin inşası, ev aletlerinin etiketlenmesi, doğalgazın yaygın kullanımının teşvik edilmesi, sanayide doğalgazı ikame politikası, binalarda ısı yalıtımı yönetmeliği ve enerji denetimleri gibi politikalar sonuç olarak yayınlanmıştır (Ulucak ve Erdem, 2012).

2003 yılında Türkiye’de Vizyon 2023 Paneli düzenlenmiştir. Vizyon 2023 Teknoloji Öngörü Projesi kapsamında, Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Tematik Paneli’nde Sürdürülebilir Kalkınmanın sadece çevre boyutu üzerinde durulmuştur. Bununla birlikte Panelde çevre

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMADA BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZİNİN ROLÜ:

REC TÜRKİYE ÖRNEĞİ

108

kavramı; doğal, ekonomik, beşeri değerlerin bir bütünü olarak ele alınmış, bunlar arasındaki karşılıklı etkileşim gözetilerek, tüm canlı ve cansız varlıkları ve canlı varlıkların her çeşit eylem ve davranışını etkileyen fiziksel, kimyasal, biyolojik ve toplumsal nitelikteki etkenler bir bütün olarak tanımlanmıştır. Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Paneli çalışmaları sonucunda, 2023 yılı ve sonrası için Türkiye’deki çevre korumasına yönelik yatırımları şekillendirecek teknolojik gelişme ve girdiler saptanmıştır. Bu çerçevede 9 Teknolojik Faaliyet Konusu belirlenmiş ve bu konular önem endekslerine göre aşağıda sıralanmıştır (Vizyon2023, 2003);

• Temiz üretim teknolojilerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması

• Çevre dostu enerji kaynaklarının geliştirilerek yaygınlaştırılması

• Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımının sağlanmasına yönelik teknolojilerin geliştirilerek yaygınlaştırılması

• Hava kalitesi ve iklim değişikliği kontrolüne yönelik teknolojilerin geliştirilmesi

• Katı atıkların geri kazanımına yönelik teknolojilerin geliştirilerek yaygınlaştırılması

• Toprak kirliliğinin önlenmesi ve kontrolüne yönelik teknolojilerin geliştirilmesi

• Biyolojik çeşitliliğin korunması

• Tehlikeli atıkların giderimine yönelik teknolojilerin geliştirilmesi ve

• Deniz kirliliğinin önlenmesidir.

5.2. REC Türkiye Kronolojisi

REC Türkiye Ülke Ofisi (REC Türkiye), kuruluş belgesinin Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından, Mayıs 2004 tarihinde Ankara’da çalışmalarına başlamıştır. REC Türkiye, hükümetler, sivil toplum kuruluşları  (STK’lar), özel sektör ve diğer çevresel paydaşlar arasında işbirliğini destekleyerek ve bilgi paylaşımı ve çevresel karar alma süreçlerine halkın katılımını sağlayarak Türkiye’de çevre sorunlarının çözülmesinde etkin rol oynamaktadır. Farklı finansal kaynaklar aracılığı ile yürütmekte olduğu çalışmalar çerçevesinde, REC Türkiye’nin genel amacı, Türkiye’nin çevre konusunda hukuki, kurumsal, teknik ve yatırım alanlarına yönelik kapasitesini güçlendirmek, böylelikle de AB çevre müktesebatının etkili bir şekilde uygulanması sürecini hızlandırmaktır (REC, 2014).

Doğal Kaynakların Sürdürülebilir Yönetimi ve Kullanımı çalışma alanı kapsamında REC Türkiye; iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik, doğa ve doğal kaynakların korunması ile ilgili çalışmalar yürütmektedir. Özellikle, iklim değişikliği alanında uluslararası süreçlere Türkiye’deki çevre paydaşlarının katılımı ve bu alanda Türkiye’de gerekli önemlerin alınması ile çalışmaların yapılması alanında projeler yürütmektedir. REC Türkiye, 2005-2008 yılları arasında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi  6. Madde (Eğitim, Öğretim ve Kamuoyu Bilinçlendirme) Ulusal Odak Noktası olarak belirlenmiştir. REC Türkiye, biyolojik çeşitlilik ve doğa koruma alanında ise yayınlar hazırlayarak bu alanda çalışan kurumların kapasitelerinin geliştirilmesine katkıda bulunmakta ve özellikle farklı projelerle koruma ile yönetim planlama çalışmaları gerçekleştirmektedir (REC, 2014).

5.3.Bölgesel Çevre Merkezleri (REC) Çalışma Alanları

Bölgesel çevre merkezlerinin çalışma alanları; AB Uyum Süreci ve Çevre, Bilgiye Erişim, Doğal Kaynakların Sürdürülebilir Yönetimi ve Kullanımı, Kapasite Geliştirme, Özel Sektör ve Sürdürülebilir Kalkınma, Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim, Uluslararası İşbirliği’dir (REC, 2014).

• AB uyum süreci ve çevre; REC Türkiye, REC ofislerinin faaliyet gösterdiği Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin AB katılım süreci kapsamında edindikleri tecrübeyi Türkiye’ye getirerek, AB giriş sürecinde çevre alanında yerine getirilmesi gereken uyum çalışmalarını kolaylaştırmayı ve hızlandırmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmalar, çok paydaşlı bir yaklaşım ve ilgili kurumlarda ciddi boyutta bir yönetimsel değişim, teknik kapasitenin arttırılması ve finansal mekanizmaların doğru alanlara kanalize edilmesini gerektirmektedir. REC Türkiye, 2004 yılından bu yana kurumsal ve teknik kapasitenin geliştirilmesi yönünde çalışmalar gerçekleştirerek çevre paydaşlarına destek olmaktadır.

• Bilgiye erişim; REC Türkiye bilgiye erişim çalışmaları, ülke bazında çevre paydaşlarına çevresel bilgiye erişimleri için araç ve ortamlar hazırlamaktadır. Çeşitli hedef gruplarına, farklı içerik ve yapıda materyaller hazırlayarak mümkün olduğunca geniş bir kesime ulaşmak hedeflenmektedir. Bu alanda elektronik ve basılı yayınlar hazırlanmakta ve paydaşlarla paylaşılmaktadır. REC Türkiye Web Portalı, barındırdığı veritabanları, bilgi kaynakları ve paydaşların kolay katılımını sağlayan yapısı ile önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Elektronik bilgi kaynaklarının yanı sıra REC Türkiye, güncel çevresel haberleri ve olayları içeren süreli yayınları ve yol gösterici rehber kitap ve raporları ile çevre alanında önemli bir hizmet sunmaktadır.

• Doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi ve kullanımı; doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi ve kullanımı çalışma alanı kapsamında REC Türkiye; iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik, doğa ve doğal kaynakların korunması ile ilgili çalışmalar yürütmektedir.

Özellikle, iklim değişikliği alanında uluslararası süreçlere Türkiye’deki çevre paydaşlarının

SÜRDÜRÜLEBİLİR

KALKINMADA BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZİNİN ROLÜ:

REC TÜRKİYE ÖRNEĞİ

109 katılımı ve bu alanda Türkiye’de gerekli önemlerin alınması ile çalışmaların yapılması

alanında projeler yürütmektedir. REC Türkiye, 2005-2008 yılları arasında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 6. Madde (Eğitim, Öğretim ve Kamuoyu Bilinçlendirme) Ulusal Odak Noktası olarak belirlenmiştir. REC Türkiye, biyolojik çeşitlilik ve doğa koruma alanında ise yayınlar hazırlayarak bu alanda çalışan kurumların kapasitelerinin geliştirilmesine katkıda bulunmakta ve özellikle farklı projelerle koruma ile yönetim planlama çalışmaları gerçekleştirmektedir.

• Kapasite geliştirme; çevre alanında kapasitenin geliştirilmesi, REC Türkiye’nin en yoğun olarak çalıştığı ve önem verdiği konulardan biri olarak tanımlanabilir. Bu alanda kamu kurumlarına, Sivil Toplum Kuruluşlarına, yerel yönetimlere, özel sektöre ve akademik kurumlara yönelik düzenlenen eğitim, seminer ve toplantılar bu paydaşların gerek süreçlere aktif olarak katılmasını kolaylaştırmakta gerekse teknik olarak kapasite oluşturulmasına katkı sağlamaktadır. REC Türkiye, kapasite geliştirme çalışmaları kapsamında farklı hedef kitlelerine yönelik pek çok yayın üretmektedir.  STK’lara yönelik rehber kitapları, toplantı raporları, çeviri yayınları ve süreli yayınlarla REC Türkiye binlerce kişiye ulaşmaktadır. Farklı kaynaklardan alınan fonların yönetimi de REC Türkiye’nin önemli tecrübe alanlarından birini oluşturur. Özellikle AB fonlarının yönetimi konusunda tecrübeli personele sahiptir.

• Özel sektör ve sürdürülebilir kalkınma; özel sektör, sürdürülebilir kalkınma alanında önemli bir paydaştır. Bu nedenle, REC Türkiye yerel, ulusal ve bölgesel anlamda sektörel ortaklıkların oluşturulması ve iklim değişikliği, eko-verimlilik, eko-turizm, temiz üretim ve atık yönetimi gibi sürdürülebilir kalkınmanın farklı alanlarında çalışmalar yürütülmesi için katalizör görevi görmektedir. Avrupa Birliği Çevre Ödülleri ve özel sektöre yönelik eğitim programları gibi çalışmalarla hem bilgilendirme yapılarak hem de ortaklıklar kurularak, kamuoyu oluşturma alanında çalışmalar devam etmektedir.

• Sürdürülebilir kalkınma için eğitim; sürdürülebilir kalkınma için eğitim çalışma alanı, toplumda yeni değer ve davranış biçimleri geliştirilmesi ile daha sürdürülebilir bir topluma doğru bir yönelimin gelişmesini amaçlamaktadır. Bu değer ve davranış biçimlerinin ise hayatın ve eğitimin tüm alanlarına dahil edilmesiyle bu hedeflere daha kolay ulaşılması sağlanmaya çalışılmaktadır. Yeşil Kutu Projesi, REC tarafından üretilmiş ve REC Türkiye tarafından Milli Eğitim Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı ortaklığında Türkiye›de uygulanan bir projedir. Proje, Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim alanındaki en kapsamlı eğitim materyalini sunmaktadır.

• Uluslararası işbirliği; REC Türkiye, REC’in uluslararası alandaki gücü ve tecrübesinden faydalanarak uluslararası alanda da çeşitli projelerde rol almaktadır. Özellikle, Karadeniz ve komşu ülkelere yönelik gerçekleştirilen çalışmalarla ve REC’in Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde yürüttüğü projelere vermiş olduğu katkılarla Türkiye sınırlarının dışında da çalışmalar yürütmektedir.

Avrupa Konu Merkezi Bağlantılı Faaliyetlere Destek ve BMİDÇS 6. Madde Bölgesel Odak Noktası Faaliyet Planı Taslağı hazırlanmasıdır.

6. SONUÇ

Ülkelerin sürdürülebilir kalkınmalarını sağlamak amacıyla, politik bütünleşmeye, toplumsal ve kültürel çeşitliliğe göre değişen yüzlerce çalışmanın yapıldığı ve bu çalışmaların ivedilikle uygulamaya geçirildiği görülmüştür. Devletler ulusal ve uluslararası oluşumlara katılarak sürdürülebilirlik konusunda yasalar ve yönetmelikler çıkarmış ve bunları günümüze uyarlamışlardır.

Türkiye ise, T.C. Anayasası’nda çevre konusunun doğrudan yer aldığı birkaç ülkeden biridir.

Ancak, yürürlükteki Çevre Kanunu ve ilgili yönetmeliklerle, çevreyi ilgilendiren hemen hemen her alandaki faaliyetler, yasal olarak kontrol altına alınmış olmasına karşın, yetkinin birden fazla kurum ve kuruluşa verilmiş olması, dolayısıyla yaratılmış olan yetki kargaşası nedeniyle; dahası sorumlulukların iç içe geçmiş olması nedeniyle pek çok sorun yaşanmaktadır (Tübitak’tan aktaran Özahmet,2012:20).

Tüm bu çalışmalar ışığında REC Türkiye’nin sürdürülebilirlik politikalarına katkısı, kamu kuruluşları, STK’lar, yerel yönetimler yardımıyla çevre plan ve politikalarına gerekli çalışma alanı, materyal, öncelikli önem gösterilmesi gereken coğrafya ve konuları akademik platformlara taşımak ve devlet politikası haline getirebilmektir. Ne var ki ülkemizde çevre plan ve projelerine ayrılan bütçeler oldukça kısıtlıdır ve söz konusu yerel yönetimlerin fon yaratabilme yetenekleri zayıftır. Bu durum hükümetlerin ekonomik kalkınmaya olduğu kadar sürdürülebilir kalkınma ve çevre konusuna da gereken önemi göstermesi gerektiği gerçeğini göstermiştir. Özetle ülkeler yüklendikleri çevresel sorumlukları yerine getirmek için var olan mali, teknik ve insani kaynaklarını yeni planlamalar ışığında pratiğe dökmek zorundadırlar. Üst düzey bir çevresel planlama, 21.yy’da ülkelerin yarınlara daha yaşanabilir bir dünya bırakmalarına eşi bulunmaz bir anahtar olacaktır.

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMADA BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZİNİN ROLÜ:

REC TÜRKİYE ÖRNEĞİ

110

KAYNAKÇA

AKSU, C. (2011), “Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre”, Güney Ege Kalkınma Ajansı, http://

geka.org.tr/yukleme/dosya/f6574f6e6b0a8d70a27bfbde52c53a47.pdf, E.T: 14.09.2015 ASLAN, D. S. (2012), “Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye’de 3 Bilkentli”, http://www.

gazetebilkent.com/2012/10/22/bolgesel-cevre-merkezi-rec-turkiyede-3-bilkentli/, 14.08.2015 DURU, B. (2007), “Avrupa Birliği Çevre Politikası”, Avrupa Birliği Politikaları, (Der.) Çağrı Erhan, Deniz Senemoğlu, İmaj Yayınevi, Ankara, 2007.

KAYPAK, Ş. (2011), “Küreselleşme Sürecinde Sürdürülebilir Bir Kalkınma İçin Sürdürülebilir Bir Çevre”, KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi 13(20): 19-33.

KILIÇ, S. (2001), “Uluslararası Çevre Hukukunun Gelişimi Üzerine Bir İnceleme”, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, 131-149.

MEGEB (2011), Çevre Kuruluşları, Ankara, http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program _modul/moduller_pdf/%C3%87evre%20Kurulu%C5%9Flar%C4%B1.pdf, E.T: 22.08.2015.

MFA (2014), “Uluslararası Çevre Konuları”, http://www.mfa.gov.tr/uluslararasi-cevre-konulari.

tr.mfa, e.t.: 22.08.2015, E.T: 22.08.2015

ÖKMEN, (2006), AB Yolunda Türkiye: Müzakere Sürecinin Ekonomi Politiği.  Alfa Yayını, İstanbul.

ÖZAHMET, E. (2012), “Dünyada Ve Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma Yaklaşımları”, E-Journal of Yaşar University, .3, 1-23.

ÖZTUNÇ, Ö. (2006), “Uluslararası Çevre Politikalarında Birleşmiş Milletlerin Rolü”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Çevre Bilimleri Anabilim Dalı, Ankara.

REC (2010), Avrupa Birliği Çevre Mevzuatı Yayınları, Çeviri: Eren Paydaş, Öznur Karakaş, Mine Yıldırım, Zeynel Gül, Tuna Matbaacılık, 2010, Ankara.

REC (2014), REC Türkiye. http://www.rec.org.tr/?module=rec&item=rec_pages, E.T:

17.08.2015

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI (2011), “Uluslararası Çevre Konuları”, http://

www.mfa.gov.tr/uluslararasi-cevre-konulari.tr.mfa, E.T: 08.08.2015.

ULUCAK, R ve ERDEM, E. (2012), “Çevre - İktisat İlişkisi Ve Türkiye’de Çevre Politikalarının Etkinliği”. Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi, 4, p.82.

Vizyon 2023, 2003. “Vizyon ve Öngörü Raporu”. Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Tematik Paneli, p.10.

www.rec.org.tr, E.T: 17.09.2015

SÜRDÜRÜLEBİLİR

KALKINMADA BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZİNİN ROLÜ:

REC TÜRKİYE ÖRNEĞİ

111

AKSARAY İLİNDE ATIKLARIN GERİ KAZANIMI VE EKONOMİK